ZyreC
Arkadaşların uzun süren ısrarlarına dayanamayıp bende tekrardan kişisel sayfamı hizmete sunmuş bulunmaktyım. Aslında daha önce de vardı ama bir yanlışlıkla sonucu sildim. Artık yeni sayfamı siz misafirlerimle beraber dolduruz. Beni tanımayanlar için adım Ruşen Ali Karaduman. 26 yaşındayım, öğretmenim. Bu kadar bilgi yeter galiba. Aklıma geldikçe bişeyler eklerim.
|
sayfan hayırlı olsun abe:)) artık seni boll bolll rahatsız ederim:o
ßæ |
çok açıklayıcı olmuşSun..:D
sanki sana zorla sayfa açtırmışz gibime geldii..:174:öle mi?..:D |
Alıntı:
sanki ßæ |
Birazcık öyle oldu :11:
|
tmm abi kapatayım istersen..:Dburanın yönetimi bana ait..:72:
|
hayırlı olsun ruşen abi :)
|
hani bir daha kişisel açmıyacaktın.. :) tabi eskisi gidince insan üzülüyo birdaha açmam die..:) nese hayırlı olsun sık sık uğrarım.. görüşmek dileğiyle öptüm..:)
|
Aslında açmıyacaktım ama arkadaşlar çok ısrar ettiler bende kırmak istemedim...
|
İçimizden Bir Yıldız Kaydı
Kırgın, yoksul, firari acılardan dokunulmaz sevinçler çıkardık biz Kurşun askerlerin pirsiz, nursuz savaştığı bu alanda büyüyemedik Yükledikçe sözcüklerimizi dağlara, büyüyüşün sevinçleriyle değiştik Rotasız yolculukların şehirlerinde, sahnesiz oyunlarla ayrılığı seçtik. Bir bütünün parçalarıydı dağıtmaya çalıştığımız. Ruhumuzdaki müziklerle günlerce şarkılı, türkülü halaylara durduk, bu aşkı yaşatmak için çok uğraştık. Sevgi, yokluk içinde varlıktı, bize en çok gerektiğinde dokunulmaz kaldı. Bütün yollar acıya uğrar, yorulunca seven. Bahanesi yoktur olmazın, direnci yoktur yoksulluğun, sözcükler yalan söyler. Gerçek, yaşananlarda ve yaşanmışlıklarda kalınca yunus gözlü, hem sözcükler, hem gerçekler doğruyu gizler. Sen yine de yolunu seç, çünkü şarkılar bile sahte, yol bizim yolumuz olmadı asla. İşte bütün bunlar için, kesilmedik dildir, söylemeyen bilmez. Sesimin çatlağından çok sular akar da, sana bir daha söylemez. Kurşun askerlerin pirsiz ve nursuz savaştığı bu düşler alanında bütün çocukları yoksulluğumla giydiremedim, bütün sevinçlerini yüzünden öpemedim ben. Hasretin zehrini her içişimde umudun kutsanmış sularından içtim her dem. Sevgisizliğin ozanları bir çığ gibi büyürken ve sağır dinleyiciler çoğalırken ben yine de kader derim bütün bunlara. Her ozanın kitaplığında bir kavga, her şairin dizesinde zemheri bir sevda olacaktır elbet. Sakalımdaki aklarla, içimdeki kör kuyularla binlerce gül büyür her gece yüreğimde. Ruhumdaki tüm yangın ateşleriyle, sabahın bütün seher yelleriyle seni çekiyordum oysa içime, nefes diye. Her sese sen diye kulak kabartıyor, her aynada kendimi değil, seni izliyordum. Yüreğindeki kanla yıkanmış kilitlerin solgun yansımalarında ellerini tuttukça asi, gözlerine gözlerimi diktikçe sızım sızım kanıyordum. Bütün adreslerimiz karmaşık, bütün yollarımız çapraşık, kalbimizdeki bütün dualar bilinmezliğe solgun bir ışıktı. Seni sevdikçe konuşmadım, bütün sözlerimi sakındım inadına. Ayrılığa yelken açmış bütün gemileri görmezden geldim, nice pirsiz inançların kolundan senin için, sırf senin için tutmadım. Kara düşlerimizin kasırgalarında ve kurt ısırığı kavgalarımızın sağrısında mor bakardı dağlar bize. Sol yanımızdaki ağrıları birbirimizden gizler, yastıklara dökerdik gözlerimizin yaşlarını. Hançerler soktuk çığlık sevinçlerimize düşüncesiz, her ıslaklığın içerisinde kırılgan kaldık, sancılı avuçlarımızla birbirimizin öfkelerini bile okşadık. Yükledikçe sözcüklerimizi dağlara bir büyüyüşün sevinçleriyle değiştik birlikte. Rotasız yolculukların kaçak şehirlerinde sahnesiz oyunlarla ayrılığı seçtik. Seyircisiz bir sahnede kendimize alkışlar umduk, sarnıçlarımızdaki suları kuruttuk, nereden gelip, nereye gittiğimizi bilmeyen bir buluttuk. İğreti sevişmelerimizin ininden kendimizi sürgünlere ittikçe içimizin sığınmalarında titreyerek kırıttık. Sonra, mevsimsiz kederlerin kimliksizliğinde yittik, tüm coşkularımızın küflü kapaklarını açacak sınamaları geldiğimiz yollarda unuttuk. Küçük hayallerimizin büyük ütopyasında, dinlediğimiz sarı suları mesken tutan martı çığlıklarıydı oysa. Aşkın küçücük heykellerini yaparak sevdanın resimleriyle değiş tokuşlara da alıştırmıştık kendimizi. Bütün ilahilerimizin paylaşımlarını fişek gibi belimize sarıyor, vebal sorgularıyla ellerimiz tetikleri okşuyordu. Emzirdiğimiz acıydı, fırtınalara direnmek zordu ve biz kuru ekmekle türkülü oymaklarda yalnızlığa alıştıramadığımız yüreklerimizi okşuyorduk. Yıldızlarımızın uzak ışıltılarına yürüdük günlerce. Yüreğimizdeki inanılmaz tutkuyla gecelerce birbirimizin göğsünde uyumayı denedik, başaramadık. Sahipsiz parçalanmışlıkların inlerinde yoksulluğumuzu bile paylaştık. Tak edince umudumuz bizi tırnakladık önce geceleri, sonra da heceleri. Şiirlerimiz kirli, sevinçlerimiz irinliydi artık. Sendeleyerek yürüdüğümüz bütün yollardan keskin dönüşler yaparak şimdi biz, suskun acılara sarıldık. |
Yokluğuna düşüyor gözyaşım Aynada hüzünlü yüzümsün Kanımın delirmiş alevi Poyrazında üşüsem ben Sevdamın narı olur musun? Korkumun duvarında yağmursun Kırık masamda iğreti bir kadeh Kar ayazı çökmüş uzak kentine Kapatıp gözlerini düşlere Sisli düşüncelerime sokulur musun? Muştulu bir mevsimdir hicranım Sorgumun yankılı zindanısın Yara bere içinde gövdem Atılsam güneşli gölgene Dudağımdaki nem olur musun? Tarlamdaki umuda düşerken kırağı Gönlümün musallasında ömürsün Bir günah gibi işle desem defterine Çekerek hüzün perdelerimi güneşe Masallarımdaki sonum olur musun? |
Lal - Yavaşça
|
vay vay resimlere bak hele nece yakşidir öyle :D kimin abê si :D
|
Grup Kızılırmak - Acının Rengi
|
Alıntı:
|
Enrique Iglesias - Hero
|
Kadavradan ibaret bir gövde, İmlası bozuk bir cümle.. Bir de aramızdaki büyüyen özlem.. Biliyorum gelmeyeceksin... Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde.. Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde.. Ama... Bir cümle olduk biz.. Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de, Sevgiye dair alıntılanmış, En anlamlı söz olduk biz.. Bizden doğma mutluluğu var ettik Sevda sağnağında... Bizden olma bir fincan umudu tazeledik Hayat çaydanlığında... Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi, Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk... Mutluluğuma umudumu bağışlayan, Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara... Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan, Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz.. Bırak aramızdaki özleme bakıp durma.. Kefenle gözlerindeki ıslaklığı.. Gün vuslat zamanı.. Gün bizi bizde yaşatma anı.. Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini.. Yürü bana doğru harf harf.. Yürü bana doğru dua dua.. Bir de gelirken bana, Bİr avuç maviyi çok görme sakın.. Unutma; Özlediğim kadar Sen’sin.. Sevdiğim kadar Ben’sin.. “ Seni özlemin en güzel yanı; Seninle her gün yeniden doğmak mavilere.. Hep nefes al emi.. Seninle hayatlansın bu hayatım....“ |
selamun aleyküm hocam kişisel sayfan hayırlı olsun bol bol rahatsız ederim atık seni :)resimler çok güzel:4:
|
Her zaman beklerim Sena. Hoşgeldin sayfama...
|
sen herzaman beklersen bende herzaman gelirim:72:hoş gördüm hocam...
|
Alıntı:
|
Bu ayın üyesi belli oldu :11:
|
Alıntı:
|
Sezen Aksu - Düş Bahçeleri
|
Gözlerin İntihar Toprakları
Ardından akan yaşlarla topladığım hüzün kırıntılarını umuda yoldaş ederken, sensizliğimle kuruttuğun düşlere ve kör bakışlarımla eskittiğim zamana zavallı hasretinle ihanet ettim! Hüznü bir cümle bile edemeyen tüm sözcüklerimi toplayıp savurdum kırlangıçların göç mevsiminde... Mahrem gecelerde namusçuluk oyunlarımız, ebabil`in kanatlarına kulak takıp yerçekimine küfretmek kadar inandırıcı olmadı, her şey başladığı gibi bitiyordu artık, günahlarımın gölgesinde. Kendi ellerimle yıkıyordum ölümlerimi ve taziyeler düşürüyordum, titreyen dudaklarımı telkin`e çalışırken gi/dişlerin...
