![]() |
Asmiyorum.. |
Bi gün ayrı kalmak bu kadar zorsa bunca zaman nasıl geçecek bilmiyorum
|
Konusamiyorum.. yutkunamiyorum. |
...
|
|
Herkes gidiyor artık, şehir kalabalık.
Her gidenin ardında el sallar karanlık, Yüzünü bile görmediğin sonbaharda... Düşen son bir yaprak arıyor yalnızlık. Üşüyor artık üşüten kar tanesi... Penceremin önünde birikiyor beyazlar, Biz soğuk camdan izlenirken yağardık, Seninle kaybolan düşünceler gibi; Eski yorganların altında yazardık, Şimdi dökülüyor yapraklar usulca... Kar taneleriyle yapraklar karışık, Düşüyorlar görünmezken aşkın yüzü, Sevdanın sonu ışıksız ve karanlık. Tek şahit sonbahara gökyüzü, Tek umudumuz sönmeyen bir ışık, Burda kimse sevmez hasretleri, Söyle, kimler düşen mevsime tanık, Kimlerle geçecek bu diyarlar... Uzaklara bakan göz bebekleri, Düşerken önümde gecikmiş sonbahar, Soğuk kar oyunlarında elleri... Bu baharın son nefesleri önümde, Son haykırışlar, duyulmaz sesleri. Derin ve keskin yaralarla gönlümde, Gecikmiş sonbaharın sonsuz izleri! |
Bende youtube yine gitti :(
|
Bosver , gitsin.. :( |
Güllerin Ağladığı Saat.. Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.. Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin.. Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin.. Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini.. Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.. Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk.. Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin.. Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin.. Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk.. Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk.. Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa.. Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir.. Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir.. Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa.. Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa.. Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan.. Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar.. Kapanır yüzümüze o mermer kapılar.. Özlemler ateş şimdi anılar duman duman.. Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan.. Ak köpükler kararır deniz görünmez olur .. Çağırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar.. Böylece üstümüze çöker de karanlıklar.. Camlar, bir bir kapanır, odalar, evler uyur.. Ak köpükler kararır deniz görünmez olur.. Güllerin ağladığı bir saat vardır hani .. Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir.. Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir.. Her akşam uzaklara alır götürür seni .. Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.. |
Sevdanın ovalarına yağmurun düştü yar, sırılsıklamım Kılcal damarlarım sürgünlere durdu, özlemken gül adın Aşk’ının ülkelerinde çocuklar gibi coşkuluyum, haylazım Mavi denizlerim sevginle taşıyor, kokundur tek muradım Karanlığın ışığa tutkun saatleri vurunca döşe, ansızın sarılır anılar düşe. Yaman bir susku böler akrebin gülüşünü ve yelkovanı adak eder güneşe. Kavrulur sorgularla titreyen her hece. Kıpırdadıkça yaprak dal esner güne, sargısı çözülür yüreğin o an, sessiz bir ırmakça yol alır denize. Derindir ağıdı mavinin coşkular yol alır, kimi sığınır en harlı ateşe. Dil yanar köze durur, söz ölür yerleşir sevdanın en ölümsüz şiirine. İki ayrı pencereden dolar ruhumuza aşkın nefesi. Biri mevsimlerle kapanır, diğeri sevgiyle sallanır. İki ayrı yürekte tamlanır aşk, biri sorgularla sonlanır, diğeri cesaretle canlanır. Türküler yakılınca dillerde, sonbahar en yaşanılan, en kutsal mevsimdir. Fincanda kahve, bardakta çay, kadehte rakı, rakıda hüzün. Seni sevmek kadınım ruhumu sarsan en tatlı yel, yüreğimde şifalı bir el. Seni sevmek, yaşamın en şahane mevsimi, yıkamaz gülüşünü, ne fırtına, ne de yel. Sözcüklerimin fırtınasından kaçacaksan, büyülü dudaklarının kokusunu bırak odamda. Kadın kollarının kelepçeleriyle çivile istersen beni aşkın odasına. Sözcüklerim susmadan, bu şehre yağmurlar yağmadan, aşkın devriyeleri isimsiz şiirlerimizi yırtmadan, sakla beni saraylarında, bu koca çınar toprağa karışmadan. Sararınca eylül, kamaşır göz. Ateşin içindeki devadır, biz aradığımız mevsimin terkisinde hüzün taşırken. Aşk kayıtsız bir içlenmedir gülüm, yüreğimizin sarı odalarında dünün güzelliklerine sarılıp yatarken. En büyük düşümüzün şifası sevdadır ve o sonunda aşkın kollarında ağlar. Nurlu bakışlarının yangınlarıyla kavrulan bu bedeni attım rüzgârına. Avuçlarının uzak duruşlarıyla savruluyor şimdilerde gönlüm. Kilometreleri kırıyorum ruhumun balyozlarıyla. Bedenim uykulara sarılacak kuytular ararken, alımlı düşünüşlerine dalıyor aklım. Şimdi kim bilir nerdesin? Tükenmiş bir zaman makinesi çarpıyor göğsüme. Al yıpranmışlığımı, şimdi tek derman nefesin. Sevdanın geceliklerini giy de öyle gel odama, o an isterse bir kirpiğim diğerine değmesin. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:22 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.