![]() |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Bir gün bıkacaklar kalemimden ve asacaklar bileklerimden... |
|
|
Tarla Kuşu
Ölüler geçiyor tarla kuşundan, gagasından, kanatlarından, tarlasından. Düşünüyor tarla kuşu: ölüm acaba bir tohum muydu? Dalgalara tükürsen bire bin verir deniz, bu kan neleri çogaltacak? |
Kıştan Üşüyen Virgül.. Defterin bir çok sayfasını koparmışlar, Örtünemez artık virgül bazı sayfalarla, Kış gelir, virgül üşür, Kış insanı üşütür, Üşenen hayvanlar da Girip toprağın altına Uyurlar, Toprağın sayfalarını koparmamışlar, Çocukların sayfaları her kış koparılır. Kar toplarıyla voleybol oynayan Ağaçlarla, Her çocuğun defterinde Bir çok sayfası olmayan Bir çok güzel virgül vardır, Virgül kıştan üşür, Çünkü kış gelince koparılır Artık kalmayan öğrenciliğin, Artık kalmayan tembelliğin sayfaları.. .. . |
|
Evde degiLm..dinleyemiyorum..box yok..
Sozleri nasil ki..:69: |
Yoldaş, senin bir gülüşün
Bir dostunun yarasını Saramıyorsa artık Sen artık kendin değilsin (2) Vur öfkeni dostuna Yansın dağlarca göllerce Dökülmeyen gözyaşınla Boğulsun deryalarca Yitip giden devrimler gibi Dost sesin dost gülüşlerin Şimdi çöllerde bir damla su Sen artık kendin değilsin (2) Öfke çaresizlik bilirim Çaresizliğine ölürüm Sesinde açan bulutlara İnan herşeyimi veririm Sanmaki bir yitiktir Hüzünlere sarılman Sanmaki gülüm, Bu hüzün öldüğünde bitecektir Bir gün mavi bulutlara Biner sonsuza giderim Dost sesini bulana dek Karanlığa gülümserim.. (2) |
Muzik hocasi diiLsn dime..:72:
|
Yok ama iyi solfej yaparım :)
|
|
Geceleyin karanlıkta.. Suya attım ben sesimi Türkü oldu birdenbire Denizinden geçen gemi.. Geceleyin karanlıkta.. Gülümsedim buluta ben Saçlarına düşen yağmur Gökkuşağı oldu birden.. Geceleyin karanlıkta.. Yıldız tuttum gök içinde Işığını sana vurdu Bir gül açtı yüreğinde.. :45: |
Yenilirsem yenilirim, ne çıkar yenilmekten?
Seninle çarpışmak kişiliğimi pekiştirir benim. Ayak bileklerime kadar bu deredeyim işte, Yerin yassı taşları tabanımın altında, Alnımda birleşmekte güneşin raylarından Hışırtıyla geçen kartalların sesleri. Unuttuğum bir bitkinin yaprakları gibi Göğsüme değerse kurşunların, ne çıkar? Bilmem nişancılığı, tabanca kullanmadım; Ama karşıma alıp seni horoz düşürmek de, Seni vuramamak da yüreğimi pekiştirir benim. Ölürsem güzel bir ölü olurum, Saçlarıma yuva kurar bir anda kirpiler, Kar, örtemeye kalkışır gökkuşağını, Ve onurlu, yoksul böceklerin gazetecisi Ben gülümserken resmimi çeker. |
Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp seni "sana" yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım. Uyumalıydım aslında. Kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa. Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koynuna. Yürek luğatindeki tüm kelimelerimle bir bir seni anlatmaya çalıştım. Seni " sana " yazdıkça , gözlerin parmak uçlarımı okşuyordu sanki. Dur durak bilmiyordum. Kalemin ucundan mürekkep değil bembeyaz yüreğinin mavi denizlerine "ben" akıyordum sanki...
