Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu

Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu (http://forum.van.gen.tr/index.php)
-   Hayata Dair (http://forum.van.gen.tr/forumdisplay.php?f=197)
-   -   erdemli insan (http://forum.van.gen.tr/showthread.php?t=31514)

hüzün 28/04/11 13:19

çıkarsız olmalı
 
Dostluklar, çıkar kaygısı ile kurulmaz...
Başkalarını minnet altına sokmak için iyilik sever ve eli açık olunmaz...
Bu nedenle de dostluk, bir ödül almak kaygısı ile değil, bütün kazancı o sevgide olduğu için aranmalıdır...
...
Dostluğun güçsüzlükten, herkesin kendisinde olmayan bir başkasından elde etmek istediğinden doğduğunu söyleyenler, dostluğu ihtiyaç ve zorunluluktan doğmuş saymakla,ona çok aşağı ve hiç de soylu olmayan bir doğuş vermiş olurlar...
...
Bir insanın kendine güveni ne kadar tamsa, bir insan hiçbir şeye ihtiyaç duymayacak, her şeyin yalnızca kendisinde bulunduğuna inanacak erdem ve bilgeliğine sahipse, o denli dost edinir ve dostunun yakınlığını kazanır...
...
Dostların ahlâkı temiz olmalı.
Aralarında her konuda, düşünüşlerinde, isteklerinde, ayrımsız, tam bir anlaşma olmalı...
İnsana sevgi kazandıran erdemden ayrılmamalı...
İnsanların dostluğa elverişli olup olmadıklarına bir karar vermek için görünür belirtileri yoktur...
Onun için sağlam, değişmeyen, hep aynı kararda olan dostlar seçelim...
Bunun için de öncelikle dostluğa girişim gerekir...

(...Cicero)

hüzün 28/04/11 13:26

“Konuşmaya fazla düşkün kimse, ne kadar bilge olursa olsun, aptaldan sayılmayı hak eder...”
Ziyarî emiri Keykâvus’un bu sözleri, tarihin büyük bölümünde dünya genelinde kabul gördü...
Dünyanın en az konuşulan ülkesi olduğu rivayet edilen Finlandiya’nın bazı bölgelerinde, köylülere özgü bu kadim suskunluğu bugün bile hissetmek mümkün. Bir Fin atasözüne göre;
“Bir kelime bin bela açmaya yeter...”
Suskunluk konusunda başı çeken Hame yöresinde iftiharla anlatılan bir hikâyede, çiftçinin biri komşusunu ziyarete gider ve tek söz etmeden uzunca bir süre oturur.
Sonunda ev sahibi ziyaretinin nedenini sorar ve çiftçi ancak o zaman, evinin yanmakta olduğunu açıklar...
Bir şey üretirsiniz, insanlar sizi kıskanırlar.
Ne kadar üretici olursanız o kadar çok düşmanınız olur. İnsanların üreticiliği arttıkça gerginlikler de artacak.
Herkesin bir numara olmak istediği vahşi bir narsizm dünyasında yaşıyoruz. (...Theodore Zeldin)

hüzün 28/04/11 13:32

unutma
 
ŞUNU unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden taviz vermek anlamına gelmez...
Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır... Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır...
(...M.Aurelius)

hüzün 28/04/11 13:35

tek bir hayatımız var
 
Daha az konuşun, daha çok dinleyin...
Yerler kirlense, masa örtünüz lekelense bile daha çok arkadaşınızı akşam yemeğine davet edin...
Size gençliğini anlatmaya çalışan yaşlılara daha çok vakit ayırın...
Eşinizin sorumluluklarını daha çok paylaşın...
Televizyon seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlayıp gülün...
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeçin...
Size benzemeyenler, sizden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı sizi ilgilendirmesin...
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için Allah’a şükredin...
Tek bir hayatınız var ve bir gün sona erecek...
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz...
(...E.Bombeck)

hüzün 07/06/11 15:48

hayat
 
Yay hayattır...
Bütün enerji ondan gelir... Ok bir gün mutlaka terk edecektir....
Hedef ise uzaklardadır...
Ama hayat her zaman sizin yanınızda kalır, bu yüzden ona nasıl iyi bakacağınızı bilmeniz gerekir...
Durgun kalacağı dönemlere ihtiyacı vardır, her daim kuşanılmış ve gerilmiş halde tutulursa gücünü kaybeder...
Bu yüzden gücünüzü tazeleyebilmek için dinlenmeyi kabul etmelisiniz...
Böylece yeniden yayı germek için asıldığınızda gücünüz eksiksiz olur...


