![]() |
:1:
|
:2:
|
Alıntı:
:1::85: |
Erdemli insanı güzel tabir etmişsiniz..
|
Bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenecek metanet, değiştirebileceğim şeyleri değiştirecek cesaret, ikisinin farkını bilecek kadar hikmet ver... (...R. Sharma) |
saygınlık
Asıl saygıya değer olan, eleştiren kişi değildir. Güçlünün nasıl tökezlediğine, ya da işi yapanın eksik olduğu noktaya dikkati çeken kişi değildir... Saygınlık; Gerçekten meydanda olan yüzü toza toprağa kan tere bulanmış, Cesurca çarpışan düşen ve her seferinde ayağa kalkan, Büyük coşkuları, gerçek bağlılıkları bilen, Ve kendini değerli bir amaca adayan, En iyi durumda zaferi elde edeceğini, En kötü durumda büyük bir cesaretle savaşarak başarısız olduğunu bilen, Böylece ne zaferi ne de yenilgiyi bilmeyen ürkek ruhların arasına katılmayan kişiye aittir. (...Roosevelt) |
Alıntı:
|
Alıntı:
anladım hemde çok iyi anladım:2: |
Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş...
Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş... Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş... Akşamları da arkadaşından birkaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş... ... İkinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş. Bir hafta boyunca bu tempoda çalıştıktan sonra ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar... Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş... Birinci adam öfkelenmiş: “-Bu nasıl olabilir?... Ben daha çok çalıştım... Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim... Ama sen daha fazla ağaç kestin. Bu işin sırrı ne?...” İkinci adam yüzünde tebessümle cevap vermiş: “-Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir...” ... Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir... Kendimize zaman ayırıp, hayatımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir... Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir şarttır... Sokrat’ın “Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur... Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında açı olmaması anlamına gelir” sözleri, güzel bir noktadır... (...Mutluluk Kitabı) |
Alıntı:
|
düşleyin....
Hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun.
Ve ona varlığı için teşekkür edin... Özellikle düşmanınızsa... ... Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın... Ama geleceği de yeni bir “eski geçmiş” yapmak için yaşamayın... Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun... ... Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek, “yeni bir eski geçmiş” için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız... ... Gerçek, düş artı zamandır... İnanmak için görmeyi beklemeyin... İnanın ki, görebilin... ... Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur... Ekonomi’nin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir... Her zaman iyi bir ekonomist olun... ... Düşleyin, düşleyin, düşleyin... Düş, var olan en gerçek şeydir... (...Stefano Elio D’anna) |
Alıntı:
|
:2:
|
Çevremizdeki acıları bizim de çekmemiz gerekmektedir. Hepimizin ortak bir vücudu yoktur, ama ortak bir büyümesi vardır: Bu ise, şu ya da bu biçimde acılar içinden çekip götürür bizi. Nasıl ki çocuk belli bir gelişim sonucu hayatın tüm evrelerinden geçer, yaşlanır ve sonunda ölürse, biz de bunun gibi yaşadığımız dünyanın tüm acılarından geçerek gelişiriz. Bu konuda adalete yer yoktur, acılardan ürkmeye ya da acıları üstünlük diye yorumlamaya yer yoktur... (...Franz Kafka) |
vefa ve samimiyet
Vefa ve samimiyet ilk prensipleriniz olmalıdır... Eğer kusurların varsa, onlardan kurtulmaya çalışmalısın ve bundan korkmamalısın. Yapılmış şeyler üzerinde konuşmak lüzumsuzdur, geçmiş şeyleri ayıplamak da manasızdır. Bir insan sabahleyin doğru yolda ise, akşam saatlerinde de öyle kalacak ve bundan pişman olmayacaktır. Tevazu ile konuşmayan bir kişi, zamanla bununla ilgili bütün kelimeleri de tamamıyla unutabilir. Kelimelerin kuvvetini bilmeyen insanlarla esaslı bir konuyu konuşmak mümkün değildir. İhtiyatlı insan nadiren hata işler. Doğaya göre bütün insanlar birdir, fakat pratikte birbirlerinden dehşetli ayrılık gösterirler. (...Konfüçyüs) |
Çoğunlukla başkaları tarafından mutlu edilmeyi bekleriz...
Ve genellikle onlar bizi, bizim istediğimiz gibi mutlu etmeyi başaramaz... Neden?... Çünkü yalnızca bir kişi sizin mutluluğunuzdan ve sonsuz saadetinizden sorumlu tutulabilir... O kişi sizsiniz... Bu yüzden; anne-babanız, çocuğunuz, ya da eşiniz de olsalar, sizin mutluluğunuzu garanti etme şansına sahip değiller... Onlar, sadece sizin mutluluğunuzu paylaşabilirler... Mutluluğunuz, kendi içinizde saklıdır... (...Lisa Nichols) |
Hayatta her şeyin insanlar için olduğunu bilirseniz; Başınıza gelen kötü olayları, acıları, üzüntüleri olgunlukla karşılayabilirsiniz... Hayatın size karşı adaletsiz davrandığını düşünmeden, kendinize acımadan... Olduğu haliyle kucaklayabilirsiniz yaşamı... Acısıyla tatlısıyla... Böyle yaptığınız zaman ilerleyebilirsiniz ancak... Hem yaşamın cennet gibi olacağını size kim söyledi ki?... (...Carol S. Pearson) |
yüreklilik
Yüreklilik; kendi hatalarına egemen olmaktır... Onlardan acı çekmektir, ama onların altında ezilmemektir... Ve yoluna devam etmektir... Yüreklilik hayatı sevmektir... Ve ölüme dingin bir bakışla bakmaktır... İdeale koşmak ve gerçeği anlamaktır... Harekete geçmek ve evrenin çabamıza hangi ödülü ayırdığını veya bir ödül ayırıp ayırmadığını bilmeden büyük amaçlara kendini adamaktır... Yüreklilik, gerçeği aramak ve onu söylemektir... Geçici olarak muzaffer olan, yalanın yasasına boyun eğmemektir... Ve ruhumuzu, dudağımızı ve ellerimizi, aptal alkışların ve fanatik yuhalamaların yansıması yapmamaktır... (...Jean Jaures) |
?
İnsanlar yalnız ağlıyor, yalnız ölüyor... Çocuklara kötü muamele ediliyor, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve sevgiden uzak geçiriyor... Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç olan bir dünyada, hayatımızdaki insanlara sadece sıcak bir kucaklama ya da uzatılan bir elden daha karmaşık olmayan bir hareketle yardım edecek büyük bir gücümüz olduğunu anlamak çok önemli... Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer yapmak için neler yaptığımızı düşünmek için en uygun zaman günün sonudur... Geceler boyunca aklımıza hiçbir şey gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi düşünmek için de uygun bir zamandır bu... Öyle çok büyük şeyler yapmamıza da gerek yoktur; var olan basit şeyler üzerinde bir şeyler yapmak da yeterlidir... Etmediğimiz bir telefon, yazmayı ertelediğimiz o not, takdir etmediğimiz o iyilik... İş sevgiyi vermeye gelince fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz... (...Leo Buscaglia) |
her insan
Kim olursa olsun, her insan;
Her zaman, her yerde, aklının ve mantığının ona dayattığı gibi değil, Canının istediği gibi davranmak ister... Kendi çıkarlarına ters düşen şeyleri de isteyebilir... Hatta ara sıra böyle olması zorunludur... İşte hiçbir sınıflandırmaya sokulamadıkları için yok sayılan, Bütün sistemlerin, kuramların canını okuyan en önemli çıkarlarımız, Bağımsız, engellenemeyen isteklerimiz, yabanıl kaprislerimiz, Kimi zaman çılgınlık derecesine varan düşlerimizdir. (...Dostoyevski) |
Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden taviz vermek anlamına gelmez... Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır... Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey, içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır... (...M.Aurelius) |
Bir kafanın bilgeliği bir de kalbin bilgeliği vardır... Bir kere beyefendi olan, her zaman beyefendidir... Dil, pek çok doğal olayları tarif edebilecek kadar güçlü değildir... Her şeyin yüzeysel bir bilgi olduğunu söylemek hiçbir şey bilmemek demektir... Hiç kimsenin kendisinden başka düşmanı yoktur... Küçük şeyler hayatın toplamını meydana getirir... Sevgi ne birden var olur, ne birden yok olur... (...Charles Dickens) |
ne yazık ki
Ne yazık ki sabun köpüklerine takılıp havalarda uçmuyoruz mutluluk içerisinde... Hayatlarımızda hep bir önce ve sonra var ve bu önce ile sonra, bir av üzerine atılan bir ağ gibi konuyor üzerimize... Bir zamanlar okuduğum bir kitaba göre bütün güç kaderin elindedir, irade gücü yalnızca bir bahanedir... Bunu okuduktan sonra içimi müthiş bir huzur kaplamıştı... Ertesi gün birkaç sayfa okuyunca, kaderin geçmişteki davranışlarımızın bir sonucu olarak oluştuğunu gördüm... Böylece baslangıç noktasına geri döndüm... Bu düğümün çözüm noktası nerededir diye sordum kendime... İpin hangi ucu çözer yumağı?... Bir ip mi yoksa zincir mi söz konusu?... Kesilip koparılabilir mi, yoksa bizi sonsuza dek sarıp sarmalar mı?... (...Susanna Tamaro) |
gözlerinin gördüğünü yüreğinin gördüğüne değişiyorsan eyvah eyvah !
f. |
birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır...
Sağlıklı bir göz, görülebilen her şeyi görebilmelidir, “Yalnızca iyi olan şeyleri görmek istiyorum” demez... Çünkü bu ancak hastalıklı bir gözün durumudur... Sağlıklı bir kulak ve sağlıklı bir burun, işitilebilecek ve koklanabilecek her şeyi algılamalıdır... Unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden taviz vermek anlamına gelmez... Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır... Şunu asla aklından çıkarma, ister üç bin yıl yaşa, ister otuz bin yıl, şu anda sahip olduğundan başka bir hayatı yitiremezsin... Eğer gerçekten sahip olduğumuz biricik şey içinde bulunduğumuz an ise ve sahip olmadığımız bir şeyi yitirmemiz de mümkün olmadığına göre, birisinin elimizden alabileceği tek şey yaşadığımız andır... (...Aurelius) |
senin yaşaman için...
Bugün hayat, senin yaşaman için... Yapmak istedigin şeylere başlama zamanın geldi... Kendin için koyduğun hedefler ne olursa olsun, onlara ulaşmak için adım atmakta çok geç kalmadın... Öyleyse ileri doğru ilk adımı at... En kıymetli isteklerine doğru yol alırken kendine güçlü bir ivme kazandırmaya başla... Yarına bıraktığın işler, hiçbir değeri olmayan bahaneleri de beraberinde getirir... Kendin için büyük sonuçlar üret... Şimdi, o sonuçlara ulaşmak için işe başla... Bugünü; hayatla, aksiyonla, sorumlulukla, eğlenceyle, aşkla, sevgiyle ve tecrübeyle doldur... Bugün senin için çok önemli, dolu dolu bir gün... Öyleyse her anını değerlendir... (...Ralph Marston) |
Öğren...
Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan değerli olduğunu... Hayatta kazanmak kadar kaybetmenin de olacağını... Kaybettiğinde pes etmemeyi; kazandığında neşe duymayı öğren... Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğren... Zorbaların görünüşte galip olduğunu, zamanın sabredenlere mükafat olduğunu... Kitapların gücünü öğren... Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünmeyi... Hata yapmanın hile yapmaktan onurlu olduğunu öğren... Kendi fikirlerine inanmasını öğren... Herkes yanlış olduğunu söylediğinde dahi... Tüm insanları dinlemesini öğren... Tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmeyi ve sadece iyi olanları almayı öğren... Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümsenebileceğini öğren... Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğren... Kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verenlere satmayı, fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketini koymamayı öğren... ...Ve eğer haklı olduğuna inanıyorsan dimdik ayakta durup savaşmasını öğren... (...A.Lincoln) |
değişim
Neden değişimden korkuyoruz;
-Değişim, alıştıkları yöntemlerden vazgeçmelerini gerektirir... -Değişim, içinde bulundukları zihinsel durgunluktan çıkmalarını gerektirir... -Değişim, insanların korkularına saldırır... -Değişim, bu insanların değişmeme gerçeklerini sınırlar... -Değişim, yarını dünden güçlü kılar ... -Değişim, bir son gerektirir... (...Richard Flint) |
ama nasıl arkadaş
ARKADAŞINIZ; cevap bulan ihtiyaçlarınızdır... O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır. O sizin sofranız ve ocakbaşınızdır... Çünkü ona açlığınızla gelir ve onda huzuru ararsınız... Arkadaşınız sizinle içinden geldiği gibi konuştuğunda, ne "Hayır" demek zor gelir, ne de "Evet" demekten çekinirsiniz... Ve o sessiz kaldığında, kalbiniz onun kalbini dinlemek için sessizleşir... ARKADAŞLIKTA; kelimeler susunca, tüm düşünceler, tüm arzular ve beklentiler, gürültüsüz bir sevinç içinde doğar ve paylaşılırlar... Arkadaşınızdan ayrıldığınızda ise yas tutmazsınız; Çünkü onun en sevdiğiniz yanı, yokluğunda daha bir berraklık kazanır, tıpkı bir dağın, dağcıya, ovadan daha net görünmesi gibi... ARKADAŞLIĞINIZDA; ruhsal derinlik kazanmaktan başka bir amaç gütmeyin... Çünkü, salt kendi gizemini açığa vurmak peşinde olan sevgi, sevgi değil, savrulmuş bir ağdır... Ve sadece yararsız olan yakalanır... (...H. Cibran) |
sevgi
Sevgi risklerin en büyüğüdür...
Dikkatli değildir, güvenilir değildir... Ön yargısızdır ve acımasızdır... Zihni tüm gücüyle vurur ve dizlerinizin üzerine çöktürür... En güzel zamanlarında bile, sevgi acıtabilir. İhtiyaç duymak acıtır, ait olmak acıtır, bir başkasının diğer parçası olmak acıtır. Hem de hiç rızanız olmadan. Ama sizi ele geçirdiği andan itibaren tamamen yalnız olmak daha da çok acıtır... Sonuç ne olursa olsun, sevgiyi hissettiğinizde asla aynı kalmayacaksınız... Kalbinizde ve ruhunuzda iz bırakabilir ve sizi anılarla sonsuza dek baş başa bırakabilir... Veya, sanki yarına hiç ihtiyacınız yokmuş gibi hissetmenize yol açabilir... Ama sevgi bu riski almaya değer... (...K.Hydmore) |
Dikkatinizi gerçekten sizi ilgilendiren şeyler üzerine odaklayın...
Ve başkalarının işlerinin sizi ilgilendirmediği konusunda açık bir görüşe sahip olun... Eğer bunu uygularsanız, baskı altına girmezsiniz ve kimse sizi etkileyip geriye döndüremez... Gerçekten özgür ve etkin olursunuz... Çabalarınız iyi şekilde yönlenir ve başkalarının hatasını bularak ya da onlarla zıtlaşarak çabalarınızı aptalca ziyan etmezsiniz... Neyin gerçekten sizi ilgilendirdiğini bilir ve bu bilinçle düzenli bir şekilde hareket edersiniz... İradeniz dışında hiçbir şey yaptırılmaz hale gelirsiniz... Ötekiler sizi incitmez, düşmanlıklara çekilemezsiniz ve acı çekmezsiniz... Eğer amacınız bu ilkelerle yaşamaksa bunun kolay olduğunu aklınızda tutun... Bazı şeylerden bütünüyle vazgeçmelisiniz ve şimdilik bazılarından vazgeçmeyi bir sonraki zamanı bırakmalısınız... Mutluluk ve özgürlüğe erişmek istiyorsanız; Zenginlik ve güç peşinde koşmaktan vazgeçmelisiniz... (...Epiktetos) |
Geçmişi hiç dert etmeyeceksin... Kendini hep yeni doğmuş sayacaksın... Her yeni gün, sana ne istediğini söyleyecektir... Kendi işinden zevk alacaksın, başkalarının yaptıklarına değer vereceksin... En küçük şey senin canını sıkmak ister... Sen ise hep gününü gün edeceksin... En önemlisi hiç kimseden nefret etmeyip, yarını yaratana bırakacaksın... (...Goethe) |
Biz herkesi her zaman deniyoruz, emin olmak, güvenmek istiyoruz... Sevgisini ve bağlılığını her an kanıtlasın, hayatını ve her şeyini tehlikeye atsın ve bunu binlerce kez yapsın istiyoruz... Kendimizle ve korkularımızla öylesine doluyuz ki; Hiçbir duyguyu, hiçbir insanı, hiçbir nesneyi olduğu gibi bütün gerçekliğiyle göremiyoruz... Her şey kendimizle ve korkularımızla oluşturduğumuz prizmalardan kırılarak ulaşıyor bize... Her şeyi olduğundan başka bir biçimde ve olduğundan başka bir yerde görüyoruz... Belki de bu yüzden aradığımız şeyleri aramamız gereken yerlerden başka yerlerde arıyoruz... Mutlulukla aramıza, korkularımızı ve kendimizi sokuyoruz... (...E. Fromm) |
Vicdan kendi kendimizi suçlayabilme, sorgulayabilme ve gerektiğinde kendimize savaş açıp, şahitlik edip, ceza verebilme üstünlüğüdür... Bedene ve akla ne denli muhtaçsak, iç dünyamız ve huzurumuz için vicdana da o denli ihtiyacımız vardır... Aslında tüm bunlar biraz bilgi, biraz sorumluluk ve biraz da deneyimle birleştirilirse kusursuz sonuçların alınması her zaman mümkündür... Vicdan, insanı hep doğruya ve güzele götüren acımasız bir yönetici ve yönlendiricidir... Öyle ya da böyle, her gün gelişmekte olan sezgi ve duygularımızın etkisi altında daha anlaşılır ve berrak duruma gelen güncel olayların rengi ve tadı, vicdanımızı biraz daha geliştirir... Vicdan kendisine karşı dürüst olan insanın tek efendisidir... (...H.Benazus |
Başarı nedir?... Sık sık gülümsemek ve çok sevmektir... |
çok güzel
İş hayatında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş, üniversitedeki hocalarından birini ziyarete gitmiş... Çeşitli konular konuşulduktan sonra sohbet, işin oluşturduğu strese ve hayatın zorluklarına gelmiş... Yaşlı üniversite hocası ziyaretçilerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş ve değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş... Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş... Tüm eski öğrenciler kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde hocaları onlara şunu söylemiş: ... “-Farkına vardınız mı bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı... Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama işte bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni... Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız... Hayat kahveyse, iş, para ve mevki fincandır... Bunlar yalnızca ‘Hayat’ı tutmaya yarayan araçlardır, ama ‘Hayat’ın kalitesi bunlara göre değişmez... Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz...” |
Hayat ilerledikçe, annemin ne kadar olağanüstü bir insan olduğunu daha iyi anlıyorum...
