Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu

Van.GEN.TR Forum | Yerel Van Forumu (http://forum.van.gen.tr/index.php)
-   Serbest Kürsü (http://forum.van.gen.tr/forumdisplay.php?f=58)
-   -   Evren: Halk evet derse, intihar ederim (http://forum.van.gen.tr/showthread.php?t=31296)

hüzün 26/06/09 11:32

Evren: Halk evet derse, intihar ederim
 
[Bu Adresi (link) Görme Yetkiniz Yok BEDAVA'ya Üye Ol Sitemizden Faydalan....]
Evren, demokrasiye müdahale etmek istemediklerini ancak koşulların bunu zorunlu kıldığını savundu.
Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılması ve 12 Eylül’ü gerçekleştiren Kenan Evren ile hayattaki diğer komutanların yargılanması için yolun açılması hakkında Evren’le konuştum.Evren, “Yapacak başka bir şeyimiz yoktu” dedi ve ekledi: “Biz o Anayasa’yı halkoyuna sunduk. Yüzde 92 oyla halk onay verdi. Yine aynı yolu kullansınlar. Eğer halk ‘evet’ derse, hiç yargılamaya gerek yok.”

“AKP ve Gülen’i bitirme planı” diye kamuoyuna sunulan belge tartışmaları, sonunda 12 Eylül’e geldi. CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Madem darbecilerle hesaplaşmak istiyorsunuz, gelin Anayasa’nın geçici 15. maddesini kaldıralım” önerisinde bulundu.
Baykal, 12 Eylül’ü gerçekleştiren Kenan Evren ve hayattaki diğer komutanların yargılanması için yolun açılması için AKP’ye teklif de götürdü.
Başbakan Erdoğan ise Baykal’ın önerisini “Sulu şaka” diye nitelendirdi. Ancak Baykal, “şaka” yapmadıklarını dünkü açıklamasıyla ve AKP’ye yaptıkları ziyaretle göstermiş oldu.
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’le, dün bu konuyu konuştum. Evren, tartışmaları izlediğini belirttikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Önce şunu söylemek lazım, biz o Anayasa’yı halkoyuna sunduk. Halk yüzde 92 oyla onay verdi. Şimdi Anayasa’yı değiştirelim, geçici 15. maddeyi kaldıralım, diyorlar. Ben de şunu söylüyorum; halka sorsunlar.
‘İntihar ederim’
Evren, 12 Eylül koşullarında “Yapacak başka bir şeyimiz yoktu” dedikten sonra şöyle devam etti:
“12 Eylül’ü halk desteklemiştir. Yüzde 92 oy bunun kanıtıdır. Şimdi aynı yolu kullansınlar, halka sorsunlar, diyorum. Eğer halk ‘evet’ der, geçici 15. maddeyi kaldırırsa, o zaman hiç yargılamaya da gerek yok, ben intihar ederim!”
‘Akılları yeni mi başlarına geldi?’
Evren, 12 Eylül’ün yeniden gündeme gelmesi ve geçici 15. maddenin kaldırılmasının tartışma konusu yapılmasıyla ilgili olarak değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Bu kadar yıldan sonra, bu konu gündeme getiriliyor. Bugüne kadar akılları nerdeymiş? İnsana bunu sorarlar. Ayrıca 12 Eylül öncesindeki koşullar da unutulmasın. Neydi onlar? TBMM aylarca cumhurbaşkanı seçemiyordu. Altı ay başka bir konuyu bile görüşemedi, karar alamadı. Türkiye’de her gün 10, 15, 20 genç öldürülüyordu. Sağdan da soldan her gün gençlerimiz hayatlarını kaybediyordu. Biz ne yapacaktık? Bu durumu seyredecek miydik? Seyredemezdik. Başka ne yapabilirdik?”


‘Yapmak istemedik’

Evren, demokrasiye müdahale etmek istemediklerini, ancak koşulların bunu zorunlu kıldığını savunarak şöyle dedi:
“Biz müdahale etmek istemiyorduk. Uyarı mektubu verdik ve 8 ay bekledik. Hiçbir şey değişmedi. Hiçbir önlem alınamadı. TBMM çalışamadı. Yoksa biz 12 Eylül’ü yapmaya hevesli değildik. Ancak başka çare kalmamıştı.”