(...P.Coelho)

hüzün 10/06/11 13:24

Bir işi doğru yapmanın
üç yolu vardır:
Birincisi “akıl yürüterek” ki
en saygıdeğeridir...
İkincisi “benzeterek” ki
en kolayıdır...
Üçüncüsü “tecrübeyle”
ki en acısıdır...


(...Konfüçyus)

hüzün 21/06/11 10:58

ruh ve akıl
 
Önemli olan ruh ve akıldır...
Her şeyin iyisini yapmaya çalışın ve hastalığınızın arkasına saklanmayın...
Her günün tadına varın...
Akşam nereye gideceğinizi planlayın,
Geleceğinizi planlamayın...
...
Yalnızca başkalarının yardımına açık olmayın...
Kendinize de yardım edin...
Hâlâ bir şeylerin üstesinden gelebileceğinizi gösterin herkese...
Yapamayacağınız şeyler için boş yere üzülmeyin...
Yapabileceğinizi yapmaktan zevk almak için uğraşın...
(...Stephan Hawking)

hüzün 07/07/11 12:52

hayata dair
 
GÜZELLİK yap kendine ve sadece sahip olduklarını düşün, mutlu ol onlarla. Sahip olmadıkların üzülsün seninle olamadıklarına.

KADININ ne dediğine değil, ne demek istediğine kulak ver. Çünkü onlar, kimse kırılmasın diye bazı şeyleri söylemezler.

BAZEN tüm bağları koparıp gitme cesaretini buluyorum kendimde. İşte o an, keşke nereye gideceğimi bilsem! Giderim herhalde.

MAKYAJIN amacı, güzelliği göstermektir; ama çok makyajın amacı, yüzünü gizlemektir.

KADIN, doğası gereği zayıftır; ama acıya en çok o dayanır. Kadının direncini kıran tek şey; hayal ettiği erkeğin boş çıkmasıdır.

NEDEN mutsuzsun, dedi. Mutsuz değil, beceriksizim dedim. Sizin gibi, mutlu olduğumu sanmayı beceremiyorum, hepsi bu...

BİLİN Kİ düşmek değildir insanları üzen... Elinden tutar gibi yapıp aslında itenlerdir insanı hayata küstüren...

HİÇBİR zaman garantisi olmayan bir mutluluk için, hayatınızda kalıcı olan şeyleri yok etmeyin. Çünkü tek üzülen siz olursunuz.

........
(...Paul Auster)

hüzün 05/09/11 16:36

ve dinlerler...
 
İnsanlar ölmekte olduğunuzu sanırlarsa, ancak o zaman bütün dikkatlerini size verirler...
Bugün sizi son kez görüyor olma ihtimalleri varsa, sizi gerçekten görürler...
Çek defterleriyle ve radyo şarkılarıyla ve dağılmış saçlarıyla ilgili her şey pencereden uçup gider...
Bütün dikkatleri sizde olur...
İnsanlar sadece o zaman kendi konuşma sıralarını beklemek yerine sizi dinlerler...
(...Chuck Palahniuk)

hüzün 12/09/11 11:16

iç dünyamız
 
Kendimizle bağlantıda olmayı veya olmamayı seçebiliriz...
Söylediklerimiz ve yaydığımız titreşim arasında çok fazla çelişki var...
Neredeyse kimse başlarına gelen olayların neden geldiğinin farkında değil...
Bir diğer deyişle kafa karıştırıcı bir karmaşa mevcut...
Ne kadar muhteşem ki, pek çok insan kendi ile bağlantıda olmayı yaşarken, bu realitede kalırken ve bunu etrafındakilere öğretip yayarken, yani her şeye rağmen, evren hâlâ ilerlemeye devam etmeyi başarıyor...
Ve ne kadar muhteşem ki, her birimizin kendimizle, içimizdeki güçle bağlantıda olma veya olmama seçeneğimiz var...




(...Abraham)

hüzün 26/09/11 12:26

Eğer sizden sokakları süpürmeniz istenirse;
Micheangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’ın beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yaptığı gibi süpürün...
O kadar güzel süpürülsün ki herkes durup “Burada dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş” desin...


