![]() |
nedir gençlerimizdeki bu batı hayranlıgı anlayamıyorum...I miss you muş...:D hıhh...:D
|
Ay Soyleyene Bak Bence Bunu Baska Bİ Alanda Tartisalim Ok =)
|
yaa geyige cevirdin burayı....:D ama olmuoo ki! böle....:D
|
Bencede Bu Arada Can Yucelİ Seven Arklarimiz Vardir..... İstersen Bugunluk Yeter Onlarda Paylassinlar Sevdİklerİ Şİİrlerİ............
|
haklısınız....uyardıgınız icin teşekkürler degerli ve cok sevgili üyemiz gizem hanımefendi....
|
Her Zaman Last Desİgner Bey Merak Etmeyİn Takİpteyİm
|
ilginize tşkkrler...yalnız lütfen LastDesiqner ı dogru yazalım....:D
|
Bİ KERE G DEİL q o ONCE SEN DOGRU YAZZZZZ =) OHHHHHHHH :d
|
:11: kapakk....helal sana.....:72:
|
Hemende Duzelt Aman =)
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
|
ya bu bölüm harika oldu..bnde çok severimm can yüceli...aslında her şair için yapsak şunu daha hoş olur bence............:D bekocum harikasın valla..;):D
|
Alıntı:
tşkkrler...:2: |
Alıntı:
|
teşşekkürler can yüceli gösterdiğin için...
|
:)
|
teşekkürler güzel paylaşım için muhteşem bir adam bu yaaa
|
gönlün ne kadar sık sen ondan haber ver?..
söyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan, sarı bir kaskol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver? koyma bir kenara yüregini, ac kapılarını, gelene gecene yol verme girsin diye iceri ama gömme basını topraga bir cift güzel göz ugruna. Bilirim yine yeserecek bir cicek bulursun bir dalda, ama aklını kaybedecek bir ask varsa avuclarında, bırak aksın yollarına. yag gec, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın. sen inan yüregine, hem ona gecmezse kime gecer sözün?.. büyü büyü... bak ellerin ayakların kocaman. aklın da maasallah yerinde, e ne diye tutarsın yüregini ucmasın diye. akıllı ol, yüregin gelir pesinden, bosver yası bası, ask var mı ask, sen ondan haber ver? takılmıssın yüzündeki gözündeki cizgilere. o cizgilerin yüregine neler kazıdığını düsün, atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soguk bir kıs günü, öl gitsin... parayı pulu savurup, bir balıkcı köyünde balık tutmak mıdır istegin, savrul gitsin... Bos ver be yası bası, kim tutar seni kim, kendi yüreginden baska kim?. Aklını al da öyle git, ister bir duvara, ister bir od aya, ister kıra bayıra vur da git. Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkca birine. O biri de gelir gercekten istedigin oysa, seveceksen ve öleceksen ugruna... yasa be, yasa da öyle git, gireceksen topraga... yas 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş. sen mi biteceksin? cekeceksen bile bayragı, yasadım ulan dibine kadar diyemiyecek misin? Can YÜCEL |
paylaşım icin saol mahir abi....:1:
|
Arkadaşlar bende Can Yücelle alakalı gerçek bir hikayeden bahsetmek istiyorum müsadenizle..
Iki liseli arkadas, liseyi bitirdiklerinde yurt disinda egitimlerine devam etmek üzere yillardir harçliklarini biriktirmisler. Bu birikimlerini yillarca herseyden mahrum kalarak, fedakarliklar göstererek yapmislar. Liseyi beraber bitirdiklerinde Milli Egitim Bakanini ziyarete gidip, yurtdisiunda okumaya gönderilmelerini talep etmisler.. Ancak, Bakan gençlerden birini disari çikartmis ve içerdekine, - Seni gönderebilirim, ama arkadasini gönderirsem dedikodu olur 'oglunu gönderdi derler' onun için onu gönderemem der. Bu durum disaridaki ögrenciye de söylendiginde, durumu algilamasinin ardindan arkadasina, - Madem öyle benim biriktirdigim parayi da sen al, hiç olmazsa biriktirme amacimi kismen gerçeklestireyim, der ve yillardir fedakarliklarla biriktirdigi tüm parayi arkadasina verir. Evet, bu Milli Egitim Bakani Hasan Ali YÜCEL dir. Dedikodu olmasin diye göndermedigi oglu ise, bugünün ünlü sair Can YÜCEL dir. Bu gerçek hikaye henüz bitmedi. Arkadasi, Isviçre'ye gider ve burada tip egitimi alir. O kadar basarili olur, o kadar basarili olur ki, dünyada O'nun adini duymayan bir tip adami kalmamistir. Bu profesör Türk oldugunu her firsatta haykirmis, kendi icat ettigi, tasarladigi ameliyat aletlerine; Ayse, Ceylan, Leyla,, Esek Semeri gibi Türkçe isimler vermis ve konusunda ki her tip adami bu isimleri kullanmaya baslamistir. Tahmin edeceginiz üzere bu kisi Türkiye de bir hastane açmak istemis ama Türk Bürokrasi duvarini asamamis ve halen bunu gerçeklestirememistir. Oysa Isviçre; ülkede 60 yasini asan doktorlara ameliyat izni verilmemesine karsilik iki sene üstüste yasalarini degistirerek ona bu hakki tanimistir. Evet arkadaslar bu hikayeyi hiç unutmayacagim. Bu ünlü cerrah sonunda Türkiye de tüm üniversitelerimizden takdir edildi ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez, TBMM tarafindan "Onur Madalyasi" aldi. Bu kisi; Profesörlerin Profesörü, Profesör GAZI YASARGIL di. Hikaye hala bitmedi, Ünlü sairimiz Can YÜCEL'in oglu, Yeni Can YÜCEL doktor olarak mezun oldu ve babasi onu can arkadasi Gazi Yasargil'e gönderdi. O da onu beyin cerrahi olarak yetistiriyor. Su an Doç. Dr. Yeni Can YÜCEL...... |
ne demek müsade sizin efendim...;)
|
paylaşım için teşekkürler
|
|
güzel paylaşımlar teşk.
|
Alıntı:
coK guzeLdi bU Yha.....tskkrLer......:4: |
:1: can baba ya ne denirki
|
slm
|
Alıntı:
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
can yücel'in Boşwer Be Yaşı şiiri..
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Emeğine sağlık. Teşekkürler paylaşım için...:4:
|
çoq güsel şiirleri olan çoq beğendiğim bir şair emeğine sağlık
|
SÜPERR OLMUŞŞ EMEĞİNİZE SAĞLIK...
BİZİM DENİZ EN UZUN KOŞUYSA ELBET TÜRKİYE`DE DE DEVRİM O, ONUN EN GÜZEL YÜZ METRESİNİ KOŞTU EN SEKMEZ LÜVERİN NAMLUSUNDAN FIRLAYARAK... EN HIZLISIYDI HEPİMİZİN EN ÖNCE GÖĞÜSLEDİ İPİ... ACIYORSAM SANA ANAM AVRADIM OLSUN, AMA AŞK OLSUN SANA ÇOCUK AŞK OLSUN! CAN YÜCEL |
Alıntı:
|
teşekürler
|
hakkaten bende şiir bekliyordum alttakilerde pek açıklayıcı olmamış ama yinede eline sağlık
|
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek.Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek. Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak.Senin yanında olan seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek... Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak.Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine göz yaslarımı basmak yüreğime. Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin?Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken... Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz böyle her şarkıda sarhoş olmazdım.Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni Ama sen hiç benimle olmadın ki... |
SAKIZ AĞACI O bir sakız ağacıydı, alelade; Bir gün o yeşil sahile çıktı geldi, O zaman bu zamandır memnun yerinden; Seyreder bulutları, göğü, denizi. Titreşirdi rüzgarla güneşli yaprakları; Ömür sürdü öyle hoşnut dünyasından, Aydınlıktan uyku tutmazdı bazı gece, Motor sesleri duyulurdu uzaklardan. Tanrı adın işitmedi ömründe; İnanmadan da madem yaşanıyor diye, Rüzgarlı bir kıyıda, sevinç içinde, Yaşamak dururken düşünmek niye? Anmadı geçenleri bir defa bile; Ne uğraşır mesut olan gelecekle? Bir avare misali, günü gününe, O bir sakız ağacıydı, yaşadı sade. CAN YÜCEL |
öyle Bi
ÖYLE Bİ Temiz gömlegimi giydim talimden sonra Ayaklarını yıkıyor çeşme başında erler İşte sen öyle bir serindin Tuzladan kaptılarla inerken şehre Ne güzel şey sivil denmesi çıplağa Ve gün-açık penceresinden meselerin Yamacın kuytusuna sokulmuş mavi Ufacık bi parça deniz gibiydin Şipka biberleriyle konmuş okulun camlarına Arnavut Köyünün o muhacir güneşi İste sen öyle bi cumartesiydin Sahanlıkta saçlarını tarıyor kızlar Raylar ondan böyle kıvılcımlanıyor Köşeleri dönerken, önlükleri altından Dünyaya başlar gibi aybaşlarının kokusu Kalkan al tıramvaydın ergenlik durağımdan Meyvahoşun orda bir sabahcı kahvesi Gün ağarmıştı ama ben günaydın demedim İşte sen öyle ışıklı bir yerdin. Bilmiyordum hiç burda bir fırın olduğunu Diz çöktüm asfalta, baktım aşağı, üüüü'üh!.. İşçiler ateşler ay çörekleri Ve kılıc gibi taze ekmek kokusu... Dağıttık evvel-allah yalnızlıkları Yaşamak düğünse, sen orda gelindin Seni soydum, Güler, dünyayı giyindim CAN YÜCEL |
=DENLİ= Deniz ki pirinç semaver En sakin deminde çayın Çınnnn Mineli fincan elinde Kıraathanesine Yeats ile Pavese'nin Buyrun... Dönis ki Güzel'in sevgilisi Görmedim dişçiymiş keriz Kıskancımın dalgaları içinden Kalan iki köpek dişimi Damat, siz çeker misiniz? Deniz ki Güler'le Güzelbahçe'deydik Patladı Eşek İmbatı Bu poyraz lekesi, bu liken Dönünce dehşet lodosa Huu dedim, huhuu Secdeyettim laciverdiye Deniz ki Hemingway'den mürebbiye Saldı mıydı üstümüne aslanlarını Göynümüzün en hayvan hayvanat bahçesinden En LİYON'suz yeleleriyle Aslan olalım hepimiz Öfkesiz sevgi Denizsiz kara Erkeksiz karı Eteksiz erkek Olmayalım Öyle ölmeyelim diye CAN YÜCEL |
Ellerimde Bir Göztaşi
ELLERİMDE BİR GÖZTAŞI Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir damlanın böyle deniz olduğunu Şaştım, mavi bir fal gibi açılınca önümde Giritli bir ölümüm varmış, bir balıkçı fitil gibi Patlayacakmış avucunda otuz çubuklu gençliğim Üç günde mi desem, üç gökte, üç kulaçta mi Ben ki, o camgöbeği çiçekler açan ağaç Kırılmaz bardaklar gibi tuzla buz olacakmış Ne zaman boğulsam böyle yosun kokuyordu ışık Sabahçı kahvelerde bir çiroz ötüyordu Ve dalgalarımı geçen o deniz şoförleri Böyle uyur düşlere bindirmiş gemiler Uyuklar gibi üstünde mermer masaların Bir tahta parçasıydım, osmanlı bir kazadan kalmış Yüzüyordum, islam kaptanın ahşap ayağında Öbür tahtalara öbür insanlara doğru Cumhurdu mürekkep balığı, simsiyah yüzüyordum Ne bileyim, bir korkunun böyle destan olduğunu Ağardım, nişanlayınca gece ve yavrulayan yalnızlık Ya da ilk insanın doğdugu, öldüğü dağdi Moby Dick Nefes aldıkça filbahriler köpürüyordu sulardan çanlar çalıyor kulaklarımda, yunuslar yarışıyordu Alyuvarlar, dolkuşları ve rüzgar midyeleri Dedim, dünya gibi bulut yok dünya üstünde Ellerimde bir göztaşı, gözlerim boş gidiyordum Ne bileyim, bir türkünün böyle Veysel olduğunu Açıldım, çıkmaz bir sokak gibi, kapanınca denizde. CAN YÜCEL |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:04 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.