Konu: “siyah”
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12/09/07, 18:51   #1
helin
Mareşal
 
helin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: VAnN
Yaş: 34
Mesajlar: 9.774
Tecrübe Puanı: 52 helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute helin has a reputation beyond repute
Arrow “siyah”

Bana küçükken en çok sevdiğim rengi soruyorlardı. Renksizliği seçiyordum hep: “SİYAH”ı…
“Neden?” diyorlardı ısrarla… Sarıyı sevmelisin “GÜNEŞ”i ve bir de kırmızıyı “ELMA ŞEKERİ”ni… Ama ben yine “HAYIR” diyordum. Siyahı seçtim ben, karanlığı sevdim…
Adı siyah… Karanlık deniyor dört tarafı duvar olunca… Literatürlerde “renksizlik” diye tanımlanır genelde. Fotoğraflarda siyah- beyaz renksizliğin ifadesidir hep… Kırmızıyla mavinin ayırt edilemediği yerde renk yok demektir, hayat yok… Ki bu yüzdendir siyah çoğu zaman ölümü ve mutsuzluğu temsil eder belki de… Ve ben de ölümü seçtim siyahı sevdiğimde…
Adi siyah! Mutsuzluğun rengi, renksizliği hayatın… Seni verdi Tanrı gözlerimin rengine… Kara kaşlı, kara gözlü dediler… Ölümü gördüler gözlerimde… Karanlık, derin bir ölümü… Ben yine de seni seçtim: “siyah”… “Adi siyah”… Saçlarımı da boyadım siyaha, kömür karasına… Artık siyahtım, simsiyah… Renksizdim tamamen belki de…
Bir de mor vardı… Mosmor… Şizofrenin rengiydi ya da eşcinselin… Birileri bir şeyler uydurmuştu mor için, yalandı… Renkti işte altı üstü… Kırmızıyla mavinin senteziydi sadece…
Adı mor… “Yara” deniyordu, teninin üstünde halkalanınca ve canını acıttıkça, gün be gün rengi açıldıkça, her dokunuşunda sana O’nu hatırlattıkça adı mordu…
Ve adı kırmızı… “Kan” deniyordu içinde bir şeyler parçalandıkça… İçin kirmızı, kıpkırmızı olunca da “Kanıyorsun!” oluyordu… “Mor”la ortak çalışıyordu… Önce kanıyor, canını yakıyor sonra acını bir türlü unutama diye yerini mora veriyordu teninde halkalanması için…
Ve mor da terk ediyordu seni her gün biraz daha solarak ve yitirerek kendini… Sonra sen unutuyordun kanadığını, morardığını yani sonuçta an be an ACIDIĞINI…
Dönüp dolaşıp “SİYAH”a geliyordun… Hep siyaha, renksizliğe… Bütün renkler siyaha dönüyordu zaten, çünkü yitiriyorlardı kendilerini, önünde sonunda… Her bitiş siyahtı, biterken renkler siyah başlardı ve ben bitişleri sevdim biraz da…
Yani siyahtı tercihin hep… Adı karanlık, adi siyah… Altı üstü kare bir oda, yamuk bir yatak ortada… Ve dört duvar.. Karanlığı, siyahı, ölümü en derinden soluyabilmen için ideal bir ortamdı…
Ben siyahı sevdim… Bitmeyi, acı çekmeyi en çok da…

------------------------------------------------------------------

acının rengidir siyah ama siyah olmasa nerden bilirdin değerini beyazın...nerden bilirdinki gece olmasa gündüzün kıymetini...
yüreğin siyahsa gecenin gündüze devretmesi gibi yüreğinin beyaza çalmasını bekle..işte o zaman uğrunda doya doya yaşatacağın bir yüreğin ve gerçekten beyaz bir sevdan olacaktır...

------------------------------------------------------------------

ACININ RENGI YOKTUR.. BIZ RENK VERIRIZ SIYAH DERIZ... SIYAHIN SUCU YOK... ACININ DA ... BIZIM İÇİNDIR SIYAH DA ACI DA.. MUHIM OLAN YENIDEN DOĞRULAMAK VE YENIDEN TUTABILMEK RENKELRIN UCUNDAN SEVGILININ BEYAZ SIMSICACIK ELLERINI TUTAR GIBI...
DOGAN GUNE DAGILAN KARANLIGA ADINI YAZDIM... SEVDAM...
helin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1003
Takımınız: