![]() |
Alıntı:
|
Sayfan hayırlı olsun..
Ayrıca aramıza hoş geldin...:2: |
Alıntı:
Teşekkür ederim:85: Hoş buldum:2: |
GİTTİN
Gittin... Ben, arkandan sadece baktım. Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... "Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana. Konuşamadım... Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden. Ağlayamadım... Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı. Anlatamadım... Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu. Tutamadım. Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım. Kalkamadım... Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım... Gittin... Bir şey söyledin mi giderken? "Kal" dememi istedin mi? Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi? "Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki. Duyamadım... Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım. Kurtulamadım... Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim. Yapamadım... Gittin... Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım... Mehmet Coşkundeniz |
Son Dans
Bu Sabah Güneş Doğmuyor Bir mektupla başladı sevdamız. Kaç fasıl sürdü de bitti. Rüzgarına bırakıp yandığımız Satırlar uçup ta gitti. Ne sözlerin tadı kaldı, Ne şarkılar seni andı. Bin teselli kar etmez, Aşk yolcusu yalnız kaldı. Bu sabah güneş doğmuyor. Gün geceden kurtulmuyor. Aşkın esir almış bu gönlümü. Dudaklarımdan o şarkı hiç düşmüyor. Kimse bana üzülmüyor. Sabret, o gelir demiyor. Aşkın esir almış bu gönlümü. Dudaklarımdan o şarkı hiç düşmüyor Söz : Saro Secikyan Müzik : Febyo Taşel |
Sensiz Kalan Bu Şehri - Nurullah Genç
sensiz kalan bu şehri yakmayı çok istedim mavi bir aleve dönüştürdüm kalbimi bir anda tutuşturmak istedim beni böyle umarsız bırakıp gittiğin bu zalim şehri yakamadım gözlerin dikildi karşıma bir caddenin tam ortasında inanılmaz güzel bakıyordu gözlerime hafif ıslak en özel en bilinmeyen türleri açmıştı papatyaların hatıralarınla titriyordu içim kuşlar kanatıyordu gönlümü gri bulutlar geçiyordu göğümden anlamak üzreydim neron’un roma’yı neden yaktığını karanlık bir koridor açıldı önümde anlayamadım yenik düşmüş bir napolyon kadar mutsuzdum aslında intihara kalkışan hitler kadar çaresiz yakmak üzreydim ki bu şehri hatıraların içli bir yağmur gibi boşandı üzerime kediler geçti birden kavşaklarından şehrin acı acı miyavladılar gözlerime baktılar kızgındılar kırgındılar onlar da tutulmuşlar anladım sana bendeki kadar onlar da terk ettiğin bu şehri çaresiz yakmak istiyorlar yakamıyorlar saçların dikildi karşıma bir sokak köşesinde her telinde parmaklarımın izleri parlıyordu benzersiz kokunu alıyordu kıvrımlarından rüzgar gözleri doluyordu saçlarına bakan kedilerin her biri bir kenarda darmadağın çömelip kalıyordu yutkunuyordu rengi kaçıyordu pencerelerde perdelerin nereye yürüdüysem bakışın, duruşun, sesin anladım söndürmeliyim tutuşan yüreğimi kendimi yakmış olurum yakarsam bu şehri çünkü sen her şeyinle bendesin |
вιя çєкєηє ѕσя∂υм ∂є∂ιм кι αşк яєηgιηι ѕöуℓє ∂є∂ι кι αℓα¢αℓı вαzєη ∂є євяυℓι вιя ιçιмє ѕσя∂υм ∂є∂ιм кι ∂σğяυуυ ѕöуℓє ∂є∂ι кι яєηgι gє¢є вυ ѕєν∂α кυяşυηι ..
|
Sevda - Annem Gibi
Fırsatım vardı olmadı Birazcık şahlansam yakıştırılmadı Tatmin oldular Elden bir şey gelir mi Kıymet bildiklerim gibi. Benimde bilinir mi Sen haklıydın her zaman? Annem gibi... Haksızlığı da koydum bavula Yalnızlığı da aldım yanıma Teşekkür ettim her şey adına Gidiyorum gidiyorum ama bitmiyorum Haksızlığı da koydum bavula Yalnızlığı da aldım yanıma Teşekkür ettim her şey adına Gidiyorum gidiyorum ama bitmiyorum Eyvallah... |
Bana kalbini ver.
