![]() |
BEN DE BU YAYLADAN ŞAHA GİDERİM
Karşıdan görünen ne güzel yayla Bir dem süremedin giderim böyle Ala gözlü pirim sen himmet eyle Ben de bu yayladan şaha giderim Eğer göverüben bostan olursam Şu halkın diline destan olursam Kara toprak senden üstün olursam Ben de bu yayladan şaha giderim Bir bölük turnaya sökün dediler Yürekteki derdi dökün dediler Yayladan ötesi yakın dediler Ben de bu yayladan şaha giderim Dost elinden dolu içmiş deliyim Üstü kan köpüklü meşe seliyim Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim Ben de bu yayladan şaha giderim Alınmış abdestim aldırırlarsa Kılınmış namazın kıldırırlarsa Sizde şah diyeni öldürürlerse Ben de bu yayladan şaha giderim Pir Sultan Abdal´ım dünya durulmaz Gitti giden ömür geri dönülmez Gözlerim de şah yolundan ayrılmaz Ben de bu yayladan şaha gider Pir Sultan Abdal |
Beklenmedik bir anda terk edilmişsindir bütün sevdiklerince
Suçlamak istemesende hiç kimseyi üzünçle yanmakta yüzün Adını bile koyamadığın bir boğunç dolmakta şimdi yüreğine Ve usulca ağmaktadır gözlerinin peteğine ağulu bir hüzün... Ahmet TELLİ |
Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık Çocukların içinde yaşadığı bir çığlık Aşk dediğin nedir ki Histen nefesten varlık Umutsuzluk içinde Karanlığa son ıslık |
Bir Adın Kalmalı bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet sen say ki ben hiç ağlamadım hiç ateşe tutmadım yüreğimi geceleri, koynuma almadım ihaneti ve say ki bütün şiirler gözlerini bütün şarkılar saçlarını söylemedi hele nihavent hele buselik hiç geçmedi fikrimden ve hiç gitmedi bir topak kan gibi adın içimin nehirlerinden evet yangın evet salaş yalvarmanın korkusunda talan evet kaybetmenin o zehirli buğusu evet nisyan evet kahrolmuş sayfaların arasında adın sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı bu sevda biraz nadan biraz da hıçkırık tadı pencere önü menekşelerinde her akşam dağlar sonra oynadı yerinden ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca sen say ki yerin dibine geçti geçmeyesi sevdam ve ben seni sevdiğim zaman bu şehre yağmurlar yağdı yani ben seni sevdiğim zaman ayrılık kurşun kadar ağır gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın yine de bir adın kalmalı geriye bütün kırılmış şeylerin nihayetinde aynaların ardında sır yalnızlığın peşinde kuvvet evet nihayet bir adın kalmalı geriye bir de o kahreden gurbet beni affet Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç Ahmet Hamdi Tanpınar |
YAZILAMAYAN ZAMAN
Herşeyi yazarım da zamanı yazamam - o yazar çünkü beni. Yazar beni yavaş yavaş özenli - azalta azalta görkemli - sanki dolduracakmış olduracakmış gibi. Halbuki sıyırıp düşürmüştür tırnağımdaki çürüğü parmağımdaki yarayı kabuk kabuk geçirmiştir - geçerken, sanki çoğalta çoğalta yazarak beni: özenli görkemli. Oruç ARIOBA |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:45 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.