Yalnýzca yüreðine, “kardeþi”, Müslüman kardeþi düþmüþtü...
TELEFON ÇALDI. TELEFONU ÇALAN KÝMSE, karþýsýnda uzun zamandýr sesini duymadýðý bir arkadaþýný bulmuþtu.
Zihninde fikirler uçuþtu.“Hayýrdýr” dedi içinden. “Bir þey mi isteyecek benden, yoksa bir iþi mi düþtü”..
Hani sâliseler içinde hepimizin aklýndan onlarca kelime gelir geçer.. Ýþte öyle, bir kýsmý artýk refleks haline gelmiþ kýsa kelime uçuþlarýydý bunlar.
O böyle düþünürken, karþýdakinin de zihninden kelimeler gelip geçti.
Ona iþi düþmemiþti.
Yalnýzca yüreðine, “kardeþi”, Müslüman kardeþi düþmüþtü.
Nicedir kendini de kardeþlerini de unuttuðu düþmüþtü..
Çünkü Hayât’üs Sahâbe’den bir yaprak okumuþ ve Hz.Peygamberin a.s.m þu kelimelerinden çok etkilenmiþti:
“Mü’min, mü’min kardeþi için birbirine destek veren bir binanýn tuðlalarý gibidir”
Arzuladýðý gibi bir saðlam bir bina..destek olmak..t uðlalar.. Bunlar geçti aklýndan..
Hayât’üs Sahâbe’den okuduklarý bu kadar deðildi..
Birbirleriyle kardeþ edilen ensâr ve muhâcirin birbirlerini görmek için sabahý iple çektiklerini, karþýlaþtýklarý zaman coþkun bir sevgi ile: “Ben görmeyeli nasýlsýn?” diye hâl hatýr sorduklarýný da okumuþtu..
Bu heyecanla, onlar gibi olmak adýna atabileceði ilk adýmýn kardeþlerinin hatrýný sormak olabileceðini düþünmüþtü..
Nasýlsa bu ülkede karþýlaþtýðý kiþilerin hemen hepsinin nüfus cüzdanýnda Müslüman yazýyordu.. Kýzdýðý, öfkelendiði, haset ettiði insanlarýn da nüfus cüzdanlarýnda Müslüman yazýyordu.
Tabii ki kalplerde yazýlý olaný bilen ancak Allah’týr.
Ama bu düþünce zihninde belirince, kýzgýnlýklarýnýn ve kýrgýnlýklarýnýn arasýndan menfaati çerçevesinde olanlarý çekip çýkardý..
Ucu nefsine takýlmýþ olanlarý kenara ayýrdý.
Telefonu eline aldý ve aklýna ilk gelen kiþinin numarasýný çevirdi. Ürpertiyle ve zihninde uçuþan soru iþaretleriyle eski iþ arkadaþýný aradý.
Arkadaþý ise, buna þaþýrmýþ, bir iþ için aramadýðýný anlayýnca garipsemiþ ve bu düþüncesini gelecek günlerde hatýrlamak üzere paketleyip kaldýrmýþtý…
“Yani þimdi iþi düþmedi ama, herhalde bir sonraki arayýþýnda merâmýný dile getirecek” diye düþünmüþtü. Bunu da ses tonundan anlamak mümkündü..
*
Baþka birini aradý, sonra baþkasýný..Aradý, aradý.
Olsun, insan karþýlýk alamasa da kardeþlik duygusuyla, uhuvvetle dolmasý ne güzel..
Bir kiþi, bir sebeple muhabbetle dolsa, çevresinde bu muhabbetin yansýyacaðý hiçbir ayna olmasa da dert etmemeli. Gücenmemeli..
Göstermeye çalýþtýðý içten sevgi ve kardeþlik duygusu alaya alýnsa da garipsense de, üzülmemeli.
Çünkü nimetin lezzetine ermeyenler nimeti inkar etse nasýl kifayetsiz olur, öyle de uhuvvetle döndüðümüz yüzlerin bize manâsýzca bakmasý, muhabbetin, kardeþliðin yokluðunu ifade etmez.. Güneþ gibi bir hakîkat, yansýyacak ayna bulamadý diye ondan vazgeçmemeli..
Asr-ý Saâdet öncesinde, ulvî duygulardan uzak kalmýþ insanlar nasýl Kur’an ile þereflendiklerinde bambaþka kapýlar aralanmýþtý.. Bunun gibi, ahlâkî deðerlerin menfaatten uzak muhabbetlerin de geliþmesi için Kur’an ahlâkýnýn yer edinmesi gerekiyor..
“Mümin erkeklerle mümin kadýnlar da birbirlerinin velîleridir. Onlar iyiliði emreder, kötülükten alýkorlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. Ýþte onlara Allah rahmet edecektir. Þüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.”
Birbirinin velîsi, dostu, yardýmcýsý olmak ne güzel bir vasýftýr. Ve bu öyle bir vasýftýr ki, Müminlere hastýr.
“Münâfýk erkekler ve münâfýk kadýnlar birbirlerindendir. Onlar kötülüðü emreder, iyilikten alýkor ve cimrilik ederler. Onlar Allah’ý unuttular. Allah da onlarý unuttu. Çünkü münâfýklar fâsýklarýn kendileridir.” Buyuruluyor.
Münâfýklar için birbirlerinin velîsi, dostudurlar kelimesi kullanýlmýyor..Onlarýn birliktelikleri ancak menfaat çerçevesinde gerçekleþiyor ve menfaat ortadan kalkýnca beraberlikleri de son buluyor çünkü.
Ama bu zamanda, menfaatleri ortadan kalktýðýnda birlikteliði son bulan yalnýzca münâfýklar mý acabâ diye bir düþünüyor insan..
Münâfýk hasletlere sahip olmamak için, birbirimizin velîsi olmalýyýz..
“Kim Müslüman kardeþinin ihtiyacýný giderirse, Allah onun ihtiyacýný giderir. Kim bir Müslümandan bir sýkýntýyý giderirse, Allah da o kimsenin kýyamet günündeki sýkýntýlarýndan birini giderir.” buyuran Hz. Peygamber a.s.m gibi, bu niyet ve düþüncelerle sürdürmeli hayatý.
Saðlam bir binâ’dan murâdýmýz varsa eðer, saðlam tuðlalar olabilmeli..