Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21/11/08, 18:48   #4
By_vBulletin
Yasaklı kullanıcı
 
By_vBulletin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Oct 2008
Bulunduğu yer: Yanlızlar Ülkesinde.....
Mesajlar: 350
Tecrübe Puanı: 0 By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future By_vBulletin has a brilliant future
Standart

H


HACİMSEL (VOLÜMETRİK) VERİM: Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün artmasını sağlar.

HAREKET NAKİL SİSTEMİ: Hareket nakil sistemi şaft, kardan mafsalı ve kayıcı mafsal gibi parçalardan oluşur. Bu sistemler, motor gücünün şanzımandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanılır.

HAVA BASINCI: Havanın bir cisim üzerine uyguladığı kuvvet. Basınç havanın küçük bir hacme sıkıştırılmasıyla artar.



HAVA BOĞAZI: Karbüratörde motora giren havanın geçtiği boru şeklindeki kısım.

HAVA FİLTRESİ: Motora giren havayı süzmek için karbüratör hava boğazının başlangıcına takılan bir çeşit süzgeç.

HAVA SOĞUTMALI MOTOR: Silindirlerin ve silindir kapağının hava ile soğutulduğu motor tipi. Silindirlerin ve silindir kapağının dışına, daha iyi soğutma sağlamak için ince hava kanatçıkları yapılmıştır.

HAVALI SÜSPANSİYON: Range Rover'ın süspansiyonunda güçlü amortisörler ve yalpa çubukları vardır. Ancak yaylar yerine basınçlı havayla dolu pnömatik silindirler kullanılır. Bu silindirler bozuk yolların neden olduğu titreşimlerin çoğunu yutar.

HAVASINI ALMA: Kapalı bir hidrolik ya da soğutma sistemindeki havanın çıkartılması işlemi.

HB (HatchBack): Bagaj çıkıntısı olmayan arkası yere dik inen 3 veya 5 kapılı otomobil.

HDI: Çok yüksek basınçla enjeksiyon gerçekleştiren dizel motor teknolojisi (Peugeot ve Citroen marka dizel otomobillerde kullanılan kısaltmadır)

HEAD-UP-DISPLAY: Gösterge tablosundaki hız ve devir datasını ön cama rakamlar ile yansıtma sistemi.

HELEZON YAY: Çelik telden yapılmış olan, yaylanabilen bir yaydır.

HESSELMAN MOTORU: Dizel esasına göre çalışır. Fakat sıkıştırma oranı düşüktür. Ateşleme, benzin motorlarında olduğu gibidir.

HIBRID MOTOR: İki farklı enerji sisteminin birbirini desteklediği, genellikle yakıt ile çalışanın asıl çekişteki elektrikli motorun bataryalarını şarj ettiği çift motor sistemi.

HİDROLİK: Güç aktarımında sıvı kullanan sistemlere verilen genel ad. Otomobillerin fren sistemlerinde kullanılır. İlk hidrolik sistemlerde su kullanılıyordu. Bugün ise su kadar çabuk donmayan sıvılar ve yağ kullanılmaktadır.

HİDROLİK BASINÇ: Fren balatalarını çalıştırmak için tekerlek silindirleri içinde oluşan basınca, hidrolik basınç denir.

HİDROLİK FREN: Fren pedalına basıldığı zaman, fren pabuçlarının hidrolik basınçla fren kampanasına sürtmesini sağlar.

HİDROLİK SUPAP İTİCİSİ: Supap boşluğunu sıfıra indirerek supap sesini azaltan, yağ basıncıyla çalışan bir supap iticisi.



I-İ



ISI GÖSTERGELERİ: Otomobillerde bulunan ısı göstergeleri, gaz basınçlı ve elektrikli ısı göstergeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Isı göstergeleri, motor ve radyatör içindeki sıcaklık derecelerini veren göstergelerdir.

ISI KONTROL SUPABI: Isı kontrol supabı, motor soğuk iken açılarak sıcak egzoz gazlarını emme manifoldu etrafındaki ısıtma odasına gönderir. Bu supaplar, emme manifoldlarında bulunur.

