O’na
Günler geçer durmaksızın caddeler, şehirler sessiz
Metropoller bile sen yokken hisseder kendini kimsesiz
Bir hasretlik türküsü dökülür simdi dudaklarımdan
Sensizlik kursun sıkar damla damla sen süzülür şakaklarımdan
İliklerime dek hissederim bu yangını haykırmaz dilim
Yazacağım ahvalimi lakin kalem tutmuyor elim
Korkarım bir gün Rab’bim sensiz halime acıyacak
Mahşer günü bu hal yüzünden sana hesap soracak
Biliyorum mevsimler boşuna geçmekte gelmeyeceksin
Yüreğimde sana büyüttüğüm ilkbaharı hiç görmeyeceksin
Hatıralar bile yorgun düşecekler seni anmaktan
Bıkmayacak gözlerim gördüğüm her gölgeyi SEN sanmaktan
Ben varmasamda elbet rüzgarlar varacak sana
Yapışacaktır o zaman bil ki kokum yakana
Tarih unutmayacak bilesin AŞK’a attığın kazıkları
Sen bile affetmeyeceksin kendine ettiğin yazıkları
Sonsuza dek olmayacak ömür dediğin öleceksin
Son nefesinde her yanlışın için derin bir ah çekeceksin
O zaman haykıracak gönlün yüzüne karşı avaz avaz
Belki o dakika anlayacaksın sevginin kıymetini az biraz
çektirdiğin çile için bil ki ‘ah’ düşmedi sana dilimden
Hasretini çekerdim bin yıl, gelseydi eğer elimden
Ben seni çektirdigin acıyla, yaşattiğin hasretle kabullendim
El açmadım kimseye, seni yalnızca Allah’im dan dilendim
Vuslatı ne dünya ne mahşer yasadiğim sevdamın
Dermanı ne doktor ne merhem bu kapanmaz yaranın
Yinede etmem şikayet bil ki hakkım helaldir sana
Şükürler olsun seni alnıma hasret diye Yazan’a
Cihat ÇELEBİ