Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21/07/08, 11:38   #2
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 107 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Thumbs up Bİlİmİn ÇÖzemedİĞİ 13 Olay

6) MARS'TA :-):-):-):-)N GAZININ KAYNAĞI NE? Viking uzay araçlarından biri Mars'ta :-):-):-):-)n gazı var diğeri yok diye rapor etti? Var mı yok mu? 1976 yılında Gilbert Levin gört gözle uzay aracı Viking'den gelecek verileri bekliyordu. Mars'tan milyonlarca kilometre uzakta Viking uzay araçları Lander yerden aldıkları toprak örneğini karbon-14 etiketli madde ile karıştırdı. Lander'ın üzerindeki enstrümanlar topraktan yayılan emisyonun içinde :-):-):-):-)n gazı olduğunu saptarsa Mars'ta yaşam olduğu anlaşılacaktı. Viking sonucun pozitif olduğunu belirtti. Demek ki bazı organizmalar karbon-14'ü sindirip yaktığı için :-):-):-):-)n gazı çıkıyordu. Ancak bu sonuçlar beklenilen etkiyi yaratmadı. Çünkü organik molekülleri bulmak için tasarlanan başka bir enstrüman hiçbir şey bulamamıştı. Bilim adamları da Viking'in yanlış veri gönderdiği konusunda görüş birliğine vardı. Peki Viking niçin pozitif sonuç göndermiş olabilirdi? Tartışmalar şiddetlendi. Bu arada NASA'nın Mars'a son gönderdiği Rover'ların yolladığı bilgilere göre Mars geçmişinde sulak bir gezegendi ve bu nedenle yaşam olasılığı vardı. Levin Mars'tan gelen tüm verilerin yaşam olduğuna ilişkin görüşünü desteklediğini ileri sürüyordu. Ve Levin bu iddiasından hiçbir zaman vazgeçmedi ve bu konuda da yalnız değil. Los Angeles'teki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden hücre biyoloğu Joe Miller verileri yeniden gözden geçirerek emisyonun 24 saatlik biyolojik döngüsüne ilişkin kanıtlar içerdiğini ileri sürdü. Bu da yaşamın olduğuna ilişkin çok önemli bir kanıttı. Acaba öyle mi? Mars'a gönderilecek araçların Mars'ta yaşam olup olmadığını bazı moleküllerin şekline bakıp karar verecek.7) HESAPTA OLMAYAN BU PARÇACIKLAR DA NE? Atomun yapısı modelinde asla yer almayacak bazı parçacıklar gözlendi. Eğer bu doğruysa evrenin genişlemeyi bir kenara bırakın kendi üzerine çökmesi gerekirdi!.. Ama bu parçacıkların varlığına inananlar da var. Bu nasıl oluyor? Bundan 4 yıl önce Fransa'da bir parçacık hızlandırıcısı varolmaması gereken 6 parçacık tespit etti. Bunlara tetra-nötron adı verildi. Dört nötronun birbirine bağlanmasıyla oluşan bu yapılar fizik yasalarına meydan okuyordu. Caen'deki Ganil hızlandırıcısında çalışan Francisco Miguel Marques ve arkadaşları bu yapıları yeniden ele geçirmenin yollarını arıyor. Eğer başarılı olurlarsa bu kümeler atomik çekirdekleri bir arada tutan kuvvetleri yeniden gözden geçirmemize neden olacak. Ekip berilyum çekirdeğini küçük bir karbon hedefe ateşleyerek çevresindeki dedektörde biriken parçacıkları inceledi. Dedektörlere çarpan 4 ayrı nötronun izini göreceklerini umut ediyorlardı. Oysa Ganil ekibi yalnızca tek bir dedektörün üzerinde tek bir ışık çakması tespit etti. Bu ışık çakmasının enerjisi dedektöre 4 nötronun aynı anda çarpmış olabileceğini gösteriyordu. Kuşkusuz bu rastlantısal bir keşif olabilirdi. 4 nötron aynı yere aynı anda rastlantısal olarak varmış olabilirdi. Ne var ki bunun bir rastlantı olma olasılığı çok düşüktü. Ancak tetranötronların varolma olasılığı da bu rastlantı kadar düşüktü. Çünkü parçacık fiziğinin standart modelinde tetranötronlar yer almaz. Pauli ilkesine göre aynı sistem içindeki iki proton veya nötronun bile kuantum özellikleri aynı değildir. Aslında bunları bir arada tutan şiddetli nükleer kuvvet o şekilde ayarlanmıştır ki bırakın 4 nötronu bir arada tutmayı iki yalnız nötronu bile birlikte tutamaz. Marques ve ekibi bu keşif karşısında o kadar büyük bir şaşkınlığa uğramış ki bulguların yanlış olduğunu düşünüp bir kenara atmışlar. Bu