Martılar vardı yokluğunda. Benim yerime onlar konuştular. Ne ben anladım onları ne de onlar anladılar beni.
Şarkılar vardı yokluğunda. Sustum. Söyledim. Dinledim. Senin yerine notalarla dertleştim, eğlendim, keyiflendim.
Kitaplar vardı yokluğunda. Her fırsatını bulup insanlardan kurtulabildiğimde başımı yasladığım. Gözlerim yorgunluktan sulanana kadar okuduğum kitaplar. Kah bulduk ortak noktayı kah içerledik birbirimize. Birbirimizin başucunda durduk, hastayken elini tuttuk. Hiç yarı yolda bırakmadılar beni.
Yastıklarım vardı yokluğunda. Sarıldık, film izledik birlikte, bazen heyecanlandık, bazen ağladık. Yalnız bırakmadılar beni, yüzerinden sıkılsalar bile.
Arkadaşlarım, arkadaşlarım vardı yokluğunda da. Beni güldürmeye ve ağlatmaya hep hazır olan. Adın geçmesin diye dillerini ısıran. Seni sorarken sesleri kısılan. Uyuttular beni kahkahalarla.
Alışveriş manyaklığım da vardı tabii. Bazen turnayı gözünden vuran bazense cüzdanımı vuran. Manyaklığım dedim sevdim kendimi.
Yokluğun vardı yokluğunda. Çalmayan bir melodi vardı telefonumda. Açılmayan resimler vardı, gelmeyen mesajlar. Geceleri, sabahları hep yokladılar beni.
Ben vardım yokluğunda. Sen olsan da olmasan da var olan. Bazen bıraktım beni ama o bırakmadı kendini.
Vardı diyorum. Vardı çünkü yokluğun bitmedi. Yokluğunun hayatımdaki alanı kendi kendini yok etti. Aynen sen gibi.