![]() |
kaşığı bana ver
kim ben mi? Erzurum'da ermenilerin olduğu dönemde, kurban bayramı. Erzurumlular kurban kesiyorlar, bunu gören ermeninin biri arkadaşına; - Ben de kurban kesmek istiyorum, der. - Olur mu saçmalama. Sen müslüman değilsin, kurbanı niye keseceksin ki? diye karşı çıkar arkadaşı. Tabi ermeni kararlı, gidip bir inek satın alır ve eline bıçağı alıp ineğin başına gelir. Elindeki bıçakla ineği ve kendini kan revan içinde bırakır ama bir türlü ineğin canı çıkmaz. Bunun üzerine ermeninin arkadaşı yanına gelip; - Ya bu kadar işkence çekeceğine git şu karşıdaki müslüman kahvesine bir tanesinden rica et gelip kessin, der. Ermeni elinde bıçak üstü başı kan içinde kahveye girer. - Bir müslüman arıyorum, der. Kahve halkından biri korkudan "Ca..ca..camiye gittiler, burada müslüman yok" der. Adam camiye gelir ve içeri girip, " Müslümanlar buradaymış, öyle mi?" der. Cemaatte çıt yok. Sonunda dayanamayıp arkası dönük olan hocayı gösterirler. Ermeni hocanın karşısına dikilir; "Burada tek müslüman sensin heralde". Hoca kanlı bıçağa bakar ve "Çim? Ben?... Bene müslüman diyenin celmişini ceşmişini...." kaşığı bana ver Erzurum'un köylerinden gırgıt bir ağanın memet isminde hizmetkarı(ırgat) varmış. Bir gün ağa hizmetkarı yemeğe çağırır.Ancak sofrada tek kaşık vardır.Ağa bir öneride bulunur: -Ula memosen yedi tene köy adi sayana kadarben yiyim;daha sonra ben sayarken sen yersen der.Memo kabul eder, ağa daha ikişnci kaşığıağzına götürmedenhızlı birşekilde memo yedi köyü sıralar: -Erçik,Ermeçik,Tikkir,Poççik ,Tevrüçük,Ağveren Ağaver Ağa kaşığı beri ver. Ağa kaşığı verir.Sıra ağa'ya gelmiştir.Ağa yedi köyü sayana kadar Memo yemeği bitirir. |
ağzın içinde
Dadaş evini kiraya verir. Kiracıya evi gezdirmeğe başlar; -"Bah gardaşım ev bu içi oda bi sofa ambura çiler. Deyha bahçadada tuvalet de yakın ağzızın içinde. Bahçayada poh püsür ek çoluh çocuk yesin. Bele evi nerde bulcahsan gardaşım." içi : 2 ambura : burası poh püsür : herşey |
Gullebi Turan'la Tilki Mevlüt çok içmişler. Sarhoş olmuşlar.
Bir duvarın dibine ikiside def'i hac-et etmek için yaslanmışlar. Turan, Tilki Mevlüd'e demişki, —Ola Mevlüt elimde bişe görirmisen, o da demişki; —Yooooğ bişey oğlum demiş. Turan derki, —Eleyse yandım oğlum,altıma işirem! |
Tortumlunun biri karaşanzımanlı tabir edilen eski model bir BMC kamyon şöfürüdür.Kamyonun bu nedenle direksiyonu ağır döndüğünden,kamyonu kullanan her akşam eve yorgun argın döner ve yemeği yer hemen uyuklamaya başlar. Akşama kadar yolunu gözleyen eşi,bu sebeple her gün hayal kırıklığına uğrar.Bir gün ahıra ineğe yem vermeye gider bakar ki inek yayılmış yatmaktadır.Bunu gören Tortumlu şöförün karısı ineğe şöyle der.
-Vış anam yoğsam sendemi BMC şöfürüsen. |
ateşi yükselt
Erzurumda yaşlı bir nene doktora gitmiş.Bir çok hastalığı var.Doktor hemşireye “annenin ateşini ölç” demiş.Hemşire “ doktor bey ateşi yüksek 37 “ deyince nene “ Dohtor oğlum gurban olim ambu eteşi 40 a çıharda birez issinim,soyuhdan doniram.. “demiş. |
Erzurumlunun biri İstanbul'a çalışmaya gider. Ömründe hiç fotoğraf görmemiştir. Aynaya bakar, aynadaki simayi kendi fotoğrafı zanneder.
