Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu

Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu (http://forum.van.gen.tr/index.php)
-   Hayata Dair (http://forum.van.gen.tr/forumdisplay.php?f=197)
-   -   erdemli insan (http://forum.van.gen.tr/showthread.php?t=31514)

hüzün 11/08/09 14:02

erdemli insan
 
Erdemli insan: Seken ayağımı, çolak elimi anlayışla karşılayan insandır...

Erdemli insan: Kulaklarımın onun söylediklerini süzerek dinleyeceğini bilir...

Erdemli insan: Gözlerimin donuk, cevaplarım kısa olmasına bozulmaz...

Erdemli insan: Masaya çay döktüğümde başka yerlere bakınır...

Erdemli insan: Yüzünde sımsıcak gülücükle bir dakikalığına bile olsa sohbet için yanıma yaklaşan insandır...

Erdemli insan: Asla “Bunu bana daha önceden anlatmıştın” demez...

Erdemli insan: Size sevildiğinizi ve yalnız olmadığınızı hissettirir...

Erdemli insan: Siz ona gidemediğinizde ayağınıza kadar gelen doktor gibidir...

Erdemli insan: Gününüzün iyi geçmesini gün batımınızın sevecenlikle yoğrulmasını sağlar...

Erdemli insan: Çok sevdiğiniz ailenize benzer ilgisi bugün burada olmamızın sebebidir...

(...Grace McDonald)

hüzün 11/08/09 14:05

görünen dünya
 
Konuşmaya başla onunla...
Ve yüreğine acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle...
Ve düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez...
Çünkü araştırmanın her ânı, sonsuzlukla karşılaşma ânıdır...
Tek gerçek şudur ki; var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun güvencesidir...
Dünya, oranın yalnızca görünen parçasıdır...
Görünenler dünyası da geçicidir...



(...Paulo Coelho)

hüzün 11/08/09 14:17

azmin ta kendisi
 
Glenn Cunningham beş yaşında bacakları feci şekilde yandıktan sonra sakat kalmış ve hayatının geri kalanım tekerlekli sandalyeye mahkum geçirir düşüncesiyle doktorlar tarafından kendi haline bırakılmıştı...
“Bir daha yürümesi mümkün değil... Hiç şansı yok” demişlerdi...
Doktorlar bacaklarım incelemişler, ama Glenn Cunningham’in kalbini dikkate almamışlardı... O doktorlara kulak asmadı ve yürümeye çalıştı. Yatakta yata yata zayıf kalan kıpkırmızı bacakları yara içindeydi...
Glenn, “Gelecek hafta, yataktan kalkacağım ve yürüyeceğim” dedi, bunu da başardı...
Annesi perdeyi açtığında Glenn‘in bahçedeki eski tırmığa nasıl ulaştığını camdan izlediğini anlatıyordu...
Her birini bir elinde tutarak çarpılmış bacaklarına hareket kazandırmıştı... Her bir adımda acıyı yaşayarak, yavaş yavaş yürümeye başlamıştı...
Önce hızlı hızlı yürümeye başladı, pek zaman geçmeden de koşmaya... Koşmaya başladıktan sonra daha kararlı biri olup çıkmıştı...
“Hep yürüyeceğime inandım ve başardım... Şimdi de herkesten daha hızlı koşacağıma inanıyorum...”
Bunu da başardı...
1934 yılında 4.06’yla dünya rekorunu kırarak maratonda da kendisini ispat etmişti. Madison Square Garden’da yüzyılın en başarılı atleti olarak onurlandırılmıştı...
(...Jeff Yalden)

hüzün 11/08/09 14:26

cesur olun
 
Başarının garantisi yoktur ama bir girişimde bulunmazsanız başarısızlığın garantisi çoktur... Başarının garantisi olmamasına rağmen, ilk adımı atar atmaz kendi başarı ihtimalinizi önemli ölçüde artırabilirsiniz...
İlk adımı cesurca atın...
Sonra bir adım daha, bir adım daha... Bir bakacaksınız ki hedef, daha yakında görünüyor...Bir bakacaksınız ki hedefiniz artık ulaşılabilecek bir noktada...
İstekli olun... Gerekli olan şeyleri yapmak yeterlidir... Çaba göstereceksiniz, tam çaba gösterin... Aksi takdirde değerli vaktinizi ve enerjinizi boşa harcamış olursunuz...
Yolunuza çok zor engeller çıkar...
Onlardan biri de siz olmayın...
Engellere karşı meydan okuyabilirsiniz, bu engellerin de üstesinden gelebilirsiniz, cesurca öne doğru adım atarak başarıya ulaşabilirsiniz...
Bunu yaptığınız zaman, “Daha önce niye tereddüt etmişim ki” diyeceksiniz...
(...R.Marston)