arada tetranötronların varlıklarına ilişkin başka kuşkular daha söz konusu. Fizik yasalarını bir kenara itip 4 nötronun birbirine bağlanmasına izin verdiğiniz takdirde kaos meydana gelebilir (Journal of Physics G vol 29 L9) Bu şu anlama geliyor: Evren genişlemeye fırsat bulamadan çökerdi!.. Bu mantık silsilesinin içinde yine de bazı boşluklar var. Hálihazırda geçerli olan kuramlar tetranötronların varolabileceğini kabul ediyor ancak çok kısa ömürlü bir parçacık olarak. Maddenin çoklu nötronlardan oluşabileceği fikrini destekleyen bir başka kanıt da nötron yıldızları. Çok fazla miktarda yapışık nötron içeren bu unsurlar nötronların kümeleşmeleri durumunda açıklanamayan bazı kuvvetlerin ortaya çıkabileceği olasılığını gündeme getiriyor.8) PIONEER 10 VE 11'İ UZAY BOŞLUĞUNA ÇEKEN NE? Şimdi güneş sisteminin dışına çıkarak yıldızlararası boşlukta yol alan Pioneer 10 ve 11 uydularını uzay derinliklerine çeken veya iten bir enerji var bu nedir? Bu iki uzay aracı ile ilgili bir öykü. Pioneer-10 1972 yılında fırlatıldı Pioneer 11 bir yıl sonra yola çıktı. Şu günlerde iki uzay aracı uzayın derinliklerinde sürükleniyor. Ancak bunların yörüngesi göz ardı edilemeyecek kadar önemli. Çünkü bunları bir şey itiyor veya çekiyor olabilir. Bu şey uzay araçlarının hızlanmasına yol açıyor. Gerçi sonuçta ortaya çıkan hızlanma saniyede bir nanometreden küçük! Bu da Dünya'nın yüzeyindeki yerçekiminin on milyarda birine eşit. Ancak yine de Pioneer 10'u 400.000 kilometre öteye sürükleyecek kadar güçlü. NASA'nın Pioneer 11 ile bağlantısı 1975 yılında kesildi. Ancak o noktaya kadar Pioneer 10 ile benzer bir sapmaya maruz kalmıştı. Bu sapmanın nedeni ne olabilir? Bunun kimse bilmiyor. Yazılım hataları güneş rüzgárları veya yakıt sızıntısı gibi bazı olası açıklamaların yanlışlığı şu ana kadar kanıtlandı. Eğer bunun nedeni kütleçekimsel bir etkiyse bu bizim bildiğimiz kütleçekimi olamaz. Aslında bazı fizikçiler bu konuda o kadar çaresizler ki bu gizemi açıklamak için açıklaması olmayan başka fenomenlere başvurmaktan çekinmiyorlar. İngiltere'deki Portsmouth Üniversitesi'nden Bruce Bassett Pioneer bilmecesinin hassas yapı sabiti olan alfa'daki değişikliklerden kaynaklanmış olabileceğini ileri sürüyor. Diğerleri nedenin kara delikle ilgili olabileceğini düşünüyor. Bazıları da uzay aracından gelen erken yörünge bilgilerinin yeniden incelenmesi gerektiğine inanıyor. Bu veriler yeni bilgilerin ışığı altında incelendiğinde taze fikirlere zemin hazırlayabilir. Ancak sorunun temeline inebilmek için güneş sisteminin derinliklerindeki yerçekimsel etkiyi test edecek yeni uzay araçlarına ihtiyaç var. Böyle bir aracın 300 ile 500 milyon dolara mal olacak olması NASA'yı düşündürüyor. Yine de Pioneer anomalisinin fark edilemeyen bir ısı kaynağı gibi çok basit bir nedene bağlı olabileceği olasılığı da var.9) EVRENİN GENİŞLEME HIZINI ARTIRAN NE? Keşif doğru genişleme artan hızla sürüyor fakat bu hızı artıran kuvvetin ne olduğu bir sır. Bu fiziğin en utanç verici en ünlü problemlerinden biridir. 1998 yılında astronomlar evrenin giderek artan bir hızda genişlediğini keşfettiler. Ancak bu sonuç hálá nedenini arıyor. O zamana kadar evrenin genişlemesinin Big Bang'den sonra yavaşladığı düşünülüyordu.. Ann Arbor'daki Michigan Üniversitesi'nden kozmolog Katherine Freese "Süpernova galaksi kümeleri gibi gözlemlerimizden elde ettiğimiz bilgilerin bizlere uzayın genişlemesi ile ilgili bilgi vereceğini umuyoruz" diyor. Bir öneriye göre boş uzayın bazı özellikleri bu konuyla ilgili. Kozmologlar buna kara enerji diyor. Ancak bu da her şeyi açıklamakta yetersiz. Ayrıca evren geniş anlamda ele alındığı zaman Einstein'ın genel görelilik kuramının biraz manipüle edilmesi gerekiyor.
__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız: