![]() |
No Body's Home
I couldn't tell you why she felt that way, Onun niye böyle hissettiğini sana söyleyemedim She felt it everyday. Her gün bunu hissediyordu And I couldn't help her, Ve ona yardım edemedim I just watched her make the same mistakes again. Yalnızca aynı yanlışı tekrar yapışını seyrettim What's wrong, what's wrong now? Sorun ne, sorun ne şimdi? Too many, too many problems. çok fazla, çok fazla problem Don't know where she belongs, where she belongs. Nereye ait olduğunu bilmiyor, nereye ait olduğunu She wants to go home, but nobody's home. Evine gitmek istiyor ama evde kimse yok. I's where she lies, broken inside. Burası içinden kırılmış halde yattığı yer No place to go, no place to go to dry her eyes. Gidecek hiçbir yeri yok, gözlerini kurulamak için gidecek hiçbir yer yok Broken inside. içten içe kirilmis Open your eyes and look outside, find a reasons Gözlerini aç ve dışarı bak , bir sebep bul why you've been rejected, and now you can't find what you left behind. Neden reddedildin ,Ve şimdi arkanda bıraktıklarını bulamıyorsun Be strong, be strong now. Güçlü ol, güçlü ol şimdi Too many, too many problems. Çok fazla, çok fazla problem var Don't know where she belongs, where she belongs. Nereye ait olduğunu bilmiyor, nereye ait olduğunu She wants to go home, but nobody's home. Evine gitmek istiyor ama evde kimse yok. It's where she lies, broken inside. Burası içinden kırık halde yattığı yer No place to go, no place to go to dry her eyes. Gidecek hiçbir yeri yok, gözlerini kurulamak için gidecek hiçbir yer yok Broken inside. içten içe kirilmis Her feelings she hides. Hissettiklerini saklıyor Her dreams she can't find. Hayallerini bulamıyor She's losing her mind. Aklını kaybediyor She's fallen behind. o geride kaldı She can't find her place. Yerini bulamıyor She's losing her faith. İnancını kaybediyor She's fallen from grace. zarifliğini yitirdi She's all over the place. O yerde Yeah,oh evet,oh She wants to go home, but nobody's home. Evine gitmek istiyor ama evde kimse yok It's where she lies, broken inside. Burası içinden kırık halde yattığı yer No place to go, no place to go to dry her eyes. Gidecek hiçbir yeri yok, gözlerini kurulamak için gidecek hiçbir yer yok Broken inside. içten içe kirilmis She's lost inside, lost inside...oh oh yeah İçeride kaybolmuş, içerde kayıp...oh oh evet She's lost inside, lost inside...oh oh yeah İçeride kaybolmuş, içerde kayıp...oh oh evet |
Nobody's Fool
Step up - step up (step up) -yoğunlaş yoğunlaş(yoğunlaş) Step up - step up (step up) -yoğunlaş yoğunlaş(yoğunlaş) Step up - step up -yoğunlaş yoğunlaş(yoğunlaş) Fall back, take a look at me and you'll see -geri çekil , bana bir bak ve göreceksin I'm for real, I feel what only I can feel -gerçek içinim, sadece hissedebildiğimi hissederim And if that don't appeal to you, let me know -ve eğer sana görünmezse, bilmeme izin ver And I'll go, �cause I flow better when my colours show -ve gideceğim,renklerim gösterdiğinde daha iyi dalgalandığım için And that's the way it has to be, honestly - ve olması gereken şey bu, dürüstçe �Cause creativity, could never bloom in my room -yaratıcılık olduğu için,asla benim odamda gelişmedi I'd throw it all away before I'd lie, -bütünüyle atacaktım yalan söyleyecek olmadan önce so don't call me with the compromise -buyüzden beni uzlaşmayla çağırma Hang up the phone, -telefonu aç I got a back bone stronger than yours -seninkinden daha kuvvetli bir sırt kemiğim var La, la, la, la - la, la� La, la, la, la - la, la� (la, la, la) La, la, la, la - la, la� (yeah, yeah, yeah, yea�) If you're trying to turn me, into someone else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi istiyorsan It's easy to see, I'm not down with that -görmek kolaydır,ben onunla değilim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you're trying to turn me, into something else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi deniyorsan I've seen it enough, and I'm over that -onu yeterince gördüm, ve onun üzerindeydim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you wanna bring me down -beni indirmeyi istersen Go ahead and try - go ahead and try -önden git ve dene � önden git ve dene Don't know, you think you know me like yourself -Bilmiyorum,Sen, beni, kendin gibi bildiğimi düşünüyorsun But I fear, that you're only telling me -Ama senin bana sadece söylüyor olduğundan korkarım What I wanna hear, but do you give a damn -ne duymak istediğimi,ama lanet ediyorsun Understand, that I can't, not be what I am -neysem onu olamadığımı anla I'm not the milk, and Cheerios in your spoon -ben senin kaşığındaki süt ve cheerios(mısır gevreği markası) değilim It's not a simple, here we go ,not so soon -basit değildir, işte gidiyoruz,çok yakında değil I might have fallen for that, when I was 14, and a little more pretty -14 yaşında olduğum zaman ve biraz daha güzelken, onun için düşmüş olabilirdim, But it's amazing, what a couple of years can be -ama bir çift yılın ne olabildiği şaşırtıcı La, la, la, la - la, la� (ooh�) La, la, la, la - la, la� La, la, la, la - la, la� (yeah, you - yeah, yeah, yea�) If you're trying to turn me, into someone else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi istiyorsan It's easy to see, I'm not down with that -görmek kolaydır,ben onunla değilim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you're trying to turn me, into something else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi istiyorsan I've seen it enough, and I'm over that -ben onu yeterince gördüm, ve onun üzerindeydim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you wanna bring me down -beni indirmeyi istersen Go ahead and try - go ahead and try -ileri doğru git ve dene - ileri doğru git ve dene Go ahead and try -ileri doğru git ve dene Try to look me in the eye -gözlerime bakmayı dene But you'll never see inside -ama asla içeriyi göremiyeceksin Until you realize, realize, realize� -kavrayana kadar� Thing are trying to settle down -bazı şeyler yerlerine oturmaya çalışıyor Just trying to figure out -sadece anlamaya çalışıyor Exactly what I'm about -tam olarak ne olduğumu If it's, with or without you -eğer oysa senle veya sensiz I don't need you DOUBTIN' me -benden şüphe ederken sana ihtiyaç duymuyorum If you're trying to turn me, into someone else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi istiyorsan It's easy to see, I'm not down with that -görmek kolaydır,ben onunla değilim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you're trying to turn me, into something else -eğer bana yada başka birisine dönmeyi istiyorsan I've seen it enough, and I'm over that -ben onu yeterince gördüm, ve onun üzerindeydim (I'm not nobody's fool) I'm nobody's fool -(ben kimsenin aptalı değilim) ben kimsenin aptalı değilim If you wanna bring me down -beni indirmeyi istersen Go ahead and try - go ahead and try -ileri doğru git ve dene - ileri doğru git ve dene La, la, la, la - la, la� (yeah, yeah) La, la, la, la - la, la� (yeah, yeah) La, la, la, la - la, la� (�ooo) La, la, la, la - la, la� (�ooh) La, la, la, la - la, la� (would you be laughing out loud..) -(yüksek sesle gülecek miydin..) La, la, la, la - la, la� (�if I play it to my own crowd) -(..eğer kendi kalabalığıma oynuyor olsaydım) La, la, la, la - la, la� (try�) -(dene) Go ahead and try! -ileri doğru git ve dene! |
