Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09/09/07, 19:40   #1
denizkızı
Guest
 
denizkızı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Mesajlar: n/a
Arrow ramaZan ve oruÇ

Yüce Allah şöyle buyurur :

" Oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, Allâh’ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allâh, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. "

[Ahzâb: 35]



Oruç, ikinci fecirden başlayarak güneşin batışına kadar yemekten, içmekten ve cinsel ilişkiden nefsi kesmek demektir.
Oruç kelimesinin Arabçası, siyam ve savm'dır ki, nefsi tutmak ve engellemek manasınadır. "Siyam" sözü, Savm'ın çoğulu olarak da kullanılır Din deyiminde "Müftırat" (oruç bozucu) denilen şeylerden nefsi gerçekten veya hükmen yasaklamak bir imsak (oruç tutmak) tır. Yanılarak ve unutarak bir şey yeyip içildiği takdirde hükmen imsak bulunmuş olacağından oruç bozulmuş olmaz.
İmsak sözünün karşıtı İftar'dır. Şöyle ki:
Hiç oruç tutmamak bir iftar olduğu gibi, güneşin batışından sonra orucu açmak da bir iftardır. Oruçlu iken orucu bozacak bir şeyin yapılması da bir iftardır. İftar eden kimseye "Muftır" denildiği gibi, orucu bozan şeylerden her birine de "Muftır" denilir. Bunun çoğulu "Muftırat" dır.
Ramazan-ı Şerif ayına Şehr-i Sıyam (Oruç ayı) denir. Ramazan bayramına da, imsaka son verileceği için Îd-i Fıtır (İftar bayramı) denilir. Bayram anlamına gelen Îd'in çoğulu, A'yad'dır.
Ramazan orucu, Peygamberin hicretinden bir buçuk sene sonra Şaban ayının onuncu günü farz kılınmıştır. Bunun farziyeti kitab, sünnet ve icma ile sabittir.
" Oruç size farz kılındı. " (Bakara: 183) âyet-i kerimesi bunu emretmektedir.







Mağfiret ve rahmet ayı Ramazan'ın isimlerinden birisi de "Kur'an ayı"dır. Çünkü Cenab-ı Allah'ın son elçisine gönderdiği "En büyük mucize" olan Kur'an-ı Kerim'in ilk ayeti Peygamber Efendimize Ramazan ayında Hira nur dağında gözyaşı dökerken nazil olmuştu.

Ramazan ayını diğer aylardan ayıran en büyük özellik; insanlığı karanlıklardan çıkarıp aydınlığa kavuşturan Rabbimizin son mesajı Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, bu ayda yeryüzüne inmeye başlamış ve böylece insanlık için yepyeni ve mutlu bir dönem başlamıştır. İkincisi de Hz. Muhammed'e (a.s.) Peygamberlik yine Hira Nur Mağarası'nda bu ayda verilmiştir. Kur'an'ın Ramazan ayında indiğini Bakara Suresi'nin 185. ayetinde Cenab-ı Allah bu gerçeği şöyle bildiriyor: 'Ramazan ayı ki onda Kur'an, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.' Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında inmeye başladığı için bu ay, bir anlamda Kur'an ayıdır. Kur'an-ı Kerimi Peygamberimize getiren Cebrail (a.s.), her yıl Ramazan ayında Peygamberimize gelir ve o güne kadar nazil olan Kur'an ayetlerini karşılıklı olarak birbirlerine okurlardı. Ramazan ayında camilerimizde ve evlerde okunan ve cemaatin büyük bir manevi zevk ve huşû içinde dinlediği mukabele ve Kur'an hatimleri Cebrail ile Peygamberimiz arasında yapılan mukabelenin devamıdır.

"Kur'an okumanın veya dinlemenin müslümanlara faydası nedir?" diye bir soru akla gelebilir. Kur'an okuma ve dinleme o kadar sevabı çok olan bir ibadettir ki, bunu da en güzel şekilde Alemlerin sevgilisi ifade ediyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: 'Kim Allah'ın kitabı Kur'an'dan bir harf okursa onun için bir sevap vardır. Her sevabın karşılığı da on kat verilecektir' Ayrıca Kur'an-ı Kerim'in okuyucularına şefaat edeceğini şöyle izah ederler: 'Kıyamet günü oruç ve Kur'an kul'a şefaatçi olurlar.'

Bir diğer özelliği de İslâm'ın beş şartından biri olan, insanı nefsinin aşırı arzularından ve maddî ihtiraslardan kurtarıp yücelten ve âdeta melekleştiren oruç ibadeti, bu aya tahsis edilmiştir. Ramazan gecelerinde cemaatin büyük bir coşku ile kıldığı teravih namazı da bu aya mahsus bir ibadettir. Oruçlunun derin bir huzur ve manevî zevk duyduğu sahur ve iftar sofraları da bu aya ayrı bir anlam kazandıran özelliklerdir.

İşte böyle özellikler ve manevî güzelliklerle dolu mübârek Ramazan ayı, mü'minler için manevî değeri çok büyük bir rahmet mevsimidir. Bu ayı, Yüce Rabbimize ibadet ederek ve insanlara iyilik yaparak değerlendirdiğimiz takdirde kazancımız büyük olacak ve ebedî saadetin kapıları bize açılacaktır. Bu ayı, 'Evveli rahmet, ortası mağfiret, (günahların bağışlanması) sonu da cehennemden kurtuluş' olarak nitelendiren Peygamber Efendimiz, ayrıca mü'minlere şu müjdeyi veriyor: 'Ramazan ayı gelince; cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar kösteklenir.' Bu hadis-i şerifin ifade ettiği bir mânâ da şudur: Ramazanda kendisini cennete götürecek iyi işler yapan mü'mine cennetin kapıları açılmış, cehenneme götürecek kötülüklerden sakındığı için de cehennem kapıları ona kapanmış demektir. Oruç sayesinde nefsine hakim olup şeytana uymadığı için de şeytanı etkisiz hale getirmiş olur. Esasen Ramazan kelimesinin sözlük anlamı da, oruçlunun günahlardan arınacağını ifade etmektedir.




Ramazan orucunun sünnetlerini :

1- Sahura kalkmak sünnettir. Sahura kalkmakla hem sünneti ihyâ etmiş oluruz, hem tutulacak oruç için güç ve kuvvet toplamış oluruz, hem de seher vaktinin feyiz, fazîlet ve bereketinden istifâde etmiş oluruz. Peygamber Efendimiz (asm): “Sahura kalkın. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır” buyurmuştur.1
2- Sahur yemeğini mümkün mertebe sahurun son vaktine getirmeye çalışmak sünnettir. Ancak imsak girmeden, yani ikinci fecirden önce kesmeye dikkat etmelidir. Sahur yemeğini şüpheli vakte kadar uzatmamalı, ezan okunmaya başladığında derhal kesmelidir.
3- İftarı vakit girer girmez yapmak sünnettir. Eğer namaz kılınacaksa, oruç, su veya hurma ile açılmalıdır. İftar namazdan önce yapılabilir; ancak namaz fazla geciktirilmemelidir.
4- Oruç açılırken duâ etmek ve orucu hurma veya su ile açmak sünnettir. İftar açılırken şu duâ okunur: “Allahümme leke sumtü ve bike âmentü ve aleyke tevekkeltü ve alâ rızkike eftartü.”
Meâli şudur: “Allah’ım! Senin için oruç tuttum. Sana inandım. Sana tevekkül ettim. Senin verdiğin rızk ile orucumu açtım. Ey lütuf ve keremi bol olan Rabb’im, benim günahlarımı bağışla! Beni, annemi, babamı ve bütün mü’minleri hesap gününde affet! Âmin!”
5- Fakirlere, akrabalara, komşulara ikrâm etmek, iftar yemeği vermek veya yemek göndermek. Muhtaç, kimsesiz ve yetimlere müşfik davranmak, yardımcı olmak, sadaka vermek, yemek yedirmek.
Peygamber Efendimiz (asm), “Oruçluya iftar ettiren kimse, oruçlunun sevabında bir eksilme olmaksızın, oruçlunun alacağı sevap kadar sevap alır” buyurmuştur.2
6- Haramlardan sakınmak; gıybet ve dedi kodu yapmamak, çirkin ve kırıcı sözler sarf etmekten, yalan söylemekten, yalan şâhitliği yapmaktan uzak durmak.
Peygamber Efendimiz (asm), “Hiçbiriniz oruçlu iken kötü söz söylemesin. Bağırıp çağırmasın. Kendisine ağır sözler söyleyen birisine dahi sadece, ‘Ben oruçluyum!’ desin” buyurmuştur.3 7- Kur’ân okumak, Kur’ân üzerinde tefekkür yapmak, mümkün mertebe yeni bilgiler öğrenmeye çalışmak, Allah’ı zikretmek, çokça salavât getirmek.
  Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 4049