Enerjiden ibaret olan yaşamın destek ünitesi hayaller maddenin önüne geçince, alem zahirden batına doğru akmaya başlar. Hücreler arası bağlar, bir başka bireyin bağ mekanizmasıyla ilişikte olduğundan, toplumdan bir türlü kopamaz insan. Bir enerji patlamasıyla oluşan kainatta enerji boşalmasıyla açılan gözlerin, bir gün değiştireceği form, şu vakit gözler önüne serilmese de, kan yerine şeker yiyen beynin gelecek vadede şeffaflaşacak lobunda saklı durur.
Tüm dümensiz gemilerin rotası sahillerime vurur
Şeytan üçgeni kadar çekicidir manyetizmam
Acun düz değil lakin her ummanın bir sonu var
Yakamı bırakmaz ellerini koparmış karalar
Geçmişin dışında gelecek de kaydedilen hafızamızın, henüz vakti gelmemiş yaşamların dürülü defterleri arasında sayfa seçme iradesi vardır ki herkes kendi kitabının yazarı olur.Kader, üzerinde durulması mecburi olmayan çok boyutlu duraklarla bezenmiş yol gibidir ama sürülen otobüs değil terkedilmiş bir yalnızlıktır. Siyah bir simidin ucundaki hayattaki maharetse, sürüş kabiliyetine bağlıdır.
Sema şimşeklerini yanardağlar doğurur
Dünya içinde saklar ateşten cevherini
Ellerimle eşeledikçe toprakları
Fışkırır yüzüme arzın cehennemi
Elest geçmişi unutturulan ruh, bir dünya hayatını sanmaktadır sahih olan. Rüyaya bakan göz değildir insana yaşadığını hissettiren, ciğerlerine dolan nefestir. Bir çekim sigara acısıdır belki de en çok yaşamı acıtan, can evinden vuran. Şakakların ortasında iki kara delik, göğsün ortasında hisle beslenen koca bir akdeliğin penceresi olur. Bu yüzdendir ki gece gündüz görür insan gözlerini kırpmadan. Ya ölüm rüya gibi bir şey midir uyanılmayan?
Göğün namusunu düğmeler yıldızlar
Soyununca alttan kara bir delik çıkar
Dikişi olmayan beyaz kefen
Ve bir de dikiş tutturamayan ben
Fezada kalem ucuyla bırakılmış mavi bir leke, parazit yaşamların istilasında yıl ve yıl küçülür. İnsan dünyayı yer, vakti gelince de dünya insanı. Doygunluk kıyamet getirir aç dünya!Ve hey gidi aç insan!
Üyeye Bela gelmez Admin Kızmadıkça,Admin Sinirlenmez Üye Azmadıkça
Ne kadar kibirli dursa da Bardağın önünde eğilir çaydanlık Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir bu gurur niçin? Mütevazi ol, hatta bir adım bile geçme gurur kapısından; Bardağı insan bunun için öper daima alnından…
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla, ışığından bir şey kaybetmez...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...