çok yakın bir arkadaşım telefonla arayıp "sevgili hocam kadınlara uygulanan şiddeti biliyorsun bu durumu gözler önüne sermek için yoğun br çalışma içine girdik. bu arada ülkenin her yerine bir çok afiş asmaya karar verdik. bu arkadaşım grafik sanatçısı ismi de murat. sohbet sırasında bir istekte bulundu."hocam siz güzel sanatlar akademisinden mezun olduğunz için bu işleri çok iyi bilirsiniz. yaptığımız çalışmayı görmenizi çok isterim. fikirleriniz bizler için çok önemli." kalkıp hemen büroya gidiyorum. ama arkadaşım dışarı çıkmış. murat beyin sekreteri beni tanıyor.hazırlanan çalışmanın taslağını çıkartıp: "böyle düşündüler efendim. bence orijinal ama önemli olan sizin görüşünüz" afiş bir kadın resminden ibaret görünüyor. seçilen tip anadolu kadını. yediği dayak yüzünden üstü başı dağınık. kaşlarından biri de acemi boksörler gibi açıldığından kanlar içinde. resmin hemen üstünde kan renginde bir tonla yapıştırın gözünün üstüne yazılmış"yapıştırma" tekniğini öğrenmek isteyenler resme yaklaştığında fosforlu bir "yara bandı yazısını fark ediyorlar. yazı bir anda yara bandı yapıştırın gözünün üstüne şeklini alıyor. bir kez daha bakıyorum afişe anlaşılan murat dayak yiyen bir hanıma rastlamamış. sekreterden bir kağıt alıp şaka yollu bir üslupla şunları yazıyorum "çok güzel bir kadın tipi seçmişsin fakat toplum tarafından takdir edilmek ve dikkat çekmek için kadının gözünü iyice morartmalı hatta birkaç dişini kırmalısın bu takdirde çalışman herkese örnek olur. sevgilerimle.. cüneyt suavi." zarfa koyup sekretere vermek istiyorum ama öğle tatili nedeniyle yerinden ayrılmış. yolumun üzeri nasılsa tekrar gelirim diyor ve zarfı alarak çıkıyorum. eve döndüğümde eşim"bu gece necatinin düğünü var nasıl unuttuk hediye de almadık" diyor. kararlı bir tavırla "ben bu işte yokum hanım" diyorum. "bir yüz dolar verdik mi bu iş hallolur" akşam düğünde necatiyi tebrik ediyorum ve zarfın içindeki yüz doları sessizce veriyorum. birkaç gün sonra tekrar büroya gidiyorum yazdığım notu sekretere verip çıkıyorum. akşamüstü murat arayıp"hocam teşekkür etmek için aradım sizi bağışınız için teşekürler. sizin gibi herkes 100 dolar verirse bu iş çok kolaylaşır." bir anda ter basıyor vücudumu necatinin zarfı murata gittiyse... acien necatiyi arayarak " necati düğünde verdiğim zarfı açtın mı?" "nasıl açmam sevgili hocam" diyor "en kıymetli hediyeyi siz verdiniz eşim için yazdığınız öneriyi harfiyen uyguladım. nişanlıyken biraz şımarıyordu. şimdi görseniz süt dökmüş kedi gibi oturuyor. zaten dün afişte de rastladım. "YAPIŞTIRIN GÖZÜNÜN TAM ÜSTÜNE" yazıyordu....
__________________
başkalarının yolunda yürüyenler
ayakizi bırakmazlar...