KÜRT SİYASETÇİLER KÜRSÜLERDE PKK’YI ELEŞTİRMEYİ BAŞARABİLİRLERSE, ÇÖZÜMÜN YOLU HIZLA AÇILIR!..
Acaba "Kürt sorunu" dediğimizde neyi konuşuyoruz?.. Bunu gerçekten netleştirmek lazım. Bunun içini kimin nasıl doldurduğunu bilmek ve ona göre tavır geliştirmek lazım. Çünkü ancak o takdirde, kimin nerede, hangi rolü üstlendiğini kavrayabilir, "çift dil"in içeriğini doğru anlayabiliriz.
Mesela, hatırlarsanız DTP(BDP) Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, "29 Mart seçimleri Kürdistan'ın haritasını belirledi" şeklinde konuşmuştu.
Ne anlama geliyordu Pervin Buldan'ın bu sözleri?.. Buldan, stratejik anlamı olan biz söz mü söylemişti yoksa popülist bir tavır içinde mi konuşmuştu?..
Bir grup eski DTP milletvekili ve belediye başkanı da Kuzey Irak'a gitmişlerdi Mahmur Kampı'nda bulunanlarla konuşmak üzere. Orada neler söylediklerini bir hatırlayalım isterseniz…
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındır, internet sitelerine de yansıyan PKK’nın Simele kampında yaptığı konuşmada, aynen şunları söylüyor: "Yüz yıldır her Kürt yaşadığı coğrafyada sürekli zulümle, inkarla karşı karşıya kaldı. Güney Kürdistan’da (Irak’ın kuzeyinden bahsediyor) nasıl ki özgür bir Kürdistan varsa, biz inanıyoruz ki, kuzeyde de (Güneydoğu Anadolu kastediliyor) bu özgürlük bir gün olacaktır. Kuzey Kürdistan'da 100 yıldır mücadele veriliyor. Son 30 yıl verilen mücadele sayesinde şu anda yaklaşık 100 belediye bizim yönetimimiz altında... Bizim mücadelemizi tasfiye etmek istiyorlar ama başaramazlar."
Bu sözler ne anlama geliyor?.. "Kuzey Kürdistan diye nitelenen Türkiye'nin bir bölgesinde Irak'takine benzer bir yapılanma" arzusu ne demek?..
Van Milletvekili Özdal Üçer de, "Yaşasın Kürdistan'ın birliği" diyerek başladığı konuşmasını "Kuzey Kürdistan'da da Güney Kürdistan'da olduğu gibi özgürlük gelmezse biz bu davadan asla vazgeçmeyiz” diyerek tamamlıyor.
Buradaki "Güney Kürdistan-Kuzey Kürdistan" paralelliği ne anlama geliyor?..
Ve son olarak Simele Kaymakamı İsmail Mustafa'nın bir cümlesini aktarmak istiyorum. Diyor ki Simele Kaymakamı İsmail Mustafa: "Kürdistan dört parça değil tek parçadır, bir bütündür."
Evet, aslında tüm bu sözlerin anlamı çok açık… İmralı Sakini Abdullah eksenli dağda ve ovada boyutları bulunan hareket, Türkiye bünyesinde Irak'takine benzer bir yapı kurmak istiyor. Doğruyu anlamak gerekirse ya da aptal yerine konmaya razı olmadan bakılırsa, tüm yapılanmaların bu hedefe yönelik olduğu, onun basamaklarını oluşturduğu çok açık.
Bir ara ben, PKK ve siyasi uzantıları "Barış, insan hakları dedikleri zaman bile altını kazıdığınızda şiddet, kan, gözyaşı görüyorsunuz" diye yazmıştım. Dolayısıyla başta Kürt aydın ve siyasetçiler olmak üzere, tüm Türkiye kamuoyunun şu noktaya dikkatini bir kere daha çekmek istiyorum ki, PKK da böyle bir yapılanma, DTP-BDP de, KCK da, MCK da… Dağda da, ovada da, siyasi zeminde de, sokak hareketlerinde de aynı hedef var...
Peki nasıl olacak Türkiye içinde bir Kuzey Irak yapılanması?.. Bir işgal mi olacak Türkiye'ye yönelik?.. Bir uçuşa yasaklı bölge mi oluşturulacak?.. Yoksa, PKK peşmerge haline mi gelecek?..
Sevahir Bayındır ve diğerlerinin yaptıkları açıklamalar, suç, hukuk vs. ötesi şeyler…
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in küfürlü konuşmasında bir hukuk duyarlılığı var mı?.. Biz söveriz, onlar dinler!..
Evet, bence bunların tümünde etnik milliyetçiliği körükleyerek, şiddeti tırmandırma kokusu var. Yukarıda saydığım ihtimallerin tamamı şiddet, ayrılık, kan, gözyaşı ve bölünme içeriyor. Ancak unutulmamalı ki, hiç kuşkusuz bu tavır sorgulanacaktır… Bölge insanının sorunlarının giderilmesi ile bu şiddeti tırmandırma yürüyüşü arasına mutlaka mesafe konulacaktır… Ve bunu, aptal yerine konmamak için, "Kürt sorunu"nun çözümünden yana olanlar daha çok yapacaktır…
Ben buradan yeni dönemde Türkiye siyasetinde önemli adımlar atılacağını “Türkiye partisi” olma yönünde ve Kürt meselesinin çözümüne yönelik barışçıl projeler üretme konusunda sözler veren eşbaşkanlar Selahattin Demirtaş ve Gülten Kışanak olmak üzere; Akın Birdal’a, Ufuk Uras’a, Osman Baydemir'e, Emine Ayna'ya, Sevahir Bayındır’a, Pervin Buldan'a sormak istiyorum, yukarıda bahsedilen “şiddet-savaş projesi”nin neresinde yer alacaksınız, daha doğrusu kan ve gözyaşından başka bir şey getirmeyecek bu tür projelerin karşısında durma cesaretini artık gösterebilecek misiniz?.. Yoksa…
SON SÖZ… Bunlar netleşmeden, DTP-BDP siyaseti, PKK ile bu kadar iç içe iken, bu çizginin, "açılım" konusunda doğru bir katkı sunmaları mümkün gözükmüyor diye düşünüyorum. Ne zaman ki Kürt siyasetçiler biraz cesaret gösterip kürsülerde PKK’yı eleştirmeyi başarabilirlerse, biraz olsun çözümün ve siyasetin kapısı aralanacaktır diye düşünüyorum.
Hayaller Ve Gerçekler!..
Normal
