Merhaba,
Adım Jirhat olsun burda, madem isimler anlaşmak için...
Jir yiğit demek...
Mehmet Uzun'un bir romanından esinlenit ç/aldığım bir isim.
Sonundaki ''hat'' ise geldi (gelmek fiilinin dili geçmiş zamanlı hali)
Yani Yiğit geldi manasına kavuşuyor.
Bakmayın siz nike ne yiğitlik var ne de kahramanlık, sadece gevezelik var, sitedeki durumdan da anlaşılacağı üzere.
Okumayı ve okuduklarımı aktarmayı severim.
Özellikle okunanların kalıcı olması adına başkaları ile paylaşımı oldukça önemlidir.
Bu pencereden bakınca her şety sanal...
Önünüzde bir klavye ve kemiği olamayn bir dilin parmaklara akışı...
Dolayısıyla parmaklar burda dil hükmünde ve kemiksiz olarak tabir edilmesi yanlış olmaz sanırım.
Siteye gelince;
Güzel, kullanışlı ve renkli kullanıcılardan oluşmakta. Tabi yeni olduğum için yüzeysel detayları ancak çözebildim.
Ama şu olsa daha güzel olurdu bence;
Bir paylaşıma teşekkür etmek isteyen biri, için teşekkür butonu gerekli. Değerli site yönetimine duyurulur
İnşallah bu sıcak ortamada bereketli, öğretici ve eğitici paylaşımlarla birbirimizi kırmadan vakit geçiririz.
En Güzele emanetsiniz Vesselam...
Jirhat
Konu jirhat tarafından (18/07/11 Saat 10:06 ) değiştirilmiştir..
İnsan...
Farklı bir canlı..
Kimi düşünüre göre düşünebilen bir hayavan (hayvan değil!)
Kişi değerini kendisi belirler.
Belirlenen değer; alınan kararlar ve davranışlarla kesinlikle paralellik gösterir ve hatta tamamiyle örtüşür.
Oysa kast sitemi ve benzeri sistemlere göre;
''soylu olanın çocuğu soylu, köle olanın çocuğu köle olur'' durumu söz konusudur.
Modern kast sistemlerinde ise maalesef ki kapitalizmin çarkına yağ süren ''bizler'' insanlık dercesini ve seyiyesini cüzdanın doluluğuyla paralel hale getirmiş bulunmaktayız.
Jirhat
Konu jirhat tarafından (18/07/11 Saat 10:06 ) değiştirilmiştir..
''WAN''
Uzak kalınınca değeri daha iyi anlaşılan güzel memleket...
Memleketi memleket kılan içinde yaşayan insanlardır.
Beraber top oynanılan sokaklar, caddeler, topraktan sahalar geçmişin mukayesesiyle güzelleşir...
Yoksa tozu bol olan toprak bir sahaya kim ne değer biçer!
Maddi olarak değil, manevi anlamda...
Denizin o tarif edilemez güzelliğini yine uzak kalınca anlıyor insan.
Ederemit'ten ve ya İskele'den güneşin batışına tanıklık etmek, iki kelamı bir arada kullanamayanları bile aslan bir şair yapar. Tabi gözdeki perdeler ortadan kalkınca...
Ve yine Gevaş'tan Deniz'in üzerinden yükselen güneşi gözlemlemek...
Tarif edilemez güzellik...
Hani inanılmaz şişkinlikte bir balonun iğneyle patlatılması ve ya dayanamadığı hava basıncına yenik düşün hava moleküllerinin özgürlüğe uçuşunda duyulan hüzün var ya...
O hüzünün Mutluluğa açılan kapısını düşünün bir de...
İşte Denizin üzerinden Güneşin doğuşunu izlemek öyle bir kapı açıyor önümüze...
Jirhat
Konu jirhat tarafından (18/07/11 Saat 10:07 ) değiştirilmiştir..
Bir çizgi mesabesindeki umutların, vücut bulduğu aydınlığa açılan gözler;
Ve yine sabah...
Karanlık bütün haşmetiyle terkedursun bu toprakları,
Umutların filizlendiği zamanların depar vaktidir şu an...
Sabah;
Bütün cömertliği ve nazlı bir gelin havasında süzülüşü güne doğru...
Bereketiyle zamana yelken açan sabah...
Jirhat
__________________
Konu jirhat tarafından (18/07/11 Saat 10:07 ) değiştirilmiştir..