hüzün 13/08/09 12:18

Arzularımızı ve korkularımızı ortadan kaldırdığımızda bizim için hiçbir zalim kalmayacaktır...
Eğer kanatlarımız balmumundan yapılmışsa güneşten uzak durmalıyız...
Allah, bütün insanları mutlu olmaları için yaratmıştır; bedbaht oluyorlarsa kendi hataları yüzünden oluyorlar...
İnsan, insanın efendisi olamaz...
Bardağımızı kırdıklarında, komşumuzun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalıyız...
Düşmanlarımızı düşünmek için ayıracağımız bir dakika bile düşmanlarımızdan daha değerlidir.
Nefret ve intikam hissi bize büyük zararlar verir.
Kader eninde sonunda şöyle veya böyle günahlarımızın bedelini önümüze koyar.
Görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder.
Bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz...
Bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz...
Önüne çıkan maddi-manevi engellerin kendi günahlarından başka bir şey olmadığını bilir...
(...Epiktetos)

hüzün 08/09/09 22:26

-İnsanlar hakkında konuşanlara güvenip, onlar hakkında karar verme...
-Eğer hata yaptığını biliyorsan onu düzeltmeye çalış, bile bile yapmaya devam etme...
-Konuşmayı sevdiğin biriyle evlen, yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden önemli olacaktır...
-Yeniliklere açık ol, ama ille de değişmeye çalışma...
-Daha fazla kitap oku, dostlarını ara, daha az televizyon seyret...
-Güzel ve şerefli bir hayat yaşa, yaşlanıp geriye baktığında bir defa daha tadını çıkarırsın...
-Yuvanda sıcak bir ortam kurmak için elinden geleni yap...
-Sevdiklerinle tartışırken o anı önemse geçmişi kurcalama...
(...M.Khozouei)

hüzün 17/09/09 12:39

hayat
 
Kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç kıl saç görmüş...
“Hımm” demiş, “Galiba bugün saçımı örgü yapacağım...”
Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!
...
Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, kafasında iki tel saç kalmışmış....
“Hımmm” demiş, “Bugün saçımı ikiye ayıracağım...”
Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş..
...
Bir ertesi gene kalkmış, aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.
“Tamam, tamam” demiş, “Artık bugün at kuyruğu yaparım...”
Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş...

Daha bir ertesi, aynaya baktığında, kafasında bir tek tel bile kalmamışmış!
“Waaw” diye bağırmış; “Bugün saç derdim yok!..”
...
Davranış her şeydir... Gerektiğinden kibar ol!
Basit yaşa, cömertçe sev, yürekten düşün sevdiklerini, tatlı konuş...
Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir!...

hüzün 17/09/09 12:43

-Eski zamanlarda yüce ruhlu olmak demek; ayrıntılarda özgür olmak demekti...
Şimdi yüce ruhlu olmak gevezelikle aynı şey sayılıyor...
...
-Eskiden saygınlık demek,
mesafeli olmak demekti...
Şimdiyse saygınlık iddialı olmak ve kimseyi adam yerine koymamakla bir tutuluyor...
...
-Eski zamanlarda sadelik, akıllı insanların doğruluk yolunda olmasıydı...
Şimdi ise sadelik hilebazlık yapmak için maske olarak kullanılıyor...
(...Konfüçyus)

