![]() |
Rica ediyorum. Her zaman...
|
arkeoloq bnede hem sana hemde firariye tşkkr ederim çoq qüzel bir şarqı:4:
|
Ben teşekkür ediyorum. Beğenmene çok sevindim. Senin sayfanda da görmek güzel.:1:
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
|
Firari
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
FİRARİ Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin Kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile. Sana çirkin demedim ben, kafir demedim Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin. Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek. Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Ve Sen Yoksun
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Yağmur yağıyor! Hem de sağanak halinde! .. “-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor, ömrüm firari-” Ama sen yoksun! .. Belki de insanların en duygusal olduğu, yalan söylemediği, sevdâlı gözlerin sislenip birer cigara yaktığı, sevginin; kitaplar arasındaki kurutulmuş güllerden kurtulup sessiz bir ceylan gibi yüreklere girdiği ve yalnızlıkların ilk karanfil yaprağında büyüdüğü, çoğu kez de hüzünle birlikte sessizlik içinde yaşanan bir andır bu... Fakat kimsecikler farkına varmaz bile... Olsa olsa ancak şairler hatırlar yağmur kokan bir sabaha karşı camlarını açtıklarını. Havada asılı kalmış bir bulutu, bir kuşun titreyerek uçtuğunu, gül yaprakları üzerinde tomur tomur gülümseyen şebnemleri, yalan yeminlerin şâhidi papatyaların göz yaşlarıyla ıslandığını ancak şâirler hisseder... “Ve bütün bunlar; aşkın güzelliğiyledir! ” derler! .. Yağmur yağıyor! Hem de sağanak hâlinde! .. “-utangaç suların sırdaşı oldum/ yüreğim üşüyor,ömrüm firâri-” Yağıyor işte; korkarak, yavaş sesle... Hatta bazen cesaretleniyor benim gibi, ve hışımla vuruyor camlara... Sonra yine ürkek! İhanet edercesine... Offf serçeeee! ... Yağmur yağıyor! Fısıltıyla, nazla... Bir eski hikayenin sonunu getirircesine... İnsanlar bilmiyor bu hikâyeyi, gökyüzü dilsiz! .. Hava da anlaşılamamanın verdiği kahrolası hüzün... Ah şu esrik bulutlarda geçmese gözlerimden, derken... Yağmur yağıyor işte “ömrüm firârî” makamında... “Yüreğim üşüyor..! ” Ve ben bu gecenin 25.saatlerinde “utangaç sırların sırdaşı” oluyorum cân! .. Yağmur yağıyor diyorum, duymuyor musun? ! .. Ve sen yoksun! .. Yağmur |
Yorumsuz Sadece Dinleyin....
|
Firari uykularda kundakladım aşka dair yazdığım tüm şiirleri
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
Hangi iklimlerin baharından kopup düştü yüreğime Üç cemrede, üç ölüm yüklü infaz, Kardelen silahımı kuşanamadım, Alnımın ortasına yığıldı yağız atlar, Bilmediğim kelimeler döküldü gecenin koynundan, Sapan taşımda sevgi fırlatmadım Güller derip çıkmadım gülistandan Zaten militanist şiirlerimle çekildim kanlı dağlara, Öteleri aradım durdum bunca yıl, Bir HAMZA selamı yeter, binlerce yıl ömrü tepmeye Firari uykularda kundakladım aşka dair yazdığım Tüm şiirleri, ve sen galiba iyi huylu bir tümördün, Bir uzay gemisi gibi dolaştın damarlarımda, Uzunca zamanlara ait bir resmin düştü içime zemheri soğuklarından Gönül albümlerine koymadım,. Artık düş, rüzgarlı tepelerimden, Bak ben ölümlü şarkıların gıyabında dolaşan bir bestekar değilim artık, Ki hazan yaprakları yüzüme çarpıyor, ölümlü olmanın son armonisini Ve ben yüzümü Kudüs’ e çeviriyorum,mülteci aşklardan, Artık göğsüm daralmıyor, bıyıklarım da tütün sarısı yok Bu cellatların son tangosu olacak ağaran saçlarımda şafak, ilklerin telaşını taşıyacağım bir bozgun mevsiminde akreplerin düşlerine sokacağım yılanları, bende bitecek her ölümlü macera, ahdim var yüzümün vitrinine bedirleri taşımaya hiçbir gün kendi öncesindeki günü takip etmemiştir, hiçbir gül, kendi kırmızılığında başka bir gül açmamıştır, karıncalar her mevsim baharları taşımıştır ambarlarına gün hükmünü her zaman ucuza devretmez karanlığa karanlığın içinde bir çıkılmazlık vardır kendi karanlığına gönül aynalarına güneş yapıştıranlar düşmez bu alacalığa Şimdi yolu vurduk, Tur dağına, Şimşeklerden hızlı kılıçlarımız var seyfullahtan, Ezel, ebet hak güç bizimdir,son durak Kevser bize Ve onlara çamur yüzlü yüzlerini çamurdan çıkaramamış Haydutlara bayram yok, Geç gelen baharlara düşen cemre de bizim üç elimiz Yılanlar koyundan haydut çıkmaz limanında bekler bir gemi Tüm haydutları üstüne alacak bir gün bu gemi, Demirleyecek gayya kuyularının dibine, Kurtul kurtulabilirsen, Zalime yaşasın cehennem, Bir bakarsın Kızıldeniz’i yeniden yarar asamız Eli kanlı firavun saplanır çamura iyice, Ve peşinden gelen yılanlar ordusuna son park yeri olur, Ebu garipler, Müslümanım demeye kimsenin dili varmaz Kalın elbiselilerden de hiç ses çıkmaz, Halbuki Mekke, Medine arası yollarda at koşturduklarını Söyleyen hıyarlar ordusumuydu acaba kabuğu soyulmuş Ton balığına mı döndüler ne oldu bunlara, ebu garibin içindekiler Dururken dışındaki puştlara sahip çıktılar, Kargalara iyi yem verin ki ilerde de bizim gözümüzü oysunlar Yuh be..ayrılık ikliminde yedi veren gülleri doğrayanlara Yuh…be yuh..onlara da yuh..bize de yuh…………………… Lütfi Kireçci |
Git Ayrılığın nağmesi bu duyduğumuz, Bakışların gönlümü caydırmadan git. Ne bir hatıran kalsın ne de bir umut, Duruşların gönlümü yandırmadan git. Bütün resimlerini sök at duvardan, Sana ait ne varsa çıkart odamdan. Kitabın arasında şöyle canından, Bir gül bırakmıştın ya soldurmadan git. Hani bir şarkı vardı mazide kalan, Öyle içten acıklı, öylesi nalan. Göğsüme yaslanıp da sevince boğan, Yeşermiş tüm aşkları kurutmadan git. Nasıl güzeldi herşey hatırlasana, Nasıl gülüşürdük biz dert ortasında. Ekmek paramız yokmuş ne gam, ne tasa, Güzel hatıraları zehretmeden git. Hani mevsimlerden, hep biri bahardı, Hani gökten her cemre bize yağardı, Hani kış ortasında mevsim bahardı, Şu inanmış gönlümü, kandırmadan git. Allah aşkına bırak, öldürmeden git... Bedirhan Gökçe |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 01:11 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.