Duyuyor musun?
-Evet
-Neye evet?
-Ýçimdeki sesleri duymuyorsun öyle deðil mi?
-Görebildiðim her þeyi duyabilmekteyim
-Ya göremediklerin?
-Siyah bir geceye terk ettiðimiz zamanlar adýna mavi ay parlasýn diye beklerken geceye inat kapanýyordu bütün gözler… Bir damla yaðmurun ýþýltýsýydý tenime vuran. Hiç görmediðim halde var olduðuna inandýðým sevdiðim gibi hiç olmayacaktýn…
-Ayný þarkýyý duyabilsem, o yolu görebilsem siyahýn inadýna bütün acýyý haykýrabilirdim…
Sözüm uçuyor cümlelerim terk ediyor varmak (varamamak) adýna uçurumlardayým…
-Bütün bu hayatýn anlattýðý tek bir kelimeyi bütün hayatýmý versem anlatabilir miydim? O bana hayatý verirken
Ben o’na bir hayat verebilir miydim?
*Hýçkýrýklarla boðulduðum geceye haykýrdýðým bütün benliðim sustu, þimdi önce ve sonrasýna mahkûm öylesine ruhumu bedenim de aðýrlarken içimdeki her bir parça tek, tek terk edilmeler de, terk ediþlerde…
-Duyuyor musun?
-Hayýr
-Neye hayýr
-Senden yana göremediðim, duyamadýðým anlarda yaþadýðýmý var sayanlara HAYIR
*Pencereme vuran kar tanelerin içinde eridiði hissiyle hiç unutmadýðým aklýma nakþettiðim bu satýrlar ve her kelimesiyle bir kez daha vururken içimden ve dýþýmdan haykýrýrken sana beni duyabiliyor musun acaba…
Þimdi öylesine gönül kýrýklarý içinde verdiðim savaþta siyah bir geceye düþen kar taneleri hatýrýna mavi bir ay doðmasýný bekliyorum…
Hayal bu ya, benim deðil mi? Bizim deðil miydi?
Biz ki Mecnun’u Leyla’ya deli divane âþýk edip çöllere kurban etmiþken, mavi bir ay doðmasýný beklemek, seni beklemek çok muydu?
Aþk tan çok bir savaþa benzeyen ve hiç olmadan bitmeler bugünün yarýnlara bakan gözleri karanlýktan baþka bir þey bulamayýþýnýn acýsýydý…
Þimdi yarým kalmýþ bir hikâye gibi geçmiþi tamamlamak mý doðru olan yoksa öylece yarým bir hikâyeyi kaleme vurmak mýydý?
Bu hikâye yarým kalmamýþ yaþanmýþ olsaydý nasýl bir son yazý karalardý kalem çözemiyorum…
Yarým býrakýlan bir hayatý nasýl tamamlayabilirdim…
Aþk’ýn kalesi herhalde hiçbir yaþamýþlýkla yýkýlmayacak yenik düþmeyecekti…
Mecnun ne gördü Leyla’nýn gözünde…
Ya Yusuf…
Gözlerimde Yusuf tan daha aydýnlýk daha güzeldin oysa ömrümü uðruna zindanlar da geçirecek kadar seninleydim… Senindim…
Ýçimdeki sen ile bütündüm… Farkýnda deðildin hiç farkýnda olmadýn…
Tam bir yýl oluyor ve ben halen yarým kalmýþ bir hikâyeyi nasýl tamamlayacaðýmý bilmeden sadece o geceye ait rüzgârda savruluyordum… Oysa tamamlamak istiyor muydum, nasýl bir netice verebilirdim nasýl bir son kaleme dökebilirdim hiçbir fikrim yoktu…
Öncesi ve sonrasý…
Öncesi çözemediðim bir bulmaca gibi sonrasý ellerimde fakat ne çözmeye ne öylece býrakmaya takatim yoktu…
Görmek ve görünmek mühim þeydi…
Duyamadýðým, duyamadýðýn her an sen ölüyor ben ise her an seninle doðuyordum…
Sen yazýyý bitirmiþ ben ise mutlak bir son yazma isteði ile zamanýn akmasýný bekliyordum. Her geçen zaman biraz daha erteliyordum, senin yarým býraktýðýn hikâyeyi ben son nefesimde tamamlamak itiyordum…
Þimdi ise senden kalan mavi bir ay siyaha inat dökülen yaþlardan dahasý yoktu.
Þimdi uzun bir sessizlikten ötesi yoktu…