Avuçlarımla tutacağım mayınların yerine Acele giden gece zamanlarında,çarpacağım bir duvar emniyetinde gülüşünü ver bana. Düşerken dibe,soluklanacağım ama asla tutmayacağım ellerini ver bana. Tercüme edilmiş öfkeler seyrelsin ömrümde. Yüksek sesler alçakça dinlenir. Bana usul sessizliğini ver. Lütuflar karşılık ve karışıklık için sunuluyor hayatın asil isimlerince. Adının anlamını ver bana. Telaffuzunda özlemlerimin dindiği adını ver bana. Başkaları,bu aşkı oyalamak için var olur, Ne kadar durdururlarsa nefsini,o kadar hızlanır. Bana kendini ver. Her şeyden ayıkladığın kendini… En iyi ölüm berbat bir yaşamın kıyısında bekler. Seninle,gerçeklerin intizamlı duruşunda yalanlar yumağını çözmek için varım.bana gücünü ver. Yaralar değil canı yakan. izin tendeki çirkinliği ve merhemin kabadayı yardım severliği… yaralarını göster ve bana izlerini ver. Günün bütün aynaları beni gösterdi aksinde. Baktıkça seni gördüm. Bana varoluşunun sırrını ver. Gün batımlarında gözümün değdiği yerlere kurul. Senden olma güneşlere kamaşsın bakışım. Bana zamanını ver. Atlardan daha hızlı koş oraya. Soluk soluğa kaldıkça koş… Yarını ertelediğim geçmişin geçmezliğine inat, Vaktinde yetişmek için bana,bir kez olsun yok et geç kalışını ve durmadan koş oraya. Bana verdiklerinle bekliyorum seni. Düşsüz ve sonuna kadar gerçekli bir aşkın içinde… Kuşlara takılmasın ayakların. Takatini zorla ve koş… Oraya… Kent soysuzlarının ,aşk eşkıyalarının,gurur kırmak için hendek kazanların,dokunuşun esrarından acizlerin,kontrol edilmeyen sevilerin,intiharla harlanmayan yaşamların olmadığı oraya…koş… Ben bütün gemileri uğurladım. Gitmeyeceğim. İçilmiş yeminleri kustum şehrin meydanına. Yıldız sağanağına bağır açmış bir yeryüzündeyim. Yazılmış sözleri susuyorum, Konuşarak yazılmamışları siliyorum. Bana hecelerini ver… Yarım kalan öykülerimin noktası olmaktan vazgeç. Bana başlangıçlara yeter hevesini ver. ‘susacak var’ edilen bir yemin,sözle tutulamayan. Bana yüzünden çizgiler ver,gülüşünle belirginleşen ve hiçbir gamzeye yer açmayan. Suya yazılmaktan kurudu kelimeler. Bana bir cevap ver! Kahraman Tazeoğlu-susacak var |
Yusuf Güney-Sualsiz
Onu sevdigim günler, geceler miras bana düş sattıgım her bedende kökler uzar içimde, yalnız kalınca anlarsın bu hisler bitiremezsin çekmeden acını anlarsın geçen her dakikanda deli gönlüm, bekleyişler içinde bekler yine hergün kimseyi sevmeden, geçer ömrüm boşluğa düşen hayallerden daha suskun anladım bu bir bana vurgun olan olsun varsın bu çaresiz yollar bizi yorsun sorgusuz, sualsiz günler geçer mi bir anda sensizligi yaşarken sevgimiz bitmeden ozleyen ben sense, umursamaz kalbinle taş gibi bakarken sonbahar gecmeden |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:27 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.