![]() |
Canım Yalnızca Sevmek İstiyor Seni.. Öncesinin ve sonrasının arasına alıp değil, alışılmış bir tören gibi değil. Hiç dokunmadan,belki de gözlerine bakmadan,konuşmadan belki belki de her zaman yaptığımız gibi değil.. Canım Yalnızca Sevmek İstiyor Seni.. Unutup, tekrar hatırladığım çok sevdiğim bir şarkıyı hiç bıkmadan defalarca ara vermeden içten içe mırıldanıp zamandan koparıp alır gibi.. Canım Yalnızca Sevmek İstiyor Seni.. Saçlarını yüzünden ayırıp,gözlerini kirpiklerinden, ellerini bileklerinden,ismini bedeninden ayırıp,ayrı ayrı bir evin odalarını gezer gibi,keşfeder gibi, ilk kez ve merakla ve hayranlıkla,bir kırmızının detayında dakikalarca takılıp bakar gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni.. Canım Yalnızca Sevmek İstiyor Seni.. Nereye varacağını bilmediğim bir kaçamak yolculuğa, sırf aklıma esti diye,sevdiğim hiçbir eşyayı almadan yanıma çıkar gibi.. Süregelen bir sevgiyle değil,öğretilmemiş,bilmediğimiz biçimlerde,kuşların kanatlarını açıp,özgürlüğe süzülmesine yarayan içgüdüleriyle,içimden geldiği gibi canım yalnızca sevmek istiyor seni. Tarifsiz bir hisle sevmek istiyorum seni. Tatlı,ekşi ya da tuzlu değil,bilmediğim bir tatla,bir duyguyla. Öyle,bir meyvenin tadını alır,bir kitabın adını okur gibi değil; bir yaz günü tenine vuran sıcaklığı gibi güneşin,serin bir akşamın denizden esen rüzgarıyla içine işlediği yosun kokuları gibi,anlatamadığın ama bırakmak istemediğin, bitmesini istemedigin bir hisle.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Here without you - 3 doors down
I'm here without you baby but your still on my lonely mind.. I think about you baby and I dream about you all the time.. I’m here without you baby but your still with me in my dreams and tonight it’s only you and me.. !!! |
Sebebini bilemediğim kırık dökük zamanlarım var sevmenin tadına varamadığım zamanlar ayak sesleri var kulağımda ayırt ettiğim beklediğim bir tek seninki Seni düşünürüm.. gecemi aydınlatan gözlerini bir de sat beni zindan gecelere daha çok aydınlanayım yarım kalmış çığlıklar aşkın ben yağmalar.. Saklamadım sevgim biter mi yaşadığım acılar diner mi beklediğim geceler gelir mi senle olmadan.. |
Gitmişsin galiba.. nese kib..
|
Destiny's Child - Girl..