Skater Boy Skater boy He was a boy O bir oğlandı She was a girl O bir kızdı Can i make it any more obvious Bundan daha açık anlatabilir miyim? He was a punk O bir punktı She did ballet Kızsa bale yapmıştı What more can I say Daha ne söyleyebilirim ki He wanted her O, kızı istiyordu She'd never tell secretly she wanted him as well Kız da aslında onu gizlice istediğini kimseye sölemeyecekti But all of her friends Ama kızın bütün arkadaşları Stuck up their nose Burun kıvırdılar They had a problem with his baggy clothes Onlar çocuğun bol kıyafetlerine takmıştı He was a skater boy O patenli bir çocuktu She said see you later boy Kız, sonra görüşürüz dedi He wasn't good enough for her Çünkü çocuk kendisi için yeterince iyi değildi he had a pretty face Onun (oğlanın) tatlı bir yüzü vardı But her head was up in space Ama kızın aklı bir karış havadaydı She needed to come back down to earth Yeniden ayaklarını yere basması gerekiyordu 5 years from now 5 yıl sonra She sits at home Kız evde oturur Feeding the baby she's all alone Evde yalnız başına bebeğine yemek yedirerek She turns on tv Tv'yi açar Guess who she sees ve tahmin edin kimi görür? Skater boy rockin up MTV Patenci çocuk MTV'de rock yapıyor She calls up her friends Hemen arkadaşlarını arar They already know Onlar çoktan biliyordur And they've all got Tickets to see his show Ve onun şovu için biletleri hepsi almıştır She tags along Onların ardından kız da gider Stands in the crowd Kalabalıkta ayakta durur Looks up at the man that she turned down Reddettiği adama bakar He was a skater boy O patenci bir çocuktu She said see you later boy Seninle sonra görüşürüz demişti He wasn't good enough for her Çünkü onun için yeterince iyi değildi Now he's a super star O şimdi bir süper star Slamming on his guitar Gitarını çalıyor Does your pretty face see what he's worth? Senin şirin yüzün onun ne kadar değerli olduğunu görüyor mu? Sorry girl but you missed out Üzgünüm kızım ama kaçırdın fırsatı Well tough luck that boy's mine now İyi şansım var ki çocuk benim artık We are more than just good friends Biz iki iyi arkadaştan daha da öteyiz This is how the story ends Bu hikaye böyle biter Too bad that you couldn't see, See the man that boy could be O çocuğun nasıl bir adam olabileceğini görememen çok kötü There is more that meets the eye Gözle görünmeyecek şeyler vardır I see the soul that is inside Onun içindeki ruhu gördüm He's just a boy O sadece bir erkek And Im just a girl Ve ben sadece bir kızım Can I make it any more obvious Bundan daha açık ne diyebilirim? We are in love Birbirimize aşığız Haven't you heard How we rock eachothers world Birbirimizn dünyasını nasıl sallamadığımızı duymadın mı? I'm with the skater boy Patenci çocukla birlikteyim I said see you later boy Seninle sonra görüşürüz çocuk, dedim I'll be back stage after the show Şovdan sonra sahne arkasında olacağım I'll be at the studio Singing the song we wrote About a girl you used to know Ve onun eskiden tanıdğı bir kızla ilgili yazdığı şarkıyı söylerken yanında stüdyoda olacağım |
Slipped Away
I miss you, miss you so bad Seni özlüyorum , çok fazla özlüyorum I don't forget you, oh it's so sad Seni unutmuyorum, ne kadar hüzünlü I hope you can hear me Beni duyabileceğini umuyorum I remember it clearly Bunu net hatırlıyorum The day you slipped away Senin süzülüp gittiğin günü Was the day I found it won't be the same O gün bir daha aynı olmayacağını anladığım gündü Ooooh Nah nah la la la nah nah I didn't get around to kiss you goodbye on the hand Eline elveda öpücüğü kondurmak için orada değildim I wish that I could see you again Seni tekrar görebilirdim diye umuyorum I know that I can't Göremeyeceğimi biliyorum Oooooh I hope you can hear me cause I remember it clearly Umarım beni duyuyorsundur çünkü bunu net hatırlıyorum The day you slipped away Süzülüp gittiğin günü Was the day I found it won't be the same O gün bir daha aynı olmayacağını anladığım gündü Ooooh I had my wake up Ben uyandım Won't you wake up Sen uyanmayacak mısın? I keep asking why Hala sebebini soruyorum And I can't take it Ve buna dayanamıyorum