Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31/07/07, 12:31   #1
dekorator3501
Korgeneral
 
dekorator3501 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Jul 2007
Bulunduğu yer: Adana
Yaş: 57
Mesajlar: 2.146
Tecrübe Puanı: 37 dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future dekorator3501 has a brilliant future
Standart Aşkta yarın yoktur sevgili

Yalnız aşkı vardır aşık olanın

“Yalnız aşkı vardır aşık olanın...

Ve kaybetmek daha zor bulamamaktan...”

Ne güzel söylemişti Cemal Süreya. Yalnız aşkı vardır aşık olanın. E daha nesi olsun? Umutları vardır, heyecanı vardır, korkuları vardır, yüz kızarması vardır, pıt pıt atan kalbi vardır ama elinde avucunda tek aşkı vardır aslında. Sevdiğinin kokusu vardır burnunda, elleri vardır aklında, daha ne olsun ki..Birini kaybetmek bulamamaktan daha mı zor gerçekten? Galiba öyle. İnsan varlığını bilmediği birşeyi kaybedince neden üzülsün. Tadını bilmediğin yemeği canın çeker mi?

Aşk...Aşk nedir? Bir ben kaldım belki bunu irdelemeyen. Ben de biraz deşince, altından iki kırık kalp çıkıyor her seferinde. Mutlu son olan bir aşk yok, çünkü eni sonu “son” bu aşkların.

Yaşarken doyamayacağınızı sandığınız o duygulara, bir gün gelipte uzaktan yabancı kalmış buluyorsanız kendinizi, bu aşkın acımasızlığını mı, asıl tadını mı gösterir? Ya da bir daha bulamayacağınızı düşündüğünüz bir an onun gözlerinde buluyorsanız kurtuluşu, bu da aşkın aslında kalp ile değil ruh ile bağlantılı olduğunu mu gösterir?

Ve aşkların eskimesine şahit oldunuz mu siz hiç? Eskiyen aşklar, kenara atılmış oyuncaklar kadar mahsundur herzaman. Pili yok, kenarı kırık, ilk aldığınız günü anımsarsınız, pırıl pırıl pakediyle göz alıcıdır. Ama hiç hayalinizdeki gibi oynayamazsınız, ya trendir evde sürülmez, ya bebektir ağlar gülmez, ya bir ucu elinizde kalır kırılır, ya da keskin kenarı elinizi kanatır. Eni sonu eskiyen aşkı göz görür bir yere kaldırırsınız arada bakıp ağlamak için, sonra daha öteye, sonra daha öteye....

Peki ilk görüşte aşka inanır mısınız? Aşk’a değil ama tutkuya inanırım ben. Aşk sesini duyduğunda, aşk kokusunu içine çektiğinde, aşk yüzüne baktığında derin derin işlenir içine. Tutku ise bir anda gelir, deler geçer. Hangisi daha iyi ya da değil çözemedim. Ben aşk’ı, aşık olduğum kişiden daha çok sevenlerdenim. Ben aç yattığı gecelerde daha çok sevenlerdenim. Ama ben tükenenlerdenim de ayrıca. Siz tükenmek nedir bilir misiniz?

“Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur, insan bir akşam üstü anzısın yorulur.” demişti ya Atilla İlhan, öyle yorucu olabiliyor bazen aşk. İnsan aşık olmaktan, aşkı kendince yanlış yaşamaktan, yıpratılmaktan, verdikçe alınmasından, umarsızca , bencilce hep alınmasından, ama “yeter emdiğim kanını, azcık da vermeli “ denmemesinden..Yorulup kalıyor, tükeniyor işte..

Aniden gelir yorgunluk, habersiz gelir. Sabrın sonu selamet olsun diye değil, o hep yanımda olsun diye sabredenlerdenim ben , ama sabrının sonu gözükmeyenlerden. Hem o kadar uçsuz bucaksız hem o kadar derin ve hem o kadar ani.. Birden sığlaşan derin sular gibi. Bu en tehlikelisi belki. Nerede biteceğinin sinyali yok. Aşk’ta aslında sabırda yok, aşk’ta sabrın adı “ kaybetme korkusu”. Ben seversem çok sevenlerdenim, çok güvenenlerden. Ve çok ağlatılanlardan. Bu yüzden aşık olduğumu değil, aşk’ı seviyorum daha çok. O en azından aşk acısı var diyor, taa en baştan, bak yakarım diyor. Bile bile lades yapan sizsiniz. Aşk hep yalansız, dolansız.. Sizce de öyle mi? Siz nasıl yaşıyorsunuz aşkı? Ya da vazmıgeçtiniz çoktan?

Kim ne derse desin, aşk tek taraflıdır bence. İki kişi aşık olur birbirine ama her iki taraf ayrı şekilde yaşar aşkı. Herkesin aşkı kendinde yaşanır. Kimse benim gibi yaşayamazki, kimse de onun gibi yaşamamı isteyemez ki. Aşk’ta kurallar, öyle olmalılar, tezahuratlar, aşk’ta şekiller ,aşk’ta sonralar yoktur. Aşk bugün içindir. Bugün..İlerisi yoktur. Varsa da buna kimse karar veremez. Aşk her an tükenebilir de. Bu gerçekliğin farkında mı herkes? Tükenebilir hem de her an. Aşk’ta “geri çekil” ler yoktur, sokulmalar vardır.

Ve varlığa değil, yokluğa aşık olursunuz. O yokluğu bulduğunuzda o eski aşk kalmaz içiniz de..Aşk’ın en yalın hali “acı”dır aslında. Hesaplar, kitaplar, korkular, yanlışlar yoktur, kim demişler, kim ne demişler yoktur, olamaz.

Aşk bir şarkının radyoda çıktığındaki heyecanıdır yüreğinizde, aşk bir kazağa aşık olmaktır bazen kokusu var diye ayrıca koku aşkın başrol oyuncusudur bence, koklayarak seversin, burnunda ancak öyle tüter. Aşk o seviyor diye yiyemeyip boğazınıza takılan yemek, aşk uzun uzun tek başına oturup onu düşünebilmektir. Aşk birşeyleri sadece o mutlu olsun diye yapmaktır, aşk bin kişilik yeri iki kişilik görmek, yalnızca ikinizin anladığı bir dilde konuşmak, adınızı onun ağzından duyarken gözlerinizin parlamasıdır, aşk ışıkları söndürmek, sadece onu aydınlatmaktır.

Son sözü çok sevdiğim bir şiir ile yapsam hoşunuza gidermi? Cezmi Ersöz’den..

“İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili...”
__________________
Mahir Budak/ADANA
dekorator3501 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 291