![]() |
İLHAN BERK İÇİN
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Epiydir görüşmüyoruz kendisiyle ****enlik merdivenini çıka çıka bitiremediği halde hala dinçmiş öyle diyorlar bunamamış da ama oldumbittim bunaktı zaten haa bi de şiirlerini gerdirmek için avrupaya gidiyormuş arasıra |
ASLANDAN AL HABERİ
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları. O Hıristiyanlar ki Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir düzene inanmaktan başka suçları yoktu... Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını O zamanın gazetesi Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda Aslanlara atarlarmış sen gibi ben gibi Mehmet Turgut gibi insanları O Mehmet Turgut ki İşsiz olmaktan başka suçu yoktu İşsiz parasız evsiz-barksız Ve aslanın kafesine girdiğini farketmeyecek kadar uykusuz... O Mehmet Turgut ki Libya’ya gitmek için sıra bekleyen bir Kunuri Aslanıydı Adana’nın Girne yolunda bir lunaparkta Buldular parçalanmış vücudunu... Sade Adana’nın Girne yolunda değil Roma’da da böyle Oyalamak için işsiz yığınlarını Ve belki de azalsın diye işsizlerin sayısı O zamanın gazetesi Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda Aslanlara atarlardı sen gibi ben gibi Mehmet Turgut gibi insanları... Ama Ali adındaki O kendi de müebbete mahkum aslan Aslanlar akıllanıyorlar mı nedir Yemedi kardeşim yemedi Kore Gazisi Mehmet Turgut’un göğsündeki Silver Star nişanını! |
Alıntı:
|
PUL PUL
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Sağ gözü ağladı önce, durduğu yerde, Ne acıdığından, ne de kederinden; Zati ilk düşen damlada Ne insanlar, ne kendisi vardı... Koştular çırılçıplak, Mağara duvarlarına çizilmiş ceylan gözleri, Koştular, koştular sahile; İlk düşen damlada deniz vardı... Şaşırdılar, utandılar da birbirlerinden Daldılar, daldılar derine Nefesleri, nefesleri kesilinceye dek; Işıklı bitkiler içinde Işıklı balıklar gördüler, Şaşırdılar, şaşırdılarda ... Zati ilk düşen damlada güneş vardı... |
YAPRAK DÖKÜMÜ
Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar O çocuklar O yapraklar O şarabi eşkiyalar Onlar da olmasa benim gayrı kimim var? |
BU DA ÖYLE BİR AŞK
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Sırtımda çıplak Islak nefesin Bi gidip bi geliyor Biz senlen yatmıyoruz ki Yaşamıyoruz da Hep yarışıyoruz Sen mi ben mi Önce kim Ölümü öldürecek diye |
AKDENİZ YARAŞIYOR SANA
Akdeniz yaraşıyor sana Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında Hiç dinmiyor motorların gürültüsü Köpekler havlıyor uzaktan Demin bir çocuk havladı Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir Denizi tokmaklıyor balıkçılar Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği Hayatta yattık dün gece Üstümüzde meltem Kekik kokuyor ellerim hala Senle yatmadım sanki Dağları dolaştım Ben senden öğrendim deniz yazmayı Elimden düşmüyor mavi kalem Bir tirandil çıkar gibi sefere Okula gidiyor öğretmenim Ben de ardından açılıyorum Bir poyraz çizip deftere Bir ada var sırf ebabil Dönüyor dönüyor başımda Senle yaşadığım günler Gümüş bir çevre oldu ömrüm Değince güneşine Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını Gözlerim kamaşınca senden Ölüm belki sularından kaçırdığım O loş suda yıkanmaktır Durdukça yosundan yeşil Kulaç attıkça mavi Ben düzde sanırdım yıkıntım Örenim alkolik asarım Mutun doruğundaymışım meğer Senle çıkınca anladım Eski Yunan atları var hani Yeleleri bükümlü Gün inerken de öyle Ağaçtan izdüşümleriyle Yürüyor Balan tepeleri Yürüyor bölük bölük can Toplu bir güzelliğe doğru Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize |
AKİS
Sen çaldıkça Teodorakis Bir mor yağıyor üstüme... Dudaklarım öpüşmekten mosmor... Bir putum sanki ilahilerle denize fırlatılmış Ve bir deniz yağıyor üstüme Bakma sen sevgili Teodorakis Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine! Avluların o en çakırkeyiflisine Mısır daneleri gibi serpilmişler ama Mısır danesi değil ki bu adalar Ne de biz güverciniz... Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle Birbirimize Ve kendimize Bilakis Sen çaldıkça Teodorakis Bir mor yağıyor üstüme |
AL BİR UZUN HAVA
Çekirgeydi Raşko’nun elindeki güvercin Raşko’da mengeneydi, bu beynimizde kalsın! Çekmişler ıstor diye muhribin dumanını Böyle aşk, böyle barış, Allah belamı versin! Bugün kitabım verdim tek pedal matbaaya Bu yol beni götürür sağlam Selimiye’ye Ağlıyorsam gözyaşım iki gözüme dursun Vermişim ben canımı al-uzun bir havaya |
ANAYASASI İNSANIN
Paul Eluard için yazılmıştır Kan yasası bu insanın: Üzümden şarap yapacaksın Çakmak taşından ateş Ve öpücüklerden insan! Can yasası bu insanın: Savaşlara yoksulluklara Ve binbir belaya karşın İlle de yaşayacaksın! Us yasası bu insanın: Suyu şavka döndürüp Düşü gerçeğe çevirip Düşmanı dost kılacaksın! Anayasası bu insanın Emekleyen çocuktan Uzayda koşana dek Yürürlükte her zaman |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:21 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.