Hatırlar mısın gülüm, seni sevdiğim zamanları. Gözlerini ilk gördüğümde; güneş, nadasa bırakılmış toprağa ekiliyordu. Yıldızlar, gecelere bir gelin edasıyla birer birer seriliyordu " seni" yüreğime ördüğümde. Güneş, toprağa; gece, karanlığa; kelebekler, bahara ve ben sana sevdalıydım. Utangaç yanaklarına uzanıp gözlerimi pamuksu düşlere kapatmıştım. Sesin, hoyrat meltemlerin sarıldığı deniz kadar ılıktı. Dokunmaya bile kıyamadığım bir yürektin sen. Her gece uyurken gözlerine cicekleri taşırken gözbebeklerini inciteyeceğim diye korkardım. Gözlerinin içine bakmaktan çekinirdim. Her baktığımda buz dağının güneşin karşısındaki erimesi gibi gözlerindeki umut tanelerinin de erimesinden korkardım. Bilirsin, ellerim küçüktür benim. Küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne. Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine.. Oysa irin toplamış acıları soğuk kaldırımlarda dövmekte usta olan ellerim, yüreğinin resimini gökyüzü tuvaline yapamayacak kadar acemiydi. Oysa alnındaki ince çizgileri bulutların gözlerine işlemekten aciz ve bir o kadar kabaydı...Gözlerini, suya; yüreğini semaya yazdım.Küçük ellerimle nasıl çizdim bilmiyorum ama dün gece seni " sana " yazdım. Seni " sana " yazdığımda sen uyuyordun. Ay ışığı saçlarına beyazları giydirmişti.. Kangren gece, kirpiklerine yaslanıp delicesine umudu soluyordu.. Avuç içlerinde, rüzgarla olan kavgalarını bir türlü bitiremeyen hayırsız fırtınalar sabahın geceden ayrılışını bekliyordu. Oysa senin olan bitenden haberin yoktu. Sen, gül kokulu Melek'lerin omuzlarına göğsünü dayayıp sanki Cenneti soluyordun yatağında. Mavi denizler, karakışlara gelin gitmiş baharların tozlu dudaklarını yıkıyorlardı o masum gözlerinde. Önünde eğilip yüreğinin soluk alışını izledim.. Öyle duruydu ki gözlerin, öyle ılıktı ki nefesin; senden habersiz her nefes alışında nice yetim kırlangıçlar sıcak iklimlere kanatlanıyordu. Yağmurun toprağa düşerken nabzı atmıyordu.. Çünkü sen uyuyordun. Sen hulyalarda Cenneti soluyor ve huzur şehirlerini bulutların üzerinde izliyordun.. Hiçbir sey bu güzelliği bozmamalıydı.. Ve karanlık sırf sen uyanmayasın diye cığlıklarını yüreğine gömüp dudaklarını kanatarak yeni günün doğumuna sessizce tanıklık ediyordu... Birazdan zaman; yeni doğacak sabahın, arsız karanlığın esaretinden kurtulup özgürlüğüne kavuşma çığlıklarına gebe kalacaktı. Güneş, perdelerine eğilip baharın umutlarını fısıldayacak. Saçların, bir karanfil kadar güzel kokacak. Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım. Zannetme ki, yanındayım. Ben, senin tarafından sevilmenin verdiği güçle, yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım. Uykusunu almış ceylanları uyandırıp senin gül desenli yanaklarına salacağım. Ve avuç içlerinin terine kıyamadığım için rüzgarın peşine düşüp yüreğine ılık meltemleri yollayacağım. Ve akşam olup sen uyuduğunda ben senin yüreğine geleceğim. Dün gece kaldığım yerden seni " sana " yazmaya devam edeceğim... |
Sabrın sınırındadır aşkın mühürü.
