yaya geçitlerinde en az bir kez ezilme tehlikesi atlattıysan
bir yere gitmeden önce acaba otoparkı varmıdır diye düşünüyorsan
topkapı ve ayasofyayı sadece uzaktan görüp henüz gitmediysen
nihat sırdar ve sivrisinek programına sık sık arabanda denk geliyorsan
balık yemek bir lüks ise
ortaköy ve beyoğlu kelimesi seni heyecanlandırıyorsa
gününün en az 1 saati yolda geçiyorsa
kırmızı ışıkta durduğunda araba camlarının "temizlenmemesi" için el kol hareketleri yapmak zorunda kalıyorsan
her alışverişinde "acaba kazıklandım mı?" diye düşünüyorsan
kırmızı ışıkta en önde duran araba olmaktan stres oluyorsan
emniyet şeridi magandasının ne demek olduğunu biliyorsan
ışık yeşile geçtiği anda arkadaki araba selektör yapıyorsa
benzin paran maaşının dörtte birini geçiyorsa
mavi kartı hatırlıyorsan
minibüste gittiğin zamanlarda "polis, çökün" anısı yaşadıysan
tiyatro ve operaya hiç gidemiyorsan
restoranda ve barda tuvalete para veriyorsan ve yaşlı teyzenin iğrenç kolonyasının kokusunu hatırlıyorsan
sinemada yerine oturtulmadan önce bahşiş için bozuk para bulundurma stresine giriyorsan
ev telefonunu artık sadece yemek ve bakkal siparişi için kullanıyorsan
paraüstü olarak ciklet veriyorlarsa
E5'te bir kaza olduğunda trafik Avcılara veya ters yönde Ataşehire kadar sıkışıyorsa
"burdan zamanında arsa almak lazımdı" gibi cümleler kullanıyorsan
100 metre yanında ilkokul varken çocuğunu para da vererek uzaktaki özel okula göndererek ona eziyet ediyorsan
arabanda sabah kalorifer çalıştırırken öğlen klima açmak zorunda kalıyorsan
taksi şoförü "ben karşı tarafın taksisiyim" deyip yolu sana tarif ettiriyorsa
güzergahının üzerindeki çevre yolu tabelalarının bir kısmı hurda olarak satılmak üzere çalınmışsa ve hatta gece sarhoşlar tarafından üzerlerine ateş edilip delik deşik edilmişse
polis ceza yazdığında illa ki bir itiraz etmek zorunda hissediyorsan ve doktorsan ceza ödememen gerektiğini düşünüyorsan ve yanılıyorsan
AKM, BKM, YKMnin açılımını biliyorsan
sokakta seyyar satıcıları seyretmek için toplanan kalabalıkları hatırlıyorsan (bunlar artık azaldı ve avrupadaki sokak sanatçılarının karşılığı olarak görülebilir aslında )
IETT'nin ineklik etme taksi tut anlamına geldiği zamanları hatırlıyorsan
gazetenin içinde kendi eki dışında binlerce reklam eki buluyorsan ve bunları direkt çöpe atıyorsan
buzdolabının üzeri pizzacı kebapçı, bakkal, çakkal, kurutemizlemeci vs mıknatısıyla doluysa
üst geçitten geçmek zorunda kalmak yerine gidiş dönüş yönünü birbirinden ayıran tel örgünün kesilerek bir insanın geçebileceği büyüklükte açıklık oluşturulduğunu görüyor ve bunu normal kabul ediyorsan
zeynep kamil deyince aklına hamilelik ve doğum, harem denince otobüs, yeşilköy denince uçak, kalamış denince yatlar, çamlıca denince eski türk filmleri, etiler denince barlar (artık yoklar), boğaz denince balık, florya denince atatürk, halkalı denince çöplük (artık değişti), kasımpaşa denince kasımpaşa canavarı, laleli denince ruslar, topkapı denince otogar, emirgan denince çay içmek, bakırköy denince ruh ve sinir hastalıkları hastanesi aklına geliyorsa
ISTANBULDAN AYRILDIĞINDA BU ŞEHRİ HERŞEYE RAĞMEN ÖZLÜYORSAN