![]() |
Korkunu belli etme ki oda rahat oLsun.. yarin oglen is yerinden gelip seni bulcam .. kullandigi ilaclarin isimLerini bana soylersen sana yardimci olurum Sato.. :65: Dualarim seninle.. |
tmm ben eve gidince bakayım ilaç isimlerine sana yarın söylerim teşekkürler...
|
Peki. |
Hersey ne garip..ne tuhaf.. Gozume.. genzime..yuregime sabun kacmis gibi..yakiyor. |
Sahici Sanrı.. Sabahın eşiğinden devriye gözüm karşı tepeye hafif, uçarı bir hızla süzülürken vurkaç bir duygu tırmanır sırtıma: O mor, etli ışığın içinden madde kıpırdayacak sanırsın. Güzel yağmur, kıvrak yağmur: Duru bir sevda sonrasına kilitle beni... ....... |
Yokus.. Attar'ın öldüğü yaşa geldim.. yorgun, öfkeli; içimde belli belirsiz bir hızla sönen mum: Fitil bitti.. bitecek, yağ sürüyorum boşuna: Belki de yarın olmayacak, diyorum.. Bu kehribar ağızlık, tütüne dadandığım.. yıllardan: Figen bulup seçmişti, gümüşün, minenin arasından; sayısız armağan aldım ondan yaşarken, ama bir tanesi beslerdi tümünü: Sevdim sevildim bu çirkin dünyada.. Attar'ın yaşına geldimse, bilinmedik bir giz yok elimde: Öyle çok zaman yitirdim yaşantı kalmamış gerimde: Saat durmuş ilerlemiş farkına varmamışım: Dipsiz...! bir hokkaya sığmış, seyrek, yokuş, şiirim.. |
Le Rouge Et Le Noir..
Eskiden bir bahar vardı, lavta ve arp, düşmezdi elimizden Le Rouge et Le Noir; üşürdü kadınlar, ellerimiz eldiven, atkıydı kollarımız engerek soğukta, karakışın ardından çözülürdü yumak: Tuz ve tütsü, kül ve duman, kelimeler, sesler ve tınılar ve gece: Gecenin sonunda ışık vardı. Le Rouge biraz daha kanadı sonra, Le Noir koyuldu biraz daha: Aynı çıplak at gelip sırtına aldıydı zamanı. Bir soru sorulsa, yanıt yerine yeni bir soruydu ağzımızdan çıkan, mağrurdu yüzümüz hala, ama kopmuştu bakışımız bizden: Ufukta seyreden dümensiz gemilerdik, bekliyorduk fırtınanın çökmesini üstümüze. Sancılandık böylece ve doğurduk yıldan yılı: Erkekler suskun ve kavruktular, bir düşün peşinde yenik. Sökülmüştü ağır ağır kurdukları imge ağı, çatlaktı sisli gözbebekleri. Kadınlar mi getirdi bu korkulukları, bu bürümcükten erken doğum kefenini, onlarla mı büyüyüp kurudu diktiğimiz ağaçlar? Eskiden bir bahar vardı, eskiden içimizde başlayan. Jim Morrison, Hendrix ve John Lennon yoktu artık; yoktu ``Göğe Bakma'' durağında şemsiyesiz bekleyen yağmur kadınları. Herkes bir 35 yaş şiiri yazdı kendi eksik hayatından, fethedeceğimiz dünya inanılmaz bir hızla geçmişe doğru kaydı: Üşümüyordu kimse şimdi, yanlış koruda düdük çalıyordu bekçiler. Eskiden bir bahar vardı, flüt ve keman, Le Rouge biraz daha kana, koyul biraz daha ey dipsiz Zaman.. |
Bekleyis..
Cehennem kimdir demiştiniz? Keder kuşlarını ben de gördüm Flütün ucundan bir oraya bir buraya Evet, biliyorum, herşey benim düşgücüm Şeyi, nasıl söylenebilir, bu kelimeler Böyledir işte:Tam tutacakken... Yağmur yürüyüşüne çıkmıştık o gün, Unutmam ben ayrıntıları, kimdi Hatırlayamıyorum tabii, ne önemi olabilir İsimlerin, evet yüzünü de getiremiyorum Gözümün önüne, eylüldü, eylüllerden Biri... cehennem kimdir diyordunuz... |
Dayın için çook üzüldüm rüya :( Allah rahmet etsin, başınız saolsun...
:( |
Canm benm ya..saoL.. Aslinda benim degiL annemin dayisi idi.. Kucukken tatillerde gordugum hayal meyal hatirladigim bir yuz.. Uzun suredir losemi idi ama hastaligin bilinmesine ragmen insan olumu saskinlikLa karsiliyor.. Saol tekrar. |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:00 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.