ISI TRANSFERİ: İçten yanmalı motorlarda meydana gelen ısının motor parçaları üzerinde toplanmasıdır. Bu istenmeyen ısının bir kısmı, su kanallarında bulunan su tarafından havaya iletilir.

İÇTEN YANMALI MOTOR: Dıştan yanmalı motorların aksine, yakıtı doğrudan doğruya silindirler içinde yakan ve üretilen ısı enerjisini piston biyel mekanizması ile krank miline ileten motorlara, içten yanmalı motorlar denir. İçten yanmalı motorlar yakıt cinsine göre dört çeşittir. Bunlar ise benzin, dizel, gaz-türbin ve L.P.G. gaz motorlarıdır.

İÇTEN KISA DEVRE: Termostatın kapalı olduğu zamanlarda, suyun silindir kapağı ve silindir bloğu arasında dolaşımını sağlayan bir sistemdir.

İKİ DEVRELİ FREN: İki devreli fren sisteminde ön ve arka tekerlekler birbirinden ayrı iki fren devresine bağlıdır. Bu sistemde fren merkez silindiri tek olmasına rağmen, içinde ön ve arka tekerleklere etki eden iki ayrı fren silindiri vardır. Frene basıldığında merkez fren silindir pistonu tek hareket yapmasına rağmen, ön ve arka tekerleklere birbirinden ayrı iki piston ile etki eder. Ön ya da arka tekerleklerden birinin devresinde arıza olması durumunda, sağlam fren devresi aracın frenlemesini sağlar. Bu sistem tek devreli fren sistemine göre daha güvenlidir.

İKİ SİLİNDİRLİ MOTORLAR: Silindirleri karşılıklı yatay bir düzlem üzerinde bulunan motorlardır. Bu motorlar otomobillerde çok az kullanılır.

İKİ ZAMANLI ÇEVRİM: İşin, iki piston strokunda meydana geldiği motor çevrimidir.

İKİ ZAMANLI MOTORLAR: Bu motorlara aynı zamanda karterden doldurmalı motorlar denir. İki zamanlı motorlarda esas olan iki zaman, sıkıştırma ve iş zamanıdır. Bu sistemde piston her üst ölü noktaya çıkışında sıkıştırma, her alt ölü noktaya doğru hareketinde ise iş (genişleme) yapar.

IMMOBILISER: Hırsızlığa karşı motorun elektronik işletim sistemini kilitleyerek aracın çalışmasını engelleyen bir şifreli koruma sistemi.

İNTEGRAL (MONOKOK) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarını bir arada tutmaya yarayan çerçeveye şasi denir. Modern otomobillerde genellikle şasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna integral ya da monokok gövde denir.

INTERCOOLER: Turbonun kullanıldığı motorlarda, emme manifolduna pompalanan havanın sıcaklığı, hem turbonun egzoz sistemi ile iç içe olmasından hem de basınç uygulanan gazların ısınmasından dolayı artar. Isınarak yoğunluğu azalan ve verimi düşen bu sıcak havayı soğutarak motora veren sisteme intercooler adı verilir. Intercooler çalışma prensibi aslında bir çeşit radyatördür. Aralarındaki fark; radyatörde suyun, intercoolerda ise havanın soğutulmasıdır.

İRTİFA ETKİSİ: İrtifa, deniz seviyesinden daha yukarı yüksekliklerde suyun kaynama noktasının değişmesidir. Bulunulan yüksekliğe göre radyatör suyunun kaynama sıcaklığının değişmesine, irtifa etkisi denir.

İSTİKAMET ÇUBUĞU: İstikamet çubukları tekerlek sarsıntılarının direksiyon kutusuna intikalini önleyen araçlar olup, boru veya çubuk şeklinde yapılmışlardır.

İŞ ZAMANI: Motorda yanma sonunda meydana gelen basınç ile pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru itilmesine iş zamanı denir.

İVMELENME: İvmelenme bir otomobilin hızını ne kadar çabuk artırabildiğini gösterir. İvmelenme, duran bir otomobilin saatte 0'dan 100 km hıza kaç saniyede çıktığı ile ölçülür.




J-K



JET MEMESİ: Düzgün yakıt akımı sağlayan ve karbüratörde yer alan parça.

JIKLE: Karbüratörde, motor soğukken hava boğazına giren havayı kısıtlayan ve bu yüzden oluşan kısmi bir vakumla karbüratör fıskiyesinden yakıtın akışını arttıran, dolayısıyla hava-yakıt karışımını zenginleştiren bir düzenek.

JIS (Japanese Industrial Standart): DIN ile aynı seviyedeki Japon endüstri normu.

KAM MİLİ: Bir dişli ya da zincir yardımıyla hareketini krank milinden alan, her silindirin emme ve egzoz supaplarını çalıştıran mil.

KAPALI TİP HAVALANDIRMA SİSTEMİ: Genellikle ağır hizmet tipi araçlarda kullanılan bir havalandırma sistemidir.

KAPI EMNİYET KİLİDİ: Çarpışma sırasında kapının açılmasını önleyen mekanizma.

KAPI EMNİYET MANDALI: Kapının içerden ve dışardan açılmasını önleyen tertibat.

KAPI İÇİ GÜVENLİK ÇUBUKLARI: Yan çarpmalarda yolcuları korumak için kapıların içine yerleştirilen sağlam çelik çubuklar.

KAPIŞ POMPASI: Karbüratörde kapış devresinin gaz kelebeğine bağlanmış parça. Gaz kelebeğine ani olarak basıldığı zaman karışımı zenginleştirir.

KARBÜRATÖR: Hava-yakıt karışımını motorun ihtiyacına göre muhtelif oranlarda ayarlayan ve yakıtı atomize eden bir düzenektir.

KARDAN MAFSALLARI: Bu parçalar, şanzıman ile diferansiyelin aynı eksende bulunmamasından dolayı değişik açı altında devir nakletmekte kullanılırlar.

KARDAN MİLİ: Güç aktarma organlarında hareketi, vites kutusundan diferansiyele ileten mil.

KARE MOTOR: Piston stroğu ve silindir çapı eşit motor.

KAROSER: Şasiye monte edilen, aracın saçtan yapılmış kısmı. Bu kısımda pencereler, kapılar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan kısımlar bulunur.

KARTER: Genellikle çelik saçtan yapılan, motorun alt tarafında bulunan, krank muhafazasının altını kapatan ve yağa depoluk eden parça.

KATALİTİK ÇEVİRİCİ: Egzozdan çıkan zararlı gazları azaltır. Örneğin nitrik oksitleri azot ve suya çevirerek zararsız hale getirir.

KATALİTİK KONVERTÖR: Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız maddelere dönüştürmek için araçlara takılır. Seramikten yapılan ve gözenekleri katalitik etki sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı katalitik dönüştürücünün içinden geçen egzoz gazları reaksiyona girerek zararsız maddelere dönüşür. Dönüştürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlılara zararsız N2 (Azot), CO2 (Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan dışarı verilir. Bazen performans artırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine neden olduğu için kaçınılması gerekir.

KATALİZÖR: Kimyasal reaksiyonları hızlandıran ya da oluş biçimlerini değiştiren madde. Otomobillerin egzoz sistemlerinde kirliliği azaltmak için kullanılır.

KATALİZÖR VE KATALİZATÖR ARASINDAKİ FARK: Katalizör, katalitik etki sağlayan maddeye, katalizatör ise katalitik etki sağlayan cihaza verilen addır. Katalitik konvertör yerine katalitik dönüştürücü kelimesi kullanıldığında aralarındaki fark daha kolay anlaşılır.

KATIK: Katıklar genelde benzin ve yağ katıkları olarak ikiye ayrılırlar. Benzine katılan katıklar, genelde benzinin oktan sayısını yükseltmek ve yakıt deposundaki pas, tortu ve korozyonu önlemek amacıyla kullanılır. Madeni yağlara katılan katıklar ise, yağın dayanıklılık özelliğini ve performansını arttırmaya yöneliktir.

KAVRAMA: Krank mili ve güç aktarma organlarını birleştiren ve ayıran düzenek.

KAVRAMA MİLİ: Üzerinde kavrama balatalı diskinin geçmesi için açılmış kama olukları ve uç tarafında vites kutusu grup dişlilerini çeviren bir mil.

KİTLESEL GÜÇ (GÜÇ AĞIRLIĞI): Motorun bir beygir gücü başına düşen ağırlığına, o motorun kitlesel gücü veya güç ağırlığı denir. Motorun ürettiği gücün bir kısmı, kendi ağırlığını taşımak için harcanır.

KOKPİT: Otomobillerde sürücünün oturduğu kısma kokpit denir.

KOMPRESÖR (TURBO): Turbo sistemlerine bazı üreticiler tarafından verilen ad. Bu sistemde doğrudan krank miline bağlı olarak çalışan basınçlı hava sistemi sayesinde motorda rölantiden itibaren daha yüksek güç ve tork elde edilir.

KOMPRESYON KAÇAĞI: Yanma odasında sıkışan hava-yakıt karışımının veya yanmış gazların, segmanların arasından kartere sızması.

KOMPRESYON FRENİ: Motorun kompresyon gücünden yararlanılarak yapılan frendir. Bu fren çeşidi özellikle ağır taşıtlarda kullanılmaktadır. Bu sistemde egzoz manifoldu içinde bulunan bir valf mekanik bir kol aracılığı ile kapatılarak, egzoz gazlarının silindir ateşleme odasından basınçla atmosfere çıkmasına engel olunur. Silindir içinde kalan bu yanmış gazlar, kompresyon freni yaparak aracın yavaşlamasını sağlar.

KOMPRESYON SEGMANLARI: Pistonun üst tarafında bulunan segmanlar. Silindirdeki kompresyonu tutacak ve kaçakları önleyecek şekilde yapılmıştır.

KONTAK ANAHTARI: Kontak anahtarı, çevrildiği zaman ateşleme ve marş devresine elektrik akımı göndererek aracın çalışmasını sağlar. Aynı şekilde araç çalışır durumda iken kontak anahtarı çevrildiğinde, ateşleme ve marş sistemine giden akım kesilerek, araç durdurulur.

KONTROL PANELİ: Sürücünün önünde bulunan ve üzerinde otomobille ilgili çeşitli bilgiler içeren göstergeler olan panele verilen ad.

KONTROL RÖLESİ: Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması görevini gören regülatörün bir parçasıdır.

KORUYUCU KILAVUZ: Krank muylusunun çizilmesini önlemek için biyel civatalarına takılan bir parçadır.

KÖPÜK FİLTRE: Köpük filtre, sünger tipinde delikli köpükten yapılmıştır. Yağlı yapısı sayesinde hava içindeki tozları tutar.

KRANK MİLİ: Pistonların ileri geri hareketini dönme hareketine çeviren mil.

KRANK MUHAFAZASI: Üst kartel de denir. Krank milinin içinde döndüğü motorun alt kısmı. Üstünde silindir bloğunun alt tarafı, altında kartel bulunur.

KURS (PİSTON YOLU): Pistonun alt ölü nokta ile üst ölü nokta arasında aldığı yola denir.

KURS HACMİ: Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya kadar silindir içinde yaladığı hacme, kurs hacmi denir.

KURŞUN TETRA-ETİL: Yanmanın verimini arttırmak ve benzinin oktan sayısını yükseltmek için benzine katılan bir maddedir.

KURU GÖMLEK: Silindir bloğunda bulunan silindirik yuvalarına sıkı bir şekilde geçirilen, ince çeperli çelik veya dökme demir gömleklerdir.

KUTUP BAŞLARI: Akümülatörün dış tarafında üzerinde ( + ) ve ( - ) işaretleri bulunan, akümülatörden pozitif ve negatif elektrik akımlarının verildiği güç noktalarıdır.

KUŞAK: Lastiğin değişik katmanlarına kuşak ya da kat adı verilir.

KÜLBÜTÖR MANİVELASI: Kam hareketinin yönünü değiştirerek, supaba ileten maniveladır.

KÜLBÜTÖR MİLİ: Külbütör mili çelik alaşımdan yapılmış, içi boşaltılmış ve iki başına özel tapalar takılmış düz bir mildir.

KW: Kilowatt, motorun güç değerini elektrik gücü olarak gösterir. 1 kW= 1.34 ECE= 1.35 PS (DIN)
By_vBulletin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konu Sayısı: 129
Takımınız: