Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu

Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu (http://forum.van.gen.tr/index.php)
-   Şiir (http://forum.van.gen.tr/forumdisplay.php?f=91)
-   -   CaN YüCeL ŞiİrLeri BuRayAa (http://forum.van.gen.tr/showthread.php?t=12674)

LastDesiqner 16/10/07 17:34

CaN YüCeL ŞiİrLeri BuRayAa
 
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Can Yücel

(1926)- (12.08.1999)

1926 yılında İstanbul’da doğdu.Hasan-Ali Yücel’in oğlu. Ankara üniversitesi Dil ve Tarih -Coğrafya Fakültesi’nde Latince-Yunanca okudu, öğrenimine İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nde devam etti.12 Ağustos 1999 tarihinde öldü.

ESERLERİ
Nazım, nesir çevirileriyle de tanınan Can Yücel, şiir alanında ilk kitabı Yazma (1950). Sevgi Duvarı (1973), -Bir Siyasinin Şiirleri (1974), Ölüm ve Oğlum (1976), Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabının toplu basımı), Rengahenk (1982), Gökyokuş (1984) kitaplarında topladı. Bütün şiirleri (Gökyokuş dışında) 1985’te
yayımlandı: Beşibiyerde. Öteki şiir kitapları: Canfeda (1986), Çok Bi Çocuk (1988), Kısa devre (1990), Kuzgunun Yavrusu (1990), Gece Vardiyası (1991), Güle Güle- Seslerin Sessizliği (1993), Gezintiler (1994), Maaile (1995), Seke Seke (1997). Yazıları; Düzünden (1994), Ve Can’dan Yazılar (1995) adıyla yayınlandı.


Özel İstek Üzerine;) CaN yücel şiirleri Tek Başlık Altında.....

+++

Can Yücel


Can Yücel (1926 - 12 Ağustos 1999), dünyaca tanınan modern Türk şairdir. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır...



Hayatı

Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu.Hasan Ali Yücel’in oğludur.

Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.

Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.

Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.


Yazarlığı

Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.

1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.


Can Yücel'in Datça'daki evinin bahçesinde, üzerinde imzasının bulunduğu taş.


Eserleri

Yazma (1950)
Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
Sevgi Duvarı (1973)
Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1976)
Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
Rengâhenk (1982)
Gökyokuş (1984)
Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
Canfeda (1985)
Çok Bi Çocuk (1988)
Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)
Gece Vardiyası (1991)
Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
Gezintiler (1994)
Maaile (1995)
Seke Seke (1997)
Alavara (1999)
Mekânım Datça Olsun (1999)

Çevirileri

Hamlet (Shakespeare)1992. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.
Bahar Noktası (Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın çevirisi) (Shakespeare) 1981.


ZyreC 16/10/07 17:36

Peki şiirler nerde... :)

LastDesiqner 16/10/07 20:44

Alıntı:

ZyreC´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 109646)
Peki şiirler nerde... :)

güzel soru...:11: abi taam paylasıma baslıodum elektrkler gitti....simdi olaya el atıyorum...:D

LastDesiqner 16/10/07 20:46

LAPACI
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Ne karanlık kar bu !
Ne biçim pirinç bu siyah !

Ayaklarım donuyor
İçim öyle eziliyor ki
Bir tabak lâpa olsa şimdi
Anamın hanımelleriyle pişirdiği
Akpak ve onun elleriyle sıcak
Bir tabak lâpa olsa
Anamın pişirdiği
Bir tabak lâpa
Lâpa ...

Olmayacak da olsa
Ne güzel dua

LastDesiqner 16/10/07 20:46

MERHUM BİR NEFER-İ MERKUMA
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Vadideki kurra zambak
Kökü dünyada da olsa
Mevtaya çiçek açacak...
Kaçak !
Kaçak !
Kaçak !
Kaçak !
Sen ölürsen tavşanından ak
Tavşanından kim kaçacak ?