(...Martin Luther King)

hüzün 26/09/11 12:40

herşey den önce
 
Her şeyden önce iyi yaşa...
Sırf tesadüfen bu dünyaya gelmiş gibi, laf olsun diye günlerini geçirme...
Eğer gerçek aşkı tanıyacak kadar şanslıysan; bütün kalbin, ruhun ve bedeninle sev...
Hayatını öyle yaşa ki; her an kendi elini sıkabilesin...
Ve her gün hiç olmazsa faydalı bir şey yap ki;
Gece yaklaşırken örtüleri üzerine çekip kendi kendine; “Ben elimden geleni yaptım” diyebilesin...


(...W.Shakespeare)

hüzün 27/09/11 16:44

bilge olmak
 
Bilge kişi su gibidir...
Su ki; beslerken dört bir yanı, yarışmaz, tartışmaz şunu, bunu...
Kibirsizce akar, seçmeden sağı solu, bu yüzdendir ki, yola uyumludur yolu...
İşte bilge kişi benzer şekilde, yaşar, doğayla iç içe...
Düşüncesinde derin, verirken tarafsız engin...
Konuşurken doğru ve yönetirken dürüst...
Gündelikte yeterli ve edimlerinde tutarlı.
Yeteneğince üretici, fırsatlar kadar girişimci...
Ne kimseye üstün olma çabasında, ne de kimse ona üstün...
(...Lao-Tse)

hüzün 29/09/11 13:57

huzur
 
Şu anda seni düşünüyorum...
Ve eğer bazen sana, gizleniyorum gibi geliyorsa, bu, seni az seviyor olmamdan değil de;
Artık bazı anlarda yalnız kalmam gerektiğinden böyle...
...
Ama sen, hiç de bu yüzden düşüncelerimin dışında kalmış, unutulmuş değilsin...
Tam tersine senin o capcanlı varlığınla doluyum ben...
...
Senin o sadık yüreğini ne zaman düşünsem yeniden neşeleniyorum...
Sen çevremde gezinip duruyorsun, geri kalan her şey de silinip gidiyor ufkumdan...
Sonsuza doğru uzanan ve artık bir tek sınırı olan ufkumdan...
...
İşte o zaman ben sana kavuşuyorum...
...Ve dalgalanmakta olan düşüncem huzuru sende buluyor...
(...Sokrates)

hüzün 11/10/11 12:11

Aklı başında olan bilir ki, insanın gözü iki karşıt sebepten, iki türlü bulanır...
Biri aydınlıktan karanlığa geçişte olur, öbürü de karanlıktan aydınlığa geçişte...
Onun gibi düşünce de bir şeyi açık seçik göremeyince, buna gülmek yerine düşünmeli;
Acaba daha ışıklı bir dünyadan gelip karanlıklara alışamadığı için mi,
Yoksa bilgisizlikten aydınlığa varıp aşırı bir parlaklıkla kamaştığı için mi bulanık görüyor göz?...
Birincisi, övülecek, ikincisi acınacak bir haldir...
Karanlığa alışamayan göz, ışıklı bir dünyadan geliyor demektir...
Ona gülersek, gülünç oluruz...
Ötekineyse hakkımızdır gülmek... (...Platon)

hüzün 21/10/11 10:45

kaçma yeter
 
Yalnızca benden kaçma yeter
boş sözler de etsen duymak istiyorum seni...
sağır olsan gönlüm sözlerini ister,
dilsiz olsan gördüğünü...
...
kör olsan, seni görmek isterdim,
sen yanımda yol gösterici oldun:
uzun yolun daha yarısı bile aşılmadı,
bir düşün içinde yaşadığımız karanlığı...
...
“bırak beni yaralıyım” desen de boşa,
görevden dönülmez, yalnızca ertelenir,
başka bir yerde değil, yalnızca “burda”...
...
bilirsin özgür değildir ihtiyaç duyulan kimse,
gönlüm her şeyden önce seni ister,
biz de diyebilirim, ben yerine...
(...Bertolt Brecht)

