Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18/08/08, 19:19   #1
KAYIP__
Orgeneral
 
KAYIP__ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 3.982
Tecrübe Puanı: 106 KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute KAYIP__ has a reputation beyond repute
Thumbs up A'dan Z'ye Otomobil Terimler Sözlüğü

ABS Fren Sistemi:
Tekerlekleri kilitlemeden frenleme yapılmasını sağlayan sistemdir. ABS fren sistemi özellikle kaygan zeminlerde yapılan ani frenlemelerde tekerleklerin kilitlenmesini önler. Ani frenlemede tekerleklerin kilitlenmemesi ise aracın
manevra ve kontrol yeteneğini önemli ölçüde arttırır.

Adezyon:
Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvete adezyon denir.

Aerodinamik:
Aerodinamik, araçların havanın içinde nasıl hareket ettiğini inceler. Aerodinamik genelde hava ile havanın içinde hareket eden katı kütleleri inceleyen bir bilim dalıdır. Otomobillerin hava sürtünme katsayısının düşük olması ve havanın içinden daha kolay geçebilmesi, aracın dengesini ve yakıt tüketimini olumlu etkileyen faktördür.

Airbag (Hava Yastığı) - SRS (Suplementary Restraint System) :
Hava yastığı çarpışmalara karşı yolcuyu koruma derecesi son derece yüksek olan bir ek koruma sistemidir. Hava yastığı bir çarpışma sırasında algılayıcılardan gelen uyarı sonunda şişerek, çarpışma yönünde yolcuyu karşılayan koruyucu bir kalkan oluşturur.

Akıcılık Derecesi (Vizkozite) :
Bir sıvının dar bir boğazdan akabilmesine o sıvının akıcılık derecesi denir. Bu, belli bir hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanıdır. Akıcılık derecesi vizkozite ile ifade edilir.

Aks:
Üzerinde bir veya daha fazla tekerleğin döndüğü otomobil eksenine dik bir mildir.

Akümülatör:
Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo ederek, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine çeviren araçlardır.

Alt ölü nokta:
Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak belirtilir.

Alternatör:
Şarj dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getiren araçlardır.

Amortisör:
Ani yaylanmaları ve yay salınımlarının devam etmesini önleyen parçalardır.

Ana yataklar:
Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan yataklardır.

Antifriz:
% 50 glycol + % 50 su karışımı bir sıvıdır. Soğutma sisteminde bulunan radyatör içindeki su, soğuk havalarda donarak genleşebilir ve soğutma sistemine zarar verebilir. Radyatörde bulunan suya ilave edilen antifriz suyun donmasını engeller. Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır.

Atalet:
Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.

Ateşleme avansı:
Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.

Ateşleme bobini:
Ateşleme sisteminin bir parçasıdır. Transformatör gibi görev yaparak batarya voltajını yüksek volta yükseltir.

Ateşleme noktası:
Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.

Ateşleme sıçraması:
Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına ateşleme sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir.

Ateşleme sırası:
Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.

Ateşleme sistemi:
Otomobil motorlarında silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistemdir. Ateşleme sisteminde batarya, ateşleme bobini, distribütör, kablolar ve bujiler vardır.

Atmosferik basınç:
Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir.

Bakır kurşun yataklar:
Genellikle dizel motorlarında yaygın bir şekilde kullanılan yatak çeşididir.

Balanst rezistör değerleri:
Elektronik ateşleme sistemi iki rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5.ohm olan yardımcı devre direncidir.

Basınçlı kapak:
Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen, soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır.

Baskı yatağı:
Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını bastırarak motor ile güç aktarma organlarını birbirinden ayıran mekanizmadır.

Batarya:
Otomobillerde akım kaynağı olarak kullanılan, elektrik enerjisini kimyevi enerji olarak depo eden araçlardır.

Benzin:
Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak kullanılan bir hidrokarbondur.

Benzin motorları:
Buji ile ateşlenen, benzin veya benzin türevi yakıt kullanan motorlara benzin motorları denir.

Benzin yanması:
Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde düzenli olarak yanmaya başlar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme odasını kat eder.

Beraber çalışma:
Çok silindirli motorlarda genellikle silindir veya pistonların ikişer ikişer beraber çalışmasıdır. Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir pistonları da beraber çalışır.

Beygir gücü:
0, 7457 kw'a eş değer güç birimidir.

Bileşik yağlar:
Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazı kalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır.

Biyel cıvataları:
Biyel cıvataları, biyel kepini biyel başına bağlayan cıvatalardır.

Biyel kepi:
Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır.

Biyel muylusu:
Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir.

Biyel yatağı:
Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndüğü yataktır.

Biyeller:
Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren parçalardır.

Boğazlı karter:
Yanlardan üst kartere, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan karterlere boğazlı karter denir.
Boşluk:

Hareketli veya sabit iki parça arasında ya da biri hareketli diğeri sabit iki parça arasındaki boşluktur.

Boxer motor:
Silindirleri yatay bir düzlem üzerinde bulunan yatık silindirli motora boxer motor denir.

Buhar tamponu:
Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt sistemindeki benzinin buharlaşması nedeniyle gecikmesi veya durmasıdır.

Buji:
Kıvılcım çıkarmak suretiyle benzinin yanmasını sağlayan, iki elektrodu ve porseleni bulunan bir parçadır. Motor silindirlerinde bir kıvılcım atlama aralığı sağlayacak şekilde yapılmıştır. Benzin motorlarında sıkıştırma zamanı sonunda silindir içinde sıkıştırılmış bulunan benzin-hava karışımını yakmak için meydana getirilen yüksek gerilim, buji denilen parça üzerinden geçer.

Buji arızaları:
Buji arızaları genellikle motora göre uygun sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından meydana gelir. Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya kırık olmasıdır.

Buji sıcaklığı:
Silindir içine emilen benzin-hava karışımının yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak 2000 - 2500 derece arasındadır.

Buji tırnak aralığı:
Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır.

Burç açıcı zımba:
Burçları bulundukları yerde sıkıştırmak için kullanılan alettir.

Burç:
Yatak görevi gören silindir bir parçadır.

Conta:
Mekanik aksamların birleşme noktalarında sızdırmazlık ve geçirmezlik sağlamak amacıyla, parçalar arasına koyulan parçalardır. Contalar mantardan, madeni levhalardan ve çeşitli materyallerden üretilir.

Cruise Control (Otomatik hız kontrol):
Sürücünün ayağını gazdan çekmesine olanak tanıyarak, otomobili belli bir hızda tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak gaz pedalından çekilir. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir.

Çamurlu tortu:
Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yağ ve su karışımı olan oldukça yapışkan bir tortudur.

Çan ağzı:
Aşınmış olan silindirik bir parçanın daha fazla aşınmış olan tarafıdır.

Çap kumpası:
Mil çapını, delik iç çaplarını ve parça kalınlıklarını ölçebilen bir ölçü aletidir.

Çapak:
Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük ****l zerreciklerdir.

Çapraz tip kardan mafsalı:
Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90 derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulmuş olan ve ana şafta bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir. Çapraz tip mafsalın yağlama işlemi mafsalın yapımına bağlıdır.

Çarpmalı yağlama sistemi:
Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu bulundurması şeklinde çalışır.

Çevrim:
Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olayların toplamına bir çevrim denir. Dört zamanlı motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır. Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır.

Çok amaçlı gresler:
Lityum sabunlu greslerdir. Orta kıvamda, suya dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe sahiptir.

Çok levhalı kavrama:
Bir tür debriyaj kavrama şeklidir. Bu tür debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır. Önemli olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere aktarması ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirilmesidir. Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites mekanizmalarında görülmemekle beraber otomatik vites mekanizmalarında ana unsuru oluştururlar.

Debriyaj:
Şanzıman grubunu motordan ayırmak veya motora bağlamak fonksiyonunu debriyaj gerçekleştirir. Debriyajlar motor kuvvetini şanzıman sistemine dereceli olarak aktarmak ve sarsıntısız bir hareket sağlamak üzere ayarlanırlar.

Derece:
Dairenin 1/360'ı olan ölçüdür.

Değişken supap zamanlaması:
Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlemesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır.

Detenasyon:
Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.

Deterjan katıklar:
Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici özelliğini sağlar. Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir. Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.

Dıştan yanmalı motorlar:
Dıştan yanmalı motorlar otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır.

Diferansiyel:
Genellikle otomobillerde ön tekerlekler birbirlerinden ayrı olarak dönerler ve böylece hız farkları ortaya bir problem çıkarmaz. Ancak arka tekerlekler için durum böyle değildir. Arka tekerleklerdeki mekanizma, örnek olarak aracın bir dönemeci dönmesi durumunda ortaya çıkan sürat ayrılıklarını düzeltmek durumundadır. Bu işletme, istenilen şekilde düzenlenmiş dişlilerden oluşan diferansiyel tarafından yerine getirilir. Bu hareket tamamen otomatik olarak düzenlenir.

Dinamo:
Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek lambaları yakan, bataryayı şarj eden ve ateşleme sistemini çalıştıran bir elektrik sistemi parçasıdır.

Dinamometre:
Dinamometre, motorun çıkış gücünü ölçen bir alettir.

Dingil mesafesi (Dingil aralığı):
Dingil mesafesi, ön tekerleklerin merkezi ile arka tekerleklerin merkezi arasındaki uzaklıktır. Büyük dingil mesafesi, aracın dengesini ve sürüş özelliklerini olumlu olarak etkileyen bir faktördür.