hüzün 17/09/09 12:48

Olgun sevgi insanın kendi bütünlüğünü ve bireyselliğini koruduğu bir birleşmedir...
Sevgi insanda dinamik bir güçtür...
İnsanı çevresindeki insanlardan ayıran, duvarları yıkan, insanı diğer insanlarla birleştiren bir güç...
Sevgi, insanın ayrılık ve yalnızlık duygusundan kurtulmasına yardım eder ve yine de kendisi olarak kalmasına, bütünlüğünü korumasına imkan tanır...
Sevgide iki ayrı varlığın bir olması, yine de iki ayrı varlık olarak kalabilmeleri karşıtlığı vardır...
Gelişmemiş sevgi şu ilkeyi benimser;
“-Sevildiğim için seviyorum...”
Gelişmiş sevgi ise şu ilkeyi benimser;
“-Sevdiğim için seviliyorum...”
Olgunlaşmamış sevgi şunu der;
“-Seni, sana ihtiyacım olduğu için seviyorum...”
Olgun sevgi ise;
“-Seni sevdiğim için sana ihtiyacım var” der.
(...Erich Fromm)

hüzün 28/09/09 11:10

Çocukken tek istediğim büyümekti...
Çünkü; sanki büyümek, özgürlük ve saygınlık demekti...

20 yaşımda, 30’umda olmak istedim.
Daha olgun, daha boyutlu...

Hayatımın ortasındayım,
Bu sefer de 20’li yaşlarımı özledim.
Genç olmayı ve de özgür ruhlu...
Emekli oldum, bu defa öykünmem orta yaş dönemineydi.
Nasıl da özlemiştim, zihnimin yıpranmamış halini...

Hayatım böylece geldi geçti.
Bense hiç istediğimi yaşayamadım...
Ne yazık ki...
(...Jason Lehman)

hüzün 02/11/09 09:54

-Sadece neşeli arkadaşlarınız olsun... Suratsızlar sizi aşağı çeker...
-Öğrenmeyi sürdürün: Bilgisayar, el sanatları, bahçecilik, ne olursa. Beyniniz âtıl kalmasın... Âtıl kafa, iblisin tezgâhıdır...
-Küçük şeylerden zevk almaya bakın... Gözyaşları olacaktır... Katlanın, yas tutun, başka yaşantılara geçin...
-Sevdiklerinizle doldurun çevrenizi, aile, kuş, balık, müzik, bitkiler, hobiler, ne olursa... Eviniz sığınağınızdır...
-Sağlığınızın kıymetini bilin... İyiyse üstüne titreyin... Bozuksa düzeltin... Siz kendiniz düzeltemiyorsanız yardım sağlayın...
-Vicdan azabından uzak durun... Çarşı pazarda gezin, komşu illerde dış ülkelerde dolaşın, ama sakın suçluluk, pişmanlık duygusuna yönelmeyin...
-Sevdiğiniz insanlara onları sevdiğinizi söyleyin her fırsatta... Ve hiç unutmayın ki hayat, aldığımız soluklarla değil, soluk kesen anlarla ölçülür... (...G. Carlin)

Satan22 02/11/09 15:31

uzun yıllara hasret kocaman bir merhabayla başladık hayata...tutunulası en güzel yılların tozlu raflarında sakladık umutları...ve hiç ayrılmamacasına bir yenisini ekledik zamana aldırmamacasına...!!!

hüzün 03/11/09 11:49

İnsanlar acımasızdır küçüğüm...
Sana seni, kendini, kalbinde taşıdığın sevgini, duygularını unuttururlar...
Tüm kalbinle savaş açsan, silahın ne olursa olsun yenilirsin...
Savaş kötüdür be küçüğüm... Ama mecbur ederler...
Bir gün gelir, en yakının senin en uzağın olur, hiç tanıyamayacağın hale gelir...
En uzağın, hiç tanımadığın senin en yakının, canın olur.
Onun için canını verebilir hale gelirsin...
“Gözden uzak olan gönülden de uzak da olur” derler ya küçüğüm, inanma...
Sen onu gönlünde yaşatırsan sana hep yakın olur...
Hayat bir okuldur... İnsanlar öğretmen ve öğrencidir...
Acılar, çekilen çileler, kayıplar, feryatlar derstir...
Gözyaşları defterdir... Kalbin, duyguların, özgürlüğün kitaptır...
Hayat okulundan başarıyla geçmelisin... Asla isyan etmemelisin...
Sen hep bildiğini sanırsın, ama bilmediğin çok şey vardır hep...
Öğrenmenin sınırı yoktur...
Hayat budur...
(...L.Zilan)

