Şarj tamamlanıp, özel gücü aktif ettiğimiz anda normal vuruşumuzun yaklaşık 10 katı kadar darbe indiriyoruz düşmana. Özellikle normalden daha güçlü yaratıklarda ve bölüm sonu patronlarında kullanmamız gerek bu özel güçleri şarj etmemiz ise çok basit. Normal savaşlarda gruptaki karakterler düşmana her vuruşlarında bu kabiliyetler şarj oluyor. Yaklaşık 20 yaratık öldürdükten sonra her güç şarj edilmiş hale geliyor. Bu güçleri şarj etmenin bir başka yolu da haritaların kuytu köşelerinde bulunan savaş ikonlarına vurmak. Böylece tek seferde özel gücümüzü şarj ediyoruz.
Büyülerin kadar konuş
Dungeon Siege 2�nin ilerleyişi ilk oyundan tamamıyla farksız. Karşımıza çıkan yaratıkları öldürüyor, üzerlerinden çıkanları topluyor, kaliteli olanları giyip, yükte hafif pahada ağır olanları satıp, yeni kıyafetler alıyoruz. Savaş sistemi de tıpkı ilk oyunda olduğu gibi. Yanımızdaki askerler kendi kendilerine savaşırken bizler de düşmanlara balıklama dalıyoruz. Yine de savaş sistemi eskisinden daha iyi duruyor. Hatta kimi yerlerde grup sistemine dayalı devasa multiplayer oyunlarında olduğu gibi savaş sahnelerini yaşamak mümkün.
Büyüler daha önce de bahsettiğim gibi iki kısma ayrılıyor. Savaş büyüleri ve doğa büyüleri. Savaş büyüleri hepimizin bildiği ateş ve elektrik güçlerinden oluşuyor. Genelde sadece düşmana zarar vermek üzerine kurulu olan bu büyüler gerçekten yüksek hasar güçleri sunuyorlar. Doğa büyüleri ise daha çok savunmaya ve yaratık ışınlamaya (summon) yönelik. Karakterleri iyileştiren, düşmanları dondurup yavaşlatan ve yanımızda bizimle savaşacak olan yaratıkları ışınlayan büyücüler doğa gücünden faydalanıyor.
Büyücülerin ne amaçla kullanılacağı tamamıyla size kalmış, ancak başarılı bir grubun 4 farklı meslek grubunu içermesi gerekli. Bir kişi düşmana korkusuzca dalarken bir okçu onu korur, savaş büyücüsü düşmanı alaşağı ederken doğa büyücüsü de güçleri azalanları iyileştirirse oyunu kolayca bitirmek mümkün oluyor.
Dungeon Siege denilince neden herkesin aklına eşek gelir?
İlk Dungeon Siege oyununda eşya taşımak için yanımıza bir eşek alırdık. Eşyaları eşeğe teslim eder ve onu güvenli bir yerde bırakıp savaşa girerdik. Bu sefer ise eşek ya da başka bir hayvanı grubumuza dahil ettiğimizde sadece taşımacılık yapmıyor, tam tersine düşmana gözü pek bir şekilde saldırıyor. Herhangi bir giysiye ya da silaha gerek duymayan bu hayvanlar oyunda bize epeyce yardımda bulunuyorlar.
Dungeon Siege 2�de bilinmesi gereken bazı önemli noktalar var. Söz gelimi grubumuza yeni bir karakteri dahil etmek istersek ilk olarak köye gidip hancı ile konuşmalı ve gereken miktarda para vererek yeni üyeyi aramıza almalıyız. İstediğimiz zaman hana geri gidip gruptan birini çıkarabiliyor, yerine başkasını dahil edebiliyoruz. Grup elemanlarını düzenlemenin yanı sıra uzak mesafeleri kat ederken ışınlanma noktalarını bulmak ve onları kullanmak oyunda büyük önem taşıyor. Girdiğimiz her haritada mutlaka yeni ışınlanma noktasını bulmalıyız ve oyunu düzenli olarak save etmeliyiz.
Savaşlar esnasında kaçınılmaz olarak grup elemanlarının ölmesine tanık olacağız. Fakat Dungeon Siege 2�de hiçbir karakter hayat gücü sıfırlandığında ölmüyor. Gücü biten, önce baygınlık durumuna geçiyor ve diğer grup elemanları dövüşe devam ediyorlar. Yerde yatan karakteri büyü ile canlandırmazsak belli bir süre sonra tekrar ayağa kalkıyor. Eğer grup elemanlarının hepsi baygın duruma düşerse, işte o zaman savaş sona eriyor ve yenilmiş vaziyette kendimizi bölümün köyünde buluyoruz. Önümüzde iki seçenek var. Ya en yakın ışınlanma noktasından koşar adım karakterlerin cesetlerine ulaşıp, hiçbir şey kaybetmeden eşyalarımızı geri alacağız ya da köyün necromancer�ına tüm paramızı bağışlayıp cesetlerimizi geri kazanacağız. Genelde ilk seçenek daha mantıklı gibi dursa da düşmanla çepeçevre sarılmış haldeyseniz, cesetlere ulaşmak da bir o kadar zor oluyor
|