Ayrılık tüm heybetiyle örtüyor artık kursağımda kalan gülüşleri. Senli ve sensiz zamanlarımın arasına sıkışmış beklentileri aptal düşlerde kaybedip, en ucuz yollu bulduğum mutluluğun penceresine doğru hızlı ve sık adımlarla ilerliyor artık mayhoş benliğim. Yalnızlığın ritmik sancılarına, gözyaşlarımın düzensizliğini ekleyip, umudun ücra köşelerinde boğuk hırıltılarla yankılanmaya başladı çaresizlik. Sensizliğin içine sızmaya çalışan umudun iniltili can çekişleri duvara yaslıyor artık yorgun bedenimi. Bir pencere kenarından sızan hava sigara dumanıyla karışıp hayaline takılan gözlerimdeki resmi boğmaya çalışırken, bir başlangıç ve bitişin eşiğindeydi artık hayat. Dağ gibi sevdamın ardından, yıllanmış şarap tadındaki ayrılığınla yüzleştim sonunda. Gözün aydın artık kovdum seni ruhumdan. Senin için olmaya çalıştığım her şeyin sonunda bir ayrılık oldum... Ve sen artık yoktun... Yoruldum! Bir umutların birde senin peşinde koşmaktan... Topraktan yaratılan beden çamurlaştı artık akıttığım yaşlarla. Artık çorak toprakları, köhne çardakları ve kırılgan bulutlarıyla bir şehir kadar uzağım sana. Yangından arda kalan bakışlarım ve ölü deniz gözlerinle küf kokulu bu aşkı denize serptim. Seni anlatmaktan yorgun küfürler var artık kursağımda ve yaralı şiirlerle dolu güncem. Bıçağın kemiği delmesine ramak kala son sevişmemiz bu kalemle... Başlangıçtan S/O`na birkaç adım kala, Sesiz bir çığlıktım ardından, kesildi soluğum, boğazıma dolandı sevdan. Her karede gözyaşıma anlam katan rüzgâr benliğimi savurdu, son perdede kapandı bitti artık masal... Yarınlara and olsun ki; dönülmez yollara koca yeminler sığdırdım... Mühürledim dudakları... Ve intihar toprakları serptim yüreğime... |
Aşkın Kepeneğini Ser Gecelerime
Zifiri bir gecenin çöreklenmiş saatleriyle Bekliyorum şafağın göğsümü ısıtmasını Gecenin karanlığında düşler parçalanıyor Yağmuru örseliyor bulutların ham rengi Yokluğuna çeyrek var, zaman güne gebe Hançerler sokulurken yorgun tenime. Kendine yetmeyen sözcüklerin girdabında Yarılıyor göğsüm, sesim kendime yabancı Bir iniltili sessizlik olmuş döşümdeki yara Gövdem kendi çamurundan soyutlanmış Gel, yaylı bir arabanın terkisinde sevgime Gel, özleminin sancılarla örülü şehirlerine. Sen, masallarımın en coşkulu kadını Parmak uçlarımdaki güneşin tanrısı Yüreğimdeki çıralı sevdanın asil asası Kavlimin yedi iklimden duyulan şarkısı Gönlümün kıyılarındaki aşkın dalgası Gel artık gel, bitsin şu bekleyişin yası. Bakma yüzümün ovalarındaki kuraklığa Unutulmuş dağların kovuklarına sor beni Gerçeğini unutan hayali düş saatlerini kır Darmadağın olsam, şehirler yıkılsa üzerime Sen gel ve aşkın kepeneğini ser gecelerime Ateşli dudaklarının kavıyla sokul yüreğime. |
askerim biçim biçim ölürüm zayrec için
alem bana heyrandır zayreci sevdiğim için oy hele loy loy loy kibar yarım esmerim..:) |
:) |
Şarkı için saol sibel. Ali Koç'un sevdiğim müziklerinden biri
|
|
Çok güzel bir yazı. Sayfama hoş geldin taner. Gerçi bu sayfa sizin aslında :)
|
sayfanız hayırlı olsun.bir daha kapamaması dileğiyle.
|
hocaM sayfan tekRardaN hayIRLı oLSun.... :1: yine o karizMa resMini koymussuN... 2.deN bahsedyrm ;).... ha bu arada şu asKEri üniforMaLı resMide iLk defa goruYorum.. .taM 10 numara...... biraz gec OLdu ama k.baKma.... hDe eyW....
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
|
Şiir için teşekkürler Satan'ım...
|
rica zyrecim...;)
|
Crysis Van..:)
|
Yav ben bunları bi yerden tanıyor gibiyim :11:
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:16 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.