Herkes gidiyor artık, şehir kalabalık.
Her gidenin ardında el sallar karanlık,
Yüzünü bile görmediğin sonbaharda...
Düşen son bir yaprak arıyor yalnızlık.
Üşüyor artık üşüten kar tanesi...
Penceremin önünde birikiyor beyazlar,
Biz soğuk camdan izlenirken yağardık,
Seninle kaybolan düşünceler gibi;
Eski yorganların altında yazardık,
Şimdi dökülüyor yapraklar usulca...
Kar taneleriyle yapraklar karışık,
Düşüyorlar görünmezken aşkın yüzü,
Sevdanın sonu ışıksız ve karanlık.
Tek şahit sonbahara gökyüzü,
Tek umudumuz sönmeyen bir ışık,
Burda kimse sevmez hasretleri,
Söyle, kimler düşen mevsime tanık,
Kimlerle geçecek bu diyarlar...
Uzaklara bakan göz bebekleri,
Düşerken önümde gecikmiş sonbahar,
Soğuk kar oyunlarında elleri...
Bu baharın son nefesleri önümde,
Son haykırışlar, duyulmaz sesleri.
Derin ve keskin yaralarla gönlümde,
Gecikmiş sonbaharın sonsuz izleri!
__________________
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da
Bardağın önünde eğilir çaydanlık
Öyleyse bu büyüklenme niye?
Bu kibir bu gurur niçin?
Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından;
Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez... 
|