It wasn't fake O sahte değildi It happened, you passed by Gerçekten oldu, sen geçip gittin Now you've gone, now you've gone Şimdi gittin, şimdi gittin There you go, there you go İşte gidiyorsun, işte gdiyorsun Somewhere I can't bring you back Seni geri getiremedeğim bir yere Now you've gone, now you've gone Şimdi gittin, şimdi gittin There you go, there you go İşte gidiyorsun, işte gdiyorsun Somewhere you're not coming back Geri gelmeyeceğin bir yere The day you slipped away Süzülüp gittiğin gün Was the day i found it won't be the same noo. O gün bir daha aynı olmayacağını anladım ,hayır The day you slipped away Süzülüp gittiğin gün Was the day that i found it won't be the same oooh... O gün bir daha aynı olmayacağını anladım ooh... Nah nah, nah nah nah, nah nah I miss you Seni özlüyorum |
Take Me Away
I cannot find a way to describe it Bunu anlatabilmek için bir yol bulamıyorum It's there inside all I do is hide O, içimde bi yerlerde sadece saklıyorum I wish that it would just go away Keşke uzağa gitseydi What would you do, you do Ne yapardın, ne yapardın? If you knew what would you do? Eğer bilseydin ne yapardın? All the pain I thought I knew Bildiğimi sandığım tüm acılar All the thoughts lead back to you Tüm düşünceler tekrar seni gösteriyor Back to what Neye dönüyor Was never said Asla söylenmemiş Back and forth inside my head Kafamın içinde ileri geri I cant handle this confusion Bu kargaşayı taşıyamıyorum I'm unable come and take me away Beceriksizim gel ve beni uzaklaştır I feel like I'm all alone kendimi yalnızmışım gibi hissediyorum All by myself I need to get around this Yalnız başıma, bunu geçmem lazım My words are cold Sözlerim soğuk I don't want them to hurt you Seni kırmalarını istemiyorum If I show you I don't think you'd understand Eğer sana gösterirsem anlayacağını sanmıyorum Cause no one understands Çünkü kimse anlamıyor I'm going nowhere ,on and on and Hiçbir yere gitmiyorum ,sürüp gidiyor I'm getting nowhere ,on and on and on and Hiçbir yere warmıyorum ,sürüp gidiyor I'm going nowhere ,on and on and off and off and on Hiçbir yere gitmiyorum ,sürüp gidiyor, kapalı ve açık Take me away Beni uzaklaştır Break me away Beni kaçır Take me away Beni uzaklaştır |
Temple Of Life
We sat by the fire Ateşin karşısında oturuyoruz United in song Şarkıyla birleşerek Under the moonlight Ay ışığı altında All night long Bütün gece boyunca We sang 'HalleluyahHalleluyah'ı söylüyoruz For the joy of it all Tüm neşesiyle And out on the water Ve suyun dışında A caroling loon Noel ilahisi söyleyen bir hayal Sings us a sweet Söylüyor bize tatlı bir Heavenly tune Cennet melodisi There's peace in Gods forest Tanrının ormanında barış var The temple of life Hayatın mabedi [Chorus:] Halleluyah Halleluyah We looked to the sky Gökyüzüne baktık Deep into heaven's eyes Cennetin gözlerinin derinlerine Halleluyah And back in the city Ve şehre dönüşte I'm losing control Kontrolü kaybediyorum I need a place Bir yere ihtiyacım var To ease my soul Ruhumu yatıştıracağım There's peace in Gods forest Tanrının ormanında barış var The temple of life Hayatın mabedi [Chorus:] Halleluyah Halleluyah We looked to the sky Gökyüzüne baktık Deep into heaven's eyes Cennetin gözlerinin derinlerine Halleluyah [Chorus:] Halleluyah Halleluyah We looked to the sky Gökyüzüne baktık Deep into heaven's eyes Cennetin gözlerinin derinlerine Halleluyah Thank you Jesus Teşekkürler sana İsa We praise your name Sana şükrediyoruz Thank you Lord Teşekkürler Tanrım |
