EVCİK
Kapı önünde Ayşe
Hanım hanımcık iş gördü
Sonunda kendine göre
Bir yuva kurdu.
İlk ben oldum misafiri
Güle güle otur' a gittim
Bir yüksük-fincanda getirdiği
Hayal kahveyi içtim.
Kibrit kutusu sekide
Oturmuştuk bahçeye karşı
Ortada hokkadan bir masa
Üstünde örtü yerine
Yaldızlı çikolata kağıtları
Gözüm gazoz kapaklarına gitti
Sorup öğrendim: kapkacakmış
Toplamış sokaktan ucu yanmış kibritleri
Bu kış odun yakacakmış.
Yangın yeri bir arsadan bulduğu
Cam kırıkları: para
Ev çevirmek kolay, diyordu,
İş tutumlu olmakta.
Ayşe'yi o anda görmeliydiniz
Eski kadınların kanıyla evcimen
Sisli geleceklere hazırlık
Çıkmıştı çocuk varlığından
Zamanların ötesine tertemiz.
Ayşem gibi dünyada
Ayşeler dolu
Hepsi “evcik” oynar
Öteden beri.
Ayşeler büyür
Günün birinde
Oyun-ev’leri
Sahici olur.
Ama hepsinin mi?
Hepsinin değil.
Ayşelerin kimisi
Yuvadan, evden yoksul
Sert rüzgarlar önünde
Güz yaprakları gibi
Boşluklara savrulur.
Behçet NECATİGİL