Der ki: "Ne güzel resmim var. Buni nişannıma gönderim fotorafımi görsün." Nişanlısı aynada kendisini görünce: "Ana, Memmet üsdume kuma getirmiş!" diye bağırır. Anası: "Hele ver bahim." der. Anası aynada kendisini görünce, der ki: "Bula bula da anbu kafderi mi bulmuş?" |
bele edisiz
Erzurumlu hakkın rahmetine kavuşur, Öbür dünyada bakar ki iki büyük kapı var ve meftalar birinin önünde kuyruk olmuşlar.. belli ki cenet kapısı. Erzurum lu uyanık . Kuyruk beklemeyecek önünde hiç kimsenin beklemediği kapıdan dalar içeri. Tabi içeri girer girmez zebaniler Erzurumluya dalarlar ve bi güzel benzetirler. Erzurumlu kendine geldiğinde söylenir: --Ahan Beele Yapirsizz , ondan kimse gelmiir buraya..! |
benim damım
Erzurum’lu İstanbul’da gezerken hele bir de avu diskoya gidim demiş. Kapıdaki bekçi: -"Damsız girilmez, yasak" Diyince: -"Gardaş benim damım Erzürümün Sitavuh kövünde.Hoç altına gındıllik tahacah halım yoh!" |
biraz sabun sür
Erzurumlunun biri İstanbul'da berbere gider. Berber bunun Erzurumlu olduğunu anlayınca tıraş ettiği adamla yüksek sesle muhabbete başlar. "Geçenlerde bir Erzurumlu geldi. Traş edecektim. Tam sabun sürmeye başladım, bileğimden tutdu. "Gardaş biz Erzurumlu yuh, sabunnan tıraş olmazıh, dedi. Sabunsuz tıraş ettim kalktı gitti." Sıra Erzurumluya gelir. Berber tam sabun sürecekken bileğinden tutar: "Biz Erzurumlu yuh, sabunnan tıraş olmazıh gardaş."der. Berber sabunsuz tıraş etmeye başlar. Erzurumlunun yüzü kan içinde kalır. Sonunda dayanamaz ve: "Gardaş ben Erzurum'un kövündenem. Sen hele birez sabun sür." der |
boz palto
Erzurum'un Yoncalık köyü muhtarı (rahmetli) Hüseyin emi hanımını şehire getirir.Tabi hüseyin emi 20 metre ileride gider yengenin yanında yürümesine izin vermez.Ancak yengenin gözleri iyi görmez hüseyin emiyi sadece boz (gri)paltosundan tanır ve öylece peşinden gider.Caddeye çıkarlar hüseyin emi önde yenge ardında epey giderler hüseyin emi gelirmi diye bi bakayım der ve geri döner bakarki yenge başka tarafa gidiyor. hemen koşar nere gidisen gari der yenge ne bilim boz paltoyu gördüm gidirem sene benzettim . hüseyin emi kızarak her boz paltoluyu hüseyin sanarsan tebiki 12 çocuk olur |
Öğretmeni Antalya'da bir okulda orta okul son sınıfta okuyan Erzurumlu bir öğrenciyi kaldırır tahtaya ve sorar:
-Yavrum Erzurum'un bitki örtüsünü anlat bize. Öğrenci başlar: -"Canım çıha * Erzurum dokkuz ay gış iki ay yağmur bir ay da yazi görir görmir bidaha gışa dönir." *Canım çıha : Canım cıksın (Bir acıma duygusu ifadesi) |
gene başladi
karnesinde kırık olan çocuk, öğretmenini babasına şikayet eder: "Ele zor sori sorir çi baba!" Erzurumluda oğluna yanına alıp, öğretmene gider: "Bu çocuga niye zor sorular sorirsen hoca!" Öğretmen güler,çocuga döner: "İki kere iki kaç eder?" Çocuk babasına dirsek vurur: "Bah baba cörirsen, cene başladi." cırbıt görirem Dadaşın biri sinemada romantik bir film izlemiş, filmin bir sahnesinde genç erkek kıza iltifat ederek -Sevgilim gözlerinden bütün İstanbulu görüyorum der. Film mutlu sonla sonuçlanır, dadaş evine gelir ve uyur. Sabah kalktığında akşamki romantik filmdeki gencin sözü aklına gelir ve ramontizm olsun diye hanımına sorar: -Gız gözlerimde ne görirsen Hanımı buna sinirlenir ve cevap verir: -vıış Torpağ başşan devamsız, ne görecam cırbıt görirem der. çay istirem Rahmetli Kunduracı Yunus Usta, bir yorgunluk çayı içmek için dükkanının bitişiğindeki İki Kapılı kahveye gitmişti Oturur oturmaz garson önüne yarım bardak çayı koyunca Yunus Usta sinirlenerek garsonu çağırdı. -Buyur Beybaba? -Oğlum bu nasıl çay? -Beybaba yeni demledim. -Oni demirem. Bah burada tiryakinin ögüne bele yarım bardah çay goydun mi ona söymüş kimi olursan, annadın mi! -Beybaba dudak payı istemez misin? -Ben pay isdemirem, çay isdirem çay! |