Things I'll Never Say I'm tugging at my hair Saçlarımı çekiyorum I'm pulling at my clothes Kıyafetlerimi çekiştiriyorum I'm trying to keep my cool Soğukkanlılığımı korumaya çalışıyorum I know it shows Göründüğünü biliyorum I'm staring at my feet Ayaklarımı izliyorum My checks are turning red Yanaklarım kızarıyor I'm searching for the words inside my head Kelimeleri arıyorum kafamın içinde Köprü : [ (Cause) I'm feeling nervous (Çünkü)Gergin hisediyorum Trying to be so perfect Kusursuz olmaya çalışıyorum Cause I know you're worth it Çünkü biliyorum ki sen buna değersin You're worth it Sen buna değersin Yeah Ewet ] Nakarat: [ If I could say what I want to say Eğer söylemek istediklerimi söyleyebilseydim I'd say I wanna blow you... away Seni uçurmak istediğimi söylerdim... Be with you every night Her gece seninle olmak Am I squeezing you too tight Sana çok mu sıkı sarılıyorum? If I could say what I want to see Ne görmek istediğimi söyleyebilseydim I want to see you go down Senin yere çömelişini görmek isterdim On one knee Bir dizinin üzerine Marry me today Bugün benimle evlen Yes, I'm wishing my life away Evet, hayatımından kurtulmayı diliyorum If I could say what I want to see Ne görmek istediğimi söyleyebilseydim I want to see you go down Senin yere çömelişini görmek isterdim On one knee Bir dizinin üzerine Marry me today Bugün benimle evlen Yes, I'm wishing my life away Evet, hayatımından kurtulmayı diliyorum With this things ill never say Bu asla söyleyemeyeceğim seylerle ] It don't do me any good Bana hiç yararı yok It's just a waste of time Sadece zaman kaybı What use is it to you Sana ne yararı var What's on my mind Aklımda ne olduğunun If ain't coming out Eğer dışarı çıkmıyorsa We're not going anywhere Hiçbir yere varamıyoruz So why can't I just tell you that I care Öyleyse neden sadece umursadığımı söyleyemiyorum sana Köprü Nakarat What's wrong with my tongue Dilimde ne sorun var These words keep slipping away Bu kelimeler kayıp gitmeye devam ediyor I stutter, I stumble Kekeliyorum, sendeliyorum Like I've got nothing to say Sanki söyleyecek bir şeyim yokmuş gibi köprü nakarat |
Together
Something just isn't right Bir şeyler yolunda değil I can feel it inside Bunu içimde hissedebiliyorum The truth isn't far behind me Doğru, benden çok uzakta değil You can't deny İnkar edemezsin When I turn the lights out Işıkları söndürdüğümde When I close my eyes Gözlerimi kapadığımda Reality overcomes me Gerçek beni alt ediyor I'm living a lie Bir yalanı yaşıyorum When I'm alone I feel so much better Yalnız olduğumda çok daha iyi hissediyorum And when I'm around you I don't feel Ve senin yanında olduğumda hissetmiyorum Together it doesnt feel right at all Birlikteyken, hiç iyi hissetmiyorum Together, we've built a wall Birlikte, bir duvar ördük Together holding hands we'll fall Birlikte, el ele tutuşarak düşeceğiz Hands we'll fall Ellerle düşeceğiz This has gone on too long Bu, çok ileriye gitti I realize that I need something good to rely on Güvenecek güzel bir şeye ihtiyacım olduğunu fark ettim Something for me Benim için bir şey My heart is broken Kalbim kırık I'm laying here Burada yatıyorum My thoughts are choking on you my dear Düşüncelerim senin üzerinde yoğunlaşıyor hayatım On you my dear Senin üzerinde hayatım When I'm around you when I'm around you Senin etrafındayken senin etrafındayken I don't feel together, no Birlikteymişiz gibi hissetmiyorum, hayır |
Tomorrow
And I Wanna Believe You -Ve Sana İnanmak İstiyorum When You Tell Me That It Will Be Okay -Bana İyi Olacağını Söylediğinde Ya, I Try To Believe You -Evet , Sana inanmaya Çalışıyorum But I Don't -Ama Yapamam When you say that it's gonna be -Sen Olacak dediğin Zaman It always turns out to be a different way -Hep Farklı Bir şeklide Oluyor I try to believe you -Sana İnanmaya Çalışıyorum Not today, today, today, today, todaaay -Bu gün Değil , bu Gün, bu Gün, bu Gün, bu Gün I don't know how I'll feel -Bilmiyorum nasıl hissedeceğim Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) I don't know what to say -Ne Diyeceğimi Bilmiyorum Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) Tomorrow is