Ancak ne yazık ki; bunları kendisine söyleyemiyorum... Bir evlat kendisine hayat veren annesine nasıl teşekkür edebilir?... Bir çocuğu büyütürken gösterdiği sevgiye, sabra ve onca çabaya?... Bebekken arkasından koştuğu, asabi bir ergeni anladığı, her şeyi bildiğine inanan üniversite öğrencisini hoşgördüğü için şükranlarını nasıl dile getirebilir?... Nasıl minnet duyabilir?... Anne olmuş bir evlat hâlâ kendisine annelik yapan bir insana nasıl teşekkür edebilir?... Her zaman nasihat vermeye hazır olduğu halde, istendiğinde, ya da gerektiğinde sessiz kalmayı başardığı için... Binlerce kez söyleyebileceği durumlarla karşılaşmasına karşın, “Ben sana dememiş miydim” demediği için... Sevgi dolu, düşünceli, sabırlı ve bağışlamayı bilen kendisi olduğu için, nasıl teşekkür edebilir?... Yazık ki; annemin bana örnek olmasına, şükretmekten başka bir şey gelmiyor elimden... (...Ann Landers) |
İnsan, insanın efendisi olamaz...
Arzularımı ve korkularımı ortadan kaldırdığımızda bizim için hiçbir zalim kalmayacaktır... Eğer kanatlarımız balmumundan yapılmışsa güneşten uzak durmalıyız... Allah, bütün insanları mutlu olmaları için yaratmıştır; bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyorlar... İnsan, insanın efendisi olamaz... Bardağımızı kırdıklarında, komşumuzun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalıyız... Düşmanlarımızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarımızdan daha değerlidir. Nefret ve intikam hissi bize büyük zararlar verir. Kader eninde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar. Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz... Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz... Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir... (...Epiktetos) |
Her şeyi kontrol etmeye ve yönetmeye çalışmaktan vazgeçin... Sürekli “alarmda” olmanız gerektiğini söyleyen iç sesinize kulak vermeyin... Yeni yollar denemesi için ruhunuza izin verin... Bir şey için elinizden geleni yaptıktan sonrasını dert edinmeyin... Fırsatların karşınıza kendiliğinden çıkmasına izin verin... Kendinize günlük hedefler çizin... Kendinizi huzursuz hissettiğinizde içinizdeki barışın merkezine gidin... Sinirlenmenin boşa giden enerjiden başka bir şey olmadığını unutmayın... Tek bir doğru yoktur... Olayları algılama şeklinizi değiştirin... Kendinizi başkalarının yerine koyun... Böylece daha zor incinir ve incitirsiniz... (...Dr.Deepak Chopra) |
Mutsuz insanlar birbirine benzer...
Mutsuz insanlar birbirine benzer... Uzun zaman önce açılmış bazı yaralar, gerçekleşmemiş bazı dilekler, ayaklar altına alınmış gururlar, karşılaşılan aşk kıvılcımları, onlara yapışıp kalır... Ya da kendileri onlara yapışır... Dolayısıyla her günlerini dünün kara bulutları altında yaşarlar... Mutlu insan ise arkasına dönüp bakmaz... İleriye de bakmaz... Böyle bir kişi “an”da yaşar... Ama bunun da bir kusuru var... “An” asla bir şeyi veremez... Anlamı; mutluluğun ve anlamın yolları aynı değildir... Mutluluğu bulmak için, kişinin sadece anda yaşaması gerekir... Sadece an için yaşamaya ihtiyaç duyar... Ama eğer anlam istiyorsa, kişi ne kadar karanlık olsa da geçmişte, ne kadar belirsiz olursa olsun gelecek için yaşamalıdır... Böylece doğa mutluluk ve anlamı bizim için karıştırır ve bizden aralarında bir seçim yapmamızı bekler... (...J. Rubbenfeld) |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:51 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.