![]() |
Korkunc guzeL ama urkuten bir guzelLik.. fiLmin son sahnesini tekrar tekrar basa saran muzik..
Avuclarim buz oluyor dinLerken. |
Kısa zamanda yaşanan bir aşk öyküsü bu kadar güzel anlatılır bence. Filmi ilk izlediğimde çok beğenmiştim. Sonra tekrar tekrar izledim...
|
Eylül
eylül! daha çocukluğumdan beri size bakardım ben bir yazın azalmakta olan sözcüklerinden nasıl da ansızın sökülürdünüz bahçelerle ve kül dolardı içim... eylül! eylül! kırılgan mevsim! cam hançeri güzün dağılırdı kalbimde birden gecenin ve gündüzün perdesiyle örtülürdünüz tenhâyla ve tül dolardı içim... eylül! eylül! unuttum sizi dağ kızarır yol sararırdı ve ben dönüşlere bakardım o amanvermez belleğin paramparça güldüğüydünüz aynalarla ve gül dolardı içim... eylül! Hilmi Yavuz |
|
|
|
|
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Ateşte Unutulmuş Ferman.. herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar kendi külünde söner bütün rüzgârlarına yazıldığın akşam ateş tadında kum tadında kalarak derinleştirir bazı ayrılıkları zaman al ağrını git buradan en uzun eylülü ömrümüzün uyutmuyor seni ne kömürleşmiş bu gurur ne göğsündeki kaplan seçilmiş taş milyonlarca taş arasından başını vurduğun çok gençti genç olmak için bile kendi zamanına muhtaç kendiyle dalgın daha yolun başında görülüyordu menzilindeki noksan ömrünce sızlayacak kayıplar sarayında ateşte unuttuğun ferman Murathan Mungan |
Çöl Terzisi
kendim diktim düştüğüm yolların hırkasını eğnimi onlarla eksilttim sabrını beklediğim kuyulardı yeminli ay vakti talibi olmadım heykelimin bildim kumdan yapılmaz çölün heykeli vahamı kendim diktim kendim diktim hikâyelerimi yırtığını söküğünü onulmazın, hayatın adımı ben sananlara ne yazsam duyulmaz sesim herkesin zamanından başka türlü geçerim bana adımdan yapılan zaman aldı beni madem seslendim dünyaya madem imzamı verdim benden geri çekildi çoğaltılan suretim yazdıkça bildim: zamanın malıyız hepimiz düğümlüyüz bağlıyız azımız çoğumuz ne kadar sevsek o kadarız çok kısa görünen hayat çok uzundur aslında, çünkü kaderi çok az çıkar insanın karşısına çöle vursa da kendini, adanmış bir iç kale sanatına karşılaşmalarla kısalır insan hayatı çıplaktım, acıktım, bana inen yıldırımdın yakın geçersin sandım, vurdun geçtin beni, baktım: dokunmadın bile bana kavurup bıraktın ve yeniden uzakta bir yıldızdın ansızın. yeni terzim, mutlak serabım, aklımda senin adın başka bir hırkaya başladım, yolum aynı aşkım uçsuz bir çöl, ben kum kadarım.. |
|
Sari LaLeLer....:106: " Çok eskiden yaşadım bu anı ben " Dersiniz şaşkınlık içinde.. İlk girdiğiniz bir ev, bir merdiven, Birden güneş vuran pencere.. Ve tam sırasında tiren düdüğü... İşte böyle gelmişti siz dünyada Değilken bir gün öğle üstü Bu renklerle bu sesler bir araya.. Yaşamak anımsamak mıdır yoksa ?? Sanmam, biz de bir sestik belki Birileri için yıllar önceki Şaşırtıcı karşılaşmada.. |
|