hüzün 04/01/10 11:09

anlayış
 
Anlayış karşısındakinin görüşünü anlamaktır...
Başkalarına kendine davranılmasını istediğin gibi davran kuralı, anlayışın bir örneğidir...
Bu, kişisel ilişkilerimizi güçlendirmeye yarayan çok kuvvetli bir insan huyudur...
Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek değildir...
Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir...
Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız...
Herkesin dünyayı bizim gibi görmesini bekleyemeyiz...
Gerçek anlayış, ancak kendi dışımıza çıkabildiğimiz ve nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü anlamaya çalıştığımız zaman gelecektir...
(...Lio Buscaglia

hüzün 07/01/10 12:29

Küçük bir beden, çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş.
...
Ufak balıklar daha lezzetli olurmuş.
...
Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış, büyük odunlar alevi söndürürmüş.
...
Sağanak dediğimiz, küçük damlalardan ibaretmiş.
...
Ufacık bir yağmur, kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş.
...
Muazzam bir aydınlık, küçük bir delikten görünebilirmiş.
...
Küçük bir saman çöpü, rüzgârın yönünü gösterebilirmiş.
...
Bütün bir hasat, bir kıvılcım yüzünden elden gidebilirmiş.
...
Büyük bir geminin batmasına, küçük bir delik yetermiş.
...
Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.
...
Bazen büyük bir aşkı başlatan, küçük bir gülümseme imiş.
...
Büyük yazıları yazmak için küçük noktalar, virgüller gerekirmiş.
...
Ulu bir çınarın veremediği kokuyu, küçük bir papatya verebilirmiş.
...
Büyük paralara alınan hediyelerin sağlamadığı mutluluğu, küçük bir bakış sağlayabilirmiş.
...
Küçük sevinçleri bilmeyenler, büyük keyifler yaşayamazmış.
...
Küçük dediklerimizin aslında ne kadar büyük olabileceklerini;
Değerini onlar yok olmadan bilebilmemiz dileğiyle... (...Anonim)

hüzün 11/01/10 10:05

Her yıldızın kendi yörüngesi vardır ve onunla en yakın komşusu arasında yalnız güçlü bir çekim değil,
erişilmez bir uzaklık da bulunur...
...
Çekimin gücü uzaklığa oranla artarsa, iki yıldız kucaklaşamayıp çarpışır ve yok olurlar...
Bizim de onlar gibi yörüngelerimiz var ve acıklı bir çarpışmayı önleyebilmek için, aramıza erişilmez bir uzaklık koymamız gerekir...
...
Saygılı davranmanın tüm sırrı birbirinden yeterince uzak durabilmektedir; saygının bulunmadığı toplumda hayat ne çekilebilir, ne de sürdürülebilir...
(...Bernard Shaw)

hüzün 11/01/10 10:09

-Başkaları tarafından benimsenmeyen bir düşüncede direnebilmek,
-Alınan kararların gerçeğe uygun olup olmadığını her zaman fark edebilmek,
-Özerkliğin getirdiği özgürlüğü benimsemek,
-Kişisel seçimlerin sorumluluğunu üstlenebilmek,
-Olduğun gibi görünmek ve kendine özgün insan olabilmek gerçekten...
Yükselme isteği ile başkalarını ezip geçerek değil de, hayat zorluklarının üstesinden gelerek kazanmak;
CESARET İSTER...
(...James Longeward)

hüzün 28/04/10 12:11

hayat
 
Hayatınız çok kıymetlidir
...Ve yaşarken şunları bilmeniz gerekiyor;
Hayat; servettir, korumayı bil...
Hayat; bilmecedir, çözmeyi bil...
Hayat; güzelliktir, kıymetini bil...
Hayat; mutluluktur, tatmayı bil...
Hayat; aşktır, sevgidir, keyfini çıkarmayı bil...
Hayat; rüyadır, gerçekleştirmeyi bil...
Hayat; oyundur, oynamayı bil...
Hayat; verilmiş bir sözdür,
tutmayı bil...
Hayat; hüzündür, aşmayı bil...
Hayat; şarkıdır, söylemeyi bil...
Hayat; mücadeledir, kabullenmeyi bil...
Hayat; trajedidir, göğüslemeyi bil...
Hayat; maceradır, göze
almayı bil...
Hayat; şanstır, kullanmayı bil...
Hayat; fırsattır, yararlanmayı bil...
Hayat; kıymetlidir, mahvetmemeyi bil...
Hayat; görevdir, tamamlamayı bil...
Yaşamak; yaşıyor olmaktır,
uğruna savaşmayı bil...
(...Theresa)

hüzün 11/05/10 10:28

İnsanlar, birbirlerinden nefret ediyorlar...
Nefret ediyorlar, çünkü birbirlerinden korkuyorlar...
Korkuyorlar, çünkü birbirlerini tanımıyorlar...
Tanımıyorlar, çünkü birbirleriyle ilişkileri yok...
Birbirleriyle ilişkileri yok, çünkü birbirlerinden ayrı yaşıyorlar...
(...Martin Luther King)

Bur2 21/07/10 10:37

Alıntı:

hüzün´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 274088)
Kadın sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç kıl saç görmüş...
“Hımm” demiş, “Galiba bugün saçımı örgü yapacağım...”
Öyle de yapmış, günü de harika geçmiş!
...
Ertesi gün kalkmış, aynaya bakmış, kafasında iki tel saç kalmışmış....
“Hımmm” demiş, “Bugün saçımı ikiye ayıracağım...”
Dediğini de yapmış, harika bir gün geçirmiş..
...
Bir ertesi gene kalkmış, aynaya bakmış, kafasında tek tel saç var.
“Tamam, tamam” demiş, “Artık bugün at kuyruğu yaparım...”
Öyle de yapmış ve çok çok güzel bir gün geçirmiş...

Daha bir ertesi, aynaya baktığında, kafasında bir tek tel bile kalmamışmış!
“Waaw” diye bağırmış; “Bugün saç derdim yok!..”
...
Davranış her şeydir... Gerektiğinden kibar ol!
Basit yaşa, cömertçe sev, yürekten düşün sevdiklerini, tatlı konuş...
Hayat, fırtınanın geçmesini beklemek değildir!...

çok güzel

hüzün 21/09/10 08:49

Bildiklerini anlat,
ama akıl vermeye kalkma...
...
Anlatılanları iyi dinle,
ama hepsini doğru sanma...
...
Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez,
çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez...
...
Herkesi kendine eşit gör,
her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık,
çok büyük görmek de korkaklıktır...
...
Cesaret akıldan gelirse cesarettir,
bilgisizlikten gelirse cehalettir...
(...Hanry K.)

hüzün 29/09/10 09:35

Hayatınızda önünüze çıkan herkesin özel bir görev ile karşınıza geldiğine emin olun.
Ve ona varlığı için teşekkür edin...
Özellikle düşmanınızsa...
...
Önünüzde gelecek varken geçmişle uğraşmayın...
Ama geleceği de yeni bir “eski geçmiş” yapmak için yaşamayın...
Onu şekillendirin; geçmişinizin tekrarlarından kurtulun...
...
Başınıza gelmiş ve gelecek her şeyin tek sorumlusunun kendiniz olduğu gerçeğiyle barışmayı reddettiğiniz her gün tedavi süreniz gecikecek,
“Yeni bir eski geçmiş” için her seferinde yeni bir adım attığınızla kalacaksınız...
...
Gerçek, düş artı zamandır...
İnanmak için görmeyi beklemeyin... İnanın ki, görebilin......

Dünyadaki en büyük ekonomik gerçek mutluluktur...
Ekonominin tanımı mutluluktan başka bir şey değildir...
Her zaman iyi bir ekonomist olun...
...
Düşleyin, düşleyin, düşleyin...
Düş, var olan en gerçek şeydir...
(...Stefano Elio D’anna)

hüzün 25/10/10 10:02

Adamın biri, bilgeliğiyle ün salmış olan kralın yanına gider.
Krala şunu sorar:
‘Efendim söyleyin bana, hayatta özgürlük var mıdır?
Kral:
‘Elbette’ der, ‘Kaç bacağın var senin?’
Adam soruya şaşırarak:
‘İki’ der.
Kral:
‘Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin?’
‘Elbette’ diye cevap verir adam.
Kral:
‘O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver.’
Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir.
‘Tamam’ der kral:
‘Şimdi öteki bacağını da kaldır.’
Adam şaşırır:
‘Bu imkânsız kralım’ der.
‘Gördün mü? ‘ der kral:
‘Özgürlük budur. Sen sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil.’
...
Hayat gerçekten böyledir.
İlk kararı alıyorsun ve gerisi o ilk karara bağlı olarak gerçekleşiyor.
Hayat hata kabul etmiyor.
İlk kararın doğruysa işler yolunda gidiyor ama eğer yanlış bir karar aldıysan, her şey zincirleme yanlış gidiyor. Ve kararlar birer kibrittir... Kendini ya yakıyorsun, ya da ısıtıyorsun...



(...Tiziano Terzani / Atlı Karıncada Bir Tur Daha

hüzün 25/10/10 10:03

İnsanların büyük çoğunluğu tüm mutluluklarını bir başka insanın eline bilerek koymaya çalışır...
Bu tür mutluluk arayışı insanın olgun olmadığını gösterir...
Olgun insan mutluluğunun temelinin kendi içinde olduğunu bilir...

(...Quentin Crisp)

hüzün 08/11/10 09:35

Bütün güç kaderin elindedir, irade gücü yalnızca bir bahanedir...
Bunu bilince içinizi müthiş bir huzur kaplar...
Kaderin geçmişteki davranışlarınızın bir sonucu olarak oluştuğunu görürsünüz...
Böylece başlangıç noktasına geri dönersiniz...
Bu düğümün çözüm noktası nerededir diye sorarsınız kendinize...
İpin hangi ucu çözer yumağı?...
Bir ip mi yoksa zincir mi söz konusu?...
Kesilip koparılabilir mi, yoksa sizi sonsuza dek sarıp sarmalar mı?...
(...Susanna Tamaro)

hüzün 08/11/10 09:38

Yüreklilik; kendi hatalarına egemen olmaktır...
Onlardan acı çekmektir, ama onların altında ezilmemektir...
Ve ölüme dingin bir bakışla bakmaktır...
İdeale koşmak ve gerçeği anlamaktır...
Harekete geçmek ve evrenin çabamıza hangi ödülü ayırdığını veya bir ödül ayırıp ayırmadığını bilmeden büyük amaçlara kendini adamaktır...
Yüreklilik, gerçeği aramak ve onu söylemektir...
Geçici olarak muzaffer olan, yalanın yasasına boyun eğmemektir... Ve ruhumuzu, dudağımızı ve ellerimizi, aptal alkışların ve fanatik yuhalamaların yansıması yapmamaktır... (...Jean Jaures)

hüzün 09/12/10 21:59

Haset, kıskançlık, hırs, bunların tümü tutkudur...
Sevme ise zorlama olmadan sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir.
Sevmek bir şeyin “içinde olmaktır” bir şeye “kapılmak” değil...
En genel biçimiyle sevmenin etkin yapısı, sevmenin almak değil öncelikle vermek olduğu biçiminde tanımlanabilir.
Sevmek kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir.
Sevgi bir inanç eylemidir...
İnancı az olanın sevgisi de azdır...
(...Erich Fromm)

hüzün 14/12/10 11:41

Mutluluğu nerede bulabilirsiniz?...
Ne mantıksal düşüncede, ne maddi zenginlikte, ne de şöhrette...
Kendi doğanızın gerektirdiği biçimde yaşamakta...
Peki bunu nasıl yapabilirsiniz?...
Davranışlarınızın ve eylemlerinizin, ilkelerinize dayanmasını sağlayarak...
İyi ve kötüyü ele alan ilkeleriniz...
Sizi adil, ılımlı, cesur ve özgür kılmayan hiçbir şey sizin için iyi değildir...
...Ve bunların tam zıddı olmayan hiçbir şey de kötü değildir...
(...Marcus Aurelius)

hüzün 14/12/10 12:11

Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir.
İnsan kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi neticesinde yaşlıdır.
Cesareti neticesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz.
İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir.
Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi, ruhu buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Yaşlanmak, bir dağa tırmanmak gibidir...
Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler.
Beynimiz, yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.
(...William Ewart Gladstone)

