çok büyük hışımla ve çok kararlı yattım yine,gözlerim yatağı kesip duruyordu zaten saatlerdir...peki neden yine buradayım? bu ışık kaynağının karşısında..
sabah çok çok erken saatlerde zaten kalkıcam ama bakıyorumda artık geceden geriye kalan pek fazla bir şey yok bana,her zaman olduğu gibi.adım mı acaba beni buna sürükleyen,uyumamak daha doğrusu uyuyamamak benle nereye kadar devam edecek yolculuğa...bir tek rahatça uyuduğum yer var,ama şimdi uzakta sayılır aslında dakikalarla ölçülen ama gerçekte ulaşması çok zor olan bir uzaklıkta.pardon pardon aşk'ı anlatmayacaktım henüz,daha erken onu dinlemeniz için.biraz daha öğrenin bir şeyler ve tanıyın bu oyunun kahramanlarını.
sessizlik..sonra gelen bir titreme..yok üşümekten değil çünkü öyle bir sıcak var ki zaten mümkün değil..bu daha farklı metalik bir titreme..hımmm telefonmuş...masum küçük sessiz harflerle yazılmış bir mesaj..uyku kokuyor mis gibi.özlediğim yerin kokusu bu..rahat uyuyabildiğim tek yerin.
sessizlik..camda kırmızıya dönük ışıklar ve hepsi açıklanabilir nesnelerden vuruyor...hiç mit'ler yok bu durumda veya şehir efsanelerine konu olacak ilginç hikayeler taşımıyor ışıklar,herkes uyumuş ve ben yine onları bekliyorum.
sessizlik..kırmızı bir bardak ama kocaman,bana çok şeyde eşlik ediyor,üşendiğimden mi sevdiğimden mi bilmiyorum ama çok şeyi onda yaşıyorum..lezzet denir heralde adına..küçük kara balık vardı behrengi'nin sanırım bu da benim küçük kırmızı bardağım...