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur bir mumun ardındabekleyen rüzgar ışıksız ruhamu sallar da durur zambaklar en ıssız yerlerde açar yağmurlardan sonra büyürmüş başak meyvalar sabırla olgunlaşırmış bir gün gözlerimin taa içine bak anlarsın ölüler niçin yaşarmış yağmurlardan sonra büyürmüş başak seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden martılar konuyor omuzlarıma gözlerin istanbul oluyor birden ben bir şarkı ben bir türküyüm meryemin yanağındaki tüyüm beni bir azizin nefesi uçurur içimde Allahın korkusu durur cici ayaklarım iplikle bağlı ben onun sılası kendimin gurbetiyim |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Orman sen elimi tutunca başlardı, Yarılırdı bir incir ortasından. Koşardık yukarı iki büklüm, soluk soluğa. Alabalıklarla düşe kalka, çam pürleri Keserdi hızımızı, Elimi Bırakma, Elimi Bırakma... Sonra kayardık ta aşağılara. Ve alçalırdı sessizlik bir ağaç gibi Kök salardı sende ve bende, arayarak Toprağın sıraya dizilmiş suyunu. Ayçiçeğinden göğüslerin döner ışığa Yürürdüm göğsünde öğle saatleri gibi, Yürürdüm bir anıt kemeri gibi iki yanında. Sonra gene başlardık koşmağa, Yukarı, daha yukarı, çukur sularına Göklerin. öperdim seni, titrerdin, parçalanmış Anları birleştiren sevi düş görmez: Ey orman, Ey avlanmış atın falı, ey yeniden başlamanın Aç güvercini! Falımız yok bizim... Yaktık onu göçmen kuşların gözlerindeki Benek, gagalarındaki tekçil dane gibi Daha gün doğarken. Falımız yok bizim.. |
|
Yalnızlığın üstüne incecik bir beyazlık
Örtüsü örttü karlar.. Şimdi kar tanelerini kocaman rüzgarlarda Eğiriyor kemanlar.. Aramasan da olur bozuldu büyü.. Aramasan iyi olur kar başladı.. Uzun günlere çok var.. Az önce doğan gün aydınlanmadan Kararmaya başladı.. Ben bu karlarda sessizce eskidim Kemanlar arka çıkınca sessizliğime.. Göz gözü görmez kemanlar Yokluğunu adınla çalmaya başladı.. Yalnızlığın üstüne koyu bir korkusuzluk Örtüsü örttü camlar.. Ölümümü sıcacık yünler gibi Eğiriyor kemanlar.. |
Mevla'm senin huzurunda,
Çökmeyen dizlere yazık. Aşkından iki katre yaş, Dökmeyen gözlere yazık. Canım Medine yolları Sersem üstüne gülleri Seher vakti bülbülleri, Ötmeyen yazlara yazık. Gideceğiz Yar'a doğru İrem ya da Nar'a doğru Arasat'ta Nur'a doğru Bakmayan yüzlere yazık. Çekse derdin dirhemini Arar isyan merhemini Moda diye mahremini Örtmeyen kızlara yazık. Hüsam yazar satır-satır Gözün uykuya susatır Gafil kalbi çatır-çatır Yakmayan közlere yazık. |
|
Ya bu kadar olur :):):) aklımdan şimdi bu şarkı geçiyordu :):):)
|
Kopyaci noLcak..:152: :2:
|
Ne yapimm o geldi aklıma sende yayınlamışsın :78:
|
:20: Biri bugun " kaLpler bir.." demisti..
|
Acaba kimdi o :89:
|
:20:
|
Bak sen işe. Unuttum şimdi. Kimidi o :20:
|
|
bismilli zeko olmasın ruşen abe :11:
|
Olabilir siyocum :)
|
Elişi..
Savaş haberleriyle dolu Renkli gazete sayfasını Katlayıp bir çocuk üstüste Kesiyor özene bezene Elindeki makas ile.. Ve insanlar oluşuyor kağıttan Tutuşmuşlar elele.. Ve insanlar oluşuyor kağıttan Tutuşmuşlar elele..!!!!!!!!!!!! |
yaseminin özl ni meşgul edioz ama :D çıkacam şimdi ŞANLI CİMBOM NASIL KAPAT ATTI AMMEEEE
|
:11: Burdamı yazılır Siyo :11:
|
|
Süngü..