hüzün 14/12/10 12:13

Çocuklardan huzur dersi alın...
Onların her anlarını, nasıl sadece ve sadece o anın zevki için yaşadıklarını seyredin...
Kendinizin de böyle olabileceğinizi düşünün...
...
Giydiğiniz giysilerin nasıl hissettiğiniz yönünde ciddi etkileri vardır...
Bedeninizi sıkmayan rahat giysiler, doğal kumaşlar ve açık renkler hep sakinleştirir...
...
Gülümsemek yüzünüzdeki bütün kasları gevşetir...
Aynı zamanda kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacak müthiş bir etki bırakır...
...
Gergin durumlarla başa çıkmanın iki yolu vardır;
Ya onları değiştirirsiniz, ya da onlara bakış açınızı değiştirirsiniz...
Bakış açınızı değiştirmek daha zordur, fakat kişiyi aydınlatır...
(...Paul Wilson)

hüzün 06/01/11 10:26

Sabaha karşı ve akşam vakti zevk almak ya da acı duymak için okuyabileceğin bir yazı istiyorsan, güneşin altın gibi parlatıp ayın gümüşe dönüştüreceği harflerle şunu yaz evinin duvarına:
“Başkasının başına gelen her şey, senin başına da gelebilir...”

(...Oscar Wilde)

RoN@hi 06/01/11 10:36

Alçakgönüllüdür:

Rahman’ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vakar içinde
yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf
atacak olsa, (sadece) “selâm!” derler. (Furkan 63)

RoN@hi 06/01/11 10:42

Erdemli insanların dokuz düşüncesi vardır:

1. Baktıklarında berrak görmeyi düşünürler,
2. Dinlediklerinde iyi duymayı düşünürler,
3. Görünüşleri bakımından cana yakın olmayı düşünürler,
4. Davranışlarında saygılı olmayı düşünürler,
5. Konuşmalarında doğru sözlü olmayı düşünürler,
6. İşlerinde ciddi olmayı düşünürler,
7. Kuşkuya düştüklerinde soruları nasıl soracaklarını düşünürler,
8. Öfkelendiklerinde sorunları düşünürler,
9. Kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler...

Konfüçyüs

hüzün 14/01/11 10:52

Dil düzensiz olursa, sözler düşünceyi iyi anlatamaz...
Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz...
Görevler gereği gibi yapılmazsa, âdetler ve kültür bozulur...
Âdetler ve kültür bozulursa, adalet yanlış yola sapar...
Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez...
İşte bunun için hiçbir şey dil kadar önemli değildir...
(...Konfüçyus)

hüzün 04/03/11 10:38

Başkalarını yargılamaya hakkın yoktur...
Çünkü bir insan, karşısında duran suçlu gibi kendisinin de bir suçlu olduğu, ortadaki suçta belki en büyük payın kendisinin olduğu bilincine varmadan başkalarını yargılayamaz...
Bunu anladıktan
sonra yargıç olabilir ancak...
Ne denli garip olursa olsun, gerçektir bu...
Çünkü doğru bir insan olsaydım, karşımda duran suçlu belki de hiç olmayacaktı...
(...Dostoyevski)

hüzün 23/03/11 08:18

Bugün yaşayacağım her şeyi ben seçeceğim;
Ya kızacağım yağmura etrafı ıslatıyor diye,
Ya da seveceğim onu çiçeklerimi suladığı için...
Ya sıkılacağım param yok diye,
Ya da harcamalarımı planlayıp, müsriflikten uzak kalmaya çalışacağım...
Ya sızlanacağım bozulan sağlığıma,
Ya da hayatta olmayı kutlayacağım...
Ya içli içli sitem edeceğim anne babama, beni büyütürken veremedikleri şeyler yüzünden,
Ya da onları yürekten seveceğim beni dünyaya getirdikleri için...
Ya sıkıntı basacak dikenli güllere katlanmak zorundayım diye,
Ya da dikenlerin gülleri var diyerek umut dolacağım...
Ya kaybettiğim dostlar için gözyaşı dökeceğim,
Ya da yeni insanlarla yeni dostluklar peşinde koşacağım...
Ya işe gitmek zorunda olduğum için mızırdanacağım,
Ya da gidecek bir işim olduğu için sevinç dolacağım...
Ya ev işleri yapmak eziyet olacak bana,
Ya da işlerini yaptığım o evde aklımı, ruhumu ve bedenimi barındırabildiğim için minnettar olacağım...
Belki yeni şeyler öğrenmek istemeyecek canım,
Ya kızgın olacağım -öğrenmek gereken ne çok şey var- diye,
Ya da ufak tefek de olsa faydalı ne varsa öğrenmeye çalışacağım...
(...Anonim)