‘Tüm subaylar suçlu olur’

Evren, 12 Eylül’ün yargılanması konusunda hukuki duruma ilişkin olarak da görüşünü şöyle açıkladı:
“Halkın görüşü de başka çare kalmadığı şeklindeydi. Ayrıca şunu de söyleyeyim: Türk Silahlı Kuvvetleri bunu neye dayanarak yaptı? İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi vardır. Burada TSK’ya, Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevi verilmiştir. O dönemin komutanları tam görüş birliği içinde bu müdahaleyi yaptılar. Kanun bu görevi vermiş.
Ayrıca mevzuatımızda bir hüküm daha vardır, eğer amir, kanunsuz emir verirse o emri yerine getiren de suçlu olur. Ama 12 Eylül’de bir tek subayın bile itirazı olmamıştır. Genelkurmay Başkanı’ndan, kuvvet komutanlarından bölük komutanlarına kadar, emirler itirazsız uygulanmıştır. Eğer bu suçsa o dönemde TSK’da görevli bütün subayların suçlu sayılması gerekir. Bir tek benim yargılanmamla da olmaz. Ama dediğim gibi, bunu halka sorsunlar.”




alıntı

by-zfr 26/06/09 11:36

işler çığırından çıkıncaya kadar oturdunuz. aba altından birilerini desteklediniz olaylar istediğiniz zemine ulaşınca da mecbur kaldık darbe yaptık dediniz.
peki o dönemi bir hatırlayın onca silah ülkeye nasıl sokulduo silahları ülkeye sokanlar nasıl servetlerini katladı.
darbe yaptığınız zaman binlerce insanı öldürüp binlercesine işkenceler yapmaya da mecbur kaldınız.
halk evet demez zannediyorsan EVET.
darbeciler yargılansın...

LUCKMAN 26/06/09 13:18

böyle bi referendom olursa halkın en az %80 ewt der bence hatta yargılanmasınlar direk idam edilip cehennemin dibine yollansınlar...:91:

hüzün 30/06/09 15:11

neden şimdi?
 
hüküm alsa dahi yaş haddinden yargılanamaz
keşke bu yargı olayını zamanında yapsalardı da, o günlerde suçsuz yere o kadar acı çeken insanların bir tesellisi olsaydı.suçsuz yere asılan,ölen insanlar yattıkları yerde rahat etselerdi.ama neden şimdi?neden tam da Türkiye bu durumdayken? ...
neden bu kadar olaylar yaşanırken birdenbire 12 eylül gündeme geliyor?
ne oyunlar dönüyor? elbet herşey çıkacak ortaya ama umuyorum ki çok geç kalınmış olmaz. Allah sonumuzu hayır etsin.....

hüzün 18/06/11 13:34

Işte Kenan Evren'in Sorgudaki Ifadeleri
 
12 Eylül 1980 darbesi soruşturması kapsamında 31 yıl sonra ifadesine başvurulan Kenan Evren’in ifadelerine ulaşıldı.

Kenan Evren 12 Eylül gecesi tankları soran ABD'lilere "Zaten müdahaleye 2 saat kaldığı için söyleyin yönetime el koyuyoruz" diye haber yollamış.

Hürriyet gazetesinden Nurettin Kurt'un haberine göre, darbe soruşturması kapsamında rahatsız olduğu için 6 Haziran’da evinde soruşturma savcısı Hüseyin Görüşen’e, avukatları Ömer Nihat Özgün ve Haydar Kanıcıoğlu eşliğinde ifade veren Kenan Evren’e yöneltilen sorular ve yanıtları özetle şöyle:

Soru: 12 Eylül 1980 tarihinde, yürürlükte olan 1961 Anayasası ve kanunlara göre herhangi bir yetkiniz olmamasına rağmen, daha önce yapmış olduğunuz gizli plan çerçevesinde, TSK’nın komuta kademesinde yer alan diğer kuvvet komutanları ve diğer askeri erkânla birlikte, anayasa ve kanunlara aykırı olarak, yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 146 ve 147. maddelerini ihlal ederek, Türkiye Cumhuriyeti halkının vergileriyle alınan ve ülke savunması için emanetinize tevdi olunan silahları kullanarak meşru bir yetkiye dayanmadan fiilen oluşturulan Milli Güvenlik Konseyi Başkanı olarak askeri darbe yapıp ülke yönetimine el koyduğunuz, yayınlamış olduğunuz 1 Numaralı Bildiri ve takip eden süreçte almış olduğunuz kararlarla Anayasa’ya göre oluşmuş TBMM’yi ve hükümeti feshederek ortadan kaldırdığınız anlaşılmıştır. Bakanlar Kurulu’nu ortadan kaldırmak ve vazifesini yapmasına güç kullanarak engel olmak eylemleri suç olarak düzenlenmiştir. Bu hususlarda ne diyorsunuz?