hüzün 02/11/11 15:35

devlet
 
Devlet birçok kişi tarafından yönetilirse bu ona, tıpkı giderleri toplulukça kaynaklanan şölenin, tek kişinin hazırlayacağı bir şölenden daha üstün olması gibi bir üstünlük sağlar...
Onun içindir ki çoğunluk, birçok durumda, her kim olursa olsun tek bir kişiden daha iyi bir yargıçtır...
Ayrıca çokluk daha güç bozulur ya da kıstırılır...
Kötü bir anında olan ya da konuya ilişkin çok güçlü duyguları bulunan bir kişinin yargısı ister istemez çarpık olacaktır...
Öte yandan, bir kitlenin yargıda bulunması durumunda, kitleyi oluşturan her kişinin aynı anda duygulara kapılmasını ve yargısını çarpıtmadan ayarlamak güçtür... (...Aristoteles)

hüzün 02/11/11 15:37

İşte o nokta, elden düşmeciler için yolun sonu...
Onların gerçeklere, fikirlere, yapılan ve yapılacak işe kaygılandığı yok...
Onların tüm ilgisi insanlara dönük...
“Bu doğru mu” diye sormuyorlar...
“Başkaları bunu doğru sayıyor mu” diye soruyorlar...
Yargılamak için değil, tekrarlamak için...
Yapmak için değil, yapıyormuş izlenimini vermek için...
Üretmek değil, göstermek...
Yetenek değil, dostluk... Nitelik değil, fors.
Eğer yapanlar, düşünenler, çalışanlar, üretenler olmasa, dünyanın hali ne olurdu?...
(...A. Rand)

hüzün 02/11/11 15:39

umut
 
Umudun tanımına giren iki şey vardır: Zaman ve gelecek...
Umut ne dündür, ne de şimdi... O hep yarınlarda yaşamayı sever...
Asılmakta olan kişinin bile,
“İp kopacaktır” diye bir umudu vardır...
İnsan için, hayatı akışına bırakmak;
Çabasız, amaçsız ve atılımsız duruma gelmek demektir...
Hiçbir zaman olamayacak bir şeyi ısrarla umut etmek,
İnsanı devamlı bir karamsarlığa sürükler...
Umut; umut edilen şeyin, olabilirliği oranında mutluluk kaynağı olur...
O; büyük bir canlılık, duyarlılık ve olumlu düşünce üretimiyle oluşan bir değişim isteğidir...
Umut; varlıklı bir kişi için belki, yemeğin üstüne yediği tatlı olabilir...
Ancak bir yoksul için kuru bir ekmek parçasıdır da...
Yaşanan gün nasıl olursa olsun, beklenen gün her zaman daha güzeldir...
Bir yerde de duyulan değişim isteğidir ve insanın yarınlarına borçlanmasıdır...
Çünkü insanın geçmişi hep kayıplarla, geleceği de hep umutlarla doludur...
İyice düşünüp karar verin... İstediğiniz nedir?...
Silik, beklentisiz, havanın esişine, suyun akışına bırakılmış bir hayat mı?...
(...H.Benazus)

hüzün 02/11/11 15:43

iyi insan ol
 
İyi insan nasıl olmalı diye tartışarak daha fazla vakit kaybetme: İyi insan ol.
Gerçekleşen her şey, gerçekleşmesi gerektiği gibi gerçekleşir.
Başkalarının yaptıklarına söylediklerine ve düşündüklerine aldırış etmeyen,
Sadece iyi bir insan olmak için kendi yaptıklarıyla ilgilenen bir insan ne çok zaman kazanır...
...
Birisine bir iyilik yaptığında ne bekliyorsun?...
Doğru şeyi yaptığından ötürü hoşnut olman ve bu iyiliğin karşılığını beklememen gerekmez mi?...
İnsanlar birbirleri için yaratılmıştır...
Ya onlara doğru yolu göster ya da onlara karşı anlayışlı ol...
...
Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre,
Birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır.
İnsanın başına, kaldıramayacağı hiçbir şey gelmez.
...
Her şeyin bir görüş olduğunu ve görüşün de sizin gücünüz dahilinde olduğunu düşünün...
O halde istediğiniz bir zamanda görüşünüzü aradan çıkarın;
Tıpkı bir burnu az önce dönmüş denizci gibi sakin, dingin ve dalgasız bir körfeze ulaşırsınız.
...
Sizi sözünden dönmeye, öz saygınızı yitirmeye,
Birinden nefret etmeye, şüphe etmeye, küfür etmeye,
İki yüzlü davranmaya, etrafında duvar ve perde isteyen herhangi bir şeyi arzulamaya sürükleyen şeyi asla yararlı görmeyin...
(...Marcus Aurelius)

