İki Çocuk
el sallamıştı annesine
bayram izni dönüşünde hissetmiş miydi
oğlunu kurşun kalbi deldiğinde
kan revan içinde yanyana
aynı köprüde annelerinin rüyalarında öldükleri yaşlarıyla
ateşi harlı delikanlılar,
ne şehit ne kahramanlar
düşmansız bir savaşta
düştüler kalkmayacaklar
emin değildi kendi bile dokunmuş muydu tetiğine
kesin olan tek şeyse en yakın mahkumdu ipe.
'kalpte kurşun ilmek boyunda
iki çocuk ölüm karşısında
hep çocuk kalacaklar büyümeden birer tabutta ama yaşıyorlar,
gülüyorlar annelerinin rüyalarında.
İki Yabancı
Yazdan kalma bir günden
Ya da çölde cay filminden
Bir sahne var aklımda
Oyuncular sanki biziz
Mutsuzuz ikimiziz
Kimi aşklar hiç bitmezmiş,
Bizimkisi bitenlerden
Sevmeye yeteneksiziz
İki yabancı iki yabancı
Birlikte ama yalnız
İki yabancı
Hani o güneşin batışı
Bizi tanrıya inandırışı
Şu an o akşam aklımda
Ama çok zaman önceydi
Yaralarımız ağır değildi
Yine de bağışladım ben hep seni
Hem seni hem de kendimi
O kadar yoktun ki
Yazdan kalma birgünden
Yada çölde Çay filminden
Benimde sahneler aklımda
Seninkilerden farklı ama
Artık kendini kandırma
Yoktur üstüne senin güzeli çirkin yapmakta
Suçuysa dünyaya atmakta
Neyin bildinki değerini
Benimkini bileceksin
Bunuda tabi mahvedeceksin
İki yabancı iki yabancı
Birlikte ama yalnız
İki yabancıyız..
İnsanlar
Gel olduğun gibi
Tuzla buz et beni
Camdanmışım gibi
Bana hatırlat
Nasıl bir şeydi
Bir şeye inanmak
Tutkuyla tutkulanmak
İnsanlar dünya düşmüş üstlerine
Kıpırdıyamıyorlar
İnsanlar denemiyorlar bile
Gel dudaklarımı sar nefesini ver
Tat bırak ağzımda
İlk sayfaya döndür beni
Hadi alt üst et iyileştir
Gel hadi acıt beni
O bile yeter
Çoraklığımda istemezsen
Eğer gelmezsen
Öldür ama affet beni
İnsanlar dünya düşmüş üstlerine
Kıpırdıyamıyorlar
İnsanlar denemiyorlar bile
İstanbul'da Sonbahar
Mevsim rüzgarları ne zaman eserse
O zaman hatırlarım
Çocukluk rüyalarım
Şeytan uçurtmalarım
Öper beni annem yanaklarımdan
Güzel bir rüyada
Sanki sevdiklerim hayattalarken hala
Akşama doğru azalırsa yağmur
Kız kulesi ve adalar
Ah burda olsan çok güzel hala
İstanbul'da sonbahar
Her zaman kolay değil
Sevmeden sevişmek
Tanımak bir vücudu yavaşça öğrenmek
Alışmak ve kaybetmek
İstanbul bugün yorgun
Üzgün ve yaşlanmış
Biraz kilo almış
Ağlamış yine, rimelleri akıyor
Akşama doğru azalırsa yağmur
Kız kulesi ve adalar
Ah burda olsan çok güzel hala
İstanbul'da sonbahar
İstasyon İnsanları
ruhidir benim adim hiç çıkamam evimden
dostlar uydururum hayali mutluyumdur bu yüzden
bir çiçek dürbününden insanlara bakarken
bir gün bir istasyon gördüm trenleri geciken
yolcular ellerinde tek gidişlik bir bilet
henüz bilmeselerde hayat bundan ibaret
istasyon insanları burdalar tesadüfen
aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giden
eskiden çok eskiden ben daha çok küçükken
henüz cennet plajı otopark olmamışken
mercanların arasında küçük balıklar vardı
en güzelleri el boyunda kavuniçi olanlardı
bir gün bir rüya gördüm o kavuniçi balık benmişim
büyümem beklenmeden afiyetle yenmişim
istasyon insanları burdalar tesadüfen
aynı rüyayı görüp ayrı yerlere giden
ruhidir benim adım bir sırrım var saklarım
ama görünce anlarsınız
yalniz dikkat acımayın
acınmak canımı en çok acıtandır!!!
|