![]() |
Bu dünya kimin dünyası?
Yol üstünde biten çalı Bu dünya kimin dünyası? Ak çiçekli ayva dalı Bu dünya kimin dünyası? Gediklerde esen poyraz, Yaprakları dalda koymaz Gözler doysa gönül doymaz Bu dünya kimin dünyası? Her gün eski her gün yeni Tükenmez gidip geleni Canevimden vurdu beni Bu dünya kimin dünyası? Kar yağar kaybolur izler Her nakış binbir sır gizler Ufuklara dalan gözler Bu dünya kimin dünyası? Toprak basar kucağına Güneş çeker sıcağına Atar derdin ocağına... Bu dünya kimin dünyası? Abdurrahim Karakoç |
Cevapsız kalan sualler
Yürü: duvar beton, otur yer beton Tavana bakarsın " bakma der" beton - Yağmur kokan toprakların nerede? Ne çiçekler açar, ne kuşlar öter Yolların on adım ötede biter - Serbest gezen ayakların nerede? Her günü hasrettir haftanın ayın Hani ya bayramın, düğünün, toyun? - İlin, yurdun, konakların nerede? Gönlün gamdan göçer, gama taşınır Boş direkler boynu bükük düşünür - Dalga dalga bayrakların nerede? Deprem mi geçirdin, talan mı gördün? Kanlı haydutlara haraç mı verdin? - Obaların ocakların nerede? İnancın cezalı, yüreğin tutsak Konuşacak yerde çaresiz susmak - Dudakların, dudakların nerede? Abdurrahim Karakoç |
Ey gönül
Vardığın dergahta post ol, büyürsün Gördüğün garibe dost ol, büyürsün Meclise devam et, el sürme mey'e Girdiğin sohbette mest ol, büyürsün. Abdurrahim Karakoç |
Fotoğraf
Resmine baktığım güzel kız, genç kız Unuttum, Unuttum, Unuttum seni Eski bir albümde durursun yalnız Unuttum, Unuttum, Unuttum seni İki harf, bir imza, bir tarih; garip Besbelli üçü de mutsuz muzdarip Aklımı zorlama karşımda durup Unuttum, Unuttum, Unuttum seni Bilemem aradan geçti kaç sene Memleketin nere, kimsin adın ne ? "Hatırla" diyerek bakma yüzüme Unuttum, Unuttum, Unuttum seni. Abdurrahim Karakoç |
Gel gayrı
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir İki gözüm pınar oldu gel gayrı Elim deyse akan sular tutuşur İçim dışım yanar oldu gel gayrı Ayların sırtında yıllar taşındı Sanmaki garibi eller düşündü Bebekler evlendi yollar aşındı Kozalaklar çınar oldu gel gayrı Hesab et gideli sen gurbet ile Otuz ay tutuldu kolay mı dile Hapisler sürgünler esirler bile Sılasına döner oldu gel gayrı Abdurrahim Karakoç |
Girdapda bir can
Yadelden yanima cagirdim seni Gelmek istiyorsun birakmıyorlar Rüyada,mektupta albümde seni Bulmak istiyorlar birakmiyorlar Umutlar hayaldir acilar gerçek Çileye muhkumsun,kim ne bilecek Ya bir kuru selam, ya bir top çicek Salmak istiyorsun, birakmiyorlar. Otuz yil agladin hep yana yana Yeter, yazik diyen olmadi sana Vefasiz dostluga kalles zamana Gülmek istiyorsun birakmiyorlar Çalis derler ayak, bagli el bagli Konus derler,dudak bagli,dil bagli Kalk git derler, kapi bagli,yol bagli Kalmak istiyorsun birakmiyorlar Aydinlik ararsin hergün her yere Çekerler önüne yedi kat perde Zulüm kimden gelir,adalet nerde? Bilmek istiyorsun,birakmiyorlar Yillar boyu uykularin bölündü Uçacakken kanatlarin yolundu Hayat hakkin vardi elden alindi Ölmek istiyorsun birakmiyorlar. Abdurrahim Karakoç |
eline saglik güzel paylasim saol:1:
|
Gören bilir
Çarsısında bir kız gördüm Antep'in, Kızmı ki... Gözleri var, ala geyik gözleri, Göz mü ki.... Ak göğüsünün ortasında bir ben var, Az mı ki.... Yiyip içme, yüzüne bak yetişir, Yüz mü ki.... "Güzel" sözü çok güzele çok amma Bu kıza da "güzel" demek söz mü ki... Abdurrahim Karakoç |
Dosta doğru
İçimde uzayan her yol Çıkar gider dosta doğru Menekşe, nergis. ıtır, gül Kokar gider dosta doğru Zamanım yoğrulur gamla Birleşir sabah akşamla Ilık kanım damla damla Akar gider dosta doğru Gel bende gör, sen gel beni Durduramaz engel beni Görmediğim bir el beni Çeker gider dosta doğru Beynim fırın, bağrım tandır Yanarım hayli zamandır Sevgim bir yavru ceylandir Şeker gider dosta doğru Ne saklarım ne gizlerim Yalnızca onu özlerim Tabutta bile gözlerim Bakar gider dosta doğru Abdurrahim Karakoç |
Hasan'a mektup
Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla, Aha bu mektubu alınca Hasan. Manalar iplikten incedir amma, Kelimeler biraz kalınca Hasan. Gene ağzımızı açmıyor bıçak, Huzur size ömür..... Dert salkım saçak. Oyuna kalkıyor yüzlerce köçek, Batıdan bir hava çalınca Hasan. Kök saldı bahçede ayrık otları, Yemler pay edildi, sattık atları. Biz kovalım derken baştan bitleri, Sülükler yapıştı, kulunca Hasan. Süt dolu güğümü çalarız taşa, Kutsal görevimiz "Sağol çok yaşa !" Mülkte hakikati aramak boşa, Tüm suçlular güçlü olunca Hasan. Derisini yüzdük demokrasinin, İşi iştir imtiyazlı asinin. Hakikatte vahşi, sözde "vasinin" Dörtnala gidilir yolunca Hasan. Canım Hürriyeti koydunsa ara, Ekmek yalınayak kaçtı dağlara. Çevremize küsmüş kardeşlik var ya, Haber ver, izini bulunca Hasan. Soysuzlar taş atar mukaddesata Karşı duramazsak bizdedir hata. Tahammül teşviktir, böyle hayata, Öl..İnsan küçülmez ölünce Hasan. Abdurrahim Karakoç |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:44 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.