gece gündüze aşıktı ben sana diye başladı sözlerine ve devam etti anlatmaya;
deniz günesin sevgilisiydi butun gun gökyuzunden denize göz kırpan günes veda etmeyi hiç sevmezdi sevgilisinden ayrılmamak uğruna batan güne inat oynardı günes son demlerını yasarken denizde kırmızıyla mavi sarmaş dolaş olur tüm engellere ragmen bir sonraki gün batımında bulusmak üzere istemsiz ayrılırlardı güneş yoklugunda ay ile haber gönderirdi denize bilmezdi ayın da günesten gizli denize aşık oldugunu bilseydi ne olurdu ay ile günes kardesti kım feda ederdi sevgisini
ikiside vazgecmek istemiyordu denizden
ne ay nede güneş bırakmak istemiyordu sevdiğini güneş ve ay kavga ettiler denize olan aşkları yüzünden deniz bir şey söyleyemedi
bir gün deniz kararmaya başladı denizin mavi gözleri simsiyah oldu fırtınalar koptu ne ay vardı nede güneş deniz kendine kızdı.Anladı yanlız olduğunu.
neden böyle olması gerekti diye düşünürken deniz vazgeçti sevgilisi güneşten ay ise sessizce bekledi
ne ay ne güneş ikiside denize bir şey söyleyemedi ikiside bilmiyordu denizin ne yapmak istediğini bilmiyordu bildiği tek şey sevgilisini kaybetmiş kendinden vazgecmiş olmasıydı.
o günden sonra güneş denizle bir daha hiç konuşmadi ay ise olanlardan kendını sorumlu tutarak sonsuz bir suskunluğa büründü.
Acı çeken 3 kişiden hiçbiri birbirini umursamıyor.
güneş gökyüzüne aşık oldu
ay yıldızlara aşık oldu
deniz ise tepede yanıp sönen deniz fenerine aşık oldu.
kimse bir zamanlar bu üçlüye ne oldugunu sormuyor artık kımse yüreklerinin ne halde olduğunu önemsemiyor.
herkez birbirine yalan söylüyor. Mutluluk oyunu oynanıyor önce kendimizi sonra cevremizdekileri kandırarak kendimizi ve hayatımızı değiştirmeye çalışıyoruz