Renkli kişiliği ve düşük not vermesi ile öğrencileri arasında özel bir üne sahip olan felsefe öğretmeni, sınav yapacağı gün öğrencilere, önce kâğıt ve kalemlerini hazırlamalarını söyledi, sonra da sandalyesini kaldırıp masanın üzerine koydu.
Sonra:
"Sınav sorumu soruyorum" dedi. "Bu sandalyenin var olmadığını
kanıtlayınız."
Sıfırcı felsefe öğretmeni, sınav kâğıtlarını okuduktan sonra, bu konudaki ününe gölge düşüreceğini bilmesine rağmen, hayatında ilk kez bir öğrencisine yüz üzerinden yüz vermek zorunda kaldı.
Öğrencinin sınav kâğıdında yalnızca şu iki sözcük yer alıyordu:
- Hangi sandalyenin?
evet sizinle hemfikirim hiç bıkmadan usanmadan sanki ilk
kez seyrediyormuşum gibi seyrederim ne yazıkki yaşarken böyle değerli efsanelerin kıymetini bilemiyoruz öldükten sonra kıymet bilsek ne olur
bugün bi şener şende bna göre çok değerli bi sanatçı o keje filmine hayranım izlerken tüylerim tiken tiken olmuştu
Katılıyorum onların sanatında doğallık vardı şimdikilere bakıyorsunda onlar gibi doğal olamıyorlar. Bu bir gerçek. Şimdi bir sanatçının filmini 1 kez izle 2 yi asla izlemek istemiyor insan . ama onlarda öyle değil.
Baran : _ Beni hapiste vurdular Keje ölmedim. Hastalandım bi ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim. Çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim. Yaşadım... seni bir kez daha görebilmek için yaşadım. Şimdi bana dedilerki, kimse sesini duyamıyormuş, susmuşsun. Benimlede konuşmayacakmısın Keje? Sesini duyamayacakmıyım?
Cumali : _ Çok korkuyorum eşkiya beni bırakma çok korkuyorum... çok.
Baran : _ Korkma sadece toprağa gideceksin... Sonra toprak olacaksın... Sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin... Oradan özüne ulaşacaksın... Çiçeğin özüne bir arı konacak... Belki... belki o arı ben olacağım.