Ne zaman vazgeçmeye kalksam yüreğim o kocaman haliyle dikildi karşıma. Ben yüreğimin sesini dinledim. Ve yüreğim aslında sendin. Her sözcüğü denedim aslında seni anlatmak için. Her sözcüğün üzerinde durup bin kere düşündüm. Ya onlar anlatamadı seni ya sen onlara yetmedin. Sözcükler yetmedi ya, renklere sarıldım bende. Bir tek mavi anlattı seni. Maviye yakışan yalnız sendin. Ne kendimi sakladım ne de sözlerimi. Duygularım içtendi. Seni kendimi sever gibi sevdim. Tutkuyla bağlıydım sana ama sevdam senin tutsağın değildi. Ben özgürlüğüme düşkündüm ve özgürlüğümde sendin.
Dinle sana bağımlı olmadan senin haberin olmadan büyüttüm ben bu sevdayı içimde. Sen olsanda büyümeye devam edecek olmasanda. Sevmişim bir kere seni kurtuluşun yok sevgimden. Seni özlemeyi en çok ben bilirim. Hiç yakınmadım seni özlemekten. Üstelik kavuşamama ihtimali işlenmemiş soğuk bir taş gibi önümde dikilip dururken. Sana dokunamamak yüreğimi böyle acıtırken. Bil ki ben yüreğimi kanatan bu acıya inat dokunmadan tenine SAATLERCE SENDE VE GÖZLERİNDE KALABİLİRİM...
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da
Bardağın önünde eğilir çaydanlık
Öyleyse bu büyüklenme niye?
Bu kibir bu gurur niçin?
Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından;
Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez... 
|