![]() |
Cezmi ersöz'ün sevdiğim şiirlerinden biri umarım sende seversin :)
:69: |
Tskler..
Sonra gün geliyor, bir kişi çıkıyor ortaya.. Hem yolun hem evin oluyor; hem maceran hem huzurun, kapıdan geçenin ve evde duranın oluyor.. Evin içinde bir soluk, yastıkta bir iz, kendi kokuna karışmış bir koku, yanında durunca farkına bile varmadan elini tuttuğun biri oluyor.. Evin içinde, hiç de "şiirsel" olmayan bir anda odadan odaya geçişini seviyorsun misal.. Onu bilişini seviyorsun, bilinmeyi… Kokun kokusuna kardeş oluyor ve gün içinde ne olursa ona anlatmayı geçiriyorsun kafandan daha olurken, her ne oluyorsa..... Sonra, günün sonunda Onunla kalıyorsun... Gitmiyorsun.. |
Biz dünyayi cok sevdik.. Ölüm bizden uzak olsun.. Asik olduk yüreklendik.. Kader bizden yana dursun.. Hasretligi cektirme Allahim.. Gözümüz yollarda kalmasin.. Ne istersen al götür fakat ! Sevda bize Ask bize kalsin... |
..bir kahve kokusunda. ...bir tavsan niyetinde. |
ben geldim...
misafir kabul eder misiniz acaba??? :78: |
tühh yetişemedim :(
neyse artık başka sefere... :25: |
Gormemisim Sinem.. kapi altina birakilan gazete keyfinde okudum.. yine beklerim .. :) |
KARIMA MEKTUP Bir tanem! Son mektubunda:"Basim sizliyor yuregim sersem!" diyorsun. "Seni asarlarsa seni kaybedersem;" diyorsun; "yasayamam!" Yasarsin karicigim,kara bir duman gibi dagilir hatiram ruzgarda;yasarsin, kalbimin kizil sacli bacisi en fazla bir yil surer yirminci asirlarda olum acisi. Olum bir ipte sallanan bir olu.Bu olume bir turlu razi olmuyor gonlum.Fakat emin ol ki sevgili;zavalli bir cingenenin killi, siyah bir orumcege benzeyen eli gecirecekse eger ipi bogazima,mavi gozlerimde korkuyu gormek icin bosuna bakacaklar Nazim'a! Ben, alaca karanliginda son sabahimin dostlarimi ve seni gorecegim,ve yalnizyari kalmis bir sarkinin acisini topraga goturecegim... Karim benim!Iyi yurekli,altin renkli,gozleri baldan tatli arim benim;ne diye yazdim sana istendigini idamimin,daha dava ilk adiminda ve bir salgam gibi koparmiyorlar kellesini adamin.Haydi bunlara bos ver.Bunlar uzak bir ihtimal.Paran varsa eger bana fanila bir don al,tuttu bacagimin siyatik agrisi,Ve unutma ki daima iyi seyler dusunmeli bir mahpusun karisi. Nazim Hikmet |
One For The Road Akşam ağaçlarla kaplı sevgilim ve eteklerine saçılmış yedi bakır göl olan kentte mavi bir pelikan ayağı gibi düşünceli duruyorum hiç bir sey yazmaksızın, nicedir geliştirilemiyen bir şiir yaşam tutkusu.. Akşamları bir uçurum gibi derinleşen kalabalık barların kıyılarında bir ağaca yaslanıyorum ıslanmak için usulca yağan sarı bir çamın iğneleriyle, yüzümde bir opus sıcaklığı gelip geçen kadınlardan ve nedense hiç geçmeyen kaçış duygusu.. Akşam olmadık şeyler düşünüyorum bir idam mahkumunu, kahvaltıda ne yediğini çöpcü çocuklarının kalabalık bir caddenin ortasındaki çınarın hangi mevsimde budandığını niçin savaşlarda yitmiş ordular gibi görünmeden geçtiğini dostlukların Bir menekşe yaprağının bir kuleden bizim için sessizce savrulduğunu Akşamları geç saatlerde sevgilim gizli bir şiddet sarıyor kasıklarımı her saat başında yarı çıplak melekler beliriyor gölgeli yatağımın ayak ucunda ve toplayarak diş kırıklarını bir adak gibi cennetin kapısına bırakıyorlar Karşılığında, ne var sahiden karşılığında? Hamiline yazılı bir bağışlanma çeki ya da uyku.. Kaynak: Unutulmuş Kent |
Boylesi bir Ruh hali .. |
Akabinde Aşk-ı Hürrem ... |
Parlak bir inciydim önce derinlerde saklanırdım.. Baba evi kabuğumdu.. hayat çok uzak sanırdım düşlerimle yandım.. sonra sevdalarımla kavruldum.. Düşlerimin peşi sıra kendimi yollara vurdum.. Kanat takıp da uçurur da bu düşler uyandırır en tatlı yerinde.. gün ortasında sabah seherinde hatırlanır yeniden.. yatak döşek yatırır da bu düşler uyandırır en tatlı yerinde.. gün ortasında sabah seherinde hatırlanır yeniden... |
Birbirine Karışsın Diye Saçlarımız.. Sigarasını söndüren berber darman duman dinliyor söylediklerimi.. Elindeki makası nerdeyse dünyaya düşürecek yani biz ayrılınca dünya nereye gittiyse " kökünden kesin saçlarımı " diye yineliyorum.. " sonra toplayıp verin bana, bir ayrılığın andacıdırlar " Dokunurken saç tellerime parmakları titriyor.. her zaman özene bezene taradığı siyah, kıvırcık bir sel boşanıyor ardından.. Gözlerini yumarken aynalar yalnızca makasın sesi duyulan ve kanat çırpışı kafesinde çılgına dönen sakanın.. Sevgilim.. açtığında postacının getirdiği paketi yarın içinde senin yüreğini kaldıran dağlar benim gözlerimi dolanan sis ve sevişirken çam ağaçlarına takılan saçlarımız birden herşey... herşey, bir gölde bir sabah ansızın açılışı gibi yüzlerce nilüferin.. Ayrıldığımız gün üzüntüden bayılan zaman kendine gelince olmadık anda vapurlar yağacak yüreğinin adalarına yeniden yeniden dalgalar.. yeniden limanlar.. yeniden sonu olmayan şarkılar.. hepsi ,Yine .. birbirine karışsın diye saçlarımız.. O zaman yine saçlarını topla sevgilim.. ve Yüreğinde beklettiğin martıları sal.. Akova |
Cahit Sıtkı Tarancı..
Robenson.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Robenson, akıllı Robenson'um, Ne imreniyorum sana bilsen.. Göstersen adana giden yolu; Başımı dinlemek istiyorum.. Ben gemi olurum, sen kaptan ol; Yelken açarız bir sabah vakti.. Güneşte gölgemiz olur deniz Yolculuk! derken adamızdayız.. İsterdim tercümanım olasın, Tanıtasın beni balıklara, Vahşi kuşlara ve çiçeklere; Bizdendir diyesin benim için.. Ağaca çıkmasını bilirim, Tanırım meyvanın olmuşunu; Taş kırmak da gelir elimizden.. Ateş yakmak da, aş pişirmek de.. Robenson, halden bilir Robenson, Adan hâlâ batmadıysa eğer, Alıp götürsen beni oraya, Deniz yolu kapanmadan evvel.. |
Özletmeyin Azraili..Ayartmayın yalnızlığı aleyhime.
