.::Pamuk Prenses ve 7 Kankisi::..
Yogun kar yagısı olan bir gün aşağı köyün Kraliçesi pencerenin kenarında iğne ile bi işler becermekte, velakin tam becerememekte, paso elini desmektedir... Uzatmayalım parmagindan suzulen kan pencerenin onune birikmiş olan karların uzerine damlar. kralice bi kara bakar bir kana bakar ve Yarebbim" der, keşke benim de boyle şu karlar gibi bembeyaz teni olan, dudakları kan kırmızısı, elma yarısı, ateş parçası, 90 60 90 taş gibi bi kızım olsa. Şu komsu ulkenin kralicelerini hasetlerinden çaaatır çatır çatlatsam, prensleri ip gibi kapıya dizsem. Adını da bu kardan esinlenip Pamuk Prenses versem ''... diye dua etmiş... Neyse Tanrı kabul etmiş duasını.. Ve ona istediği ebatlarda bir kız bahşetmiş...Bizim pamuk dünyaya gelmiş. Nufus müdürü biraz kızmış kraliçeye "Ne bu böle,ne biçim isim" demiş...Ve akabinde ve detayında "Bari boncuk deseydik lilo köpeğine benzerdi isim"demiş...Uzun laftan kestirme, Pamuk yaşıtlarıyla ****ek,evcilik doktorculuk oyanaya dursun... Bir gün Kraliçe ölmüş... Velakin kral yuvarlak masa sovalyelerinin baş çavuşunu cagırp "Bana karı bul lan allahsız'' demiş. Şovalyeler ne edelim diye düşünürlerken , Yukarı köyün Hayriye Teyze'nin alımlı kızları Şaziment akıllarına gelmiş...Bu kızın hobisi büyücülük yapmakmış.. Neyse kral anasını gönderip kızı istetmiş 40 gün 40 gece düğün yapmışlar. Çift davul çift zurna çaldırmışlar.. Takılardan bi dünya ganimet elde etmişler..Bu Şaziment karısının bir dene aynası varmış.. Her gün soruyomuş aynaya.. ''Ayna Ayna Söle hele, bu dünyada hatunların Miss World'ü kim?'' demiş yine bir gün... Ayna : '' Sensin kraliçem diyormuş''. Gel zaman git zaman bizim Pamuk kızımız olmuş 18. Reşit olmuş ehliyet bilem almış... Yine günlerden bir gün Şaziment aynasını alıp '' Ayna Ayna söyle bana var mı bu dünyada benden güzel,****i hatun''diye sormasın mı?... Ayna : '' Ohoo dolu be kraliçe'' demiş. 'Jenifer lopez, Monica Bellucci, Gülşen, Banu Alkan, He birde Pamuk Prenses var'' diyede listelemiş güzelleri....Bizim Şaziment karısı dellenmiş.. Sarayın Avcısını yanına çağırmış:“La avcı Pamuk Prenses’i ormana götür ve orada öldür. Öldürdüğüne kanıt olarak da kalbiyle ciğerini sök, bana getir.Takıları beşi bir yerde bilezikleride senin olsun”demiş...Avcı Pamuk Prenses’i ormana götürmüş,Rambo bıçağını çekmiş. Fakat Pamuk Prenses’in zır zır ağlamaya başlamış.Avcı prensesin bu halini görünce onu öldürmeye kıyamamış.''La kızım'' demiş..."Git bu güzelliğini değerlendir STAR Tv deki güzellik yarışmasına katıl. O olmadı Popstar , oda olmadı Beyaz Atlı Prens programlarında boy göster'' demiş.. Pamuk Prenses ağaçların arasına dalıp gözden kaybolmuş.... <Yolda genç bir yabandomuzu çıkmış avcının karşısına. O da hayvanı oracıkta öldürmüş, kalbiyle ciğerini söküp Kraliçe’ye götürmüş. Akşam bi güzel mangal etmişler...Pamuk Prenses dağ tepe gezerken küçük bir evin kapısına yanaşmış ve zili çalmış.. Ancak kapıyı açan yokmuş.. hemen bir çilingir çagırarak kapıyı açtırmış ve içeri girmiş... İçeride üzeri yenmeye hazır yiyeceklerle dolu yedi küçük tabağın bulunduğu yedi küçük sandalyeli uzun bir masa varmış, duvar dibinde de yedi yatak diziliymiş. Beklemiş, beklemiş, ama kimsecikler gelmemiş. Çok aç ve çok yorgun olduğu için daha fazla bekleyememiş ve her tabaktan bir kaşık yemek almış, yedi yataktan yedincisine yatıp uykuya dalmış.Biraz sonra evin sahipleri eve dönmüşler. Dağların derinliklerinde bulunan bir gümüş madeninde çalışan yedi cücelermiş bunlar. ''Biz yedi cüceyiz On dört kollu''bir deviz melodisi eşliğinde evlerine gelmişler..