haçlı seferleri esnasında fransız komutan en çok güvendigi askerini yanına cagırır ve bir anahtar verir.bak asker bu benım karımın yanı yengenın bekaret kemeri anahtarı içimde bir his var bu savaşta ölebilirim karımın hayatına o şekilde devam etmesini istemiyorum şimdi bunu al ona götür bana bir şey olursa açsın bu konuda sadce sana güveniyorum demiş.asker atına atlamış ve gitmiş.bir kaç gün sonra savaş alanında komutan atın üzerinde kısa don ve atletle dortnala gelen bir adam görmüş adam komutanım komutanım bu anahtar yanlış anahtar diye bagırıyomuş
__________________
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,
öyle gitki arkanda izinden başka birşey kalmasın hayata dair
"Gel ne olursan ol, gel.
İster Tanrı tanımaz, ister ateşe tapar.
ister bin kez tövbeni bozmuş ol.
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, yine gel"
HZ. MEVLANA