Zaman geçiyor...
Oturduğum yerden kalkmayışımın üzerinden de çokça zamanlar geçti.
Ömrümün hangi anında takılı kaldığımdan dahi bihaber zamanlardayım.
Suskunluğuma neyin ses olabileceği konusunda da herhangi bir fikrim yok.
Kendine bile yabancılaşmaya başlamış bir kitleyim. "Kitle(!)" Evet, evet, ötesi yok. Ruhumun şimdilerde soluğu kesik.
Mantık...
Şurada bir köşede olacaktı. Zamansız lazım olur diye hep saklarım bir köşede. Bu yüzden belki beni kırdıklarında gözümden yaş akmıyor. Bu yüzden belki duygusuzlaşıyorum yitiklerimde bile.
Konuşmak ist[em]iyorum...
Başımda yedi baharın sarhoşluğunda kelebekler, kanat çırpıyor. Başım dönüyor bu yaşama hevesinden benim.
Bir yerlerde incinmişlik var sanki de, zanlı kim? Buralarda düşleri kanlı birini gördünüz mü?
Kırık'ım.
Bir cellat bana yakınlardan el sallıyor!
Ama...
Dur daha, çok işimiz var[dı].
alıntı
__________________
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
nazım hikmet ran..!!