Gözlerin sıcaklığıyla çözülür kalbin düğümü. Sözler bozar bazen,bu sonsuz büyüyü. Ama elbet kurar melekler rüyalarda bu eşsiz düğünü. Açarsın avcunu gökyüzüne,kaldırırsın dünyayı. Hissedersin kalp atışlarını güneşe bakarken. Bırakma sakın ellerimi,besle ruhumu ellerinle. Alacağım son nefes,içeceğim son yudumumsun. Tek bir kipriğine kıyamam,beni öldüren kurşunumsun. Uzanamadığım kadar yakınımdasın. Nefesin dudaklarımda, Gözlerinle imkansızlığımdasın. Sebebim ol,sebepsiz yarınlarımda. Gülüşüm ol,uykularımdan uyanışlarımda. Ağlamayıda öğret,ve sil akmayan gözyaşlarımı. SEVDİRMEYİ ÖĞRETİYİM SANA SEVMEYİDE SEN BANA... |
Cokkcokcokcokcokcokcokcokcokkcokkcokkcokk..nefesim tukenene kadar Cokkkk guzeL...
|
Ya siyah ya beyazdı renkler.. Bir siyah buldum yanıma,oldum beyaz!
Evet işte bu hayattı benim rengim! Dokuma kavuştum... Artık beyazım,siyahıma kavuştum... Sildim süpürdüm diğer tüm renkleri;bir siyahtım artık bir beyaz! Beyazdı tüm renklere hakimve siyahtı beyazın kaybolduğu içinde! Ya beyazdı artık , ya siyah ! Rengarenk olmadım hiçbirzaman! Ya kesindim,ya keskin! Kimseyi kesmedim! Ya siyahtı heryer simsiyah ya beyaz! Bana hakim! Evet buydu hayat Dokum bundan ibaret! |
Ya Siyah Ya Beyaz .. Gri den Nefret ederim..
Siir siir degiL benim iLkem sanki.. :78: |
Elim sol yanağında, gözlerinden senli zamanları yudumluyorum. Susadıkça içiyorum, içtikçe kanamıyorum…Daralıyor akrep yelkovan arası; zamansızlaşıyorum.
Bir el dokunsa içime, titrer acımdan, alevim kucaklar şehri, yağmurlar dindiremez bendeki kundaklanmış köşkünü. Küllerim… küllerin… ve sarmalanmış bir ayin kutsallığında yaşanmış zamansızlıklar; hediyesidir elementlerin. Bir vapur esintisinde sakladığım kokun dalgaların kıyıya vurumu şiddetinde aşındırıyor sabrımın taşlarını. Ahir zamanlar gelmek bilmiyor. Gözlerim kapanıyor senli rüyalara, bir liman gölgesinde kirpiklerin düşüyor aklıma. Sığınıyorum köpüklerin ardına, sımsıkı rüzgar kucaklıyor beni; senden elçi…. bir gülümseme ikram edip içtenliğimle ağırlıyorum. Gidişlerin hüznüme yataklık eder, gece baskına uğrar gözbebeklerim ve teslim olurum özleminin namlusu dayandığında kalbimin alnına… kendimi ele verişim sana teslimiyetlere hazır oluşumdan, biliyorum sebepsiz baskınlarının sebebidir özlemimin isyanı. Ve ellerim kelepçeliyken sıcaklığınla, sessizliğim müebbete hazırlanışım… nasıl da vazgeçiyorum kendimden senli zamanlar için… Uzak denizlerdeki bir sahilden adımlıyorum yalnızlığı. Her adımda kırgınlıklarım batıyor içime kendi kendimi incitip, sende onarıyorum yaralarımı. Anılarımın önünden geçiyorum ne kadar da değişmişler zaman geçtikçe, yapay ve karanlık bir boşluktayım. Adımlarım ağırlaşıyor yapaylıkta kaybolma umuduyla ama ben hep aşkın bilinmeyen hallerine çıkıyorum. Ekleri ayıklasam çıplak kalır duygular, aitlik değil de dâhil olma hallerinde kalıyorum o yüzden. Aynadaki yüzümden, gözlerimden sancılı günleri yudumluyorum. Yutkundukça acılaşıyor yokluğun, gözlerimden yansıyan parlaklık damıtılmaya hazır panzehir dilime. Yalnızlığın tadını çıkarmayı deniyorum, posası kalıyor ellerimde, tükürsem kurtulurum yanılgısına düşüyorum. Yapışıyor damağıma, peltekleşiyor dilim ve anlamsız kelimeler kazanında kavruluyorum…. Elimde kalanlara bakıyorum; avuntularıma…. Ne çok düşüyorum sana …. Acı insanı büyütür. Büyümeyi öğreniyorum seni severken. Büyümek bana ne kadar yakışır bilmiyorum. Ben sende zaten küçüğüm, kalbinin cebine sakla beni, zehirlemek istedikçe zihnini, çıkar ve yak...... yağmurlar dindirsin sağnaklarla… Şimdi senin ıhlamurların kokuyor buram buram. Ben bir kiraz ağacının altında oturmuş sensiz zamanlarıma ağıtlar yakıyorum, tütün kokuyor ellerim. Dökülen kurumuş yapraklarını defter aralarında saklıyorum sonra onlardan kendime bir masal çizip aşık oluyorum.hezimete uğruyor direnişlerim, ellerim havada, yine hedef oluyorum Eros’un oklarına.... Kendi sonbaharıma yabancıyım, senin baharlarına tanıdık... Rüzgarların bekçisine emanet ettim saçlarımı. Suskunluklarını sakladığın bakışlarını taç yaptım, rüzgar krallığında prenscilik oynuyorum perdeler kapanana kadar... |
Bir el dokunsa içime, titrer acımdan..
Okurkende titrio.. |
Bir umut çizginde yürümek seni sevmek.. Sensizlikle her gece savaşmak.. Seni seven bi yüreğim olduğu için gurur duymak.. Gözlerimin gülerken , yüreğimin ağlaması.. Her gece yokluğunda , hayal bir sen yaratmak , ve o hayali yaşatmak , onla yaşamak , onla uyumak , onla uyanmak .. Bütün benliğimle sessizliğin içinde sana haykırmak .. Seni düşünürken umuda ağlamak .. Sevdana haykırmak .. Sana sevdamdır işte , hasrettir , özlemektir ... Gelişine safak saymanın , safakların icinde kaybolurken seni aramanın , tarifi imkansız hayallere kosmanın anlamı deli bir sevdanın , deli bir çocuğun yüreğinde saklıdır .. Yaşadığım her günde , Sol taraftaki yüreğe Şarkılar söyleten , şiirler yaşatan sevda anlatılamaz .. Anlatabilirsen gelde anlat .. Dünümü bugünüme katıp , yarınlarla dolu hayallerim var, ve sensizlikle boğuşuyorum , buda benim kavgam ..! Öyle bir rüzgara kapılmışımki , Gözümde sen baska resim yok , Dilimde senden başka isim yok , ve yüreğim gebe umutlara ..! Doğmasını bekliyor içindeki canın ufkuna ....! İnanıyorum sana , inandım , inanacağım Allahına kadar .. Sonum hüzünle son bulsada , Umutlarım yarınlarım beni bıraksada sen hep olacaksın aklımda , ve yüreğimde .. Bi defa yaşarım sevdamı .. Oda sonuna kadar .. Tek kişilik yüreğim .. Arkama aldım sevdamı , ve Bağladım koluma zamanı , bide ayaklarıma dolaşan hasret zinciri ile , yürüyorum bu yolda , Sonu belli yolumun ..! Sen .. Sen .. Sen .. Bu yürek seni sevdasını , Fırtınalı bir okyanustaki dalgalar olarak görüyor , bende o fırtınanın arasında kalan sahipsiz bir tekne .. Sen bundan ne anlıyorsan işte .. Ya o dalgalar benim sonum olacak , yada kurtulusum .. batsam da batacağım yer güvenilir .. Gözlerinin okyanusu .. işte bu gece yine sevdam yüreğime sığmıyor , Bu duygular , bu umutlar , bu dünler , gelecek yarınlar , Beklemeler , bu Yazılar ve yıldızlar seni anlatmaya yetmiyor .. ! Canımsın .. Canımda değilsin can zaten sensin .. Gözümsün , gözbebeklerimdeki melek .. Herşeyim değil , Herşeyimdesin .. Yüreğimi kanatan dikenlerin ne kadar çok olsada, kanatsada .. GüLümsün ... |
Canımsın ..
Canımda değilsin can zaten sensin .. Gözümsün , gözbebeklerimdeki melek .. Herşeyim değil , Herşeyimdesin .. Yüreğimi kanatan dikenlerin ne kadar çok olsada, kanatsada .. GüLümsün ... |
Ağlama sakın / Yıkılırım…
Sakın bir damla gözyaşı dökme kirpiklerinden. Yıkılır ölüme kurduğum barikatlar. Bağlanır dilim. Sakın akmasın yüreğin ayak uçlarına. Sarılır dudaklarım senden önce saklambaç oynadığım gecelere. Susuzluğuma bakıp da sakın nehirleri giyinme üzerine...Tel tel kızarmasın gözbebeklerin. Sancılanır yine umutla sardığın yamalarım..Kapanır kepenkler. Nice aynalar kırılır yüreğimin sahnelerinde..Ağlama diyorum sana. Bulutlara özenip sağanak halinde yağma üzerime..Bıçağın en keskin yüzü ol da saplan böğrüme. Ama kızarmasın gönül bahçem. Ellerimizle ektiğimiz ve gülüşlerimizle yeşerttiğimiz “ umut “ sahifesi ıslanmasın..Yetim kalan serçeler üşümesin ıslak kirpiklerinde. Gülümsemene alışmış gökyüzü yine kara bulutlara rehin düşmesin..Ağlama..Düşerim..Yalpalarım ağlayışların sessiz çığlıklarında. Biliyorum hayata rehin bir mültecisin kendi yüreğinde. Yangınlara verdin tüm defterleri. Elinde sadece birkaç umut yaprağı ve de yorgunluktan muzdarip ben..Aldırma sen…Her şeye inat bana dik durmayı sen öğretmiştin. Şimdi sıra sende..Bu zamana kadar akıttığın her gözyaşına bir gülü feda ettim. Sakın ağlama ne olur. Sen ağladıkça yüreğimden bir parçayı koparıyorum..Kopardıkça kaybediyorum. Kaybettikçe ölüyorum. Sorma neden diye.Sen sicim sicim yağdıkça üzerime..Ben yavaş yavaş ölüyorum… Susma sakın / Her cümlende ben nefes alırım… Göremezsen de gözlerimdeki kanatsız kelebekleri, sen cümleler kur bana dair. Yorgunluğuma, uykulardan arındırılmamış sevdama aldırmadan sen anlat beni. Bırak beni anlatmaya çalışırken katili ol alfabesin. Titresin dudakların adımı anınca. Ama sakın susma. Susarsan kefen olur nefesin. Bilmediğim okyanuslar çatlamış dudaklarıma el sürer. Sen sustukça kirlenirim çelimsiz duraklarda. Ve bilirsin suskunluğun kirini ancak ölüm paklar.Diline kepenkler vurulsa da sen giyme susuzluğu... Benim sana ihtiyacım var..Susarsan tek bir kum tanesi akmaz zaman zulasından. Dibe vurur köklerim..Bilirsin ben yüzme bilmem..Boğulurum sessizliğin kör derinliğinde..Eririm. Çözülürüm yavaş yavaş. Esirgeme beni dudaklarından..Olur olmadık an ismimi. Her bir cümlene katmasan da her gülüşünde sayıkla bendeki “ seni “. Susma, karanfiller örtmesin üzerimi..Kıyısız kalmasın bendeki öznelerin. Susma, içimdeki dilenci kanamasın. Rehin düşmesin mürekkebim bozkır toprağına. Susma ne olur. Kopmasın sende saklı kıyametim..Biliyorum attığın her adım sonrası yangın yeri..Köşe başları tutulmuş..Eller tetikte. Her kelimende bir ölüm saklı..Ama sen konuş beni. Bedeli ne olursa olsun sen sadeliğimi kelimelerinle zenginleştir. Yeni anlamlar yükle sevdamın yalınlığına. Dudaklarındaki en değerli hazine olan nefesine kat. Öznesizliğim yeniden kanamasın..Sakın susma… |