Kurban edin beni düşsüzlüğüme.. Daha fazla zorlamayın öyküsüzlüğümü. İsnat edilen tüm suçları kabul ediyorum. Suskunluğum/ tek suçum.. Ben ki; suç mahallinde yüzlü kirli bir çocuğum. Üstüm başım hazan. Görüyorum ki; çoktan kurulmuş sandalyeler, tam orta yerinden vurulmayı bekliyor gövdem. Birazdan ayıklanır yüreğim köklerimden. Ben ki; üstü örtülmüş karanlıkların tek müsebbibi, ben ki; tüm günahların ev sahibi. Soluğumdan çekin ellerinizi. Bana ölmeyi tek çare göstermeyin.Susmayın ya da susturmayın beni. Bana biçtiğiniz dışı kalabalık içi çıplak sıfatlar yetmemiş olacak ki, rahmimde taşıdığım düşsüzlüğüm kürtaja zorlanmakta..Çekin ellerinizi gövdemden. Çekin gözlerinizi geleceğimden. Özletmeyin bana Azraili.Bedenim çamurdan ibaret. Bırakın bulansın yüzüm öyküsüzlüğüme. .......... Masalım / Kırıklarım, oyuncaklarım. Hepsi darmadağın işte. Arama beni bende .Kayıplardayım. İçimdeki çocuk depreşti / sadece suskunluğum nüksetti.Farkındayım, tükenen kelimelerimin sende açan yaranın büyüklüğünü. Ne olur sen bari anla beni. Başarabildiğim, umutlanabildiğim tek varlık sensin. Tutunduğum, kendimi bulduğum, kendimi kendimle yendirip sende kendimi var ettiğimsin. Bilesin ki senden başka hiçbir gövde kabul etmez bu hakir kökleri. Hiçbir gökyüzü yer açmaz benim gibi uçları kırık uçurtmalara. Ne olur sen bari anla düşsüzlüğümü/ öksüzlüğümü. Kapadıkça açılan yaralarımı bari sen yama. Ört üzerimi yoksa..Yoksa ben bende tükenecek. Tut ellerimi masalım/ tut..Sakın bırakma. Eksik kaldığımı, seni senle başbaşa bıraktığımı söyle..Senin dışındaki herşeyden kovulan bu yürek, senden başka hangi izânın ayak ucunda avunur söyle.Susma ne olur.Beş para etmez bir gölgem duruyor önümde.Sende bana ait ne kadar eksik varsa söyle.Tamamlayamadıklarımı, yamayamadıklarımı anlat bana.Gülümse sen, içindeki birikmiş tüm sözcükleri anlarım ben. .Senden başka bilmediğim lisana inat öyküsüzlüğüme, öksüzlüğüme bir anlam daha katarım.Yeter ki sen söyle... Ben ki, seni en az senin beni sevdiğin kadar sevdim.İnkar etmiyorum, bazen seni suskunluğumla başbaşa bıraktım.Bazen de boşluğa saldım seni.Ama her zaman sevdim; en azından senin kadar sevdim..Unutmanı istemediğim tek bir şey var.Ben ki, her çicekten bal almaya yeltenen bir arsız değilim.Ben ki, uğradığı her limana zehrini akıtan yabancı uyruklu bir gönül hırsızı değilim..Ben sadece, unuttuklarımı unutmaya çalışan imlasız çocuğum, gözünde yağmuru eksik olmayan... Söyle ne olur seni bensiz mi bıraktım ? İçimdeki hangi söz, hangi cümle, bensizliğin kanıtı ? Sor bakalım kalbine..Seni hangi gölgeye emanet ettim ? Bedel ödeyeceğim diye kimin diyeti bildim seni ? Kovulduğum yüreklere yüzümü bulayan ben, suskunluğun dilinde kanıyor. Sanki susmaya yeminli. Sanki konuşmamaya sözleşmeli. Benimkisi sadece ihtimalleri ayıklanmış çığlıklar.Aldırma alıngalıklarıma..Aldırma kendimdeki susmalarıma.Öyküsüzlüğüme denk geldi ağlamalarım..Suskun muyum yoksa, içimde sana yakılmış ağıtlarımın sesini duymuyor musun yoksa ? Ey kanatları kırık kadın; Beni bırak benle. Sendeki ben varken ölme zamanı mı şimdi. Doğrul kazdığın mevzilerden. Utanma sakın yüzünden akan gözyaşlarına. Aldırma yüzünü yalpalayan rüzgara. Yetmedi mi bedenini pervasızca harcadığın ? Yetmedi mi kendini geçmişe gelin ettiğin ? Bırak yüreğini avuçlarıma.Olduğun yere kücük bir gökyüzünü çiz. Her gece başını yastığa koyduğunda yüreğinin enginliğine bir yıldız koyuver dudağın ucuyla. Aldığın her nefese bir umut ekle. Ben bende savaşırken sen sendeki beni gölgelerine sığın. Hani sen umuttun, hangi sen dayanıklıydın ? Sıra mı ölmenin. Soyun üzerindeki vesvese dehlizlerini. Sıkı giyin hayatı.. Sakın ardına bakma. Yaşayamadıklarınla örme hayat evini. Küçük sevinçler iste, acı ve gözyaşı değil.. Avuç ici miktarında gülüşler dile kendine. Kendine bir yüz seç. İmkansızlığına bir kürek miktarı sevgi aç. Hisset kendini bende . Varlığını demirle gözlerime. Sığın kokuma, sığın adımın baş harfine. Soyadımı alamasan da adını fısılda kulağına. Sakla beni en derine.. Gözlerinden ibaret bir dünyayı hediye eyle bana.Varlığından utanacak değil; varlığınla duyulacak bir perdeyi arala gözlerime. İçimdeki cocuğu bırak. Bana bir masal anlat içinde sadece umut var olan. Bana bir hayat ver içinde can olan. Bana bir söz söyle içinde ölüm olmayan.... Ey hazanı bol mevsimin bahara bakan yüzü, Ayak uçlarımdan hayat çekilirken canını canından çekme zamanı mı şimdi ? Bırak ellerin değmesin ellerime. Varlığıma tutunyeter.Karanlığın içinde bir mum yakıver. Ellerini gökyüzüne çevir. Adını bırak dudaklarıma. Gidebildiğin yerde değil, yaşadığın yerde nefes al. Her gece başını koyduğun yastığı göğsüm bil. Akıt gözyaşlarını benim için. Bırak aksın içimdeki kabuk bağlamış yaralar. Kırıklarımı topla şimdi. Mevzini değiştirme silahı kırık asker. Sadece menzilini seni sende / sadece sen diye sevecek bu yüreğe çevir. Her satırımın bir masal olduğunu bil. Her nefes alışımı dua. Bana dönüp nerdesin diye sorma. Gögüs kafesinin üstüne koy elini ve gözlerini kapa. Ben nefes aldığın yerde olacağım. .. Zaman, ne yaşanacak kadar muhteşem, Ne de ölüme koşacak kadar berbat.. Ait olduğun yerde kal.. Sadece bir anahtar deliğindeki ışığa çevir yüzünü.. Gülümse sadece.. Varlığını sun.. Aitliğini değil Geçmişini, geleceğini bırak orada.. Bir masal ol içimdeki çocuğa Sakın sakın Suskunluğuma aldanıp bendeki seni yorma.. Sadece, gülüşlerini pencereden bırak.. Kim bilir o gülüşlerin bir gün umut olur bir yüreğe Masalım, Kırık kanatlarını sar şimdi. Sar ki; Düşsüzlüğün içinde üşüyen bu yüreğe kanat ger.. Beni bildiğim kadar değil, Bilmediğim kadar sev.. |
Masalım.. Kırık kanatlarını sar şimdi.. Sar ki; Düşsüzlüğün içinde üşüyen bu yüreğe kanat ger.. Beni bildiğim kadar değil, Bilmediğim kadar sev.. .. |
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Sen Kara Sevdamsin benim... duman..duman..duman.. Hasretin tuter... icimde yanan... |
Buranın biraz temizliğe ihtiyacı vardı bende temizledim..:85: kirletenide komple temizledim burdan..:85:
nede olsa emanetimizsin sen bizim..;) |
Alıntı:
|
Sen...