LastDesiqner 16/10/07 20:47

YAKIN TARİH
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Gün gelir bu işe bu millet de şaşar
Tam kurşun işlemez deminde karanlığın
Bir ateş böceğidir başlar

qizemCe 16/10/07 20:47

bizde yazalım mı =)

LastDesiqner 16/10/07 20:47

SON GÜRLÜK
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Trabzon hurması ağacına döndüm
Tüyüm tüsüm döküldü, yapraksız kaldım
Yine de meyvaya duruyorum bu cıbıl halimle
Tepeden tırnağa
Turuncu turuncu
Kütür kütür
Bu benim sonbaharım
Bu benim son gürlüğümdür

LastDesiqner 16/10/07 20:47

TARİHLİ BAĞBOZUMU
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Ayaklarıyla ezip fıçıya mı bastılar seni
Nefti kasnaklı bir fıçıya,
Aldırma, kara üzüm !
Sen, o Kırmızı Şarabına doğru
İçten içe
Harıl harıl
Çalışmana bak, iki gözüm !

LastDesiqner 16/10/07 20:47

CENNEŞANUHU
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Baykuş aslen bir hatundur bakmayın baylığına
Mekânı cennet ola, makâmı şattaraban
Her mendakkadukkada bir dokuz doğuran ...
Kuşkonmaz sütüyle emziriyor geceyi
Ve zifirî yıldızlar ürüyor eski samanyollarından

Yavruları yetişip süzüldü müydü dünyaya
Kadifeden çıtı çıkmaz kanatlarıyla
Düşlerini yiyorlar, gümüşü düşlerini gülibrişim
ağaçlarının
Nasıl yerse ayçiçeği çekirdeklerini çocuklar
Dişlerinin arasında çatırdatarak çıtır çıtır

Tuh sana Puhu Kuşu
Çini mürekkebinlen sarı, susak ve uykusuz nehrime
Batırdığın bu kaçıncı tahtel - bahir !

LastDesiqner 16/10/07 20:48

İLHAN BERK İÇİN
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Epiydir görüşmüyoruz kendisiyle
****enlik merdivenini
çıka çıka bitiremediği halde
hala dinçmiş öyle diyorlar
bunamamış da
ama oldumbittim bunaktı zaten
haa bi de
şiirlerini gerdirmek için
avrupaya gidiyormuş arasıra

LastDesiqner 16/10/07 20:48

ASLANDAN AL HABERİ
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Romalılar aslanlara atarlarmış Hıristiyanları.
O Hıristiyanlar ki
Romalılardan daha dürüst, daha düzgün, daha uygar bir
düzene
inanmaktan başka suçları yoktu...
Romalılar oyalamak için işsiz yığınlarını
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlarmış sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları O Mehmet Turgut ki
İşsiz olmaktan başka suçu yoktu
İşsiz parasız evsiz-barksız
Ve aslanın kafesine girdiğini farketmeyecek
kadar uykusuz...
O Mehmet Turgut ki
Libya’ya gitmek için sıra bekleyen bir
Kunuri Aslanıydı
Adana’nın Girne yolunda bir lunaparkta
Buldular parçalanmış vücudunu...
Sade Adana’nın Girne yolunda değil
Roma’da da böyle
Oyalamak için işsiz yığınlarını
Ve belki de azalsın diye işsizlerin sayısı
O zamanın gazetesi
Ve Hürriyet’i olan Coliseum stadyomunda
Aslanlara atarlardı sen gibi ben gibi
Mehmet Turgut gibi insanları... Ama Ali adındaki
O kendi de müebbete mahkum aslan
Aslanlar akıllanıyorlar mı nedir
Yemedi kardeşim yemedi
Kore Gazisi Mehmet Turgut’un göğsündeki
Silver Star nişanını!

LastDesiqner 16/10/07 20:49

Alıntı:

qizemCe´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 109697)
bizde yazalım mı =)

tabi ki! :)

LastDesiqner 16/10/07 20:50

PUL PUL
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Sağ gözü ağladı önce, durduğu yerde,
Ne acıdığından, ne de kederinden;
Zati ilk düşen damlada
Ne insanlar, ne kendisi vardı...

Koştular çırılçıplak,
Mağara duvarlarına çizilmiş ceylan gözleri,
Koştular, koştular sahile;
İlk düşen damlada deniz vardı...

Şaşırdılar, utandılar da birbirlerinden
Daldılar, daldılar derine
Nefesleri, nefesleri kesilinceye dek;
Işıklı bitkiler içinde
Işıklı balıklar gördüler,
Şaşırdılar, şaşırdılarda ...
Zati ilk düşen damlada güneş vardı...

qizemCe 16/10/07 20:50

YAPRAK DÖKÜMÜ
Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar

Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkiyalar

Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?

LastDesiqner 16/10/07 20:51

BU DA ÖYLE BİR AŞK
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]

Sırtımda çıplak
Islak nefesin
Bi gidip bi geliyor

Biz senlen yatmıyoruz ki
Yaşamıyoruz da
Hep yarışıyoruz
Sen mi ben mi
Önce kim
Ölümü öldürecek diye

qizemCe 16/10/07 20:51

AKDENİZ YARAŞIYOR SANA

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk havladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım
Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine
Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi
Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer
Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru
Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

qizemCe 16/10/07 20:51

AKİS

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme...
Dudaklarım öpüşmekten mosmor...
Bir putum sanki ilahilerle
denize fırlatılmış
Ve bir deniz yağıyor üstüme
Bakma sen sevgili Teodorakis
Açgözlü güvercinlerin didiştiklerine!
Avluların o en çakırkeyiflisine
Mısır daneleri gibi serpilmişler ama
Mısır danesi değil ki bu adalar
Ne de biz güverciniz...

Sekerek o güneş güzeli çakılların üzerinden
Çıplak ayaklarımızın su sesleriyle
Birbirimize
Ve kendimize
Bilakis

Sen çaldıkça Teodorakis
Bir mor yağıyor üstüme

qizemCe 16/10/07 20:52

AL BİR UZUN HAVA

Çekirgeydi Raşko’nun elindeki güvercin
Raşko’da mengeneydi, bu beynimizde kalsın!
Çekmişler ıstor diye muhribin dumanını
Böyle aşk, böyle barış, Allah belamı versin! Bugün kitabım verdim tek pedal matbaaya
Bu yol beni götürür sağlam Selimiye’ye
Ağlıyorsam gözyaşım iki gözüme dursun
Vermişim ben canımı al-uzun bir havaya

qizemCe 16/10/07 20:52

ANAYASASI İNSANIN

Paul Eluard için yazılmıştır

Kan yasası bu insanın:
Üzümden şarap yapacaksın
Çakmak taşından ateş
Ve öpücüklerden insan!

Can yasası bu insanın:
Savaşlara yoksulluklara
Ve binbir belaya karşın
İlle de yaşayacaksın!

Us yasası bu insanın:
Suyu şavka döndürüp
Düşü gerçeğe çevirip
Düşmanı dost kılacaksın!

Anayasası bu insanın
Emekleyen çocuktan
Uzayda koşana dek
Yürürlükte her zaman

qizemCe 16/10/07 20:53

ARKAMDAN KONUŞMASINLAR DİYE

Her Donkişotun bir yeldeğirmeni vardır
Benim ki Heybeli’de
Yarı yarıya yıkık
Üstünde
Kırmızı üstüne beyaz beyaz harflerle
Kocaman
TÜRKİYE HALK BANKASI
Yazılı
Vallahi billahi de
Beş kuruş almadım o reklam için

qizemCe 16/10/07 20:53

FARZET HİÇ AYRILMADIK

Farzet hiç ayrılmadık
Gözümde tütüyor
Gözümü tütsülüyorsun hala
Hep birlikteyiz sanki
Seninle ben ve DÜNYA

qizemCe 16/10/07 20:54

HERŞEY SENDE GİZLİ



Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...


qizemCe 16/10/07 20:54

İKİMİZİN ARASINDA..

Bir gün şayet camsız çerçevesiz penceresiz
Bir gün ben, çadır bezi bir perdeden
Günlerin toz-toprak şarkısını çırparken
Canevimin önünden geçersen,
Bir gün şayet boynumda yem torbası hayallerim asılı
Bir gün şayet samançöpü bir sokak dişlerim arasında
Canevinin önünden geçersem
Anlatırım nasıl nerde
Bir ulu çınara takılı bir kuyrukluyıldız
Bir yeşil telaşta çırpınan ışığımız
Anlatırım nasıl nerde...
Sonra eğilir kulağına derim: Bekle
Çocukken kaçırdığım uçurtma dönsün gelsin
Hele çarpsın bu çerçi yükü şehirlere,
Hele ürksün fincancı katırları!

qizemCe 16/10/07 20:55

SUSSS-MA
Butün bu cılgıldaklar
Pencerenin ağzına asılı
Bütün bu fırıldaklar
Bütün bu pervaneler
Bütün bu değirmenler
Bütün bu uçurtmalar ve uçaklar
Poyrazın doğrultusunda...
Gülibrişim, mimoza ve manolya, kavak
Yaprakları dahil
Bütün bu kıpır kıpır insanlar
Elleri kolları ve kulaklarıyla
Ve erken öten bir horozun sesiyle
Kaçmışlar öbür dünyaya şimdiden
Seslerini bırakmışlar geriye
Bu ölümlü dünyaya yadigar...

qizemCe 16/10/07 20:56

ÜSKÜDAR İSKELESİNDE İKİ LOSTRACI ÇOCUĞUN KONUŞMASINDAN

Öyle bir gül atıcam ki size gelecek maçta
Âdem abim bilem tutamaz elleri yanar

qizemCe 16/10/07 20:56

SAKSIDAKİLERE

O bir saksıydı siperde
Her sabah sulanırdı hizmetçilerde
Yağmuru gördü ya şimdi
Aklı orda hep:
Dindi
Dinmedi

O bir saksıydı siperde
Gökten inenleri gördü de
Anladı gayrı
Yağmur yemek nerdeee
El elinden sulanmak nerde

LastDesiqner 16/10/07 20:59

paylaşımların için tşkkrler qizem.....:1:

qizemCe 16/10/07 21:02

Can Yücel


Can Yücel (1926 - 12 Ağustos 1999), dünyaca tanınan modern Türk şairdir. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır...



Hayatı


Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu.Hasan Ali Yücel’in oğludur.

Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı.

Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum’da turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı (Güzel ve Su) ve bir oğlu (Hasan) oldu.

Son yıllarında Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.


Yazarlığı


Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, ‘Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkum oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı.

1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı.

Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır.

Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir: eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır.

Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri (Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası) aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir.


Can Yücel'in Datça'daki evinin bahçesinde, üzerinde imzasının bulunduğu taş.


Eserleri

Yazma (1950)
Her Boydan (1959, Çeviri Şiirler)
Sevgi Duvarı (1973)
Bir Siyasinin Şiirleri (1974)
Ölüm ve Oğlum (1976)
Şiir Alayı (1981, ilk dört şiir kitabı)
Rengâhenk (1982)
Gökyokuş (1984)
Beşibiyerde (1985, ilk beş şiir kitabı)
Canfeda (1985)
Çok Bi Çocuk (1988)
Kısa Devre (1990)
Kuzgunun Yavrusu (1990)
Gece Vardiyası (1991)
Güle Güle-Seslerin Sessizliği (1993)
Gezintiler (1994)
Maaile (1995)
Seke Seke (1997)
Alavara (1999)
Mekânım Datça Olsun (1999)

Çevirileri

Hamlet (Shakespeare)1992. İstanbul: Papirüs Yayınları, 1996.
Bahar Noktası (Bir Yaz Gecesi Rüyası'nın çevirisi) (Shakespeare) 1981.

qizemCe 16/10/07 21:02

EE CAN YUCEL HAKKINDADA GENEL Bİ BİLGİ VERMEK LAZIM =)

LastDesiqner 16/10/07 21:06

konunun girişinde bilgi verdim ama olsun....yinede tşkkrler....:)

qizemCe 16/10/07 21:07

Ama Haksizlik Onlar Yoktu Sonradan EklenmİŞ =) Banane:d:d

LastDesiqner 16/10/07 21:09

:D hızıma yetişmek kolay diil....agır kalıosun...:D.....:18:

qizemCe 16/10/07 21:11

Ne Alaka Bende Dİyom Ben Şİİr Paylasiyom Bu Ne Yapiyo Bellİ Naptigii Ama Olsun Once Bnm Aklima Geldİ Hem Ben Ayrintiya İndİmm Senİnkİ ÖnsÖz Olmus

LastDesiqner 16/10/07 21:12

hız derken düşünce hızı....:11: nesee geyige cevirmeyelim.....simdi konunun girişine bi daha bak....;)

qizemCe 16/10/07 21:14

Baktim Gordumm Tamam............

LastDesiqner 16/10/07 21:15

bi daha bak burayı geyige cevirmeyelim....:D

qizemCe 16/10/07 21:22

TŞkler.................... I Mİss You

LastDesiqner 16/10/07 21:25

türkçe konus beaa....:D biraz zor oldu ama neseee....:D

qizemCe 16/10/07 21:26

Aman Sankİ Anlamadi Bak Konu DaĞalcak Neysse Msne Donelİm =)


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:35 .

Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.