18/07/07, 11:49
|
#1
|
Guest
|
LeyL 1-2-3
Leyl 1
Ah gülleri goncalandı, açmaz oldu kapımda
Titreyen mehtabın yüzüne dokunuyor ellerim
İçimde ölen kuş gibi bahara özlem dudaklarında
Lale solduysa, bülbül sustuysa nasıl güleyim
Leyl ölmedi diyorlar o halde; Mecnun' un emaneti hangi kadında
Açılan hangi kapıdan söyleyin, Leyla'ya bürüneyim
Ateşten kaçan bir ceylandır yüreğin, durmadan çarpan
Kirpik uçlarından aç gözlü sırtlanlar gelir,
Işıksız mezar kentlerinde, ağızlarında ahlar çiğneyen
Ney sesidir içimdeki ses, şeytana yasak
Dervişin duasına perde; yüzün olacak
Ardına bakmadan gidersen sadece şiirlerim ıslanacak
Dönersen eğer bir gün şairliğim ölecek
Benden sonra eşkıyalar hep kentlerde vurulacak
İçimden çekildiğin an düşlerimi çakallar soluyacak
Rahman çiçeklerinden en güzeli; senden sonra zakkumlar olacak
Alçalan her gölgede, hasret uzadıkça uzar
Ve kan düşer akşamların eteğine
Usandı, sokaklarda seninle çoğalan adımlar
Çek al artık beni, bilinmeyen sürgünlerden sürgününe.
Leyl 2
Hep boğazımda durdu ve belli etti beni
Hamur yoğuran kadınların ekmek kokulu elleri
Sürmeli gözlerinden sonra Leyl
Soyundum toprağa ve çıkardım ölüleri
Yalnız benim değil Leyl
Bir güle dudaklarından tutunan rüya
Benim değil, tüm dudaklar titrer Leyl
Bir tebessümde öpülünce çocuk elleri
Ve bebek doğuran elleri
İnan Leyl
Kanlı düşlerin ısırdığı bu elma
Adem’in çamur kokan gözleri
Şahmeranların kursağında mısın Leyl
Değilse, göğsümde çarpan bu ateş yumruk kimin
İlk günahı mısın Leyl bakir güvercinlerin
Cennet tadında bir meyvasın Leyl
Bir günah ve bir tövbe arası
Tüm mahremiyetin ortaya dökülmüş
Bir yanım üşüyor Leyl
Bir yanım üşüyor.
Leyl 3
Senin de ellerin bir buket çiçeğin yakarışını
ve yakan kırmızı bir kurdelanın türküsünü dinlediğinde,
yavru serçelerin kucak açması gibi göğe,
büyüyecek en kalabalık yanlarında susturduğun parmakların,
alyans bir yüzüğün keskin iç çekişinde.
tan yeri ağarır ve gül rengine döner ufuklar.
ilkin doğrulup doğuran sonra emziren ellerin,
yaslanıp bembeyaz bir örtüye,
mum ışığını öptüğünde alnından.
ve kızıla
kızıla çalmalı diyorum yüzün,
yokluğunda hicran devşirdiğim en mağrur hicabımdan
bir elin hep uykunun koynunda
bir elinse lâl!
ninni söylesin iki elin, söylesin bana da
bir beşiğin kulaklarında çınlayan çocuklar hatrına
yanaklarını tırmalasın tırmalasın tırmalasın süt kokan eller
dizlerinde uyusun uyusun uyusun kristal gözler
sadece senin anneliğe çalan derinliğinde
gündüz sarhoş bir adamın yorgunluğudur omuzlarımda,
gece gölgelerden mürekkep düşerken perdelere.
hayat kapımı çalmayacak sen değilsen bekleyen kapılarımda
çalmayacak, sen değilsen beni uğurlayan kapılarda
bırak, tarih tahrik etsin ikimizi de
yüzünü altı günde güneşe dönen bu gemide
sen uçurtma ol ben gökyüzü
-tersi belki de-
kanat açsak ve tutuşsak elele
olmaz mı leyl?
|
|
|