Hidayet ölünce cennetin kapisinda kuyruga girer. Hemen önünde bekleyen adam pederdir. Kapida bir melek beklemektedir.
Melek pedere sorar:
-Hiç günahın var mı peder ?
Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarima sadik kaldim. Insanlara ve hayvanlara hep yardim ettim
Melek :
- Çok iyi, bunları biliyorduk zaten. Al sana cennetin gümüş anahtarı der. Ve sonra Hidayet'e döner.
Senin hiç günahın var mı?
Hidayet:
- Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açikçasi, inancim da zayifti ve bir günahim vardi.. Çok sert ve Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz..
Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı..
Peder bu olaya çok sinirlenir:
Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip Bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık değil mi?!!
Melek gülerek:
Oglum sen vaaz verirken herkes uyuyordu ama Hidayet otobüs kullanirken herkes dua ediyordu. Skor farkli yani!
Seni seviyorum,
ama nasıl?
avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya,
çıldırasıya...
Seni seviyorum,
ama nasıl?
kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
yüzde hudutsuz kere yüz...
__________________
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, ,,,,,,,,,,,,,,,,
öyle gitki arkanda izinden başka birşey kalmasın hayata dair