hüzün 13/11/11 21:13

emin olmak
 
Biz herkesi her zaman deniyoruz, emin olmak, güvenmek istiyoruz...
Sevgisini ve bağlılığını her an ispatlasın, hayatını ve her şeyini tehlikeye atsın ve bunu binlerce defa yapsın istiyoruz...
Kendimizle ve korkularımızla öylesine doluyuz ki; hiçbir duyguyu, hiçbir insanı, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekliğiyle göremiyoruz...
Her şey kendimizle ve korkularımızla oluşturduğumuz prizmalardan kırılarak ulaşıyor bize...
Her şeyi olduğundan başka bir biçimde ve olduğundan başka bir yerde görüyoruz...
Belki de bu yüzden aradığımız şeyleri aramamız gereken yerlerden başka yerlerde arıyoruz...
Mutlulukla aramıza, korkularımızı ve kendimizi sokuyoruz...
(...Erich Fromm)

hüzün 14/11/11 21:51

kaderin gücü
 
Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin?...
Hayatın değişmez olduğunu sanmak...
Trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmek...
Oysa kaderin gücü bizimkinden renklidir...

(...S.Tamaro)

hüzün 16/12/11 18:46

Hâlâ anlayamadınız değil mi?...
Önemli olan haklı ya da haksız olmak değil!
Kavganın kazananı yoktur...
Ya kaybedersiniz, ya da daha çok kaybedersiniz...
Önemli olan kalp kırmamak...
... Önemli olan yargılamadan, karşılıksız sevebilmek ve iyilik yapabilmek...
Haklı bile olunsa özür dileyecek kadar asil olmak, bilge olmaktır...
Egonuzu kontrol edemediğiniz sürece, o sizi kontrol etmeye devam edecek...
Böyle olduğu sürece tüm dünya sizin bile olsa asla mutlu olamazsınız...
(...Albert Einstein)

hüzün 16/12/11 18:53

cevabını kimse bilemez
 
Bu benim hayatıma son zamanlarda uyarlamış olduğum bir stratejidir...
İyi ve kötünün, keyif ve acının, beğenilmek ve beğenilmemenin, başarı ve hatanın, şöhretin ve utancın...
...Kısacası her şeyin gelip geçeceğini hatırlatır... Her şeyin bir başlangıcı ve bir sonu vardır ve öyle olması da gerekir...
Başınızdan geçen her olay artık bitmiştir... Aklınıza gelen her düşünce başlamış ve sona ermiştir...
Her duygu ve ruh hali değişip, yerini başka birine bırakmıştır... Mutluluk, keder, kıskançlık, bunalım, öfke, aşk, utanç, gurur ve başka akla gelebilecek her türlü insanca duygudan payınızı almışsınızdır...
...
Peki bunlar nereye gitti?... Cevabını kimse bilemez...
Bildiğimiz tek şey, eninde sonunda her şeyin yok olacağıdır...
Bu gerçeği hayatınıza almakla, rahatlatıcı bir serüvenin ilk adımını atmış olursunuz...
Hayal kırıklığımız iki ana nedenden oluşur...
Keyifliyken bunun hep böyle sürmesini isteriz... Ama hiç öyle olmaz...
Ya da, herhangi bir ızdırabımız varsa, hemen bitmesini isteriz... Ama çoğu zaman öyle olmaz...
Mutsuzluk yaşadığımız anların doğal akışına karşı debelenmenin bir sonucudur...
Hayatın sadece birbiri ardına gelen durumlardan ibaret olduğunu bilmenin büyük yararı vardır...
(...Dr. Richard Carlson)

hüzün 28/12/11 01:54

umudum var
 
Umudum var;
Göreceksiniz...
Bir gün yaptıklarınız gerçekten işe yaramış,
Dilediğiniz her şey gerçekleşmiş.
Dönüp bakacaksınız geriye ve güleceksiniz başınızdan geçenlere...
...Ve kendinize “Bunların hepsini nasıl atlattım” diye soracaksınız...
Sadece, umudunuzu asla kaybetmeyin!
Sadece, hayal kurmaktan vazgeçmeyin!
...Ve asla eksik etmeyin hayatınızdan sevgiyi!
(...Jancari Campi)

hüzün 28/12/11 19:36

Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız...
Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz...
Garip ama gerçek...
Bir kez bunu anlasak değişmek için hiçbir şey geç değil...
Uyandığında iki seçeneğin olur; tekrar uyuyup bir rüya görmek,
Ya da uyanıp rüyanın peşinde koşmak...
Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın...
Hep zamanının olmadığını söylersen, hiç zamanın olamaz...
Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez...
(...Herakleitos)

hüzün 06/01/12 15:02

aslında
 
Hayatımızda her şey güzelce akıp giderken hoş ve olumlu olmak kolaydır...
Ama hayatın akışı değişip de geçici olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar...
Sevgi bize “Neden ben” diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine, “Şimdi ne yapmalı” demeyi öğretir...
Birinci soru gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür, ama ikincisi kendine acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi akla getirir...
Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin sebebi değildir...
Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı sağlar...
(...Leo Buscaglia)

hüzün 08/01/12 20:08

Allah, bütün insanları mutlu olmaları için yaratmıştır; bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyorlar...
Bardağımızı kırdıklarında, komşumuzun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalıyız...
Düşmanlarımızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarımızdan daha değerlidir.
Nefret ve intikam hissi bize büyük zararlar verir.
Kader eninde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar.
Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder.
Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz...
Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz...
Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir...
(...Epiktetos)

hüzün 14/01/12 22:51

Dikkatinizi gerçekten sizi ilgilendiren şeyler üzerine odaklayın...
Ve başkalarının işlerinin sizi ilgilendirmediği konusunda açık bir görüşe sahip olun... Eğer bunu uygularsanız, baskı altına girmezsiniz ve kimse sizi etkileyip geriye döndüremez...
Gerçekten özgür ve etkin olursunuz...
Çabalarınız iyi şekilde yönlenir ve başkalarının hatasını bularak ya da onlarla zıtlaşarak çabalarınızı aptalca ziyan etmezsiniz...
Neyin gerçekten sizi ilgilendirdiğini bilir ve bu bilinçle düzenli bir şekilde hareket edersiniz...
İradeniz dışında hiçbir şey yaptırılmaz hale gelirsiniz...
Ötekiler sizi incitmez, düşmanlıklara çekilemezsiniz ve acı çekmezsiniz...
Eğer amacınız bu ilkelerle yaşamaksa bunun kolay olduğunu aklınızda tutun...
Bazı şeylerden bütünüyle vazgeçmelisiniz ve şimdilik bazılarından vazgeçmeyi bir sonraki zamanı bırakmalısınız...
Mutluluk ve özgürlüğe erişmek istiyorsanız;
Zenginlik ve güç peşinde koşmaktan vazgeçmelisiniz...
(...Epiktetos)

hüzün 22/01/12 02:32

İnsanları birleştiren duygular, ayıran da fikirlerdir...
Duygular bizi bir araya getiren basit birer bağdır...
Fikirler ise, çeşitlilik prensibinin temsilcileridirler ve bu yüzden insanları çeşitli gruplara ayırırlar...
Gençliğin dostluğunu meydana getiren duygulardır...
Yaşlılığın hiziplerini çıkaran ise fikirlerdir...
Eğer, bunun zamanında farkına varabilir ve başkalarına daha toleranslı bir gözle bakacak şekilde düşüncelerimizi eğitebilirsek, daha barışçı bir karaktere sahip olur ve fikirlerin dağıttığı insanları, duygu bağları ile bağlamayı başarırız...
(...Goethe)

hüzün 01/02/12 00:54

Düşünce ve sanat adamları sözleri ve yazılarıyla dile değer kazandırırlar...
Bu işi, dile yenilikler getirmekten çok onu bükmek, imkânlarını çoğaltmak, gücünü artırmak yoluyla yaparlar...
Yeni kelimeler getirmezler. Onları zenginleştirir, anlamlarını ve kullanımlarını sağlamlaştırır, derinleştirirler...
Onlara alışılmamış bir çeşni verirler; ama bunu da dört bir yanı düşünerek, ustalıkla yaparlar...
Zamanımızın yazarlarına bakınca herkesin harcı olmadığı anlaşılıyor bu işin...
Herkes gibi konuşmayı küçümseyerek cüretli işlere girişiyorlar...
Ama hünersizlik ve zevksizlik yüzünden yaya kalıyorlar.
Ortaya bir sürü zoraki tuhaflıklar, soğuk anlamsız yapmacıklar çıkarıyorlar, bunlar anlatılmak istenen şeyi yükseltecek yerde alçaltıyor...
Yenilik oldu mu bayılıyorlar. İşe yarayıp yaramadığı umurlarında değil.
Yeni bir kelime kullanmak isteğiyle eskisini atıyorlar, çok defa da attıkları kelime yenisinden daha kuvvetli, daha diri duruyor...
(...Montaigne)

hüzün 01/02/12 01:01

sakın “Ben” deme...
 
Yüzümün tamamına indirilen kuvvetli bir tokat gibi, aşağılayan bir ifadeyle, ne cüretle “ben” dersin?...
“Ben” bir küfürdür. “Ben” içinde taşıdığın ayrılıktır; “Ben” senin yalanlar ordundur...
Kendi küçük “Ben”lerinden birini her söylediğinde yalan söylüyorsun...
Bundan böyle sakın “Ben” deme...
Kalabalık içinde bir “Ben” olmak, gerçek dışı, kaçışı olmayan, kendi kendine ürettiğin sahte inançlar ve yalanlar sisteminin tuzağına düşmek demektir...
Bir bütün içinde olmamanın eksikliği, insanı cehalet, korku ve kendi kendini imha etmeye mahkum eder ve onu hastalıklara, çöküşe, saldırganlığa, acımasızlığa ve dış dünyada savaşmaya kadar götürür...
Dünya, senin onu düşlediğin gibidir; o bir aynadır... Dışarıda kendi dünyanı bulursun, kurguladığın, düşlediğin dünyayı...
Diğerlerinin, senin içinde taşıdığın yalanın, uzlaşmanın, cehaletinin yansıyan görüntüleri olduğunu keşfedeceksin...
Değiş ki dünya değişsin...
Beter bir dünya üretiyorsun, sonra da kendi ürettiğin şeyden, kendi eserinden dehşete düşüyorsun...
Dünya senin onu düşlediğin gibidir...
Git, dünyaya gir ve bunları kabullen... Kendi içindeki yoksullarla, zorbalarla, toplum dışına atılmışlarla tanış...
Onları kabullen... Sakın onları görmezden gelme ve sakın suçlama...
Dünyana teslim ol... Git ve ürettiğin şeyi bilinçli olarak kabullen:
Bir dünya, sabit, cahil bir dünya... Ölü...
Bir kişinin gücü, kendine sahip olmasında ve aynı zamanda kendisine teslim olmasında yatar...
(...Stefano E. D’anna)

hüzün 08/02/12 02:02

bayağı olma...
 
Düşüncelerinin ağzı dili olmayacak...
Aşırı hiçbir düşünce ardına düşmek yok...
Teklifsiz ol, bayağı olma...
Dostlarının arasında denenmiş olanları çelik halatlarla bağla yüreğine...
Ama her zıpçıktı, acemi çaylak arkadaşı da el üstünde tutup kirletme...
Kavgadan sakın... Ama ettin mi de öylesine et ki korksunlar senden...
Herkese kulağını ver, sesini verme...
Herkese akıl danış, kendi aklını sakla...
Kesenin elverdiği kadar giyin... Zengin ama gösterişsiz olsun giydiğin...
Ne borç ver, ne de al... Çünkü borç vermek çok kez hem paranı hem de dostunu yitirmektir...
Her şeyden önce kendine dürüst ol...
O zaman gece gündüzü takip ettiği gibi, herkese karşı dürüst olursun...
(...Shakespeare)

hüzün 11/02/12 19:05

bir şans daha olsaydı
 
Eğer biraz daha ömrüm olsa idi;
Büyük bir ihtimalle tüm düşündüklerimi söylemezdim; ama tüm söylediklerimi düşünürdüm...
Eşyalara değerlerine göre değil de, ne anlama geldiklerine göre değer verirdim...
Daha az uyur, daha çok rüya görürdüm.
Çünkü gözümüzü ne zaman bir dakika kapatsak ışığı altmış saniye kaybederiz...
Başkaları geri dururken, ben yürürdüm...
Diğerleri uyurken, ben uyanık kalırdım...
Başkaları konuşurken, ben dinlerdim...
Güzel çikolatalı bir dondurmayı nasıl da seve seve yerdim.
Eğer bir yüreğim varsa, nefretimi buz üstüne yazar ve güneşin çıkmasını beklerdim.
Dikenlerin acısını hissetmek için gülleri gözyaşlarımla sulardım, taç yapraklarını kızılca öperdim.
Biraz daha ömrüm olsaydı...
Tek günümü, sevdiklerime onları ne kadar sevdiğimi söylemeden geçirmezdim...
(...Gabriel Garcia Marquez)

hüzün 17/02/12 01:54

Hint felsefesinin 4 kuralı
 
KURAL 1: Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur; Hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz.
Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir sebebi vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

KURAL 2: Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi.
Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. “Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı” gibi bir cümle yoktur.
Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır...
Dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir.”

KURAL 3: İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır...
Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.

KURAL 4: Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder.
Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.”

hüzün 17/02/12 02:03

“-Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır...”
Eğer karakter gelişmemişse tahsil işe yaramıyor... Unutmayın ki; savaş çıkaranlar, banka hortumlayanlar, son dönemdeki komşu cinayetleri hep okumuş, tahsilli adamlardan çıkmıştır... O yüzden Roosevelt diyor ki;
“-Bir insanı ahlaken yetiştirmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmak demektir...”
(...Russel Gough)

hüzün 17/02/12 02:04

:1:

hüzün 03/03/12 01:36

insanın büyüklüğü
 
İnsanın büyüklüğü, küçük insana karşı davranışlarıyla belli olur...
Başarının sırrı kimseyi kötülemeyin, hep iyi yönlerinden bahsedin...
İçten ve dürüst takdirlerinizi esirgemeyin...
Karşılaştığınız herkes, en az bir konuda sizden daha yetenekli.
Onlardan öğreneceğiniz çok şey var.
Size saldıran düşmanlarınızdan korkmayın;
Sana dalkavukluk eden dostlarınızdan korkun...
...Ve gülümseyin...
Gülümseyen insan, her zaman daha iyi satar, daha iyi öğretir, daha iyi yönetir ve daha mutlu çocuklar büyütür...
(...Dale Carnegie)

hüzün 03/03/12 01:57

* Gerçekten dinleyin... Kesmeden, hayal kurmadan, vereceğiniz cevabı düşünmeden... Can kulağıyla dinleyin...

* Kucaklamalar, sırt sıvazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun... Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlarınıza olan sevginizi daha açık göstermenizi sağlayabilir...

* Fıkra anlatın, neşeli hikâyeleri paylaşın... Bu hediyeniz “Seninle birlikte gülmeyi seviyorum” anlamına gelir...

* Basit bir “Yardımın için teşekkürler” notu, ya da belki bir şiir... Kısa, elle yazılmış bir not bazen ömür boyu hatırlanır...

* “Bu renk sana ne çok yakışmış”, “Harika bir iş çıkardın”, “Yemek nefis olmuş” gibi basit, içtenlikle söylenen bir söz karşınızdakinin içini aydınlatır...

* Her gün, rutininizi kırıp birisine hoş, nazik bir şey yapın...

* Bazen tek istediğimiz yalnız kalmaktır... Bu anlara duyarlı olun ve ihtiyacı olana yalnız kalma hediyesini verin...

* Birine tatlı bir söz söylemek gibisi yoktur... Selâm vermek veya teşekkür etmek o kadar zor mu?...

hüzün 03/03/12 16:58

Çoğu insan ölüme hazır değildir, ne kendi ölümlerine ne de başkalarının...
Şoka girerler, ödleri patlar, beklenmedik bir sürprizdir ölüm onlar için...
Olmamalı oysa...
Ben ölümü sol cebimde taşırım. Bazen cebimden çıkarıp onunla konuşurum:
“-Ne zaman geleceksin beni almaya? Hazırım...”
Bir çiçeğin büyümesi bizi ne kadar kederlendiriyorsa, ölüm de o kadar kederlendirmeli.
Korkunç olan ölüm değil, yaşanan ya da yaşanamayan hayatlardır...
Çoğu insanın ölümü bir aldatmacadır.
Aslında zaten ölecek bir şey kalmamıştır geriye...
(...Charles Bukowski)


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:32 .

Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.