Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19/07/08, 23:11   #1
Mattet
Cumhurbaşkanı
 
Mattet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: May 2008
Bulunduğu yer: van
Mesajlar: 7.027
Tecrübe Puanı: 48 Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute Mattet has a reputation beyond repute
Lightbulb seyduna ve sahrutun öyküsü!

yitik öyküdür, tarihten iki ayrı coğrafyaya damlayan, iki yürekte durmadan kanayan

seyduna ile şahrud

yüreklerinin akarken bıraktığı izi birbirlerinin gözlerinde aradılar, yoktu

iki iklim farkıydılar...

ne zaman gözgöze gelseler yangın çıkmayacak denli uzaktılar

yalnızca aynaların dökülen sırrına yansırdı üçüncü bir kente düşmüş suretleri.

şahrud gökyüzü geliniydi, yüzüne bulut inse donardı masal gözleri

bir solukluk rüzgarda bile kanardı usul usul gelincik bedeli

seyduna yeryüzü cehennemi ölüm çağırır uçurumlarda sınardı sevdasını

mağma yüreği

yalnız ufuk çizgisinde buluşurlardı.. onu da güneş günde iki kez ateşe verirdi...

iki iklim ayrıldılar

"ya şahrud" dedi seyduna
"gözlerime mermi diye sevdanı sürdüm, ardına bakma, gözyaşımla vurulursun, su gibi git"

şahrud'un yüzüne keder mayın gibi durdu

ve zaman gözlerinin su yeşiline kuruldu

hüzün bir buda heykeli gibi çırılçıplak yüzlerine oturdu..

rivayet odur ki, şahrud vardığı denizlerde hala seyduna türküleriyle uyanmakta

seyduna şahrud'un gözlerinden kalan masalla yaşlanmakta..

"iki ayrı baharın dalıydılar; biri ilk, diğeri sondu ve kan ter içinde bir yaz aralarında duruyordu. bahara yenildiler. şahrud taptazeydi. filizdi. yüreği güneşi içecek denli kar yangınıydı. her ucu ayrı bir yeşile sevdalı .. cemreler yaşamla arasında ana sütüydü. toprak var gücüyle ayakta tutuyor kendini ve doğurganlığını ona sunuyordu.

şahrud ise her dal yeşile bir tomurcukla karşılık veriyordu. içtiği her damla güneşle çiçekleri çıtlıyordu. sanırsın rengarenk gülümseyen yeryüzüydü... seyduna ölüme ölümüne yakındı. çınardı. şahrud'un giyindiğini soyunuyordu ve gelinsi dalları soyundukça çıplaklığından utanıyordu. solan yüreğiyle her seher güne biraz daha sarı duruyor ve biliyordu; ten soğuması çoğu kez elinde ak keteniyle vaktinden önce geliyordu. seyduna'yla şahrud'un tek ve bütün bağları ayrılıkları da olan mevsimin en uzak uçlarında tutunmalarıydı. mevsim haziran sonunda kendini yakınca koptular...

artık birbirlerinin kışında bile yoktular..."
__________________





Düşmeden Bulutlarda Koşmam GereK !
Mattet isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 866