hüzün 23/03/11 08:24

“-Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır...”
Eğer karakter gelişmemişse tahsil işe yaramıyor...
Unutmayın ki; savaş çıkaranlar, banka hortumlayanlar, son dönemdeki komşu cinayetleri hep okumuş, tahsilli adamlardan çıkmıştır...
O yüzden Roosevelt diyor ki:
“-Bir insanı ahlaken yetiştirmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmak demektir...”
(...Russel Gough)

hüzün 27/03/11 21:10

İnan...
Ama yalnızca bilebildiğin gerçeklere...
...
Güven...
Ama yalnızca içten bağlandıklarına...
...
Sev...
Ama hiç ayırım yapmadan...
...
Paylaş...
Ama yalnızca değerini bilenlerle...
...
Çalış...
Ama yalnızca doğruluk yolunda...
...
Yaşa...
Ama sakın ölümü aklından çıkarma...
...
Unutma...
Hayatına bir cızık bile atanları... (...Hally Hansen)

hüzün 28/03/11 22:11

Küçük şeyler...
 


Daha büyük mutlulukların hevesiyle ihmal edilen bir sürü küçük mutluluk var. Evet küçükler, sıradanlar ama anlık da olsa hayattan keyif almamıza imkan tanıyorlar...
Fırından yeni çıkmış ekmek alıp, koşar adımlar ile eve giderken üstündeki kıtır bölgeleri tırtıklamak.
Elektrik süpürgesinin kablosunu tek seferde, takılmadan toparlamak.
Saçma sapan şeyler alınan bir alışveriş sonrası eve gelip onları incelemek.
Aynı anda aynı şeyi düşünüp söylemeden sadece gülümsemek...
Kaldırım taşları arasından fırlamış minik bir çiçek görmek.
Anahtarlıktaki onca kalabalıkta ilk seçilenin doğru anahtar olması.
İlk çatal hamlenizin zeytinin ortasına saplanması.
Dolgunuzun düştüğünü zannedip, dille kontrol ettiğinizde onu yerinde bulmak.
Puding tenceresinin dibini sıyırmak.
İlaç prospektüsünü okuduktan sonra ilk haline katlayabilmek.
Kar yağarken ağzını açıp kar tanelerini yakalamak...
Yağmurun camları dövmesi ve öğlen olmasına rağmen yatakta olmak...
Kalabalık bankada gişe sırası alırken, yerde daha erken sıra fişi bulmak...
Yeni alınan dergi ve kitap sayfalarını koklamak.
Yazın arabayla yolculuk yaparken yol kenarında durup böğürtlen yemek.
Kışın evde sıcak tesisat borularının altından geçtiği parkelere basarak yürümek,
Veya üşüyen ayağı dizüstü bilgisayarın ısınmış adaptörüne basmak.
Otobüste boş yer bulmak ve ininceye kadar kalkmamak.
Çekirdek çitlerken, ayıklanmış çekirdeğin elinize gelmesi.
Önemsenen bir insandan duyulan önemsiz bir takdir cümlesi.
Seni bekleyen birilerinin olduğunu bilmek...
Babanın “Bakarız...” demesi.
İltifat edildiğinde kendiliğinden oluşan şımarıklık,
Mesaj sesi, ışığı, sinyali...
Bir çocuğun kocaman gülümsemesi insanı mutlu kılar. Küçük mutlulukları küçümsemezsek, kocaman olur hayatınızı doldururlar...




alıntı

hüzün 05/04/11 09:57

"MediumTurquoise"]Başkalarının düşünce ve davranışları hakkında hüküm verirken, elimizdeki veriler çoğu zaman yeterli olmuyor...
Zaten meselelerimizi dostlarımızla paylaşmamızın nedenlerinden biri de, farklı bir bakışın, bize farklı davranabilme kapısı aralama ihtimali değil midir?...
Aslında hayatımızı, başarımızı, mutluluğumuzu belirleyen bizim kendi davranışlarımızdır...
Başımıza gelen her şeyle onlara verdiğimiz tepki ve cevap arasında geniş bir hareket alanı vardır...

(...Stephen Covey)


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:50 .

Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.