Erzurum'da ermenilerin olduğu dönemde, kurban bayramı. Erzurumlular kurban kesiyorlar, bunu gören ermeninin biri arkadaşına;
- Ben de kurban kesmek istiyorum, der. - Olur mu saçmalama. Sen müslüman değilsin, kurbanı niye keseceksin ki? diye karşı çıkar arkadaşı. Tabi ermeni kararlı, gidip bir inek satın alır ve eline bıçağı alıp ineğin başına gelir. Elindeki bıçakla ineği ve kendini kan revan içinde bırakır ama bir türlü ineğin canı çıkmaz. Bunun üzerine ermeninin arkadaşı yanına gelip; - Ya bu kadar işkence çekeceğine git şu karşıdaki müslüman kahvesine bir tanesinden rica et gelip kessin, der. Ermeni elinde bıçak üstü başı kan içinde kahveye girer. - Bir müslüman arıyorum, der. Kahve halkından biri korkudan "Ca..ca..camiye gittiler, burada müslüman yok" der. Adam camiye gelir ve içeri girip, " Müslümanlar buradaymış, öyle mi?" der. Cemaatte çıt yok. Sonunda dayanamayıp arkası dönük olan hocayı gösterirler. Ermeni hocanın karşısına dikilir; "Burada tek müslüman sensin heralde". Hoca kanlı bıçağa bakar ve "Çim? Ben?... Bene müslüman diyenin celmişini ceşmişini...." |
:72: harika fıkralar..:11: tskler..
|
hepsi birbirinden güzel...ii paylaşım emeğine sağlık... :1:
|
emeğine sağlık..
|
Ermeni katliamının sürdüğü dehşetli günlerdi. Yine bir grup savaş mensupları Erzurumluyu Yanıkdere civarına götürüp kurşuna diziyorlardı.halkı sıraya dizmişler teker teker bir kayanın arkasında katlediyorlardı.
İçlerinden birisi merak edip ne oluyor diye başını uzatınca arkasındaki uyardı:- Dadaş neydirsen...sırayı bozup başımıza iş acacağsan :) |
Erzurumlu bir gün sevgilisiyle buluşur.Sevgilisi dadaşa güzel bir kol saati hediye eder.Dadaş nişanlısının bu kibarlığı altındakalmak istemez ve sorar.
''Sen benden ne istersin?'' Kız cevap verir: ''Bene bi tene çiçeg al yeter'' Dadaş yüzünü ekşitir: ''Manyağmısan gız.Amburdan bi çilo elma alim beraber yiyah |
Teyyo kahvede oturmuş döktürür yine:
''Ula anu Cilinton varya benim yakından akrabamdır. Kahvede gülüşmeler başlar biri sorar: '' Eeee Teyyo akrabansa koskoca başkan sana yardım etmez mi?'' Teyyo nun cevabı ilginçtir: ''Ne diyirsiz gavat zekatını bile vermir." |
İstanbullu bir hanım, Erzurum'a bir dostuna ziyarete gitmiş.
Otobüs terminalinde bindiği taksiye gideceği adresi vermiş. Gideceği yere vardıklarında, İstanbul şivesiyle nazikçe ricada Bulunmuş: "Lütfen şoför bey,acaba müsait bir yerde inebilir miyim?" Erzurumlu taksi şoförü, bu nazik üslubu çok yadırgamış. "Ne yalvarisen baci. Dur de durah." :78: |
Ilıcalı Dadaş mico Ağveren köyünden nişanlıdır.Zemheri ayında nişanlı görmeğe gider. Yavuz Selim okulunun yanında askeriyenin çöplüğü vardır. Köyün yoluda çöplüğün yanından geçmektedir. Dadaş Mico anlatır;
Nişanlı görmeğe gidirem çöplüğe vardım birde baktım sekiz tane far, anladımki dört tane canavar. Arkadaşlar sorarlar neyettin Dadaş, nasıl gettin. Oğlum hemen sağ kolumu kaldırdım yürüdüm gittim. Arkadaşları sorar o nasıl şey ele Dadaş nasıl sağ kolumu kaldırıp gettim. Dadaş Mico kafasını kaldırır mağrurlanarak, oğlum o kol hereketi efendiliğin simgesidir kurtlarda beni efendi gördüler. |
Uzun yıllar önce Devlet Senfoni orkestrası Erzurum’a konser vermeye gelmiş. Ancak orkestra gelmeden önce zamanın valisi özel idare müdürüne tüm muhtarları toplayıp konsere gelmeleri hususunda talimat vermesini tembihlemiş.
Konser günü gelmiş salon ağzına kadar dolu, konser başlamış orkestra çaldıkça salonda çıt çıkmadan konser dinleniyor. Bir ara orkestra ara vermiş. Salon yavaş yavaş boşalınca orkestra şefi yaşlı bir dadaşın yanına yaklaşmış ve konuşmaya başlamış: —Bey efendi konserimizi beğendiniz mi? Siniri tepesinde çıkmış olan yaşlı dadaş; -Ne beğenmesi beg efendi Erzurum Erzurum olali Urus gettiğinden bu yana bele bir zulum görmemişti. :19: |
:72:
|
erzurum usulu aerobik
Ecilin,ecilin -Öne ecilin ,eycemen ecilin -Sağa büçülün,bir içi üç -Sola büçülün bir içi üç -şimdi tiçilin !. :46: |
Sıcak ülkeden bir turist, Erzurum'a gelmiş. Hava buz gibi. Ama Erzurumlular gülüyor, oynuyor, bayram yapıyorlar.
Turist "bir şey mi var"demiş. Erzurumlu: - Bugün, düşman işgalinden kurtuluşumuzun yıldönümü... Ona seviniyoruz. Turistin tepkisi: - Bırakın düşman sevinsin... Bu soğuktan kurtulduğuna. |
Erzurumlular en az Rizeliler kadar çayı çok içerler. Yemekten önce, yemekten sonra, aralarda hep çay içerler. Çayı da "kıtlama" içerler. Yani taş gibi sert bir kesme şekerden bir parça ısırıp ağızlarında tutarlar ve sonra da çayı yudumlarlar. Tabii nerede ise siyah renk olan çay semaverde demlenir.
Erzurumlunun biri Bayburt’a gitmiş Kahveye oturmuş ve seslenmiş "Hele gardaş bir çay getir de içek" Üst üste tam 29 çay içmiş. Sonuncu çay bittikten sonra kahveci sormuş "Yok gardaş" demiş "Fazla oldimi çarpıntı yapiy!" :89: |
Palandöken gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Şener anlatıyor:
Erzurum havaalanında yolcular uçağa binmişler. Kapılar kapanmış ve hostes "Sayın yolcular" demiş: — Lütfen kemerlerinizi bağlayınız. Kimse bağlamamış. Hostes "durumu" pilota anlatmış. Pilot, mikrofonu eline almış: — Hele dadaşlar, kemerlerinizi bağlayın da havalanah. Herkes bir anda kemerlerini bağlamış. Hostesin şaşkınlığını gören pilot şöyle demiş: — Erzurumlu, ganayahli (kadın) lafiyla iş yapmaz. |
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır "İçki öldürür"
Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün? Erzurumlu Mehmet yazının altına şöyle yazmış: -Askerler ölmez! |
Yıllar önce bir tiyatro grubu Erzurum’a turneye geliyor. İlk gece şehrin protokolü ön safta. Tiyatro sanatçısı Ülkü Tamer oyunda kızın babası rolünü oynuyor, kızını istiyorlar, vermiyor. Çocuk aşk acısından ölüyor falan filan... Halk acaip etkileniyor oyundan, çoğu hüngür hüngür ağlıyor. Oyun bitiyor iki polis geliyor kulise, “Komiserim sizi istiyor” diye. Ülkü Tamer de, “Çok etkilendi tebrik edecek herhalde” diye kalkıp gidiyor. Karakola bir giriyor, ortalık
buz gibi. Komiser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyor. "Lan sen ne ******** adamsın. Vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü gitti." Ülkü Tamer "Ama efendim, gak guk" diye açıklayacak oluyor. Komiser, "Sus” diyor, “Yarın akşam da gelip izleyecem eğer yine kızını vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya yatıracağım." Ertesi gün Ülkü Tamer oyunun sonunu değiştiriyor. Kızını veriyor oğlana, oyun rezalet oluyor ama komiser en ön safta mutluluk gözyaşları döküyor! |
süper yaa :72: :11:
|
Erzurumun mahalli sanatçılarından Raci Alkır popüler olduğu günlerden birinde su içmek için çeşme başına gider.Ancak çeşme başında kadınlar vardır,kadınlar yabancı erkeği görünce yaşmak çekerler,Raci Alkır yaşmak çeken kadınları görünce kendini tanıtmak için;
-Gaşmayın baci ben Raci, der |
Erzurum lisesinde Feyzo baba suyun galdırma guvvetini anlatır. Bir su dolu bardağa 25 guruş atıp yavaş inişini gösterip ; deneyi tekrar eder ve öğrencisini çağırıp ne oldi der.