Kardeş payı yapmak için mi uzattın süngünü elimdeki elmaya.. |
Hoş Bu Dünya
Günler koşuyor istirap rayinda Geceye, geceye... Dilenci bir dilim ekmek peşinde, Hasta son deminde. Yine de mesut anlarin Rüyasi çekiyor insanlari Hayata... hayata... Keder doluyor içimize Her saat, her dakika, Neş'eyi göremedigimiz oluyor Seneler boyu... Bunun da zevki başka. Ufuk mavisi ümitler piril piril Hoş bu dünya. |
|
Vhe .. Cuma Aksami... :2: Mini tatiLim icin start veriLmistir.. ver eLini meLankoli.. :69: |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Kuş.. Eski bir aynada çoğalıyordum. Birden On, onken yirmi; büyüyor kalabalığım. Fırıncı, demirci, sabuncu, meyhaneci; Deniz ben, sokak ben, ağaç ben, yalnızlık ben. Kendimi içiyordum bardaktan, kendimi Dişliyordum elmada.Yat kalk, uyu uyan Çevreye serptiğim benler içinde ben Sonra gün battı, morardı dağların ardı. Bir kuş öttü ovada, başka bir hamurda, Aynamızda ay ışığı gibi yansıyan.... Kaynak: Elleri Var Özgürlügün |
Bir Sevgi Türküsü... Akşam soğan kavrulan evlerde Yoksul bir çorbayı ateşe koymadan önce Son geleni bekler gibi Seni beklemek.. Bir yudum alır gibi bir kadeh buzlu rakıdan Çocuk annesine güvenir gibi.. Sonu belirsiz bir yolculuğa çıkar gibi Hiçbir şey olmuyormuş gibi sevmek seni.. Hiçbir yalanda, hiçbir kandırmada payı olmamak Hiçbir kaygının peşinde küçültmemek kendini Bir yaz sabahında balkondan nasıl bakarsa Dışarıya salınmamış çocuklar Biraz özlemle ve biraz sevinçle Nasıl bakarsa o çocuklar sokağa Senin yolunu hiç yılmadan gözlemek Benim için ölümsüzlükle birdir.. Hep yüzünde kalmalı bu gülüş Bu seni çağlara direnecek bir yontuya Döndüren bu sevinç pırıltısı hep kalmalı yüzünde Hep bu kadar büyük ve bu kadar güzel olmalısın Bu kadar ölümsüz ve bu kadar olağan.. Afşar Timuçin [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Bir Tutkunun Türküsü.. Neden onu görünce Karışıyor ellerin birbirine.. Onu görünce neden Kendini bırakıp gidiyorsun giderken.. Bırakıp gidiyorsun ve sende Sevinç gibi bir acı koyuluyor Öyle durup kalıyorsun gecende.. Onu görünce sende neden Bin tohum ekiliyor birdenbire Birdenbire nice ürün kaldırılıyor Onu görünce neden hızlanıyor Suların akışı kendi kendine.. O gidince neden başka birisin Adın başka, susuşun başka, sesin başka O gidince hiç kimse değilsin Tükenmiş bir rüzgârsın ağaçta.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Afşar Timuçin |
Çocuğun ve Kaptanın Türküsü.. Kaptan amca beni geçerken Karşı kıyılara bırakır mısın? Oralarda ne mi var? herşey Çocuklar, sesler, ışıklar var Bayramlar ve her türlü uzaklar.. Kaptan amca beni bırakır mısın Gittiğin kıyıların ötesine? Oralarda ne mi var? herşey Oralarda çalgı var, sevinç var.. Kaptan amca beni götürmez misin Gittiğin güzel yerlere şimdi? Uzakların tutkusu nicedir Çöller gibi yakıyor içimi.. Afşar Timuçin [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:28 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.