|
Sarhoşluk Senfonisi... [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Dansın büyülüyor beni.. Merdivenler notalarda uzuyor.. İnmek için artık çok geç.. Do'da bitmiyor ki.. Daha yeni başladı senfoni Kemanın telleri gibi.. Sarhoş.. masum.. vahşi.. |
C. Muter..
Kıskanç Renkler.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Siyahın olduğu yerde dur ki kaçma, kırmızı ayartmasın seni.. ki kıskanmayayım, beyazda parlama.. ki kaybetmeyeyim, mavi umutlarda.. ki unutmayayım, pembenin içinde.. ki hiç bitme.. |
Nakarat [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Hep aynı.. Sokaktaki ayak izlerini silen yağmur damlaları, Söylenenler, Söylenmeyenler Hep aynı.. Tam aradığımızı bulmuşken Kaçırdığımız yer Hep ay'nı.. |
Rüya.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Don Quijote'un mızrağı kadar yaklaşmışken gerçeğe Gözüm saate takıldı.. Erken olmak için çok geçti, geç olmak içinse erken. Uzatırken titreyen ellerimi buz tutmuş hayatıma Güneşi aradı gözlerim karanlığın sırrında. Don Quijote'un mızrağı kadar yaklaşmışken gerçeğe Tüm yaralarım kanarken, Tükenmişliğin coşkusuyla öptüm kaderi Tadamadığım herşeyin varlığını çektim ciğerlerime son bir defa. Don Quijote'un mızrağı kadar yaklaşmışken gerçeğe, Uyandım.. |
C. Muter
Aşk Senfonisi... [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Öyle bir aşk ki bu, Saflığını kıskanır doğa; kokusu olan rengi, rengi olan kokuyu.. Tadı olan dokuya dokununca ateş; eli kıvılcım, kıvılcımı alev olur. Öyle bir aşk ki bu; Sonsuzluğunu kıskanır zaman, Gücünü kıskanır ölüm.. |
Unutmadım,unutmadım mutlu günlerimiz kaldı içimde neden bitti anlamadım tamamlanmıştım senimde Bazen yaşandığı kadarı ile kalmaz bitmez aşk ayrılık geçmez bazen korunmak için gizlenir aşk Geç kalmadan dön bana bıraktığın gibi seninim hala çok bekleyemem ,kalbimi dinleyemem yokluğunda bırakma .. |
Nerdesin..
|
Özgür Güneş..
À Ton Absence La Trahison "...Yokluğuna İhanet Nisan yağmuruna..." Bir cebine terk edişi, bir cebine umursazlığını koyup sessiz ve sinsice gidişinin yıl dönümündeyim... Bu gece, benzeri bir geceyarısı yaşıyorum yüreğimdeki karanlıkların kramplarında.. Yağmurun canlı konseri inmekte gözlerime, yüzüme, yüreğime.. taa içine hüzünlerin.. Bu gece yüreğimin kıyısına vurdu minicik bir damla adressiz yollardan.. Yine Nisan yağmuru yanlız bırakmadı hüzün yağmurlarımı. Her damlasında sanki bildik bir hüzün şarkısı şakır gibi.. Sanırım tek terk etmeyenim o olacak yıllarca, umutlarım bile terk etmişken yarınlarımı.. Sen(siz)liğimden kör ve sağır olan bu gecenin sabahında, her zamanki gibi yine kimsesiz bir yıldızın çığlığıyla uyanacağım, hiç dalmadığım “derin uykularım”dan.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
O gecenin hatırına çekmeceme gizledim “derin uykularımı”, telaş ile unutup, arkanda bıraktığın “keşkeli cümlelerin” hemen yanıbaşına.. Seni bana anımsatığı için o geceden beri hala çıkarmadım “derin uykularımı” gizlediğim yerden.. Ne işeme yaracağını bilmediğim “keşkeli cümlelerini” hala atamadım tavan arasındaki değersiz eşyalar deposuna.. Neden? bilmiyorum ama, yine de saklıyorum. Belki bir gün lazım olur diye. Şimdi her yanımda hüzün yağmurları.. Ne yana baksam “sen(siz)liğim” dikiliyor karşıma.. Ve bu gece her yanım acıyor, yüreğim derinden kanıyor.. Ne yaralarıma sürdüğüm “keşkeli cümlelerin” dindiriyor yüreğimdeki derin kanamayı, ne de kör ve sağır gecelerin derin sessiz sarmaları kuçak açtı “derin uykularıma”.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
Zaman geceye, yokluğunun en can alıcı, en çıldırtıcı saatlerine doğru ilerliyor. Bu gece iliklerime dek işliyor sen(siz)liğim. Hayalin olanca netliğiyle sahnedeki yerini alıyor. Başkalaşıyorum derin düşüncelerimin berrak yoğunluğunda. Yokluğunla, varlığın arasında gidip geliyor, kendimce bir o yana bir bu yana savruluyorum; hangisinin benim gerçeğim ve seçimim olduğunu henüz çözemedim ya da hangisine layık görüldüğümü.. Her şey içimde ve dışımda parçalara bölünüyor.. Ve teslim oluyorum sen(siz)liğime bir kez daha.. Yokluğun en tırmalıyıcı sesiyle tenime iyice sokulurken, böyle bir tutsaklıkta varlığını bütün isyanımla haykırıyorum. Her kendime çekilmelerimde binlerce kez yinelenen bu sahnede yokluğun ne kadar teslimiyetci ise varlığın onunla yarışan bir isyankar oluyor ruhuma. Amansız bir çatışmanın ortasında korunmasızım. Gözlerimi kapatıyorum. Artık susma ve duyumsama vaktidir. Bir yoksun, bir varsın; ama en çok yoksun. Başım dönüyor.. Tutunuyorum yenilgilerime ve isyankar yüregime.. Sen gittiğini sanırken bile aslında en çok çoğalandın.. Ama hiç bir zaman farkında olamadığın.. Sensizliğin fırtınalarını, sensizliğin sancılarını sen nerden bileceksin.. Sen hiç sensiz kalmadın ki..! [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
“...Yağmur saatlerimde beklemiştim seni, Başka başka anlamlar yüklemiştim, Ağrıtan, ağlatan, ağır damlaların sesinde.. Nisan yenilgilerimde Seni tanıdım saklandığın Gecelerin dolunay yanında.. Geçti istemem artık gelmeni.. Yokluğunda buldum seni. Yok oldukça başkalaştım.. Başkalaştıkça kendime döndüm.. Baştan başa sen oldum! Bulurken kaybetmek değil, Kaybederken bulmak..! Oldun… " |
Ayrılıkları ayrıntılar acıtır.. Sen gitmişken yarınlarımızdan, ne gözlerimden bakışların, ne ruhumundan gülümseyişlerin, ne yüreğimden sıcaklığın gitmedi. Herşey benimle kalırken.., giden, bir tek sendin… “ Gitme”, diyemediğim gibi “Dön”, de demiyeceğim..! fazlasıyla kanatmışken yüreğimizi, masumiyetimizi, ilk bakışlara yüklediğimiz anlamları, hayallerimizi, bizi! terk edişin.. Üstelik ben seni bulduğum “yokluğuna” ihanet edemem.. Umutlarımı ya da hüzünlerimi yaslayabileceğim bir omzum yok belki ama yokluğun en büyük sığınağım oldu benim.. Sen gidendin, geriye kalan, sadece senden bana arta kalan… Hiçbir şey tartılmıyor başka bir şeyle, hatta çoğu zaman kendiyle bile.. Yokluk paylaşılamıyor başka biriyle.. Ben yine paylaşamadım gözyaşlarımla dokunduğum gecenin sabahıyla.. [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] |
İstediğim sadece birlikte bir şarkı söylemekti. Belki kırık-dökük, notasız ama bizim olan bir şarkıyı en avaz sesimizle haykırmak.., birbirimizin sarhoşluğuyla salınıp durduğumuz gecenin sinesinde.. Bir öpüşmeye neler sığdırdığımı bilimezdin; serin, koca bir çınarın gölgesinde uymanın keyfi tadında.., delidolu, hırçın dalgaların sahille buluşma temposunda.., sıcak, içini ısıtan gün ışığını bulma huzurunda…, saf, ıslak toprak kokusunun bugusunda.., Anlatılamaz yaşanmamışlıklar, yaşamak gerek… Dokunabilmek gerek gözyaşlarına, gülüşlere, masumiyetlerin çekingen kanatlarına, hatta bizat hayattın kendine… Bekleyişlere ve tasarlanmış söz dizimlerinin arkasına sığınmadan.. Hayat ıskalamayı affetmez !!! |
Sen şimdi huzurluyken gitmişliğinle, ben hala ölmedim sanıldığı gibi kalmışlığımla.. Sende, bende yaşıyoruz, Halen yaşıyorum, halen sensiz ve sessiz bu yaşamda, sessiz matemlerimle.. Ama yüreğimin üstünde hala yağmurunun ve yumruğunun izi var… Rüzgar sadece dağlardan toz kaldırır, kayalar her zaman dimdik ayaktadır.., sen benden kendini götürken, bendeki sen hala yüreğimin üzerine kazılı… Evet, bu gece duygularımın esiriyim, birbirine benzer binbir geceden süzülen... Ve ... Yaşamak cesaret ister.. |
Kendimi boş bir sayfanın üstten alttan eşitlenmiş noktasında bıraktım en son, Sen gittiğinde nasıl olsa dolar bu sayfa dedim, Hiçbir şey yazmadan, hiç nefes almadan bekledim, Aylar geçti, en son sana yazdığım mektup bu sayfada kaldı, Kaç satır, kaç sayfa bilmeden, hesaplamadan yazdım durdum, Harfleri görmeyi sevdiğim için hep sustum, Neler anlattım kim bilir, Neleri zırvaladım yine. Hangi eksik cümleleri hangi tamamlanmamış sorularıma denk düştüm kim bilir, Hani ben bazen biraz kendi halinde, biraz her şeyin içinde… Meğer boş bir sayfaya konmazmış insanın eşitlenmeyen duyguları, Sen gittiğinde nasıl olsa özlersin dedim, Hiçbir şey yazmadan, hiç nefes vermeden ayların üzerinden geçtin… Aylar geçti, en son sana yazdığım mektup bu sayfada kaldı, Çok satır, çok sayfa olmasın diye durdum, Harfleri yan yana getiremediğin için hep sustun, Meğer boş bir sayfaya konmazmış insanın özlemini çoğaltan kırgınlıkları, Ben gittiğimde nasıl olsa özlersin diyesim var, Hiçbir şey yazmadan, hiç nefes almadan yılların üzerinden geçeceğiz, Ben kendi kendime öğrendim böyle denksiz sevmeyi, Birimizden biri gitmeli, Kalırsak kalbimdekileri hangimiz görmezden geleceğiz? [Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....] Çisel Onat |
Uzaklığıma inat daha bugün duyduğun yarı uykulu sesim hala yankılanmakta kulaklarında. Farkında mısın bilmiyorum sesim, varlığın olmuş ey sevgili..Duymasan bir an, boğuluyorsun avuç içlerimde. Konuşmasam bir zerre, dibe çekiliyor yüzün. Çabalama sakın ellerini iki yana açıp. Basiretsiz ve bi o kadar kör/ebe bir durağın içinde ne kadar susabilir ki gönlün. Ben sen’li hayatı severken hangi suskunluğun bana hükmedebilir ki ? Susturamazsın benli gönlünü. Yüzünde açan bahara inat siyah’ın hükmü geçiyor sende. Sana kızdığım tek nokta bu. Siyah’a bürünen yüzün..Oysa yüzün en çok aydınlığın resmedişine tanıklık etmeli, hüznün karalığına değil.Küçücük ellerimle siliyorum siyahlığını / sen giyin umuda çoğul hayatı..
|
|
Elif - Vazgeçmek İçin Çok Erken
|
Evimizi hiç yanlız bırakma.
|
Alıntı:
hoşgeldin zyercim...:2: yaw bakıyomda foruma giriyonda bana hiç uğramıyosun hayırdır..:65: insan bi mrk etmezmi bu şeytan napiyo die.. hemende evimizi hiç yanlız bırakma..:72: bu aralar evde kimsecikler yok ben bekçi oldum buralara..:72: e fırsat bu fırsat kimsecikler yokken evde ben ha bire parti veriyom..:72: |
| Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:29 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.