-Öğrenci 50 guruş oldi der. Hoca kızıp: - E itoğlit get at 25 guruş al 50 guruş niye oğisan |
Tahsin Tellioglu bey San'at Mektebi'nin müdürü iken Il Milli Egitim Müdürlügüne bir yazı yazar. Sonunu da "rica ederim" diye baglar.
Buna sinirlenen Milli Egitim Müdürü telefonla: -Tahsin bey, burasi bir üst makam buraya "arz" edebilirsiniz, "rica ede-mezsiniz" deyince: -Peki Müdür beg, Bakanliga yazanda da "Gındillanim" mi diye yazacayih! |
Erzurum'a trafik ışıklarının ilk geldiği günlerde teyzenin biri karşıdan karşıya geçiyormuş fakat yol yayalar için kapalı teyzenin kural ihlalini gören trafik memuru:
-"Baci baci nereye gidirsen" diye seslenmiş. teyze de; -" Cörümcem cile, cörümcem cile" :85: |
İki göbek hamamından çıkan kadınlardan biri hamamın önünde arkadaşlarını beklerken kendi kendine konuşuyor:
Verdiğim para heram it gani ola. Canlarına tatıla ola. Ekşi pestile nasip ola. Sular ele soyuhti ki heç töreli çimemedim.. Dişarıda kapısı önünde bir iskemlede oturan hamamcı kadının bu sözlerini duyunca yanına yaklaşarak: Sular soyuh olaydı ano yanakların heç ele kıpkırmızı olurmiydi? Tatıla :Haram- Zararlı Çimmek:Yıkanmak |
Gürcükapıda sıra sıra müşteri bekleyen faytonlardan birine kibar bir adam yanaşarak faytoncuyan "binebilir miyim" diye sorunca faytoncu: -Helbetde binebülürsen, dedikten sonra kendi kendine söylenmeye başlar: -"Vola bu dünyada da ne tevür adamlar var; hem para verir hem de binebülürmiyem diye sorir. Sormiya ne lüzüm, parasıni verdıhdan sonra teyyariya bile binebülürsen! |
Ilıca'lı Dadaş Mustafa ile arkadaşları , parkın bahçesinde ki çilingir sofralarını kurmuşlar demlenirken, yanlarına bir grup kaz ve ördek gelir. Kazlar sofradaki zeytinlerden bir kaç tanesini agızlarına alıp giderlerken, Dadaş Mustafa zeytinleri almak için davranır. Kaz geriye döner ve :
--SSSSSSıssssss diye ses çıkarır. O arada Dadaş köpürür , : -- Ola hele bak, hem zeytunlari gaçır , hemde sus he.... |
Coğrafya öğretmeni Erzurumlu çocuğu tahtaya kaldırıp, sorar:
—Bize Doğu Anadolu Bölgesinin yani Erzurum ve etrafını anlat bakayım. —Çocuk şöyle Öğretmene bakar ve düşünür, ardından cevabı patlatır; —Anan öle Doği Anadoli... Neyi varçi... hep çali çırpi !... |
Erzurum'un bir mahallesine dışardan bir misafir gelir. Ve birirsini sorar. Mahallede bulunan yaşlı bir adama yaklaşır ve - Hacım der, bu mahallede bir Hacı varmış tanirmisiz diye sorar. Yaşlı adam da : - Gardaş der bu mahallede herkes haci, burda 4 tene müslüman kaldık. Adını bilirsen adını de demiş... |
Naim Hoca bir gün Zeynal camisinin önündü kavaflar esnafıyla oturmuş çay içiyor, esnafların içerisinden birisi hocaya;
-Hocam bu galalılar (Pasinler) cennete girer mi , diye sorar Hocada çayından bir yudum çeker ve ; -Kordur mordurlar ama gene girerler der Hocanın cevabının karşısında esnaflar gülüşürler ve bu defa soruyu galalılar (pasinler)sorarlar, -Hocam ya bu İspirliler Hoca hiç düşünmeden -Nevzen billah aman onlarnan şeytan baş edememiş biz nasıl edah gardaş onalar kapıdaki melaikeleride gandırır bir yolunu bulur gene girerler diyince, ilk soruyu soran esnaf gevrek gevrek gülmeye başlar ve -Hocam ya bu Tortumlular -Hoca çayından bir yudum daha çeker ve "ola oğul hoç orası hayvanat bahçesi değil der |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:00 . |
Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.