:70: |
Akşamda Çocuk Sezgileri.. İyileşmez çocukluğum yüzündendir Bu dalgalar arasında gidip gelişim Bilge ve güngörmüş martılarla Benim işim sevinç, aşk bana göre Hele gün başladı mı sancılanmaya Başıma gelenlerin hemen hepsi İyileşmez çocukluğum yüzündendir İyileşmez çocukluğum yüzündendir Ölü resimleri gibi solgun yüzler karşısında Duyarsız kalışım, hatta inatla susuşum Boş tutkuların, anlamsız korkuların Kirli yağmur suları gibi biriktiği Akşamlardan güle oynaya geçişim İyileşmez çocukluğum yüzündendir İyileşmez çocukluğum yüzündendir Dağların ve denizlerin durmadan devinişi Beni çağırması bütün uzakların Birdenbire rüzgârlarla uzaylara açılışım Herşeyimin birden maviye kesmesi İyileşmez çocukluğum yüzündendir Afşar Timuçin |
Bir Ninni Ya Da Türkü.. Çocuğum uyusan bir güzel Ölümleri düşünmeyi bıraksan da Nasıl olsa şimdi korkunç amcalar Ateşler akıtmıyor göklerden Çocuğum güzelce uyusan da Uyansan güneşli bir güne Nasıl olsa şimdi uzaktan Tank gürültüleri gelmiyor Nasıl olsa dindi, yağmur gibi Makineli tüfeklerin sesleri Sanırım yarına kadar bizi Öldürmeyi düşünmez kimseler Sen de bilirsin ki; bir akşamla bir sabah Arasında ne güzel yüzyıllar vardır Uyu, tadını çıkar yaşamanın Değil mi ki savaşların çocuğusun Daha çok sevmelisin herşeyi Çocuğum bir güzel uyu şimdi Hem o kadar üstünde durma Öleceksek öleceğiz nasıl olsa Yaşam dediğimiz bu güzellik Kırılgandır dayanamaz korkuya Afşar Timuçin |
Uçurtmanın Türküsü.. Uçurtmam geceye takıldı kaldı Gece onu kapkara etmiş midir Ya da götürmüş müdür uzaklarda Sinsi sinsi parlayan bataklığa Uçurtmamı gece yitirmiş midir Gece uçurtmamı pisletmiş midir Bırakmış mıdır tankların altına Çirkin uçaklara vermiş midir Götürün demiş midir onlara Çocukların sevincini yaşatan Hiçbir şey kalmasın buralarda Baba gece uçurtmamı ne yaptı Buraya koymuştum götürdü mü Yoksa rüzgârlara verdi de Onlar da olmadık bir yere mi bıraktı Afşar Timuçin |
Bir Çocukluk Türküsü.. Çocuk olmak sana iyi gidiyor Hep bu sularda, bu bulutlarla oyna Hep üstünü ıslat, hep kirlet ellerini Ayakkabın iki günde delinsin Bir rüzgâr kesinliği gibi geç sokaklardan Eskidikçe eskiyor sevinç de, kaygı da Gözünden sakın sevincini Kaygılarını iyi koru Sakla şimdi oyuncak sandığında Dağda kümelenen karı, güne sızan acıyı Beni unuturken sakın öldürme Yüreğime işlediğin yedi renk sancıyı Hep böyle çocuk ol incecik saçlarınla Gözlerin hep denizlere benzesin Çaresizliğin bile güzel olsun Güzel olmak çok yaraşıyor sana :70: Afşar Timuçin |
İstersen Al Götür Beni.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Ölümsüz gülüşünle başlıyorum Her güzelliğe, her sevince Bir yağmur ince ince.. Sürerken beni başka zamanlara Zamanla yorgun hanlara Dönüyor işte gördün herşeyim.. Kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim Sınırsız bir boşluğu süre süre.. Yorgunum çok uzaklardan geldim Kaygılar, sıkıntılar yaşadım uzun uzun Korkuyu yakından tanıdım.. Ölümsüz düşmanı oldum korkunun Şimdi bakışınla bağlanıyorum Kocaman bir dünyaya umutla Bir akşam aşılmaz kaygılar Çağırırken beni sonsuzluğuma Sıcaklığın beni alıştırıyor Soğuk ve yağmurlu akşamlara.. Üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum Ellerine, ayaklarına, saçlarına.. |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Sezgili Şiir.. Önce bir sancı olur sonra bir duyumsama Sonra günler kaygılı duruşlarla İnce yağmurlardan seni alır getirir.. Birlikte özlemek bekleyişlerin Sevinçlerle duyurduğu sezgidir.. Güçlü bir direnme biçimidir biraz da Süzülür geceden damıtılan ışıkta Aşklar işte bu özlemden oluşur Gerçek ve haklı savaşlar da.. Önce bir seziş olur sonra bir duyumsama Sonra bir esinti ta deniz içlerinden Bir akşamda beklenmedik bir yazla Bir boşluğu sevdaya dönüştürür.. Afşar Timuçin |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Onlar savaşçıdırlar sabah akşam İnançlar örer umutlarından.. Ellerin karanlıkta üşüdü.. gir içeri Saçların yıkandı..soğuk yağmurda Gel sobanın yanına sokul da Al eline sıcak kestaneleri Kuş masalları anlat.. Acıyı katık etme duruşuna.. |
Arthur Lunkwist
Bugün yağmur Bir kadın saçıdır Yeryüzüne dökülen Upuzun, ince ince Karanlık kokulu.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Sen ki aşkta aldatıldın, Yüreğin taş parçası.. Dinle, yağmuru dinle.. Teselli bul Türküsünden. Her şey olur, her şey büyür Her şey geçer, hayat kalır.. |
Metin Kaçan-Ağır Roman
Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye Zaman ki sana hasta oldu. incelikli haytasın.. Nüksederken raksına mahallenin maşallahı eyvallahı Güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar ayaktasın.. |
Lawrence.. |
slm ruya.. gelişinle gidişin bir olmuş hayırdır..:) nese kib ii ceceler..
|
|
Bütün geceleri yatırırdık dizlerimize Bakarak aynalardaki izdüşümlerimize Aşk sunulurdu altın oymalı tepsilerde Zamansız coşkuyduk birbirimizin içinde Sevgiden kalan an’dan yaratırdık özümüzü. Belki de aradığımız korkulu yarınlardı İçimize delice yağan öfkeli bir sağanaktı Bütün takvimlerimiz kayıp kalmış çabaydı Yenilenmeye kurulu sözler hep aldatmacaydı Çıngıraklı bir yılanla paylaşırken sözümüzü. Cinnet kasabalarını geçerdik en deli özlemle Soluklanırdım cennet gözlerinin derinlerinde En ağır yüklerle ova olurdu aşk denizlerinde Çığlıklarla dağları aşar, yankılanırdın bende İlahiler yükselirdi yüreğinden, yummazdım gözümü. Her gecenin bitimsiz öykülerinde sevişirken ay’la Tarlada toprak, havada nem, denizde tuz olurduk Yıldız kraterlerinden öpüş çalar, sızıyla solurduk Harmanlara gizlerdik bedenlerimizi, yorulurduk Sarı samanlarla savrulmuş ömrün ilk ve son sözüydük. |
Senden önceki hiçbir mutluluk senin gözlerin kadar anlamlı değilmiş meğer...
Sende yaşıyorum... Hayatta yüreğim. Önümde gözlerin, arkamda benliğim... |
Gözlerin gözlerin gözlerin, ister hapisaneme, ister hastaneme gel, gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte, şu mayıs ayı sonlarında öyledir işte antalya tarafında ekinler seher vakti.. Gözlerin gözlerin gözlerin, kaç defa karşımda ağladılar çırılçıplak kaldı gözlerin altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak, fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.. Gözlerin gözlerin gözlerin, gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün sevinçli bahtiyar alabildiğine akıllı ve mükemmel dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.. Gözlerin gözlerin gözlerin, sonbaharda öyledir işte kestanelikleri bursa'nın ve yaz yağmurundan sonra yapraklar ve her mevsim ve her saat istanbul.. Gözlerin gözlerin gözlerin, gün gelecek gülüm, gün gelecek, kardeş insanlar birbirine senin gözlerinle bakacaklar gülüm, senin gözlerinle bakacaklar.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Nazim Hikmet Ran |
Izle.. :70: |
Denize bakmayı bilmeyenler Bir gün mutlaka boğulur. İşte bundandır gözlerinden kaçışlarım.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Kahraman Tazeoğlu |
Kurulmuş bir saatim ben ve acıyı çalıyorum sürekli.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Cok sevdigim ; islikli sarki.. :) |
Her ben, dolaylı şekilde bir seni anlatış, bir senden yakınıştır. Çünkü benim yerim senle onun arasındadır. Ve o değildir bana yakın olan, sensin. Ben ben olsam dilbilgisi kitaplarındaki tekil şahıs zamirlerini şu sıraya göre düzenlerdim. Sen, ben, o! Başta sen gelir, çünkü ben diye bir şey yok sen olmadıkça. Her ben, ben'liğini sen'le anlar.. Behçet Necatigil |
Dünya üzemez beni.. ölüm korkutabilir mi.. Sen olmadan bu kalp hissedebilir mi.. Güneş batmış.. banane.. ellerin yok..kime ne.. Yerine koyamadım, razı olamadım sensizliğe.. kalpler yanmış yağmur ıslatmış tanrı korumuş ya sevenleri Son nefesimde elimi sen tutacaksın Son sözlerimi bir sen duyacaksın.. Meleklerin sözü var.. meleklerin sözü var.. |
Yarım kalmış acılar denizi pencereme konardı geceyle, savrulurdum. Gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu, zamanın sonuna kalkan, sürgünümdü; göz mavisi duman, sessizliğim. Aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine, pulumuz rüzgar oldu, postacımız güvercin. Civa gibi eridik kabımızda. Kırmızıya gittik. Hemen yokladım yüzümü yağmurun yuva yaptığı ellerimle. İyice şaşırmıştı alıcısı vapur ıslığımızın. Saplandı gözlerimin ışığı yeni güne. Mermer bir kayıkla geri döndük diğer yarısına acının, usulca çekildi deniz, son bulduk, yenildik. Artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş. Kırık düşlerim. Serçelerde gözlerimin buğusu. Buruk içim. Böylesi bir yenilgiyi beklemediğim için sabahın en serin ucunda bağıran ben intihar edecekmiş gibi sıkılıyorum düşük boynuma asılı sonbaharı. Çekildi yaşanan hıçkırıklara, yaşanmayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz odaya. Düştü saat duvardan, telefon diye çevirdim yelkovanı: İmdat. Akrep soktu kendini. Çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin gizi. Unuttum mektubun içinde boğulduğumu. Elveda. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Kaan İnce |
yanma yuregim yanma , ayrilik Bize dustu.
Of.. nenem off.. :70: |
Senin sana rağmen bir yüzün var Herkesin ilk aşkına benzeyen Beklemek kadar acı , anlamak kadar zor Nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi Yok karşılığı yüzünün.. Senin sana rağmen bir yüzün var Herkesin ilk aşkına benzeyen Yaklaştıkça imkansız uçurumlar Nedensiz hayatların o büyük acısı gibi Yok karşılığı yüzünün.. Cezmi ERSÖZ |
Fazla zamanım yok. Çıkmam gerekiyor. Sadece iyi olduğumu söylemek istedim. Seni çok ama çok seviyorum. Herşeyimsin sen babyshim. Benimkal her zaman..
|
Muthis bir siirle yine o sifa tasiyan billur ses.. sana ithafim oLsun. |
|
ilk sezgi ilk rüya ilk kelimeler ben tutkunu oldum hıçkırıkların.. yanağımda deniz ayağımda kum boğuldum boğuldum artık gülümse.. ürperir tüm dünya ağlar çocuklar aşk yanar dayanmaz yakar baharı.. altın saçlarında renklerin sırrı ürperir göz kırpar beyaz bulutlar.. |
Gel bir ses boğmadan şu genç yaşımı tükenir sözcükler süreler tamam bir resim eylersin ağlayışımı.. Sessizdir yeryüzü ve koşar cinler dünyanın cebinde bir delikanlı ses verir geceye ve şehri dinler.. Uyur gencecik kız gözleri kanlı etsek de biz aşka nice yeminler.. Islakmış gözleri sevmişim diye nazlanır kahkaha atarmış sonra.. Bir bulut etseydim ona hediye.. göklere karışır yatarmış sonra tutarmış saçını ibrişim diye.. |
Esin Engin - çalikuşu (anatema) - 1986
|
İnci Çayırlı - Yağmur Çiselerken (video klip) 1970
|
Unutmadık Yaralı bayramlar geçti Mevsimler, bütün anlamlarıyla Yüreğin koyu yerinde birikenler Kendi takvimleriyle gelip geçtiler Gelip geçti şehirler ve ölüler Unutmadık Topraktan çobanyıldızına değin Hey yer Her şey Mümkündü Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralıydık Unutmadık Orada bir coğrafya yağmalanıyor Orada gazetelerin ofset baskısı Orada yeniden yazıyorlar 835 satır Ve umudunu kaybetmeyen şehirler Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz Adsız ölüleriz Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi Savaşlar ve pazarlar çağıydı Aynı silahlardı kullandığımız Aynı çarşılar aynı kandı Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden Viran tarihten Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven Çocuklar gibi kusup Kırda gelincikler gibi gülümseyen Müsademe çocuklarını gördük Geçip gidiyorlardı Tarihin en uzun gecesinden Pazarlarda aynı kan Aynı paranın değiş tokuşunda Karanlık çarşılar Aynı kanlı tarih her defasında Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın Ölüme yakın duran Bir de on binlerin korosunda haykıran İntifada intifada intifada İki güzelliğimiz vardı bizim Ufkumuzdan inen Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın Doğunun gündüz ve gecelerinde Otuz üç yıldız Hala ışığını gönderiyor bize Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim Birkaç karanfil Yol için ipek, uyku için maya Kalbiniz için Kara bir yemin gibi çırılçıplak Kelimeler getirdim Kaybolmuş yüzyılların vatanında Ölümün erken takibe aldığı çocuklar Dağlarda değilim sizinle birlik Yalnızca mataranıza su vermeye geldim Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralı Serap ile hakikat arası Çağın aşamadığı uçurumlarda Gider gelirim gider gelirim Efsanelerin çeşitlendigi yol ağızlarindaki büyük kamaşma Anda gizlenen zaman Ateşin avesta dili Bitkiler, otlar, kökler Dağlanmış dil, narın rengi On binlerin dönüştüğü uğuldarken Doğunun yeni defteri Topraktan çobanyıldızına değin Her yer her şey karanlık bir pusuda Yazının, tekerleğin, tarihin İlk çocuklarından Ey büyük mezopotamya İki bin yıllık gece Dön geri bak Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğuşunda MURATHAN MUNGAN |
slm rüya nasılsın:) buarada geçmiş olsun, çok acıyo mu kolun:(
bazen bi ses bile yetio insanı mutlu etmeğe yada bi msj gönülden gönderilen ;) |
Sagol Sinem , gecti ... :) Satanla yalnizca kendi aramizda konusuyormus gibi akiyor her gece sohbet .. Rusen kolumdan bahs edince sasirmistim , simdide sen sasirttin :) Gelisin guzel oldu , ilik ruzgar tadinda.. Sevgilerimle .. :) |
şimdi çıkmalıyım :( sonra uğrarım yine
kib :) pai pai:) |
KaLbiM AcıYoR...! Gece soğuk ve ıssız.. Öyle geceki ne ses nede insan Günahları örter gibi gizler gibi karanlık Ve sen ,ve sen gecenin boşluğunda Kar tanesi gibi soğuk ve beyaz Ölüm gibi sessiz ve karanlık. Elimi uzatsam değecek Bu kadar mesafeler azken Sana dokunamamak,saclarına değememek Yüreğimi yakar,kavurur,kül eder. Bileklerimi kesseler buz gibi bıçakla Beklide bu kadar yanmaz kalbim Vücudum,ellerim bu kadar titremez. Etrafım cehennem ateşi olsa Yansa bedenim kül olsa Üzerime kızıl korlar dökseler Bedenimi kutuplarda karlara gömseler Kafamı kurşunla doldursalar Asla bu acıyı çektiremezdi bana Ama dayan diyorum dayan Elbet geçer buda,geçer acılar Elbet bende gül bahçelerde Zambak kokan zamanı yaşarım Bir gün bir zaman gelir Bende gülerim elbet..gün gelirrr...! |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:09 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.