Bir sabah minik bir kuş olur
Konarım pencerenin kenarına Seyrederim senin uyanışını Sonra da sessizce uçup giderim Belki bir yağmur damlası olur Yağar üzerine ıslatırım saçlarını Süzülürken saçlarından yüzüne Öperim usulca yanağından... Kırlarda gezinirken sen Bir küçük papatya olurum ben Beni fark etmeni beklerken Yanımdan sessizce gelip geçersin Gökyüzünde gezinen bir bulut olur Sevgimi yağdırırım damla damla üzerine Geceleri parlayan bir yıldız olur Göz kırparım sana çok uzaklardan Sonra da beni görmen için Kayar giderim gökyüzünden sonsuzluğa Bahçende açan bir gül olur Seyrederim seni doyasıya Esen rüzgarlarla kokumu savurup Sevdamı anlatırım sana Bazende ılık esen bir meltem olur Eser durur dokunurum saçlarına Fısıldarım sessizce sevgimi kulağına Senin beni duymayacağını bilerek... |
Muhteşemmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm:4: :4: :4:
|
|
|
Cok dinLendirici.. Sabaha kadar dinLenir.. DusunceLerinle bezemen icin muhtesem fon..:70: Begenmedigim birseyini gorecekmiyim ki.. ?? :2: |
Göremiyeceksin :2:
|
Beklerken seni üşürdü hayallerim
Ellerim ceplerimde arardı senin sıcaklığını Yalan bir gülüş iliştiririm Suretime dost sohbetlerinde Yürürken önüne bakar ya her insan Ben şehrin vitrinlerinden sana bakardım Altımdan yol akardı Düşlerken seni Yıldız kayardı gökte Yaşarken yarı uykulu yarı uyanık Oda saç baş dağınık Başkentinde acıların şimdi Düşünüyorum da en anlamlı cümlenin en manalı kelimesinde Unutulmuş bir karakterim ben |
|
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Önceleyin.. Önce bir ellerin vardı yaşnızlığımla benim aramda.. Sonra birden kapılar açılıverdi ardına kadar.. Sonra yüzün.. onun ardından gözlerin.. dudakların.. Sonra her şey çıkıp geldi.. Bir korkusuzluk aldı yürüdü çevremizde Sen çıkardın utancını duvara astın.. Ben masanın üstüne kodum kuralları.. Her şey işte böyle oldu önce.. :72: C Süreya |
Sonra ne oldu peki :)
|
:72: :72: BilmemBilmemmmBilmemmmBilmemBilmemBilmemBilmemBilm emmm.. :11: [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Ben biliyorum ama :)
|
Sonra benim Kulagmada fisilda..:72:
|
Tamam kulağına söylerim :)
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Akşamüstleri.. Avuçlarım öyle boş ki.. Küçücük koynuna sığınıyorum sancıyla.. Savrulmuşken yüreğimin dümeni Bir parça mavilik uğruna.. Ne vakte kadar beklerdi.. Bir insan üzünçlü gülünü.. Susuz bırakıp gözbebeklerini.. Apaçık görmüştü oysa.. Olan biten her şeyi.. Akşamüstleri.. Akşamüstleri.. .. |
|
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:48 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.