Diod:
Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır. Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı voltajın etkisinden korur.

Direksiyon:
Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir.

Direksiyon dişlileri:
Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir.

Direksiyon simidi:
Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır.

Dispersan Katıklar:
Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına, supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halindeki pisliğin yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır.

Distribütör:
Yüksek voltajlı akımı, motorun ateşleme sırasına göre bujilere dağıtan bir elektrik sistemi cihazıdır.

Distribütör kapağı:
Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır. Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni uçlar bulunmaktadır.

Distribütör Tablası:
Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır. Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır.

Dişli boşluğu:
Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin arasındaki boşluktur.

Dişli oranı:
Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki dişlinin veya milin dönme oranlarıdır.

Dişliler:
Bir milden diğerine dönme hareketini ileten, güç aktarımında kullanılan parçalardır.

Dişli Yağları:
Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan yağlardır. Bu tür dişli yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.

Diyagram verimi:
Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.

Dizel çevrimi:
Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan havanın sıcaklığı ile tutuşur. Dizel motorlarda bu şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.

Dizel motoru:
Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir motordur.

Doğrusal gidip-gelme:
Bir cisim, parça veya materyalin iki sınırlı nokta arasında ileri-geri veya aşağı-yukarı doğru olan hareketidir.

Donma Noktası ( Yakıt ):
Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı derecesine donma noktası denir. Bu ise yakıtın soğuk havada kullanılabilme oranını gösterir. Özellikle motorin soğuk havalarda kristalleşerek donabilir.

Döner Pistonlu Motor ( Rotary-Wankel Motor ):
1954 senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.

Dörtlü karbüratör:
Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir.

Dört zamanlı motorlar:
Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır. Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır.

Düz silindir kapaklı motor:
L tipindeki motor, düz silindir kapaklı motordur.


Egzoz gaz analizörü:
Egzoz sistemine çıkan gazları analiz etmek suretiyle, karbüratörün çalışmasını değerlendirir.

Egzoz manifoldu:
Egzoz gazlarının dışarıya atılması işleminde kullanılan, seri bir borudan yapılmış parçadır.

Egzoz supabı:
Egzoz gazlarının silindirden dışarı atılması işleminde, açılan ve kapanan supaptır. Egzoz supabı, alt ölü noktadan önce açılır ve üst ölü noktadan sonra kapanır.

Egzoz zamanı:
Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların silindirlerden dışarıya atılmasıdır.

Eksenel gezinti:
Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu harekete eksenel gezinti denir.

Elektrik sistemi:
Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru ve kablolar yer alır.

Elektrikli yakıt pompası:
Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak, yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır.

Elektrot aralığı karbon ile kısa devre:
Ateşleme odasında meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında kısa devre meydana getirmesidir.

Elektrot göbeğinde kısa devre:
Ateşleme odasında meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı arasında kısa devreye neden olmasıdır.

Elektrolit:
Sülfirikasit ve saf su karışımından ibaret olup, akümülatör içerisindeki kimyasal reaksiyona yardım eden sıvıdır.

Elektronik ateşleme sistemi:
Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik ateşleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.

Emme manifoldu:
Karbüratörden çıkarak motor silindirlerine doğru yol alan benzin-hava karışımının akımını sağlayan bir motor parçasıdır.

Emme manifoldu ayarı:
Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardır. Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapılmalıdır.

Emme sistemi:
Bir motorun tam güç verebilmesi ve yakıtını tam bir verimle yakabilmesi için iyi bir hava alma düzenine ihtiyacı vardır. Bu sistem, karbüratörde hazırlanan karışımın çeşitli silindirlere gitmesini sağlayan emme borularından oluşmaktadır.

Emme stroku:
Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının girmesidir.

Emme supabı:
Silindire hava-yakıt karışımının girmesinde rol oynayan supaptır. Bu supap emme zamanında açılarak, hava-yakıt karışımının silindire girmesini sağlar.

Emme zamanı:
Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte emme supabının açılmasına, emme zamanı denir.

Emniyet kemeri:
Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir. Endüksiyon bobini:
Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja çıkaran oto transformatörüdür.

Erken ateşleme:
Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına erken ateşleme denir. Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır.


Fakir Karışım:
Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava karışımının fakir karışım halinde bulunmasıdır. Fakir karışım, benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha az oranlarda olması ve yanma işlemi için gerekli oranda oksijen ile birleşememesidir.

F tipi supap mekanizması:
Bu tip supap sistemi, L ve İ tiplerinin birleşmesinden oluşur. F tipi motorlarda genellikle emme supapları İ tipine göre, egzoz supapları ise L tipine göre çalışırlar.

Film dayanıklılığı:
Madeni yağın film tabakası dayanıklılık özelliğidir.

Filtre (hava):
Hava filtresi, motora giren havayı süzerek toz ve pisliklerden arındırır.

Filtre (yağ):
Yağ filtresi genellikle motor karterinin altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.

Filtre yağ dolaşım sistemleri:
Basınç ayar supabı ile düzenlenen yağ dolaşım sistemleri, kısa devreli sistem ve tam akışlı sistem olarak ikiye ayrılır.

Fren:
Bir cismin veya makinenin hareketini yavaşlatan veya durduran mekanizmaya fren denir.

Fren ayarı:
Periyodik olarak fren balatalarına ve genel fren sistemine yapılan ayarlardır.

Fren balataları:
Fren pedalına basıldığı anda fren kampanasına sürterek yavaşlama ve durma etkisi yaratan parçalardır. Fren balataları yarım daire şeklinde kavis verilmiş ****l parçalarıdır.

Fren kampanası:
Dönen tekerlekleri frenlemek için araç tekerleklerine takılan madeni bir parçadır.


Gaz basınçlı ısı göstergeleri:
Gaz basınçlı ısı göstergesi bir ısı tüpü, gösterge kadranı ve bunları birbirine bağlayan ince borulardan oluşur.

Gaz kelebeği:
Karbüratörde bulunan karışım boğazının alt kesiminde, kendi ekseni çevresinde dönmek suretiyle silindirlere giden karışım miktarını arttıran veya eksilten bir parçadır.

Gaz pedalı:
Direkt olarak karbüratör gaz kelebeğine bağlı olan, araca verilen gaz ayarını ayarlayan bir pedaldır.

Gaz türbini:
İçten yanmalı bir motor çeşididir. Bu motor sisteminde yanma sonucu meydana gelen basınç, türbinin kanatlarına çarpar ve bu şekilde türbinin milini döndürür.

Geç enjeksiyon:
Egzozdan kara duman çıkmasına neden olan, yakıtın geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanın 12 derece sonrasında gerçekleşen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul edilir.

Genleşme tapası:
Genleştikten sonra istenilen ölçüde yerine oturan bir tapadır.

Geri tepme:
Karışımın erken tutuşması durumunda yanmanın karbüratörden geri çıkmasına, geri tepme denir.

Gerilim regülatörü:
Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması işleminde kullanılan bir parçadır.

Gres yağı:
Akışkan bir yağ ile kalınlaştırıcı bir maddenin, katı ile yarı akışkan arasında yapı değişikliği gösterdiği bir yağdır. Gres yağlarında akışkan kısım genellikle petrol esaslı mineral bir yağ veya sentetik bir akışkan olup, kalınlaştırıcı kısım ise ****lik bir sabundur.

Grup dişli mili:
Grup dişli mili, kamalı milin ters yönünde vites kutusunda dişliler ile birlikte dönen bir mildir.

Güç stroku:
Güç stroku, pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya yaptığı harekettir.

Güç:
Yapılan işin birim zamana olan oranına denir.


Hacimsel (volümetrik) verim:
Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün artmasını sağlar.

Hararet:
Aracın çalışması sırasında radyatör ve motor içinde oluşan sıcaklık derecelerine hararet denir.

Hareket nakil sistemi:
Hareket nakil sistemi şaft, kardan mafsalı ve kayıcı mafsal gibi parçalardan oluşur. Bu sistemler, motor gücünün şanzımandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanılır.

Hava soğutmalı motor:
Soğumanın hava ile gerçekleştiği motor çeşididir.

Hava emme sistemi:
Yakıtın yanması için gerekli olan havayı temin eden sisteme hava emme sistemi denir.

Helezon yay:
Çelik telden yapılmış olan, yaylanabilen bir yaydır.

Hidrolik fren:
Hidrolik fren sistemi, merkez fren silindirinde bulunan hidrolik yağı basınçla tekerlek fren silindirlerine gönderen bir fren sistemidir.

Hidrolik basınç:
Fren balatalarını çalıştırmak için tekerlek silindirleri içinde oluşan basınca, hidrolik basınç denir.

Hidrolik supap iticileri:
Genleşme ve supap yuvası aşınma durumlarında bünyesinde bulunduran yağı sızdırarak, supap sapı ile iticinin devamlı temasını sağlayan parçalardır.

Hidrolik şasi dinamometresi:
Motorun fren gücünü ölçen bir makinadır.

Hidrokarbon gazlar:
Bütan, propan gibi basma basıncında sıvılaşmaya başlayan, silindir üzerindeki yağ filmini bozan gazlardır.

Jikle:
Genellikle soğuk havalarda, motorun ilk çalışmasında kullanılan bir sistemdir. Jikle çekildiğinde, karbüratörün hava boğazında olan hava miktarı kısılmak suretiyle yakıtın akışı arttırılır ve bu şekilde karışım zenginleşir.
__________________

KAYIP__ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 1142
Takımınız: