Nasreddin Hoca evine sık, sık ciğer getirdiği halde bir türlü onları yemek
kendisine nasip olmaz. Her seferinde hanımı : - Kahrolası kedi ciğeri yedi.
- Hınzır hayvan ciğeri yemiş. - Canı çıkasıca sarman kedi ciğeri aşırmış,
diye bahaneler uyduruyormuş. Bir gün dayanamamış Hoca. Hemen bir
kenarda duran baltayı kapıp, mutfak dolabına yerleştirmiş. Hanımı: - Ne
yapıyorsun Hoca demiş, baltanın dolapta işi ne? Hoca cevap vermiş: -
Hanım hanım, sen bizim kediyi hâlâ tanıyamamışsın. Üç akçelik ciğere
tenezzül eden hayvan kırk akçelik baltayı bırakır mı sanıyorsun?.