a different day -Yarın Farklı Bir Gün Its always been up to you -O Her zaman Sana Sıkı Sıkı oluyor It's turning around, it's up to me -Etrafta Dönüyor , Bana Sıkı Sıkı Oluyor I'm gonna do what I have to do -Ne Yapmam Gerekiyorsa Yapacağım Just don't -Sadece Yapma Give me a little time -Bana Birazcık Zaman Ver Leave me alone a little while... -Beni Yalnız Bırak , Biraz... Maybe its not too late -Belki Çok Geç Değildir Not today, today, today, today, todaaay -Bu gün Değil , bu Gün, bu Gün, bu Gün, bu Gün I don't know how I'll feel -Bilmiyorum nasıl hissedeceğim Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) I don't know what to say -Ne Diyeceğimi Bilmiyorum Tomorrow (tomorrow) -Yarın (yarın) Tomorrow is a different day -Yarın Farklı Bir Gün Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Hey, yeah, yeah -Hey evet evet And I know I'm not ready -Ve Biliyorum hazır Değilim Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Maybe tomorrow -Belki Yarın Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Hey, yeah, yeah -Hey evet evet I'm not readyy -Hazır Değilim Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Hey, yeah, yeah -Hey evet evet Maybe tomorrow -Belki yarın And I Wanna Believe You -Ve Sana İnanmak İstiyorum When You Tell Me That It Will Be Okay -Bana İyi Olacağını Söylediğin Zaman Ya, I Try To Believe You -Evet , Sana inanmaya Çalışacağım Not today, today, today, today, todaaay -Bu gün Değil , bu Gün, bu Gün, bu Gün, bu Güüüün Tomorrow it may change -Yarın belki Değişebilir Tomorrow it may change -Yarın belki Değişebilir Tomorrow it may change -Yarın belki Değişebilir Tomorrow it may change... -Yarın belki Değişebilir... |
Touch The Sky
I used to carry this big old world Bu kocaman yaşlı dünyayı taşırdım On my shoulders and back Omuzlarımda ve sırtımda I used to lie inside my room Odamda yatardım Wondering where I'm at Burası neresi diye merak ederek I felt a chill running through my veins Damarlarımda akan birsoğukluk hissederdim And wondered, would I be saved? Ve merak ederdim, kurtarılacak mıydım? I felt the ice building in my soul Ruhumdaki buzdan yapıyı hissederdim Would it melt away? Yok edebilecek miydim? He's a warm breeze O ılık bir meltem Breathing life into me Bana hayat veren He's the sunlight O güneş ışığı Shining down on me Üzerime düşen I used to worry my life away Yaşamım beni üzerdi Counting every dime Her kuruşu saymam Shutting out the ones I loved Sevdiğim şeyleri bırakmak Never finding the time Asla zaman bulamamak And then one day I was overcome Ve bir gün üstesinden geldim By loneliness and dispair Yalnızlığın ve hayal kırıklığının And deep inside I thought I heard Ve derinlerde duyduğumu sandım "Lean on me, I'm here" 'Bana güven, yanındayım He's a warm breeze O ılık bir meltem Breathing life into me Bana hayat veren He's the sunlight O güneş ışığı Shining down on me Üzerime düşen I pulled the burden from off my back Sırtımdaki yükü aldım And tossed it into the wind Ve rüzgarın içine fırlattım And stretched my arms toward the sky Ve kollarımı gökyüzüne kaldırdım And let my life begin Ve bıraktım hayatım başlasın And like a tree, I have measured up Ve bir ağaç gibiyim, ölçülü olarak Best when I've been cut down Kesildiğimde iyiyim And like a tree, I can touch the sky Ve bir ağaç gibi, gökyüzüne dokunabilirim With my feet on the ground Ayaklarım yerde olsa bile yapabilirim He's a warm breeze O ılık bir meltem Breathing life into me Bana hayat veren He's the sunlight O güneş ışığı Shining down on me Üzerime düşen He's a warm breeze O ılık bir meltem Breathing life into me Bana hayat veren He's the sunlight O güneş ışığı Shining down on me Üzerime düşen Shining down on me Üzerime düşen |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:42 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.