12 Eylül 1980 tarihi öncesi Türkiye’nin ne halde olduğunu detaylı olarak anlatmaya gerek yoktur. Ülkenin o zamanki durumu herkes tarafından bilinmektedir. Özellikle sağ-sol kavgaları yoğunlaşmış, banka soygunları artmış, polis ikiye bölünmüş, görev yapamaz hale gelmiştir. Kahramanmaraş olaylarında 102, Çorum olaylarında 80’e yakın vatandaşımız terör olayları nedeniyle can vermiştir. Türkiye sathında her gün 10-15 vatandaşımız terör olaylarında hayatını kaybeder hale gelmiştir. İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesi TSK’ya cumhuriyeti koruma ve kollama görevi vermektedir. 12 Eylül öncesi bu terör olayları nedeniyle Kuvvet komutanları olarak bir araya geldik.

hüzün 18/06/11 13:36

Siyasilere Uyarı Mektubu Verdik
 
Ülkenin kötü gidişatının engellenmesi amacıyla 27 Aralık 1979 tarihinde Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk aracılığıyla siyasi parti başkanlarına uyarı mektubu verdik. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün görev süresi dolmuş olmasına rağmen ağustos ayına kadar cumhurbaşkanı seçilemedi. Meclis çalışamaz hale gelmişti. Komutanlar olarak bir kısım kanunların çıkarılmasını, örneğin polise silah kullanma yetkisinin verilmesini istedik ancak bunlar yapılmadı.

hüzün 18/06/11 13:36

Demirel Hissetti Mi Bilemiyorum
 
Ülke yönetimine el koymadan önce TSK’nın yönetime el koyabileceğini Başbakan Süleyman Demirel ve anamuhalefet partisi liderlerinin hissedip hissetmediklerini bilmiyorum. Açıkça kanunlar çıkarılmadığı taktirde TSK’nın yönetime el koyacağı konusunda gizli ya da açık bir şey söylenmemiştir. Bazı yapılan konuşmalarda ve gelişmelerden siyasilerin TSK’nın ülke yönetimine el koyabileceğini tahmin etmeleri gerekirdi. Hatta bazı senatörler ve milletvekilleri bana gelerek bu Meclis’in artık çalışmadığı, ülke yönetimine el koymaktan başka çıkar yol olmadığını söylemişlerdi.

hüzün 18/06/11 13:37

Parlamenter Sistemi Esas Aldık
 
Soru: TBMM’ye, Cumhuriyet Senatosu’na ve Cumhurbaşkanlığı’na ait yetkilere cebren el koyduğunuz anlaşılmıştır. Bu konuda ne diyorsunuz?

Ülke yönetimine el koyduktan sonra TBMM ve hükümet feshedilmişti. Kesinti olmaması için bu yetkileri kullanacak kurumlara ihtiyaç vardı. Bu nedenle TBMM, Senato, Cumhurbaşkanı, Millet Meclisi’ne ait yetkileri oluşturulmuş olan Milli Güvenlik Konseyi’ne geçici olarak verdik. Ardından oluşturduğumuz Danışma Meclisi’ne görevleri devrettik. Parlamenter sistemi esas aldık. Ülke felç olmuş durumdaydı. Kısa süre sonra da yetkiyi Danışma Meclisi’ne devrettik.

hüzün 18/06/11 13:38

Hapishanelerden Kaçılıyordu
 
Soru: 12 Eylül 1980 öncesi anarşi ve terör eylemleri nedeniyle toplam 19 ilde sıkıyönetim ilan edilmiş ve devam ediyor olmasına rağmen neden suçluları yakalayıp yargı önüne çıkarmadınız da darbe yapmaya gerek gördünüz?

Anarşiyi önlemek polise aitti. TSK ancak İçişleri Bakanlığı yardım istediği takdirde onlara yardımcı oluyordu. Sıkıyönetim komutanlıklarının bulunduğu yerlerde suçlular yakalanıyordu ancak hapishanelerden toplu olarak kaçışlar söz konusuydu. Sıkıyönetim komutanlıklarının silah kullanma yetkisi yoktu. 19 ilde sıkıyönetim vardı ama olaylar diğer illerde de meydana geliyordu. Hapishanede yönetim boşluğu vardır. Yönetim mahkûmların elindeydi.

hüzün 18/06/11 13:39

6 Ay Içinde Kontrole Alındı
 
Soru: 11 Eylül 1980’de devam eden terör ve anarşi eylemleri birçok ilde sıkıyönetim olmasına rağmen 12 Eylül 1980’de nasıl birden önlenmiş ve suçlular yakalanmıştır?

Suçluların yeri ve kimlikleri biliniyorsa neden askeri darbe yapılmadan yakalanamamışlardır? Bu iddia Süleyman Demirel tarafından ileri sürülmüştür. Doğru değildir. 12 Eylül günü sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş, devam etmiş, herkes şaşkınlık yaşamış, bir hafta boyunca herhangi bir olay olmamış, ancak ardından olaylar tekrar başlamış ve olaylar ancak 6 ay içerisinde kontrol altına alınabilmiştir. Yönetime el koyduktan sonra terör örgütü mensuplarının tümünün adres ve kimlikleri bilinmiyordu.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:47 .

Powered by vBulletin® Version 3.7.0
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.