>Pamuk Prensesi görmüşler.'' Vay anagun babagun kemuguna ne ****i kız ulen'' demekten kendilerini alamamışlar...Sabah olup uyandığında Pamuk Prenses cüceleri görünce önce çok korkmuş, ama kısa bir süre sonra onlardan bir kötülük gelmeyeceğini, onların çok iyi insanlar olduklarını anlamış Allahın salağı... İsimlerini sormuş. İsimlerini aklının bir köşesine yazmış Pamuk.1. Şaşkın Abdi 2. Arıza Fuat. 3.Neşeli Murti 4. Ustura Haydar 5. Yırtıcı Santrafor Abidin 6. Konfüçyüs Nuri 7. Zırtapoz Ahmet'miş isimleri ve çevredeki en iyi halı saha takımı kadrosuna sahiplermiş.Cüceler Prenses'den evlerini çekip çevirmesini istemişler.. Pamuk ''Ben evi nasıl çevirim yaa'' demiş. İki saat bunun bir deyim olduğunu anlatmaya çalışsalarda bunda pek başarılı olamamışlar ve bunun sonucunda işe de geç kalmışlar cüce dostlarımız... Cüceler işe giderken; “Kapıyı kimseye açma. Eğer Şaziment karısı burada olduğunu öğrenirse seni tekrar öldürmeye kalkar sonra.” diyede tembihlemişler...Yine her zamanki gibi günlerden bir gün Şaziment tekrar aynasının karşısına geçmiş. Aynadan şu cevabı alınca suratının aldığı şekli varın siz düşünün artık:“Güzelsin Kraliçem, buraların en ****iside güzelide sizsiniz...Ama ne var ki, Agrı dağının ardında, Cücelerin küçük, ama kullanışlı kombili evindekiPamuk Prenses dünyalar güzeli.”Bunu duyar duymaz Şaziment hemen kolları sıvamış. Yaşlı bir satıcı kadın kılığına bürünmüş, bir işporta tezgahı satın almış ve içi kurdele dolu bir tezgahla dağlara doğru çıkmış yola.Cücelerin evine varınca, “Kurdelelerim var, harika kurdeleler! Batan geminin malları bunlarrr” diye seslenerek kapıyı çalmış. Kimin geldiğine bakmak için pencereye çıkan Pamuk Prenses kurdeleleri görünce içi gitmiş. Bunda ne kötülük olabilir ki!’ diye düşünerek kapıyı açmış salak kız.“Bunu mu beğendin hanım kızım ?”demiş Şaziment karısı kurdeleyi Pamuk Prenses’in boynuna takarken. Sonra kurdeleyi sıktıkça sıkmış, ta ki Pamuk Prenses ölü gibi boylu boyunca yere uzanana kadar.O gece yedi cüceler Pamuk Prenses’i o halde bulmuşlar. Kurdeleyi kesmişler bir nevi açılış yapmışlar kurban kesmişler davul zurna çalmışlar ve Pamuk Prenses hayata dönmüş tekrar. ..Böylece Şaziment’in elinden ikinci kez kurtulmuş Pamuk Prenses.Ertesi sabah Kraliçe aynasının karşısına geçmiş yeniden. Aynadan Pamuk Prenses’in hâlâ yaşadığı haberini alır almaz hemen kılık değiştirmiş ve bir kez daha dağların yolunu tutmuş....“Taraklarım var, harika taraklar!” diye seslenmiş cücelerin evinin kapısında. Pamuk Prenses yaşlı kadının elinde tuttuğu tarağı görünce başına gelenleri unutuvermiş...''Yav demiş saçlar berbat Kuaför 2 Mil ötede. Bari bir tarak alayım kendime bi çeki düzen vereyim. Belli olma bir gün görücü çıkar gelir bu halde olmaz'' demiş. Kapıyı açmış. “Saçların ne güzel, bırak ben tarayayım,” demiş Şaziment karısı. Ama tarak zehirliymiş, başına değer değmez Pamuk Prenses ölü gibi yere uzanmış. O gece yedi cüceler her poka karışan cüceler saçından tarağı almışlar ve Pamuk Prenses yeniden hayata dönmüş. Böylece Şaziment ’in elinden üçüncü kez kurtulmuş Pamuk Prenses.Ertesi gün Kraliçe aynasının karşısına geçince, Pamuk Prenses’in hâlâ yaşadığını öğrenmiş. Öfkesi burnunda, bu kez en büyülü iksirini hazırlayıp bir elmanın yarısına sürmüş. Sonra da yaşlı bir dilenci kılığına girip yola koyulmuş.''Allah rızası için bir sadaka'' sözünüde ezberine almış..“Güzel kızıma tatlı bir elma benden, armağan,” demiş Şaziment karısı, pencereden bakan Pamuk Prenses’e. “Pencereden de verebilirim, kapıyı açmana gerek yok.”demesine rağmen çekinen pamuk kızı gören Şaziment karısı son hamlelerini yapmaya koyulmuş ve “Kötü diye mi almıyorsun yoksa,Yemin ediyom amasya elması bu , valla çürük değil demiş Şaziment, Pamuk Prenses’in kararsız olduğunu görünce. Sonra da zehirsiz tarafından ısırmış ve, “Al bak harika!” diyerek uzatmış, yanakları gibi al al elmayı Pamuk Prenses’e.Salak, aptal olduğu bu üç olayda da apaçık belli olan Pamuk Prenses elmayı zehirli tarafından ısırır ısırmaz cansız yere uzanmış. ..Şaziment pencereden içeri, Pamuk Prenses’e bakmış. “Nihayet senden kurtuldum, artık dünyanın en güzeli benim,sosyete sosyete şıngır mıngır sosyete” diye sevinerek ,Oradan doğruca saraya gitmiş. Erkesi gün aynaya kimin en güzel olduğunu sorduğunda ayna, “Sizsiniz Kraliçem,” deyince dünyalar onun olmuş.'Olm ayna en sonunda dogru yolu buldun len" diyerek aynaya takılmayı ihmal etmemiş ve aynaya mükafat olarak hizmetçilere "Bu aynayaı cam sille temizleyin" diye emretmiş... Bu sefer cücelerden hiçbiri Pamuk Prenses’i uyandıramamış ölüm uykusundan. Yasin tebareke okumuşlar mevlüt edip etli pilav ayran vermişler.. Fakat nedense Pamuk Prenses hiç de ölü gibi durmuyormuş. O yüzden yedi cüceler onu gömmemişler ve Camcı Hayri ustaya 500 gaymeye camdan bir tabut yaptırmışlar, tabutu da yüksek bir tepenin en tepesine yerleştirmişler. ne diyim gayette havadar bir mekanmış yerleştirdikleri yer.. günlerden bir gün cüceleri ziyarete gelen adı Süleyman olan Prens oradan geçerken camdan tabutun içinde Pamuk Prenses’i görmüş ve hemen ona âşık olmuş.Akşam sinema teklifi ederim uyandırınca demiş..“Onu sarayıma götürmeme izin verin,”diye yalvarmış Sapık Prens.Yedi cüceler ona acımışlar ve izin vermişler. Prens’in uşakları tabutu kaldırırken Pamuk Prenses’in boğazına takılmış olan zehirli elma parçası pat düşmüş ağzından.Bak sen... Pamuk Prenses doğrulmuş nerede olduğunu anlamadan, gözünü açmış, yakışıklı, haşin ve bir okadar light olan Süleymanı karşısında görmüş. Görür görmez ona âşık olmuş. Birkaç hafta sonra nişanlanmışlar.Nikahıda Zeytinburnu Belediyesinin Nikah Sarayı'nda yapmışlar.. Şaziment karısını nikaha çagırtan Sülo, Orda onu faka bastırıp yakalatmış.. Emniyet güçlerine teslim etmiş...Yedi cücelerin hepsine birer iş vermiş sosyal sigortalarını ödemiş Süleyman..Pamuk ve Sülo bir ömür boyu mutlu yaşayamamışlar.. Sülo'nun lightlıgından bıkan Pamuk sarayın çaycısı ile uzak diyarlara kaçmış imam nikahı kıydırmış... Sülo kendini alkole vermiş bir dahada çay içmemiş...Eren ermiş muradına bizde bir gün ersek '' Ayşeye , Fatmaya'' nolur haaa !!!!!!